Trump Japonya’da: Sumo güreşi ve Kuzey Kore krizi

Trump ve Abe, Japonya’da golf oynarken (Reuters)
Trump ve Abe, Japonya’da golf oynarken (Reuters)
TT

Trump Japonya’da: Sumo güreşi ve Kuzey Kore krizi

Trump ve Abe, Japonya’da golf oynarken (Reuters)
Trump ve Abe, Japonya’da golf oynarken (Reuters)

ABD Başkanı Donald Trump’ın eşiyle birlikte gittiği Japonya gezisi Japonya Başbakanı Şinzo Abe ile golf oynamaktan Sumo güreşi şampiyonuna kupa vermeye kadar pek çok etkinliği içeriyordu. Ancak bu durum, ABD Başkanının Kuzey Kore lideriyle olan ilişkisi konusunda tartışmalara yol açmasını engellemedi.
Trump, Kuzey Kore’nin son zamanlarda  yaptığı nükleer denemelere rağmen Kuzey Kore’ye ılımlı mesaj verdi ve Demokrat milletvekili Joe Biden hakkında yaptığı hakareti destekledi.
ABD Başkanı Trump, Abe ile golf oynamaya başlamadan önce Pyongyang ile gerilimi azaltmayı amaçlayan tweetler yazdı. Trump, twitinde “Kuzey Kore, ülkemde benim aksime bazılarını kızdıran küçük hacimli silahlar fırlattı” yazdı.
Öyle görünüyor ki Trump Ulusal Danışmanı John Bolton’un Cumartesi günü Kim hakkında yaptığı açıklamalara göndermede bulundu. Bolton, Kuzey Kore’nin Mayıs ayının başında yaptığı iki denemenin en azından BM kararlarına aykırı olduğunu ifade etmişti. Trump ise şöyle yazdı: “Başkan Kim’in bana verdiği söze güveniyorum.”
Trump ve Kim arasındaki ilk zirve, Singapur’un 2018 yılının Haziran ayında gerçekleşmiş ortak yapılan bildiride Kore yarımadasının nükleer silahlardan tamamen arındırılması kararı açıklanmıştı. Tarafların farklı yorumlar yapmasını sağlayan bu belirsiz formül, Hanoi’de gerçekleşen ikinci zirvede başarısızlığa uğradı.
Beyaz Saray sözcüsü Sarah Sanders Perşembe günü yaptığı açıklamada, Başkan Trump ve Kuzey Kore liderinin “Demokrat aday Joe Biden'ın yeterlilikten yoksun olduğunu” kabul ettiğini söyledi. Sözcünün bu açıklaması Trump’ın Cumartesi günü attığı bir twite cevaben geldi. Trump attığı bu tweette Kuzey Kore Haber Ajansı’nın Joe Biden’i “geri zekalı “diye nitelendirdiğini duyduğunda gülümsediğini yazmıştı.
67 yaşındaki Joe Biden Beyaz, Saray yarışında tüm Demokrat partili adayların önünde bulunuyor. Trump son zamanlarda kendisine saldırı başlattı ve zaman zaman ona uygunsuz ifadeler de kullanıyor.
ABD Başkanı’nın Japonya ziyaretinde ticaret konusunda görüşmelerin yapılacağı sanılıyor. Ancak ziyaretle ilgili herhangi bir açıklama yapılmadı. Trump yalnızca ABD ve Japonya’nın ticari konularda çok ilerleme kaydettiğini yazdı. Ancak gerçek ticari anlaşmaların Japonya’da Temmuz ayında yapılacak seçimlerden sonra imzalanması bekleniyor.
Trump, “Japonya ile ticaret konusundaki müzakerelerimizde çok ilerleme kaydettik. Tarım ve sığır eti çok önemli konular ancak müzakerelerin asıl kısmının Temmuz seçimlerinden sonra gerçekleşeceğini düşünüyorum, rakamların büyük olacağını tahmin ediyorum” dedi.
Trump, Japon Senatosu seçimlerine işaret ederken, medya kuruluşları Abe'nin yasama seçimleri için erken seçim çağrısı yapabileceğini söylüyor. Trump Japonya’ya gelir gelmez iki ülke arasındaki ticari dengesizliğe saldırdı ve anlaşmalar sonrasında bunun daha adil hale geleceğine dikkat çekti.
ABD Ticaret Temsilcisi Robert Laitheiser Cumartesi gecesi Japonya Ekonomi Bakanı Toshimitsu Motegi ile iki saatten fazla görüştü ancak ticarette bir atılım belirtisi ortaya çıkmadı. Motegi gazetecilere verdiği demeçte, "Konumlarımızı ve düşünce tarzımızı anlamamız derinleşti. Ancak bu, tutumlarımızın tutarlı olduğu anlamına gelmez. Aramızdaki açığı kapatmak için çaba sarf etmeye karar verdik” dedi ve daha fazla bir ayrıntı vermedi.
Bugün Trump’ın ziyaretinin en önemli durağı olan yeni İmparator Naruhito görüşmesinden önce dün Trump ve Abe zamanlarını iki devlet arasındaki ilişkileri ve aralarındaki dostluğu güçlendirmeye ayırdılar.
Trump ve Abe, Tokyo yakınlarındaki Chiba'daki Mopara Kulübü'nde golf oynadı. Havadan Japon televizyonu tarafından çekilen fotoğraflar, iki liderin golfçüler eğitim aldığını ve sahada profesyonel golf oyuncusu Isao Ayoki’nin de bulunduğu gösterdi.
Golfün ardından Abe ve Trump, Tokyo'daki Sumo Şampiyonasının son turnuvasına katıldı. Trump şampiyon olan Japonya'nın Sumo güreşçisi Asanoyama’ya, 27 kilogram ağırlığında ve 1.4 metre uzunluğundaki başkanlık kupasını verdi.



