Rusya’dan teknik bir heyet S-400 sistemi kurmak için yakında Türkiye'ye gelecek

Rusya’dan teknik bir heyet S-400 sistemi kurmak için yakında Türkiye'ye gelecek
TT

Rusya’dan teknik bir heyet S-400 sistemi kurmak için yakında Türkiye'ye gelecek

Rusya’dan teknik bir heyet S-400 sistemi kurmak için yakında Türkiye'ye gelecek

Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, 2017 yılında imzalanan anlaşmayla Ankara’nın Moskova’dan satın aldığı S-400 hava savunma sistemini kurmak için Rusya’dan teknik bir heyetin gelmesini beklediğini belirtti.
S-400 sistemi, NATO üyelerinin başta Rusya olmak üzere NATO dışındaki ülkelerden silah edinmesine karşı çıkan Washington’la Ankara arasında gerginliğe neden oluyor. Rusya ile yapılan S-400 anlaşmasının başarıyla sonuçlandığını belirten Bakan Akar, sürecin çoktan başladığına ve sistemin teslimatının önümüzdeki aylarda gerçekleşeceğine vurgu yaparak sistemi kurmak için Rusya’dan bir ekibin gelmesini beklediklerini kaydetti.
Rusya ile yapılan sözleşmeye göre Türkiye, Temmuz ayında iki adet S-400 sistemi alacak. Ancak Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, S-400’le ilgili son açıklamasında, bu tarihin öne çekilme ihtimali olduğunu söyledi.
Milli Savunma Bakanı Akar, dün yayınlanan röportajda, “82 milyonun güvenliği bakımından birtakım sistemler alıyoruz. Bunlardan biri de hava savunma sistemi. Bunun içinde S-400’ü seçtik” ifadelerini kullandı. Akar, ABD’nin Türkiye’ye S-400 füze savunma sistemini satın almaktan vazgeçmesi ve aksi takdirde ciddi yaptırımlara maruz kalacağı anlaşmada nihai kararını vermesi için Haziran’ın ilk haftasının sonuna kadar süre tanıdığına ilişkin haberleri ise yalanladı.
ABD merkezli CNBC kanalı, geçtiğimiz hafta ABD Dışişleri Bakanlığı'ndaki kaynaklara dayandırdığı haberinde, ABD’nin Türkiye’ye Rusya ile yaptığı S-400 anlaşmasına dair nihai kararını vermesi için Haziran’ın ilk haftasının sonuna kadar süre tanıdığına ve anlaşmanın tamamlanması halinde Türkiye'nin F-35 savaş uçağı programından çıkarılması gerekeceği, bununla birlikte ABD ve NATO yaptırımlarına maruz kalabileceği ifade edildi.
ABD, daha öncede Türkiye’ye birçok kez bu silahların NATO ülkelerinin savunma sistemleriyle uyumsuz olduğunu belirterek Rusya’dan S-400 sistemlerini satın alması halinde bunun olumsuz sonuçlarına katlanmak zorunda kalabileceği uyarılarında bulundu.
Türkiye’den ABD yaptırımlarına “hazırız” mesajı
Milli Savunma Bakanı Akar, geçtiğimiz hafta Türkiye'nin temin edeceği S-400 hava savunma sistemi için Rusya'ya askeri personel gönderildiğini duyurdu. Türkiye'nin hava saldırıları ve füze tehditlerine karşı savunmasız olduğunu belirten Akar, Ankara'nın vatandaşlarını bu tehditlerden korumak için savunma sistemleri arama hakkına sahip olduğunun altını çizdi. Türkiye'nin ABD'den gelebilecek olası yaptırımlara hazır olduğunu da sözlerine ekleyen Akar, Rus yapımı S-400 sisteminin saldırgan değil, savunma amaçlı olduğunu ve Türkiye’nin bu sistemi satın alma amacının ülkeyi hava saldırıları ve füzelere karşı korumak olduğunu vurguladı.
Öte yandan Kremlin, ABD’nin Türkiye’yi Rusya’dan füze savunma sistemi alımı için yapılan anlaşmayı iptal etmesi ve bunun yerine Amerikan yapımı Patriot füze sistemi satın alması için zorlamasını “kabul edilemez” olarak nitelendirdi.
Moskova’nın bu yanıtı ABD’nin Türkiye’ye anlaşmadan vazgeçmesi için iki hafta süre verdiğini söyleyen CNBC’nin haberinin ardından geldi.
ABD, Türkiye’ye satılacak F-35 savaş uçaklarındaki sistem bilgilerinin S-400 tarafından algılanacağı ve bunun da bir güvenlik zafiyeti oluşturacağından endişe duyuyor.
Moskova ile anlaşmasını tamamlaması halinde Türkiye, Rus şirketleriyle anlaşma yapan herhangi bir ülkeye ekonomik yaptırımlar uygulamayı sağlayan ABD yasalarına göre cezalandırılabilir.
ABD’nin tehditleri
Washington birçok kez Ankara’yı S-400 füze savunma sistemi alım anlaşmasını tamamlaması halinde olumsuz sonuçlarına katlanmak zorunda kalacağını belirterek tehdit etti.
Son olarak ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Morgan Ortagus yaptığı açıklamada, “Türkiye ile işbirliğine hazırız. Söz konusu sistemin satın alımı ile ilgili endişelerimizi tartışmaya devam ediyoruz. Ancak Türkiye, S-400 sistemini alırsa çok gerçek ve ciddi sonuçlarla karşı karşıya kalacak” ifadelerini kullandı.
Washington merkezli Dış Politika Araştırma Enstitüsü Orta Doğu Programı direktörü Aaron Stein konuya ilişkin değerlendirmesinde şunları yazdı;
“Durum vahim... Bununla birlikte eğer Ankara, Rusya ile ortaklığını derinleştirmeyi seçerse bu vahim durum daha da üzücü bir hal alacak. Bu gerçekleşirse artık ABD ile olan eski savunma işbirliği sorgulanabilir olacak. Daha da önemlisi, Türkiye-Rusya anlaşması, Ankara’nın NATO’daki konumunu ve dolayısıyla 29 üye ülke arasındaki savunma ve yük paylaşımı fikrini zayıflatıyor. İçinde bulunulan çıkmaz, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a bağlı durumda. Bu kapsamda Erdoğan, ABD’nin tehditlerini görmezden gelip, 23 Haziran’daki İstanbul seçimleri öncesinde milliyetçi söylemleri sürdürmek için Amerikalılara karşı muhalif imajını popülist bir araç olarak kullanmayı da seçebilir. Böylece Türkiye'nin jeo-stratejik rolünü en başından yeniden tanımladığı belli olacak. Bununla birlikte ABD’nin sabrı bir anda tükenebilir.”



