Irak’taki yabancı işçiler: Yolsuzluk ve mafya

El-Divaniye bölgesindeki El-Musavvirin caddesinde iş bekleyen Iraklı işçiler (Ahmed El-Şeybani)
El-Divaniye bölgesindeki El-Musavvirin caddesinde iş bekleyen Iraklı işçiler (Ahmed El-Şeybani)
TT

Irak’taki yabancı işçiler: Yolsuzluk ve mafya

El-Divaniye bölgesindeki El-Musavvirin caddesinde iş bekleyen Iraklı işçiler (Ahmed El-Şeybani)
El-Divaniye bölgesindeki El-Musavvirin caddesinde iş bekleyen Iraklı işçiler (Ahmed El-Şeybani)

Irak son zamanlarda çeşitli Arap ve Asya ülkelerinden gelen ve çoğunun yasal olmayan bir şekilde ülkeye giriş yaptığı yabancı işçilerin akınına tanık oluyor. Yabancı işçilerin en çok görüldüğü Irak şehirlerinin başında ise Necef, Kerbela, Bağdat ve Basra illeri yer alıyor.
Irak Çalışma ve Sosyal İşler Bakanlığı kayıtlarına göre; 2017-2018 yılları arasında Irak iş pazarında 13 bin Iraklı işçiye karşılık 100 binden fazla yabancı işçi yasal bir şekilde istihdam edilmiş. Bunun sonucunda Irak’ta işsizlik oranları yükselerek Merkez İstatistik Kurumu’nun verilerine göre 2018 yılında %22.6’ya ulaştı. IMF ise Irak’taki işsizlik oranının %40’tan daha fazla olduğunu açıkladı.
Irak’taki istikrarsız koşullar şirket ve ofislere ülkeye yasadışı bir şekilde yabancı işçi getirmenin önünü açmış gibi görünüyor. Uzmanlar ise bunu güvenlik, sosyal ve ekonomik durumu tehdit eden bir risk olarak görüyor.
İşsiz işçiler
Independent Arabia'dan Manar El-Zubaidi'nin haberine göre Irak’taki birçok işçi işsizlik tehlikesi ile karşı karşıya, inşaat işçileri bile İranlı işçilerin rekabeti nedeniyle bugün iş bulamıyor.
39 yaşındaki Ebu Muhammed el-Yesari; “Geçmişte özellikle inşaat alanında yoğun bir talep vardı. Ama şimdi uzun iş saatleri karşılığında düşük ücretle çalışan İranlı işçilerin yarattığı rekabet nedeniyle istenmeyen işçiler olduk. İranlı işçilerin büyük bir çoğunluğu çalıştıkları yerlerde yaşıyorlar bu da iş sahiplerinin bizim yerimize onları tercih etmelerine neden oluyor” diye konuştu.
Ardından şunu ekledi:” Onlarca işçi El-Divaniye bölgesindeki pazar yerinde bir iş bulma umuduyla uzun saatler oturuyor. Ama ne yazık ki hiçbir iş fırsatı yok”.
İkili sorun
Irak iş ve işsizlik olmak üzere ikili sorundan muzdarip. El-Divaniye İşçileri Birliği ve Memurları Sendikası Başkanı A’la el-Mihne’ye göre Irak, hem yabancı işçi oranında büyük bir artışa hem de işsizlik oranlarında dikakt çekici bir yükselişe tanık oluyor.
El-Mihna; “Yasal ya da yasal olmayan yollarla ülkeye getirilen yabancı işçiler nedeniyle ortada Iraklı işçilerin yaşadığı büyük bir sorun var. Sorun özetle; üretime dayalı sektörlerde ve özellikle de sanayi, ticaret sektörlerinde yaşanan durgunluğa ve bu nedenle artan işsizlik oranlarına ek olarak diğer sektörlerdeki piyasa ve emek hareketi üzerindeki olumsuz etkilerinin göz ardı edilerek bu işçilerin düzensiz bir şekilde çalıştırılmasından kaynaklandığını” belirtti.
Yerel iş gücünün dışlanmasından ve şirketlerde düzensiz bir şekilde yabancı işçi istihdamından Bağdat merkezi hükümetinin ilgili kurumlarını sorumlu tutan el-Mihna şunu da ekledi: "Yasadışı işçi istihdamını koruyan hatta Irak’a kaçak bir şekilde getirilmesini kolaylaştıran Iraklı yetkililer bulunuyor.”