İki BM yetkilisi Suriye'ye ilişkin endişelerini Güvenlik Konseyi'ne taşıdı

BM Suriye Özel Temsilcisi Geir Pedersen Cenevre'den video konferans yoluyla New York'taki Güvenlik Konseyi üyelerine seslendi. (BM)
BM Suriye Özel Temsilcisi Geir Pedersen Cenevre'den video konferans yoluyla New York'taki Güvenlik Konseyi üyelerine seslendi. (BM)
TT

İki BM yetkilisi Suriye'ye ilişkin endişelerini Güvenlik Konseyi'ne taşıdı

BM Suriye Özel Temsilcisi Geir Pedersen Cenevre'den video konferans yoluyla New York'taki Güvenlik Konseyi üyelerine seslendi. (BM)
BM Suriye Özel Temsilcisi Geir Pedersen Cenevre'den video konferans yoluyla New York'taki Güvenlik Konseyi üyelerine seslendi. (BM)

İki Birleşmiş Milletler (BM) yetkilisi, Güvenlik Konseyi üyelerini Suriye'de Devlet Başkanı Beşşar Esed rejiminin devrilmesinin ardından yaşanan geçiş sürecine eşlik etmeye çağırdı. Yetkililer, Heyetu Tahriru’ş-Şam (HTŞ) lideri Ahmed eş-Şera başkanlığındaki geçici yetkililerin bazı hükümler konusunda ‘çekincelerini dile getirmelerine’ rağmen, 2254 sayılı kararın gereklerine bağlı kalmanın önemini vurguladılar.

İki BM yetkilisi, İsrail'in askeri operasyonlarına ilişkin korkuların arttığı ve DEAŞ'ın mevcut durumdan faydalanma ihtimalinin bulunduğu bir ortamda, ‘kapsamlı bir geçiş sürecinin sağlanamamasının yeniden huzursuzluğa yol açabileceği’ uyarısında bulundu.

