Husi ihlalleri, psikolojik hastaların sayısını da artırdı

Yemenliler, Sana sokaklarında yerlerle yatıyor (Şarku’lAvsat)
Yemenliler, Sana sokaklarında yerlerle yatıyor (Şarku’lAvsat)
TT

Husi ihlalleri, psikolojik hastaların sayısını da artırdı

Yemenliler, Sana sokaklarında yerlerle yatıyor (Şarku’lAvsat)
Yemenliler, Sana sokaklarında yerlerle yatıyor (Şarku’lAvsat)

Husi milislerinin  Yemen meşru hükümetine yaptıkları darbeden bu yana başta Sana olmak üzere işgal altındaki bir çok şehirde devletin siyasi, ekonomik, kültürel ve toplumsal kademelerinde nüfuzlarını artırmayı sürdürürken bu durum, birçok Yemenlinin üzerinde olumsuz psikolojik etkilere yol açtı.  Zira çoğunluğu, neredeyse tedavisi bulunmayan akıl hastalıklarından mustarip halde.
Sana’da yaşayan yerel halk, Şarku’lAvsat’a şu ana kadar görülmemiş sayıda psikolojik hastanın sokaklar, mahallelerde ve darbecilerin kontrolü altındaki diğer şehirlerde gezindiğini ifade etti.
Son dört yılda (Husilerin darbe döneminde) söz konusu durum, farklı şehirlere devam eden ihlallerle birlikte büyümeye devam etti. Uluslararası açıklamalara göre ihlaller, dünyanın en kötü insani krizlerinden birini üretti. Resmi verilere göre, psikolojik hastaların çoğu, Husiler tarafından kontrol edilen Sana, Taiz, Hudeyde, İb ve Zamar gibi yoğun nüfuslu ve en yoksul şehirlerde yoğunlaştı. Kadın ve çocuklar da dahil yüz binlerce Yemenli, Sana ve diğer şehirlerdeki sokaklarda psikolojik hastalıklardan mustarip.
Zor yaşam koşulları, yüksek yoksulluk oranları, maaş sıkıntısı ve istihdam eksikliği, Yemen halkının çoğunluğunun karşı karşıya kaldığı psikolojik hastalığı da tırmandırdı. Yerel istatistikler ise, şu anda psikolojik hastalıklardan mustarip 5 milyondan fazla Yemenlinin olduğunu ifade ediyor.
Bir Sana sakini olan A.H.M, 2015 yılının ortalarında, Husi milisler tarafından işten çıkarıldıktan sonra aklını yitiren erkek kardeşinin, 30 yıldır çalıştığı devlet kurumundaki yıkıcı politikalarına karşı olması dolayısıyla da tüm haklarından yoksun bırakıldığını belirtti.
A.H.M, Husi milislerin erkek kardeşini işten kovduğunu, maaş ödemediğini ve yerine Husilere destek veren birini işe aldıklarını söyledi.
A.H.M ayrıca, “Kardeşim, kovulduğundan beri ailesinin bireylerinin, özellikle de eşi ve 6 çocuğunun tanıdığı o eğlenceli adam değil. Aksine endişeli ve kederli” ifadelerini kullandı.
"Bu insanlar nasıl bir kalp taşıyor?”
Söz konusu kaynak, Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada, “Bir kez Husilere katılmadığınızda veya onlara karşı geldiğinizde sizi öldürerek ya da geçim kaynaklarınıza veya çocuklarınıza el koyarak tehdit eder. Bu insanlar nasıl bir kalp taşıyor?” dedi.
A.H.M, “Üzülüyoruz, çünkü haftalar ya da aylarca acı çektiğine, evden uzaklaştığına tanık oluyoruz, ama ona yardım edemiyoruz. Bazı ilaçlarını bile artık satın alamıyor” şeklinde konuştu.
İsmini vermek istemeyen bir başka Sana sakini de Şarku’l Avsat’a, “Ölen veya aklı giden birine ağlama” atasözünü hatırlatarak, “Bugün durum değişti. Bu atasözü artık mevcut değil. Husi milislerin bıraktığı acı, endişe ve baskılardan kurtulmak için her Yemenli aklını yitirdi” dedi.
