Suudi Arabistan Veliaht Prensi Dubai Veliaht Prensi ile bir araya geldi

Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman ve Şeyh Hamdan bin Muhammed bin Raşit Al Maktum (SPA)
Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman ve Şeyh Hamdan bin Muhammed bin Raşit Al Maktum (SPA)
TT

Suudi Arabistan Veliaht Prensi Dubai Veliaht Prensi ile bir araya geldi

Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman ve Şeyh Hamdan bin Muhammed bin Raşit Al Maktum (SPA)
Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman ve Şeyh Hamdan bin Muhammed bin Raşit Al Maktum (SPA)

Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman, Dubai Veliaht Prensi Şeyh Hamdan bin Muhammed bin Raşit Al Maktum ile Cidde’de bir araya geldi.
Görüşmede, iki kardeş ülkeyi birbirine bağlayan güçlü tarihsel bağlara değinilirken, iki ülke arasında çeşitli alanlardaki işbirliğini geliştirme fırsatları ele alındı.
Dubai Veliaht Prensi Şeyh Hamdan, Suudi Veliaht Prensi Muhammed bin Selman’a Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) Devlet Başkanı Şeyh Halife bin Zayid el-Nehyan  ve Dubai Emiri Şeyh Muhammed bin Raşid Al Maktum’un selamlarını iletti.
Söz konusu görüşmeye Suudi Arabistan Devlet Bakanı Prens Turki bin Muhammed bin Fahd bin Abdulaziz, Mekke Emir Yardımcısı Prens Bedir bin Sultan bin Abdulaziz, İçişleri Bakanı Prens Abdulaziz bin Suud bin Nayif bin Abdulaziz, Dışişleri Bakanı Dr. İbrahim el-Assaf, Suudi Arabistan’ın BAE Büyükelçisi Turki el-Dahil’in yanı sıra Dubai Sivil Havacılık İdaresi Başkanı ve Emirlik Havayolu İcra Kurulu Başkanı Şeyh Ahmed bin Saed Al Maktum, BAE Riyad Büyükelçisi Şeyh Şahbut bin Nehyan, BAE Dış İlişkilerden Sorumlu Devlet Bakanı Enver Kargaş gibi birçok üst düzey isim katıldı.



Katar: Hamas'ın kabul ettiği öneri, İsrail'in daha önce kabul ettiği önerinin yüzde 98'ini içeriyor

TT

Katar: Hamas'ın kabul ettiği öneri, İsrail'in daha önce kabul ettiği önerinin yüzde 98'ini içeriyor

Katar: Hamas'ın kabul ettiği öneri, İsrail'in daha önce kabul ettiği önerinin yüzde 98'ini içeriyor

Katar Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Macid el-Ensari bugün yaptığı açıklamada, Gazze Şeridi'nde ateşkes için Hamas'a sunulan önerinin, bölgedeki halkın kanının dökülmesini önlemek için ‘mümkün olan en iyi seçenek’ olduğunu söyledi. El-Ensari, Hamas'ın öneriye verdiği yanıtın ‘olumlu’ olduğunu ve İsrail'in daha önce kabul ettiği öneriyle neredeyse aynı olduğunu ifade etti.

El-Ensari, ‘teklifin Gazze Şeridi'ndeki savaşı tamamen durdurmak için bir yol haritası içerdiğini’ belirterek, Hamas'ın kabul ettiği şartların İsrail'in daha önce kabul ettiklerinin yüzde 98'ini içerdiğini kaydetti.

El-Ensari, şu anda bir anlaşmaya varılamaması halinde, ‘geçmişteki felaketlerin yanında sönük kalacak bir insani felaket’ yaşanacağını belirtti. El-Ensari, her iki tarafın da anlaşmayı uygulama taahhüdü dışında, savaşın yeniden başlamayacağına dair gerçek bir garanti olmadığını vurguladı.

Katar'ın ABD yönetimi ile günlük temas halinde olduğunu belirten el-Ensari, “Masadaki dil, ABD'nin Ortadoğu Özel Temsilcisi Steve Witkoff'un daha önce önerdiği dil” dedi.

El-Ensari, “İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun Gazze ile ilgili açıklamalarıyla ilgilenmiyoruz. Bizim için önemli olan resmi yanıtlar ve masadaki öneri” ifadelerini kullandı.

İsrail'in Gazze şehrini kontrol altına almak için yeni bir saldırı planladığını açıklamasının ardından, çatışmayı durdurma çabaları geçen hafta yeni bir ivme kazandı. Mısır ve Katar, ABD'nin desteklediği ateşkes planı konusunda taraflar arasında dolaylı görüşmelerin yeniden başlaması için baskı yapıyor. Teklif, şu anda Gazze Şeridi'nin yüzde 75'ini kontrol eden İsrail güçlerinin kısmi çekilmesini ve açlığa maruz kalan Gazze halkına daha fazla insani yardımın ulaştırılmasını içeriyor.

Taraflar arasındaki son dolaylı görüşmeler temmuz ayında çıkmaza girdi ve her iki taraf da diğerini görüşmelerin başarısızlığından sorumlu tuttu.

İsrail, daha önce ABD'nin Ortadoğu Özel Temsilcisi Steve Witkoff'un sunduğu ana hatları kabul etmiş, ancak bazı ayrıntılar nedeniyle müzakereler tıkanmıştı.

O zamandan beri İsrail'in Gazze şehrini kontrol altına alma planları, bölgede yaşayan tahmini bir milyon kişi arasında endişe yarattı.