İsrail-İran çatışmaları: Tahran siyasi mahkumlara baskıyı artırdı

İsrail'in saldırısı sonucunda Evin Hapishanesi'nin bir kısmı çökmüştü (AP)
İsrail'in saldırısı sonucunda Evin Hapishanesi'nin bir kısmı çökmüştü (AP)
TT

İsrail-İran çatışmaları: Tahran siyasi mahkumlara baskıyı artırdı

İsrail'in saldırısı sonucunda Evin Hapishanesi'nin bir kısmı çökmüştü (AP)
İsrail'in saldırısı sonucunda Evin Hapishanesi'nin bir kısmı çökmüştü (AP)

İsrail'le 12 günlük çatışmanın ardından İran ülke içindeki baskıyı artırıyor.

Guardian'ın haberinde, 13 Haziran'da İsrail'in saldırısıyla başlayan ve İran'ın misillemesinin ardından 24 Haziran'da ABD'nin arabuluculuğunda ateşkes ilan edilen çatışmaların, İran'da "geniş çaplı bir iç baskı dalgasını" tetiklediği belirtiliyor.

İsrail'in 23 Haziran'da Evin Hapishanesi'ne düzenlediği saldırıda 71 kişinin hayatını kaybettiği anımsatılıyor. Hayatta kalan bazı mahkumların da daha kötü koşullardaki cezaevlerine nakledildiği yazılıyor.

Mahsa Emini protestolarına katıldığı gerekçesiyle hapse atılan aktivist Rıza Handan'ın, bombalamadan sonra daha kötü şartlardaki bir hapishaneye gönderildiği belirtiliyor. 60 yaşındaki aktivistin kızı şunları söylüyor:

Ne babamın ne de diğer mahkumların yatağı var, yerde uyumak zorunda kalıyorlar. Bir keresinde uyandığında battaniyesinin içinde 6 ya da 7 tahtakurusu bulmuştu.

Kadın mahkumların da yanlarına kişisel eşyalarını bile alamadan Karçak Hapishanesi'ne gönderildiği belirtiliyor. İdam cezasına çarptırılan Kürt yardım çalışanı Pakşan Azizi'den en az iki gündür haber alınamadığı aktarılıyor. Af Örgütü'ne göre Azizi, "barışçıl insani yardım ve insan hakları faaliyetleri" nedeniyle cezalandırıldı. Tahran yönetimiyse kendisini "devlete karşı silahlı isyanla" suçluyor.

Savaş sonrası İran genelinde bir güvenlik baskısı dalgası başlatıldığı da ifade ediliyor. Kolluk kuvvetlerinin kontrol noktaları oluşturduğu ve sosyal medya paylaşımları nedeniyle birçok kişinin tutuklandığı aktarılıyor.

İsrail-İran çatışmalarında Mossad'ın Tahran'da gizli bir drone üssü kurduğu ortaya çıkmıştı. Ayrıca istihbarat teşkilatına bağlı komandoların saldırıdan aylar önce başkente sızarak operasyon sırasında İran'ın hava savunma sistemlerini imha ettiği belirlenmişti. Mossad da casusların saldırılarda yer aldığını doğrulamıştı.

İran devlet medyasında geçen ay çıkan haberlerde, İsrail istihbaratı adına çalıştığı iddia edilen 700 kişinin yakalandığını duyurulmuştu. ABD merkezli İran İnsan Hakları Merkezi'nin (CHRI) verilerine göre 6 kişi casusluk iddiasıyla idam edildi. CHRI'dan Hadi Gayemi şu iddiaları paylaşıyor:

İranlı yetkililer, insanları hiçbir gerekçe göstermeden ve avukatlarına erişim hakkı vermeden gözaltına alıyor, ardından ‘ulusal güvenlik' suçlamalarıyla idam ederek halkı sindirmeye ve kontrolü yeniden kurmaya çalışıyor.

New York Times'ın analizinde de Evin Hapishanesi'nin "insan hakları ihlalleriyle" gündem olduğu hatırlatılıyor. Haberde, 12 günlük çatışmaların ardından Tahran yönetiminin tarihsel bir kavşakta olduğu yazılıyor. İran'ın ileride içerideki baskıyı artırmakla ülkenin dönüşümüne yönelik politikaları uygulamak arasında bocalayabileceği ifade ediliyor.

Independent Türkçe, Guardian, New York Times