Yemen nüfusunun yarısı yoksulluk sınırının altında
Birleşmiş Milletler (BM) raporlarına göre Yemen, yoksulluk ve açlık oranı bakımından tehlikeli bir aşamaya ulaşırken, Yemen nüfusunun yaklaşık yarısı yoksulluk sınırının altında.
4 yıl önce gerçekleşen darbeden bu yana Yemen’in durumu, büyük bir yıkımın zirvesine ulaştı. Bu yıllar, Yemenlilere benzer trajedileri, acıları, yıkımları ve zihinsel hastalıkları da beraberinde getirdi.
Bölgede durumu inceleyen bir gözlemci yaptığı açıklamada, darbe ve savaşın kurbanlarının yalnızca ölenler ve yaralananlar olmadığını ifade ederken, toplumun bilmediği başka mağdurların olduğuna ve medyanın da bunlarla ilgilenmediğine dikkati çekti.
Gözlemci, Yemen’deki akıl hastalarının, Husi darbesinin, savaşın ve söz konusu durumun olumsuz sonuçlarının kurbanı olduğunu ifade etti.
Psikiyatri hastalarındaki artışın ana nedeni Husiler
İsminin açıklanmasını istemeyen psikiyatri doktorunun Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamaya göre, birçok Yemenlinin psikolojik rahatsızlığının ardında farklı birçok sebebin olduğunu vurgulayarak ülkedeki mevcut durum psikiyatri hastalarındaki artışın da ana nedeni olduğunu ifade etti.
Doktor, günlük olarak Sana’daki kliniğe gelen akıl hastalarının, ailelerine asgari yaşam gereksinimlerini sağlayamadıklarını dile getirdi. Halkın maaş sıkıntısı, iş kaybı gibi sıkıntılarla boğuştuğunu dile getiren doktor ayrıca, gençlerin evlenemediğini ve yaşamlarında istikrar sağlayamadıklarını söyledi.
Ülkede toplam 50 psikiyatri doktor bulunuyor
Resmi verilere göre Yemen’de 3 akıl sağlığı kliniği ve Sana’da da tıp ve psikoterapi konusunda uzmanlaşmış bir hastane bulunuyor. Aynı şekilde Yemen’in çeşitli bölgelerine dağılmış toplam 50 doktor var.
Yemen’deki sağlık sektörü, Husi darbesinden  sonra çöktü. Zira milislerin faaliyetleri, psikolojik sağlık hizmetleri de dahil olmak üzere sağlık hizmetlerinin neredeyse tamamen yok olmasındaneden oldu. Dünya Sağlık Örgütü’nün yaptığı son araştırmaya göre, Yemen’deki 3 bin 507 sağlık kuruluşunun sadece birkaçında psikolojik sağlık hizmetleri bulunuyor.
Aynı şekilde psikolojik hastaların sayısında önemli bir artış görüldüğü ifade edilirken, bu durumun da Yemen’i sarsan zor ekonomik ve yaşam koşullarından kaynaklandığı belirtildi.
Aileler tedavi masraflarını ödemiyor
Bazı yetkili ve doktorlar da Şarku’lAvsat’a, psikolojik hastaların tedavisi için gerekli uzmanlaşmış kliniklerin bulunmadığını, ailelerin yaşadığı zor koşulların tedavi masraflarını ödemeye yetmediğini kaydetti.
Sana Stratejik Araştırmalar Merkezi, 4 yıldır devam eden savaş çerçevesinde Yemenlilerin çoğunun, bugün toplumsal, psikolojik ve duygusal sorunlardan mustarip olduğunu açıkladı. Sana’daki bir psikiyatri tesisinden bir yetkili, Husi darbesi öncesi dönemle kıyasla Yemen’dekipsikolojik hastaların sayısında keskin bir artış görüldüğünü belirtti.
İsminin verilmesini istemeyen yetkili, Şarku’lAvsat’a “Her gün kurumumuzda düzenli olarak psikolojik tedavi görmeyen 20 ila 40 yeni hastayla daha karşılaşıyoruz” dedi.
Yetkili, kuruluşun yeteneklerinin, bazı vakaların tedavisini ertelemeye neden olan hasta sayısındaki günlük tıkanıklıkla karşı karşıya olduğunu vurguladı.