Suriye konulu oturumunu dün gerçekleştiren Güvenlik Konseyi, biri BM Suriye Özel Temsilcisi Geir Pedersen'in siyasi durum, diğeri de BM İnsani İşlerden Sorumlu Genel Sekreter Yardımcısı ve Acil Yardım Koordinatörü Tom Fletcher'ın Esed rejiminin çöküşünden bir ay sonra Suriye'deki insani durumla ilgili olmak üzere iki brifingini dinledi.

sdefrt5
BM İnsani İşlerden Sorumlu Genel Sekreter Yardımcısı ve Acil Yardım Koordinatörü Tom Fletcher, Güvenlik Konseyi üyelerini Suriye konusunda bilgilendirdi. (BM)

Pedersen başlangıçta Güvenlik Konseyi üyelerine Suriye'deki son gelişmeler ve bir dizi silahlı grubun lağvedilmesi ve birleşik Suriye ordusuna entegre edilmesi için anlaşmalar yaptığını duyuran Ahmed eş-Şera liderliğindeki geçici yetkililerle olan temasları hakkında bilgi verdi. Geçici yetkililerin, geçiş sürecini müzakere etmek üzere farklı siyasi ve mezhepsel güçleri bir araya getirecek ulusal diyalog kongresi düzenlemeyi planladıklarını duyurduklarını kaydetti. Medyada kongrenin bu ay içinde düzenlenebileceğine dair haberler yer alsa da Dışişleri Bakanı Esad Hasan eş-Şeybani daha fazla zamana ihtiyaç olduğunu belirterek, Suriye halkının en geniş şekilde temsil edilmesini sağlayacak bir hazırlık komitesinin oluşturulması için hazırlıkların sürdüğünü söyledi. Pedersen ayrıca, eş-Şeybani ve Savunma Bakanı Murhaf Ebu Kasra’nın, ‘Suriye'nin istikrarı, güvenliği ve ekonomik iyileşmesine’ destek sağlamak ve seçkin ortaklıklar kurmak amacıyla Suudi Arabistan, Katar, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ve Ürdün'e diplomatik ziyaretlerde bulunduğunu belirtti.

6 kilit nokta

Pedersen, altı kilit nokta sıraladı. Bunlardan ilki, ‘geçici yetkililerin otoritelerini yapılandırma ve güçlendirme çalışmalarına devam etmeleridir’. İkincisi, ‘kıyı bölgesi, Humus ve Hama başta olmak üzere, aşağılayıcı ve onur kırıcı muameleleri de içeren şiddet olaylarına ilişkin çok sayıda rapor’ dahil olmak üzere, ‘geçici yetkililerin kontrolü altındaki bölgelerdeki istikrarsızlık işaretleridir.’ Üçüncüsü, ‘Suriye'nin egemenliği, birliği ve toprak bütünlüğüne yönelik gerçek tehditler’ arasında ‘çatışmanın devam ettiği (geçici makamların kontrolü dışındaki) geniş alanlarla’ ilgilidir. “Kuzeydoğu ve Halep şehrinin bazı bölgeleri Suriye Demokratik Güçleri (SDG) ve YPG’nin kontrolü altında kalmaya devam ediyor. Özellikle SDG ve Suriye Milli Ordusu (SMO) arasında çatışmalar ve karşılıklı topçu ateşi yaşanıyor” diyen Pedersen, ‘tüm diyalog kanallarının geliştirilmesi ve desteklenmesi, tüm tarafların askeri çatışma olmaksızın ileriye dönük bir yol bulması’ çağrısında bulundu. Pedersen, ‘İsrail'in 1974 tarihli Ayrılma Anlaşması’nı ihlal ederek, ayrılma bölgesi dışında da devam eden askeri varlığı ve faaliyetlerinden duyduğu derin endişeyi’ dile getirerek, ‘Suriye'nin egemenliğine ve toprak bütünlüğüne yönelik saldırıların sona ermesi gerektiğini’ bildirdi. Pedersen ayrıca, ‘DEAŞ'ın devam eden faaliyetleri ve bazı bölgelerdeki güvenlik istikrarsızlığından faydalanmaya çalışabileceğine dair korkular nedeniyle, büyük bir endişe kaynağı olmaya devam ettiğini’ vurguladı.