İşçi birlikleri ile sendikaların, yabancı işçi olgusu ile mücadele etme gücü ve kuvvetine sahip olmadığını çünkü sorunun çözümünün siyasi bir irade ve hükümet planlaması gerektirdiğine işaret eden El-Mihna;” Yerel ve merkezi hükümetteki ilgili yetkililer ile görüştük ve onlara bu olgunun taşıdığı riskleri anlattık ama bir faydası olmadı” dedi.
Aktivist Haydar El-Şeyh Ali ise 250 binden fazla yabancı işçinin Irak’a  giriş yaptığını ve bunların yalnızca 8 bininin yasal iş iznine sahip olduğunu, diğerlerinin ise yıllarca hiçbir yasal soruşturmaya maruz kalmadan kaçak bir şekilde Irak’ta çalıştıklarını açıkladı.
Şeyh Ali’ye göre petrol sektörü yabancı işçi istihdamında ilk sırada yer alıyor. Bu yabancı işçilerin yol, sağlık ve tatil gibi masrafları yanında bazıları 20 bin dolara ulaşan yüksek ücretler aldığına işaret eden El-Şeyh Ali;” Petrol sektöründe yerli işçiye öncelik veren ülkelerin aksine burada yabancı bir işçinin maaşının Iraklı bir işçinin maaşından kat kat daha fazla” olduğunu belirtti.
Riskler ve zorluklar
Iraklı milletvekili Velid El-Sahlani de;”Irak’ın güneyinde bulunan ve Petrol Bakanlığı ile anlaşmış olan petrol şirketlerindeki yabancı işçiler başta olmak üzere yabancı işçilerin hem Iraklı işçileri çok kötü etkilediğini hem de Irak hükümetinin yükünü arttırdığını” ifade etti.
Yasadışı yabancı işçiler ile ilgili ise El-Sehlani;”Bu işçilerin güvenlik, sağlık ve sosyal açıdan bir risk oluşturduğu” uyarısında bulundu.
Sehlani’ye göre yabancı işçi olgusu; hükümeti sosyal bakım ağı aracılığıyla daha fazla kişiye işsizlik maaşı ve yardımı tahsis etmek zorunda bıraktığı ve bütçeye ek bir yük yüklediği için işsizlik oranının yükselmesinin ana nedenini oluşturuyor. Aslında yerli işçilerin istihdamı ile ilgili yasalar ve yönetmelikler de yabancı şirketlere; Ulusal Yatırım Kurulu ya da İl Yatırım Kurulları’ndan yatırım izni alan projelerinde istihdam edecekleri toplam işgücünün en az %50’sinin Iraklı işçilerden oluşması mecburiyetini getiriyor.
Yasadışı yabancı işçiler konusunda ise yasalar ve yönetmelikler çok açık. Hukukçu Ali El-Zubaidi’ye göre bu yasa ve yönetmelikler açık bir şekilde 2015/37 sayılı iş yasasında belirtilen iş iznine sahip olmadan hiçbir yabancı işçinin Irak içerisinde çalışmasına izin vermiyor.
İnsan hakları ihlalleri
Irak’ta yabancı işçi sayısının artması ve bunun sonucunda Iraklı işçilerin işsiz kalması, eşitsiz ücretler, Iraklı işçiler ile yabancı işçler arasındaki ayrıcalıklar gibi sorunlar, İnsan Hakları Yüksek Komisyonu Üyesi Faten El-Hilfi’ye göre Iraklı işçilerin haklarının ihlal edilmesine yol açıyor.
Irak’taki yabancı işçilerin büyük bir çoğunluğunun Erbil, Basra ve Bağdat illeri aracılığıyla ülkeye yasadışı bir şekilde giriş yaptıklarına işaret eden El-Hilfi şunu da ekledi:”İnsan Kaçakçılığı Merkez Yüksek Komitesi, 2012\28 sayılı insan kaçakçılığı ile ilgili yasanın maddelerinin uygulanması konusunda uyarıda bulundu. İnsan Hakları Yüksek Komisyonu olarak bizler de  yabancı işçi kaçakçılığı yapan ofis ve suç çetelerini takip etmeye çalışıyoruz. Bu ofisleri kapatma yetkimiz olmadığı için de bu konudaki önerilerimizi ilgili devlet kurumlarına sunuyoruz”.
Irak Çalışma ve Sosyal İşler Bakanı Basem Abdulzaman mayıs ayının başında bakanlığın resmi sitesinden yayınladığı açıklamasında; bakanlığın istihdamın düzenlenmesi ve yabancı işçi sayısının belirlenmesi için çalışmalar yaptığını ve bu sorunun arkasında Irak’a getirilen yabancı işçileri sömüren yolsuzluk mafyasının olduğunu vurgulamıştı.
*Manar Zubeyd - Independent Arabia