Hasta sayısı 5 milyonu aştı
Resmi istatistiklere göre, 2011 yılında (Husilerin Sana işgali öncesinde) Yemen’de 500 bin zihinsel hasta da dahil olmak üzere, 1,5 milyon psikiyatri hastası vardı. Aile Gelişimi ve Rehberlik Vakfı tarafından yapılan yakın tarihli bir yerel çalışmada, milisler tarafından tetiklenen savaştan psikolojik olarak etkilenen Yemenlilerin sayısının, her iki cinsiyetten ve tüm yaş gruplarından toplam 5 milyon 455 bin 347 olduğu tahmin ediliyor.
Çalışma, her bin Yemenliden 195’inin şiddetli stres ve psikolojik bozukluklardan mustarip olduğunu ortaya koydu. Vakıf, hastaların acilen sağlık hizmetine ve psikolojik bakıma ihtiyaç duyduğunu ve oranın normalden fazla olduğu, toplumsal felaket uyarısında bulunuyor.
Savaş 3 milyon insanı yerinden etti
Vakıf, çalışmada birçok insanın psikolojik ve toplumsal koşullardan mustarip olduğuna dikkati çekerek, “Psikiyatri hastası sayısındaki artış, ülkede ani değişikliklerin yaşanmasına neden olan savaş döngüsüne girmesinden kaynaklanıyor. Savaş, 3 milyondan fazla insanı, yani toplam nüfusun yaklaşık yüzde 11’ini yerinden etti. Maaşların kesilmesinden sonra halk, yaşam koşullarının bozulmasına tanık oldu. İstihdam olanakları yetersiz, işsizlik oranı yüksek ve yoksulluk oranı da yüzde 80’e yükseldi” dedi.
Gözlemciler de Yemen’deki psikolojik hastaların oranları ve sayılarının günlük olarak artmaya devam etmesine karşı uyarıda bulundu.
Bu tehlikeli durum karşısında ciddi bir pozisyon almaları gerektiğine dikkati çeken gözlemciler, aksi takdirde bu durumun,  suç, intihar ve diğer olumsuz ve hatalı davranışların oranlarını arttıracak.
İntihar vakaları katlanarak artıyor
Yemen’deki intihar vakaları, Husilerin darbesinden bu yana ortaya çıkan psikolojik baskılar ve sert yaşam koşulları nedeniyle son yıllarda çarpıcı bir şekilde artış gösterdi. İçişleri Bakanlığı’ndan eski bir yetkili, Şarku’lAvsat’a milislerin darbesinden önce yılda yaklaşık 20 ila 40 intihar vakası görüldüğünü ifade etti. İsminin verilmesini istemeyen yetkili, söz konusu rakamların dünyanın en büyük insani felaketlerinden birine yol açan savaşta katlanarak arttığını vurguladı.
Sana’daruh sağlığı alanındaki diğer uzmanlar, başkent Sana’daki yüksek intihar oranının 2014 ve 2015 yılları arasında yüzde 40,5 oranında arttığını söylerken, diğer medya raporları da 2018 yılında yaklaşık 48 intihar vakasının kaydedildiğini açıkladı. İntihar eden Yemenlilerin çoğunun da maaşlarını, gelir kaynaklarını ve mesleklerini kaybeden insanlar olduğu belirtildi.
Husi darbesi Yemen’deki psikolojik hasta sayısını artırırken, bu da Sana ve Husilerin kontrollerindeki diğer şehirlerde suç oranlarını tırmandırdı.
Güvenlik yetkililerine göre, Sana'a ve Husilerin kontrol ettiği diğer alanlarda son dört yıldaki suç oranı yüzde 68’e yükseldi.
Şarku’lAvsat’ın edindiği bilgilere göre geçen yıl 39 binden fazla suç kaydedilirken, bu yılın başından bu yana darbecilerin kontrolündeki alanlarda yaklaşık 350 suç işlendi.
Söz konusu suçların arasında ise hırsızlık, tecavüz, adam kaçırma ve uyuşturucu kaçakçılığı gibi durumlar yer alıyor.



