Dünyanın en küçük bebeği hastaneden çıktı

Kaliforniya eyaletinde bir hastanede doğan dünyanın en küçük bebeği Saybie (AFP)
Kaliforniya eyaletinde bir hastanede doğan dünyanın en küçük bebeği Saybie (AFP)
TT

Dünyanın en küçük bebeği hastaneden çıktı

Kaliforniya eyaletinde bir hastanede doğan dünyanın en küçük bebeği Saybie (AFP)
Kaliforniya eyaletinde bir hastanede doğan dünyanın en küçük bebeği Saybie (AFP)

ABD'nin Kaliforniya eyaletinde bir hastanede 23 hafta 3 günlükken 245 gram olarak doğan dünyanın en küçük bebeği Saybie yaşam mücadelesini kazandı. 
ABD'nin Kaliforniya eyaletine bağlı San Diego şehrindeki Sharp Mary Birch Hastanesinde 23 hafta 3 günlükken 245 gram olarak dünyaya gelen Saybie takma adlı dünyanın en küçük bebeği hayata tutundu. Saybie doğduktan sonra doktorlar babasına kızı ölmeden önce onunla geçireceği bir saati olduğunu söyledi. Ancak hayata tutunan minik bebek, yenidoğan yoğun bakım ünitesinde yaklaşık beş ay kaldıktan sonra bu ayın başında 2.2 kilogram olarak taburcu edildi. 
Doktorlar, Aralık ayında anne 23 hafta 3 günlük hamileyken üç gün boyunca hayatını tehlikeye sokan şiddetli hamilelik komplikasyonları nedeniyle sezaryenle doğum yaptığını söylediler. Doktorlar, Saybie'nin savaşçı olmasının yanı sıra doğumdan sonra ciddi bir komplikasyona maruz kalmaması sayesinde hayatta kaldığını dile getirdiler. 
Kim Norby adlı hemşire, "O bir mucize, bu kesin. Küçük ama güçlü" dedi. Hemşire Emma Wiest ise, Saybie'nin doğduğunda çok küçük olduğunu ve yatakta zorlukla görebildiğini anlatarak, "Çok küçük bir bebeğimizin olduğunu duydum ve inanılmaz geliyordu. Çünkü 23 haftalık, normal ağırlığın yarısı kadardı" diye konuştu. 



Yaşlılıkta hastalıklardan koruyan beslenme biçimleri açıklandı

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash
TT

Yaşlılıkta hastalıklardan koruyan beslenme biçimleri açıklandı

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash

Bilim insanları, yediklerimizin hayatımızın ilerleyen dönemlerinde yakalanacağımız kronik hastalıkların miktarını belirleyebileceği konusunda uyarıyor.

Araştırma sebze-meyve, balık ve doymamış yağlar bakımından zengin Akdeniz diyeti gibi sağlıklı bir beslenme düzeninin yaşlılarda demans da dahil olmak üzere kronik hastalıkların gelişimini yavaşlatabileceğini ortaya koydu. İşlenmiş et ve şeker açısından zengin, iltihabı artıran diyetlerse bu süreci hızlandırabilir.

İsveç'teki Karolinska Enstitüsü'nden araştırmacılar, 4 diyetin yaşlılardaki kronik hastalıklar üzerindeki etkilerini inceledi.

İncelenen diyetlerden üçü sağlıklı ve sebze, meyve, tam tahıl, kuruyemiş, baklagiller ve doymamış yağların alımına; şekerli yiyecekler, kırmızı et, işlenmiş et ve tereyağı/margarin tüketimininse azaltılmasına odaklanıyor.

Diğer yandan dördüncü diyet iltihaplanmaya yol açıyor ve daha az sebze, çay ve kahve; daha çok kırmızı ve işlenmiş et, rafine tahıllar ve şekerli içecek tüketimini içeriyor.

Araştırmacılar İsveç'teki 60 yaş ve üstü 2400 yetişkinin beslenmelerini 15 yıl boyunca izleyip kronik hastalıklarını takip etti.

Alınan besinleri, gıda sıklığı anketleri ve şu 4 diyet örüntüsüne bağlılıkla ölçtü: Ampirik Diyet İnflamatuar İndeksi (EDII), AHEI, Alternatif Akdeniz Diyeti (AMED) ve MIND (Nörodejeneratif Gecikme için Akdeniz - Dash Müdahalesi).

Multimorbidite, kronik hastalıkların sayısıyla tanımlanıp organ sistemlerine göre (kas-iskelet, kardiyovasküler ve nöropsikiyatrik) gruplandırıldı.

Nature Aging adlı bilimsel dergide yayımlanan sonuçlar, sağlıklı diyetleri benimseyenlerde kronik hastalıkların daha yavaş geliştiğini ortaya koydu.

Örneğin, başta AMED, AHEI ve MIND olmak üzere sağlıklı beslenme örüntülerine uzun süreli bağlılık, yaşlılarda kronik hastalıkların daha yavaş gelişmesiyle bağlantılı çıktı.

Bu, kardiyovasküler hastalıklar ve demans için geçerli olsa da kas ve kemiklerle ilgili hastalıklarda böyle bir bağlantı görülmedi.

Ancak iltihaplanma oluşturan diyeti benimseyenlerde kronik hastalık riski arttı.

Karolinska Enstitüsü'ndeki Yaşlanma Araştırma Merkezi, Nörobiyoloji, Bakım Bilimleri ve Toplum Bölümü'nde doktora sonrası araştırmacı olan ortak birinci yazar Adrián Carballo-Casla, "Sonuçlarımız, yaşlanan popülasyonlarda multimorbiditenin gelişimini diyetin ne kadar önemli ölçüde etkilediğini gösteriyor" diyor.

Diyetin koruyucu etkileri, yaşlanmaya bağlı hastalıklarda kilit önem taşıyan bir faktör olan iltihaplanmanın azalmasıyla açıklanabilir.

Araştırma makalesinin yazarları, uzun ömür üzerinde en büyük etkiye sahip olabilecek diyet önerilerini ve yaşlarına, cinsiyetlerine, psikososyal geçmişlerine ve kronik hastalıklarına göre bunlardan en fazla yararlanabilecek yaşlı gruplarını belirleyerek araştırmalarını ilerletmek istiyor.

Independent Türkçe