ABD, Yemen’de Husilere saldırıları artırdı: 200'den fazla kişi öldü

Amerikan ordusunun Hudeyde'deki limana saldırısının ardından yangın çıkmıştı (Reuters)
Amerikan ordusunun Hudeyde'deki limana saldırısının ardından yangın çıkmıştı (Reuters)
TT

ABD, Yemen’de Husilere saldırıları artırdı: 200'den fazla kişi öldü

Amerikan ordusunun Hudeyde'deki limana saldırısının ardından yangın çıkmıştı (Reuters)
Amerikan ordusunun Hudeyde'deki limana saldırısının ardından yangın çıkmıştı (Reuters)

ABD, Yemen’deki Husilere saldırıları artırırken, İran destekli grup bunu propagandasını güçlendirip savaşçı devşirmek için kullanmayı hedefliyor. 

ABD Başkanı Donald Trump, Truth Social platformundan 15 Mart'ta yaptığı açıklamada, orduya Yemen'deki Husilere karşı "büyük bir saldırı" başlatma talimatı verdiğini belirtmişti.

AFP’nin aktardığına göre, Washington’ın tekrar “terör örgütü” listesine aldığı Husilere yönelik marttan beri düzenlenen saldırılarda 200’den fazla kişi öldürüldü. 

Ottawa Üniversitesi’nden Ortadoğu uzmanı, Husilerin saldırılara karşı propaganda stratejisini şöyle anlatıyor: 

Husiler, ABD'nin yoğunlaştırdığı hava saldırılarını kesinlikle propaganda amaçlı kullanmaya çalışıyor. Kendilerini ABD'ye ve bölgesel ortaklarına karşı direnişin liderleri olarak konumlandırmak için enformasyon operasyonları düzenliyorlar. Buna ülke içinde eleman devşirme faaliyetlerini artırmak da dahil.

ABD'li analist Mohammed Albasha da Amerikan ordusunun saldırılarını artırmasının, Husilerin savaşçı devşirme faaliyetlerini hızlandırmasına yol açtığına dikkat çekiyor. 

Washington merkezli İnsan Hakları İzleme Örgütü’nün eylüldeki raporunda, Husilerin 13 ila 25 yaşlarında çocukları devşirdiği, bu faaliyetlerin 7 Ekim 2023’teki Gazze savaşıyla birlikte yoğunlaştığı aktarılmıştı. Husiler, Gazze savaşında Hamas’a destek vererek ABD, İsrail ve Birleşik Krallık’a karşı silahlı mücadeleye başlamıştı.

ABD’nin en ölümcül saldırılarından biriyse 17-18 Nisan’da gerçekleştirilmişti. Husilere bağlı Sağlık Bakanlığı’ndan yapılan yazılı açıklamada, Hudeyde kentindeki Ras İsa Limanı'na düzenlenen hava saldırılarında 80 kişinin öldüğü, 150 kişinin de yaralandığı aktarılmıştı. 

Amerikan-İslam İlişkileri Konseyi (CAIR), Trump yönetiminin Yemen’de sivillere ve sivil altyapıya yönelik artan saldırılarının “savaş suçu” teşkil ettiğini bildirmişti. Birleşmiş Milletler (BM) de saldırıların “endişelendirici” olduğunu belirterek operasyonların durdurulmasını, Husilerin esir aldığı BM çalışanlarının serbest bırakılmasını istemişti. 

Diğer yandan Husilere bağlı yönetimin Dışişleri Bakanı Cemal Amir, ABD’nin Yemen’de kara harekatı hazırlığında olduğunu da öne sürmüş, böyle bir hamlenin "durumu tamamen istikrarsızlaştırma tehlikesi taşıdığı" uyarısında bulunmuştu. 

Independent Türkçe, Times of Israel, Arab Weekly