Gazze'de İç Güvenlik yetkilisi Zemzem’e suikast: İçişleri Bakanlığı soruşturma başlattı

Yarbay Ahmed Zemzem, silahlı kişilerin arabasına açtığı ateş sonucu öldürüldü (Filistin Enformasyon Merkezi)
Yarbay Ahmed Zemzem, silahlı kişilerin arabasına açtığı ateş sonucu öldürüldü (Filistin Enformasyon Merkezi)
TT

Gazze'de İç Güvenlik yetkilisi Zemzem’e suikast: İçişleri Bakanlığı soruşturma başlattı

Yarbay Ahmed Zemzem, silahlı kişilerin arabasına açtığı ateş sonucu öldürüldü (Filistin Enformasyon Merkezi)
Yarbay Ahmed Zemzem, silahlı kişilerin arabasına açtığı ateş sonucu öldürüldü (Filistin Enformasyon Merkezi)

Filistin Enformasyon Merkezi, Gazze Şeridi'ndeki İç Güvenlik Teşkilatı yetkililerinden Yarbay Ahmed Zemzem’in bu sabah Gazze Şeridi'nin orta kesiminde yer alan Megazi Mülteci Kampı’nda silahlı kişiler tarafından düzenlenen silahlı saldırıda öldürüldüğünü bildirdi.

Gazze İçişleri Bakanlığı tarafından yapılan kısa basın açıklamasında, ilgili makamların Yarbay Ahmed Zemzem suikastıyla ilgili ‘derhal soruşturma başlattığı’ ve suikasta karışan şüphelilerden birini tutukladığı, diğer şüphelilerin izini sürme çabalarının ise devam ettiği belirtildi. Açıklamada olayın arkasındaki koşulları ve nedenleri ortaya çıkarmak için çalışmaların sürdürüldüğü ifade edildi.

Olay, İsrail ordusunun dün akşam Gazze şehrinin batısındaki er-Raşid Caddesi’nde bir araca düzenlenen baskında Hamas'ın silahlı kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları liderlerinden Raid Saad'ı öldürdüğünü açıklamasının üzerinden 24 saat geçmeden meydana geldi. İsrail, Saad'ın öldürüldüğü saldırıyla, Gazze'deki ateşkes anlaşmasını bir kez daha ihlal etti.


Cezayir’de Kabiliyeliler ‘MAK’ ayrılıkçı projesine karşı birleşti

Bejaia'da ayrılıkçı projeye karşı düzenlenen miting sırasında aktivistler (Özel hesaplar)
Bejaia'da ayrılıkçı projeye karşı düzenlenen miting sırasında aktivistler (Özel hesaplar)
TT

Cezayir’de Kabiliyeliler ‘MAK’ ayrılıkçı projesine karşı birleşti

Bejaia'da ayrılıkçı projeye karşı düzenlenen miting sırasında aktivistler (Özel hesaplar)
Bejaia'da ayrılıkçı projeye karşı düzenlenen miting sırasında aktivistler (Özel hesaplar)

Cezayir’de Kabiliye bölgesi, ayrılıkçı “MAK” hareketinin Fransa’da ilan etmeyi planladığı “bağımsız Kabiliye devleti” girişimine karşı dikkat çekici bir toplumsal mobilizasyona sahne oldu. Cezayir yönetiminin, ülkenin toprak bütünlüğünü hedef almakla suçladığı bu girişime karşı bölgede çeşitli protesto ve farkındalık faaliyetleri gerçekleştirildi.

Başkent Cezayir’in yaklaşık 250 kilometre doğusunda bulunan ve Kabiliye’nin en büyük kentlerinden biri olan Becaia (Bejaia) vilayetinde, vatandaşlar ve yerel aktörler ulusal birliğe zarar verecek her türlü projeye karşı olduklarını ortaya koyan çok sayıda inisiyatif gerçekleştirdi. Kent genelinde çok sayıda ev ve iş yerinin cephelerine Cezayir bayraklarının asıldığı gözlemlendi.

Becaia Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü tarafından “Cezayir tek ve bölünmezdir” sloganıyla düzenlenen, ulusal bayraklarla süslenmiş araçlardan oluşan bir konvoy, kent merkezinden hareket ederek çeşitli cadde ve köyleri dolaştı. Öte yandan Becaia Üniversitesi öğrencileri yayımladıkları bildiride, ayrılıkçı MAK hareketinin projesini reddettiklerini belirterek, “Cezayir’in birliği ve egemenliğine” olan bağlılıklarını vurguladı.


