Kerkük ve Diyala bölgelerinde Kürt ve Arap gerginliği yaşanıyor

Kerkük ve Diyala bölgelerinde Kürt ve Arap gerginliği yaşanıyor
TT

Kerkük ve Diyala bölgelerinde Kürt ve Arap gerginliği yaşanıyor

Kerkük ve Diyala bölgelerinde Kürt ve Arap gerginliği yaşanıyor

Irak’ın Kerkük ve Diyala kentlerindeki tarım alanları bir haftayı aşkın süredir, Kürt çiftçilerin ekinlerinin yakılması ve ekili alanlardaki mahsulün toplanmasını önlemek için toprakta patlayıcıların bulunması olaylarına tanıklık ediyor. Çiftçiler, kendi tarım arazilerinin eski rejim tarafından istila edildiğini iddia ederken, bu sorunun Bağdat ve Erbil arasında gerginliğe sebep olan yeni bir konu olduğunu ifade ettiler.
Kürdistan İdaresi Dışında Kalan Kürt Bölgeleri Komisyonu, Diyala’nın Hanekin ve Kerkük’teki Sarkran bölgelerindeki Kürt köylülerin tarım arazileri ve tarlalarına yapılan saldırıların Kürdistan Demokratik Partisi (KDP) Mesut Barzani’nin doğrudan müdahalesi ile hüsrana uğradığını açıkladı.
Komite, Kerkük ve Diyala bölgelerindeki Kürt çiftçilerin tarla ve tarım arazilerinin hasat mevsiminin başlamasından bu yana mahsullerin kasıtlı bir şekilde yakıldığını belirterek, Irak Parlamentosu’ndaki Kürt blokların acil müdahale etmesi ve bu alanlardaki Kürtlerin mahsullerini koruma konusunda karar almaya çağırdı.
Kürtler, sorunun asıl sebebini eski rejimin Kürt köylülerinde el konan tarım arazilerini tahsis etme kararına bağladı. 1975 yılında Irak’ın güneyinde bulunan illerden, Kerkük’teki Sarkran bölgesine mülkiyet hakkı olmayan kira sözleşmeleri ile 38 köye rejime sıkı bağlı çiftçiler getirildi. 2003 yılında Irak eski rejimin devrilmesinin ardından araziler tahliye edildi. 16 Ekim 2017 Haşdi Şabi militanlarının desteği ile bölgeye gelenler, Kürtlerin söz konusu bölgeyi terk etmelerini sağlayarak bölgeyi yeniden Kürtlerin ellerinden aldılar. Kürt çiftçiler Osmanlı dönemi ve Irak’taki kraliyet dönemine dayanan bu topraklardaki mülkiyet hakkını talep ederken, bazı bölgelerde iki taraf arasında silahlı çatışmaya varan gerginlikler yaşanıyor.
Sergeran Belediyesi Meclis Üyesi Bedrettin Yusuf, yaptığı açıklamada 300'den fazla Arap’ın, işgal amacıyla Palekane Köyü’ne gelerek, köydeki boş evlere yerleştiklerini, kendilerinin ise yaşananları Irak polisi ve güvenlik güçlerine anlattıklarını söyledi. Yusuf açıklamasında, Barzani ile Irak Parlamentosu'ndaki Kürt grupların devreye girmesi ile sorunun çözüldüğünü ifade etti.
Bölgeyi Araplaştırma çabası
Peşmerge Güçleri Batı Diyala Bölge Sorumlu Mahmud Sangawi konu ile ilgili, Haşdi Şabi’ye katılan DEAŞ’ın yüzlerce militanının, Diyala bölgesindeki Hanekin ve Celavla kasabasında yaşayan Kürt vatandaşlarına yönelik genel olarak düşmanca tavır sergilediklerini söyleyerek, köylülerin arazilerini ele geçirerek bölgeyi terk etmelerini sağladıklarını açıkladı.
Sangawi açıklamasında, Irak güçlerinin bölgeye dönmesinden önce 78 Kürdün öldürüldüğünü belirterek, Diyala ve Kerkük’teki bazı bölgelerin Haşdi Şabi tarafından yürütülen Araplaştırma kampanyasına tabi tutulduğunu söyledi. Haşdi Şabi’nin Araplara hafif ve orta silahlarla destek verdiğini söyleyen Sangawi, örgütün bölgedeki büyük ve tehlikeli uyuşturucu ticaretini desteklediğine işaret etti.
Peşmerge sorumlusu, Bağdat hükümetinin bu bölgelerde yaşayan Kürt vatandaşlarının hayatını cehenneme çevirdiğini, bu haksız politikanın yalnızca Şii milislerin iradesinin değil, Bağdat’taki mevcut hükümetin politikasını temsil ettiğini ve Peşmerge’nin en üst düzey liderliğinin bir karar almaya hazırlandığına dikkat çekti.