Dördüncü noktada, ‘Suriye halkının acil insani ihtiyaçlarına’ vurgu yaptı. Beşinci maddede ise ‘siyasi geçiş sürecinde izlenecek yolun belirsiz olduğunu, ancak üzerine inşa edilecek olumlu unsurlar bulunduğunu’ vurguladı. “Ancak Suriyeliler tarafından dile getirilen bazı endişe noktaları da var” diyen Pedersen, bunlara ‘anayasal süreçten önce devletin doğasına ilişkin pozisyonların ifade edilmesi ya da güvenlik sektörü veya eğitim gibi alanlarda uzun vadeli siyasi kararlar alınması’ gibi konuları da ekledi. Pedersen, “Bazı Suriyeliler, özellikle kapsayıcılığın vurgulanması ve geçiş sürecinin şekillendirilmesine geniş bir yelpazedeki Suriyelilerin dahil edilmesi ihtiyacı açısından, geçici yetkililerden olumlu sinyaller aldı (...) Aynı zamanda, herhangi bir ulusal diyalog kongresinin zamanlaması, çerçevesi, hedefleri ve prosedürlerinin yanı sıra katılım kriterleri ve temsil dengesi açısından katılım konusunda endişeler duyduk” dedi.

Altıncı noktada ise 2254 sayılı kararda ortaya konan ilkeler doğrultusunda ‘şu ana kadar ifade edilen önemli fikir ve adımların nasıl geliştirilebileceği ve inandırıcı ve kapsayıcı bir siyasi geçiş için nasıl başlatılabileceği konusunda geçici makamlarla birlikte çalışmaya hazır olduğunu’ vurguladı. Bununla birlikte, ‘Suriye geçici makamlarının 2254 sayılı kararın geçerliliğinin devamına ilişkin çekincelerini dile getirdiklerini’ kaydederek kararın gözden geçirilmesi çağrısında bulundu. ‘Geçici makamları endişeleri konusunda diyaloğa girmeye teşvik ettiğini’ vurgulayan Pedersen, ‘kapsamlı bir geçişin sağlanamamasının yeniden iç huzursuzluğa yol açabileceği’ uyarısında bulundu.

Desteğe ihtiyaç var

Fletcher, ülkedeki vahim insani durum ve insani yardım kuruluşlarının ülke genelinde yardım ulaştırma çabaları hakkında genel bir değerlendirme yaptı. Suriye'deki insani durumun son haftalardaki göreceli istikrara rağmen ‘trajik olmaya devam ettiğini’ belirten Fletcher, “Temel hizmetlerin yeniden inşa edilmesi gerekiyor. Sivillerin korunmaya ihtiyacı var. Birçoğu zorlu kış koşullarıyla karşı karşıya olan 620 binden fazla insanın yerlerinden edilmiş olması nedeniyle sivillerin korunması son derece önemlidir” dedi.

Fletcher, Güvenlik Konseyi'nden ‘uluslararası insani hukuka saygı gösterilmesi ve insani yardım kuruluşlarının serbestçe faaliyet gösterebilmesi için güvenceleri desteklemesini’, ayrıca ‘uzun vadeli destek için finansmanı arttırmasını’ ve ‘yaptırımların komşu ülkelerden gelen insani yardım ve desteği engellememesini’ istedi.

Üyelerin pozisyonları

Güvenlik Konseyi üyeleri Pedersen'in çabalarını ve BM'nin ‘geçiş sürecini ve 2254 sayılı kararda belirtilen ilkeleri kolaylaştırma’ rolünü desteklediklerini ifade ettiler. Bazı üyeler ise ülkenin bazı bölgelerinde, özellikle de kuzeyde devam eden çatışmalardan duydukları endişeyi dile getirerek, farklı askeri gruplar arasındaki gerginliklerin ele alınması, sükûnetin sağlanması, ülke çapında ateşkes üzerinde anlaşmaya varılması, yargısız infaz ve misillemelere ilişkin ‘rahatsız edici raporlar’ karşısında dini ve etnik azınlıklar da dâhil olmak üzere sivillerin korunması çağrısında bulundu.

Güvenlik Konseyi üyeleri ayrıca, Suriye'de terörle mücadelenin önemini ve DEAŞ ile diğer terörist grupların yeniden güçlenmesinin önlenmesi gerektiğini vurguladılar. Bazı üyeler, ‘Suriye'nin egemenliğine ve toprak bütünlüğüne saygı gösterilmesini’ talep ederek, İsrail'in devam eden hava saldırılarını kınadı.