HDK, Güney Kordofan'daki BM karargahına saldırdı: Altı Bangladeşli asker öldürüldü

Sudan'ın kuzeyindeki bir beldede devriye gezen HDK üyeleri (Arşiv - AP)
Sudan'ın kuzeyindeki bir beldede devriye gezen HDK üyeleri (Arşiv - AP)
TT

HDK, Güney Kordofan'daki BM karargahına saldırdı: Altı Bangladeşli asker öldürüldü

Sudan'ın kuzeyindeki bir beldede devriye gezen HDK üyeleri (Arşiv - AP)
Sudan'ın kuzeyindeki bir beldede devriye gezen HDK üyeleri (Arşiv - AP)

Sudan’da Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) dün, kuşatma altındaki Güney Kordofan eyaletinin yönetim şehri Kadugli şehrine insansız hava aracı (İHA) ile düzenlediği bir saldırıyla şehirdeki Birleşmiş Milletler (BM) karargahını hedef aldı. Saldırıda en az altı Bangladeşli asker öldürüldü. Öte yandan şehirdeki bazı insani yardım kuruluşları ve BM ajansları, kötüleşen güvenlik durumu nedeniyle personelini tahliye etmeye başladı.

BM Abyei Geçici Güvenlik Misyonu (UNISFA) tarafından yapılan açıklamada, Kadugli'deki BM merkezine düzenlenen İHA’lı saldırıda ‘altı askerin öldürüldüğü ve altı askerin yaralandığı’ duyuruldu. UNISFA tüm kurbanların Bangladeşli olduğunu ekledi.

Öte yandan Bangladeş Başbakanı Muhammed Yunus, yaptığı açıklamada olaydan dolayı ‘derin üzüntüsünü’ dile getirdi.

BM Genel Sekreteri António Guterres ise Sudan'daki UNISFA askerlerine yönelik saldırıların ‘haksız ve savaş suçu niteliğinde’ olduğunu vurguladı.

Guterres, sosyal medya platformu X hesabından yaptığı paylaşımda, UNISFA askerlerini hedef alanlardan hesap sorulması çağrısında bulundu.

Sudan Egemenlik Konseyi saldırıyı kınadı

Öte yandan Sudan Geçiş Dönemi Egemenlik Konseyi, saldırıyı ‘uluslararası insani hukukun ciddi bir ihlali ve açık bir ihlali’ olarak nitelendirdi.

Konsey tarafından yapılan açıklamada, ‘korunan bir BM tesisini hedef almanın, organize terörizme eşdeğer tehlikeli bir tırmanış ve suç teşkil eden bir davranış olduğu, uluslararası hukuku kasıtlı olarak hiçe saydığı’ vurgulandı.

sd
Sudan ordusu komutanı Korgeneral Abdulfettah el-Burhan (AFP)

Saldırıdan HDK’yı sorumlu tutan konsey, BM ile uluslararası topluma BM tesislerinin korunması için ‘kararlı tutumlar ve caydırıcı önlemler almaları’ çağrısında bulundu.

HDK dün, kuşatma altındaki Güney Kordofan eyaletinin yönetim şehri Kadugli şehrine İHA’lı saldırı düzenleyerek BM karargahını hedef aldı ve en az altı sivili öldürdü. Bunun üzerine şehirdeki bazı insani yardım kuruluşları ve BM ajansları, kötüleşen güvenlik durumu nedeniyle personelini tahliye etmeye başladı.

Sudan Geçiş Dönemi Egemenlik Konseyi, saldırıyı ‘uluslararası insani hukukun ciddi bir ihlali ve açık bir ihlali’ olarak nitelendirdi. Konsey tarafından yapılan açıklamada şu ifadeler yer aldı:

“Korunan bir BM tesisini hedef almak, organize terörizme eşdeğer tehlikeli bir tırmanma ve suç teşkil eden bir davranış olup, uluslararası hukuku kasıtlı olarak hiçe sayma ve insani yardım ve uluslararası misyonların çalışmalarını doğrudan tehdit etme anlamına gelir.”

dfrgt
BM Genel Sekreteri António Guterres (Reuters)

HDK, bu saldırıyı, BM Genel Sekreteri António Guterres’in HDK’yı ‘kötü güçler’ olarak nitelendirdiği, HDK’nın ise BM'yi ‘çifte standart’ uygulamakla suçladığı açıklamasından iki sonra gerçekleşti.

Birçok kaynak, HDK'nın Kadugli şehrine İHA’lı saldırı düzenlediğini bildirdi. Şehirde dumanlar yükseldiği görüldü. Fransız Haber Ajansı AFP’ye konuşan bir sağlık kaynağı, BM karargahına düzenlenen İHA’lı saldırıda en az altı sivilin öldüğünü söyledi.