Hamas, anarşi ve casuslukla suçlanan kişilerle savaşıyor

 Haziran ayında Gazze Şeridi'nde gıda yardımı dağıtılan bir alanın yakınında eşek arabasının üzerine uzanmış yaralı bir Filistinli kadın (AP)
Haziran ayında Gazze Şeridi'nde gıda yardımı dağıtılan bir alanın yakınında eşek arabasının üzerine uzanmış yaralı bir Filistinli kadın (AP)
TT

Hamas, anarşi ve casuslukla suçlanan kişilerle savaşıyor

 Haziran ayında Gazze Şeridi'nde gıda yardımı dağıtılan bir alanın yakınında eşek arabasının üzerine uzanmış yaralı bir Filistinli kadın (AP)
Haziran ayında Gazze Şeridi'nde gıda yardımı dağıtılan bir alanın yakınında eşek arabasının üzerine uzanmış yaralı bir Filistinli kadın (AP)

Hamas, dün şafak vakti Gazze Şeridi'nin orta kesiminde büyük bir aşiretin üyelerini, diğer suçlamaların yanı sıra anarşi ve yardım tırlarının yağmalanması olaylarına karıştıkları iddiasıyla öldürdü. Olay, İsrail'in, Hamas ile El Fetih'e bağlı bazı aktivistler ya da bazı Filistinli aileler arasındaki farklılıkları istismar etmeye ve onları Gazze Şeridi'ndeki Hamas yönetimini zayıflatmak için ordusuyla koordineli çalışan silahlı milisler haline gelmiş gibi göstererek kendi çıkarlarına hizmet etmek için kullanmaya çalıştığı bir dönemde meydana geldi.

İsrail, Gazze Şeridi'nde 20 aydır sürdürdüğü savaşın başından bu yana, El Fetih aktivistlerinin ya da Gazze Şeridi'ndeki bazı aşiret üyelerinin Hamas'a yönelik düşmanlıklarını istismar ederek, Hamas'a karşı silahlı gruplar oluşturmaya çalıştı. Ekim 2023'ten bu yana savaşta yaşadığı gerilemelere rağmen Gazze Şeridi'ni yönetmeye devam eden Hamas ise bu yaklaşıma, İsrail'le bağlantısı olduğundan şüphelenilen bir dizi kişiyi infaz ederek karşılık verdi.

Hamas'ın son operasyonunda dün şafak vakti Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki Deyr el-Balah'ta büyük bir aşirete mensup yaklaşık 12 Filistinli öldürüldü. Söz konusu aşiretin üyeleri, Deyr el-Balah'ın doğusunda İsrail güçlerinin konuşlandığı bölgelerde ya da yakınlarında bulunuyordu.

Şarku’l Avsat'a konuşan saha kaynakları, öldürülenlerin bir kısmının son zamanlarda yaşanan anarşinin ve yardım tırlarını yağmalama girişimlerinin arkasında olduklarından şüphelenildiğini bildirdi. Bazılarının ise İsrail için casusluk faaliyeti yürüttüklerini iddia eden kaynaklar, bunun da Hamas kaynakları tarafından doğrulandığını söyledi.

İsrail'in Hamas'la mücadele etmek için desteklemeye çalıştığı, Gazze Şeridi'nin güneyindeki Refah'ın bazı bölgelerinde, İsrail'in tamamen işgal ettiği ve sakinlerini yerinden ettiği bölgelerde bulunan Yaser Ebu Şebab silahlı grubu gibi pek çok benzer vaka olduğu açık. Filistin Yönetimi, Ebu Şebab'ın kendisiyle olan ilişkisini reddetmiş olsa da Ebu Şebab, Filistin Yönetimi'ne atıfta bulunarak defalarca ‘Filistin meşruiyeti’ altında faaliyet gösterdiğini iddia etti.

Yedioth Ahronoth gazetesinde yayınlanan bir habere göre İsrail ordusu, Gazze ve Han Yunus'ta faaliyet gösteren ve üyeleri El Fetih üyesi ya da Filistin Yönetimi güvenlik servisleri mensubu olan iki silahlı grupla koordinasyon kurmaya başladı. Bu gruplar Gazze Şeridi'ndeki Hamas yönetimini zayıflatmak amacıyla mali destek alıyor.

Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki Nuseyrat'ta yiyecek almaya çalışan Filistinli çocuklar, 30 Haziran (AFP)Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki Nuseyrat'ta yiyecek almaya çalışan Filistinli çocuklar, 30 Haziran (AFP)

Haberde Rami Halas adlı bir kişinin liderliğindeki silahlı grubun, Gazze şehrinin Şucaiye mahallesinde faaliyet gösterdiği ve mahalle içindeki Hamas mensuplarına karşı operasyonlar düzenlediği, ikinci grubun ise Yaser Hanidek tarafından yönetildiği ve Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta faaliyet gösterdiği belirtildi.

Haberde bu iki grubun İsrail'den silah ve insani yardım desteği aldığı, üyelerinin ise Filistin Yönetimi'nden maaş aldığı iddia edildi.

Söz konusu haber üzerine Yaser Hanidek bir video yayınlayarak, İsrail'in iddialarını yalanladı ve kendisine yöneltilen suçlamaları reddettiğini vurgulayarak halen Han Yunus'ta olduğunu, normal bir şekilde çalıştığını, anarşiyi reddettiğini, direnişin yanında yer aldığını ve direnişin sırtında bir hançer olmayacağını söyledi. Bununla birlikte, iki kardeşinin ölümüne neden olan ailevi anlaşmazlıkların kendisini silahlanmaya ittiğini belirterek, İsrail, El Fetih ya da Filistin Yönetimi'nin herhangi bir kurumuyla hiçbir bağı olmadığını açıkladı.

Öte yandan, tanınmış Halas ailesi vatanseverlik dışı her türlü eylemi reddeden bir açıklama yayınlayarak, Filistinlilerin genel tutumunun dışındaki her türlü davranışı reddettiklerini vurguladı.

Bu ailenin mensuplarınn çoğu El Fetih'e mensup, ancak aralarında Hamas ve İslami Cihad Hareketi üyeleri de var.

Gazze Şeridi’ndeki İçişleri ve Ulusal Güvenlik Bakanlığı Ebu Şebab'a teslim olması için 10 gün süre vermiş, ‘vatana ihanet’, ‘casusluk’, ‘silahlı hücre kurmak’ ve ‘silahlı isyan’ ile suçlamış, teslim olmaması halinde gıyabında yargılamakla tehdit etmişti.

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu bir aydan uzun bir süre önce İsrail'in Hamas'a muhalif silahlı grupları desteklediğini itiraf etmişti.

Hamas sık sık kamuoyu önünde İsrail'i Gazze Şeridi'ndeki kaosun arkasında olmakla suçluyor ve daha önceki açıklamalarına göre ‘vatandaşların güvenliğine müdahale etmeye cesaret eden herkese karşı demir yumrukla saldıracağını’ vurguluyor.

Hamas, Gazze Şeridi'ndeki büyük kaos ortamında güvenlik durumunun kontrolünü yeniden ele geçirmek için ateşkesten faydalanıyor ki bunu, iki aydan fazla süren bir önceki ateşkes sırasında da yapmıştı. Hareket son zamanlarda silahlı adamlara, tüccarlara, çetelere, hırsızlara ve İsrail'le iş birliği yapanlara karşı daha kapsamlı güvenlik operasyonları düzenlemeye ve bu kişileri infaz etmeye ya da yaralamaya başladı.