Bölge sakinleri kaçıyor

Sudan merkezli bir haber sitesi, HDK'ya bağlı Sudan Kurucu İttifakı’nın (Te’sis) perşembe günü Kadugli sakinlerine askeri çatışma ve operasyon bölgelerini terk etmeleri çağrısında bulunduğunu aktardı. Haberde, bu çağrının bölge sakinleri tarafından geniş çapta dikkate alındığı, bu göç dalgasının savaşın patlak vermesinden bu yana en büyük dalga olduğu ve bölgeden kaçanların çoğunluğunun kadınlar, çocuklar ve yaşlılar olduğu belirtildi.

Al Sudania News sitesi, Sudan Kurucu İttifakı liderinin yaptığı açıklamada, ittifakın ‘sivilleri korumaya ve Kadugli'den gönüllü tahliyeleri kolaylaştırmaya tam olarak kararlı olduğunu’ söylediğini aktardı.

İttifak lideri, ‘tüm vatandaşlara hayatlarını korumak için çatışmalardan uzak durmaları çağrısını’ yineledi.

Bu gelişmeler yaşanırken Güney Kordofan eyaletinde askeri çatışmalar daha fazla bölgeye yayılıyor ve bunların sivillerin insani durumuna etkisi konusunda endişeler artıyor.

Sudan Ordusu, Güney Kordofan eyaletindeki Kadugli, Dilling ve Abu Jubayhah olmak üzere son üç şehri kontrol ediyor.

Sudan Kurucu İttifakı, geçtiğimiz temmuz ayında, Muhammed Hasan et-Taişi liderliğinde paralel bir hükümetin kurulduğunu açıklayan HDK'nın da dahil olduğu bir siyasi ittifak.

Hartum'da kitlesel gösteriler düzenlendi

Öte yandan dün binlerce Sudanlı, başkent Hartum ve ülkenin diğer şehirlerinde kitlesel gösteriler düzenleyerek, HDK'ya karşı savaşan orduyu destekledi. HDK ise, ülkedeki savaşı sona erdirmek için gösterdiği çabaları boşa çıkarmak amacıyla uluslararası toplumun önünde vatandaşları istismar etmemesi konusunda uyarıda bulundu.

Yürüyüşler, Sudan ordusu ile birlikte savaşan silahlı gruplar ve İslamcı hareketlerle koordineli olarak Seferberlik ve Halk Direnişi Yüksek Komitesi’nin çağrısı üzerine düzenlendi.

efrgt
Cumartesi günü Port Sudan'da ordu yanlısı yürüyüş (AFP)

Seferberlik ve Halk Direnişi Yüksek Komitesi lideri Korgenereal Beşir Mekki el-Bahi, geçtğimiz ay, Kordofan’ın tüm cephelerinde orduyu desteklemek için genel seferberlik ilan edildiğini ve bazı eyaletlerde eğitim kamplarının açıldığını duyurdu.

Bahi, komite tarafından yayınlanan açıklamasında şunları söyledi:

“Bu yaygın halk ayaklanması, Sudan halkının gerçek iradesini yansıtıyor ve ulusal devlet kurumlarının üzerinde hiçbir meşruiyet olmadığını teyit ediyor.”

Şarku’l Avsat, aralarında Hartum, Port Sudan, Medeni, Dongola, Sennar ve Halfa’nın bulunduğu, Sudan ordusunun kontrolündeki eyaletlerin başkentlerinde düzenlenen yürüyüşleri yerinde takip etti.

HDK'nın yaygın ihlallerine tanık olan El Cezire eyaletinin merkezindeki onlarca belde ve küçük köyde de dayanışma gösterileri düzenlendi.

Protestocular, Sudan ordusuna destek çağrısı yapan pankartlar açarken ‘Tek ordu, tek halk’ sloganları attı. Bazı protestocular ise HDK'nın terör örgütü olarak sınıflandırılması çağrısında bulunan sloganlar attı.

Öte yandan başta Sivil Demokratik Devrimci Güçler İttifakı (Sumud) olmak üzere savaş karşıtı güçler, ‘Barışa ve demokrasiye evet. Savaşa, askeri yönetime hayır’ sloganıyla sosyal medyada yaygın olarak paylaşımların yapıldığı bir kampanya başlattı.