Çin, ABD'yi 'ekonomik terörizm'le suçladı

Çin, ABD'yi 'ekonomik terörizm'le suçladı
TT

Çin, ABD'yi 'ekonomik terörizm'le suçladı

Çin, ABD'yi 'ekonomik terörizm'le suçladı

Çin Ticaret Bakanlığı, Pekin’in diğer ülkelerden nadir madenlere karşı makul talepleri karşılamaya hazır olduğunu açıkladı. Çinli üst düzey bir diplomat, 30 Mayıs’ta yakın bir zamanda bitecek gibi görünmeyen ticari anlaşmazlık ortasındaki ABD’ye yönelik sözlü savaşta, ticari anlaşmazlıkların “açık ekonomik terörizm” olduğunu belirtti.
Washington ve Pekin arasındaki ticari gerginlikler, Trump yönetiminin Çin’i ekonomik faaliyetlerdeki yapısal değişikliğe ilişkin eski vaatlerinden “geri adım atmakla” suçlamasıyla başladı. Ancak ABD Başkanı Donald Trump, 30 Mayıs’ta ABD’nin Çin ile ticari görüşmelerde iyi şekilde ilerlediğini ve Pekin’in Washington ile anlaşma imzalamak istediğini belirtti. Trump, Colorado eyaletinde konuşma yapmak üzere Beyaz Saray’dan ayrılırken gazetecilere açıklamada bulundu.
Washington, Çin mallarına karşı 200 milyar dolar değerinde ek vergi uygulayarak, tarifeyi yüzde 10’dan yüzde 25’e yükseltmiş bu karar Pekin’i de aynı şekilde cevap vermeye itmişti. Çin Dışişleri Bakan yardımcısı Zhang Han Hui, Pekin’de gazetecilere yaptığı açıklamada, Çin’in yaptırım, ücret ve ticari koruma gibi “büyük sopalar” kullanmayı reddettiği belirtti.
“Ticari savaşı reddediyoruz"
Zhang, ABD ile olan ticaret savaşı konusuna dair bir soruya “Ticari savaşı reddediyoruz, ancak ondan korkmuyoruz da. Bu tür kasıtlı ticari çatışmalar, açık ekonomik terörizm, ekonomik saldırganlık ve ekonomik zorbalıktır” ifadelerini kullandı. Yetkili ayrıca, Devlet Başkanı Şi Cinping’in gelecek hafta Rusya’ya yapacağı ziyarete dair gazetecilere yaptığı açıklamada, herkesin ticaret savaşında kaybeden taraf olduğunu belirtti. Şi Cinping’in Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile bir araya gelmesi ve St. Petersburg şehrinde önemli bir yatırım forumunda konuşma yapması bekleniyor.
Aynı şekilde Zhang yaptığı açıklamada, “Bu ticaret çatışmasının, küresel ekonomik kalkınma ve iyileşme üzerinde ciddi olumsuz etkileri olacak. Bunu, tüm dış zorluklarla birlikle kesinlikle ele alacağız. Görevimizi iyi şekilde yapacağız. Ekonomimizi geliştireceğiz ve halkımızın yaşam standartlarını yükseltmeye devam edeceğiz. Biz aynı zamanda ülkemizin egemenliğini, güvenliğini, saygınlığını, güvenlik ve kalkınma çıkarlarını koruyacak güven, kararlılık ve yetkinliğe sahibiz” ifadelerini kullandı.
Öte yandan Çin Ticaret Bakanlığı, Pekin’in diğer ülkelerden nadir madenlere yönelik makul talebi karşılamaya hazır olduğunu açıkladı. Ancak ülkelerin, ürün üretmek için Çin nadir madenlerini kullanmasının kabul edilemez olduğunu da ifade etti.
Ticaret Bakanlığı sözcüsü Gao Feng de 30 Mayıs’taki haftalık olarak düzenlenen basın toplantısında herhangi bir ülke belirtmeden bu durumun, kabul edilemez olduğunu belirtti.
Çin Devlet Başkanı Şi Cinping’in geçen hafta bir nadir maden fabrikasına düzenlediği ziyaretine de değinen Gao Feng, Çin’in nadir madenler kaynağı olarak hükümranlığını, ABD’ye ticaret savaşında bir baskı aracı olarak kullanacağını belirtti.
Nadir madenler, yüksek teknolojili tüketici elektroniğinden askeri teçhizatlara kadar çeşitli endüstrilerde kullanılan17 kimyasal madde grubunu kapsıyor. Aynı şekilde Feng, ABD ticari zorbalığının küresel ekonomiyi ve birçok sektördeki endüstrileri etkileyeceğine dikkati çekti. Çin ve ABD arasındaki ticaret müzakerelerinde kaydedilen ilerlemenin, büyük ölçüde Washington’un pozisyonu ve samimiyetine bağlı olduğunu belirten Gao Feng, istişarelerin sürekliliğinin eşitlik ve karşılıklı saygıya dayalı olduğunu vurguladı.
Çin’in ABD’nin Huawei’ye yönelik uygulamalarına benzer şekilde Apple’a karşı kısıtlayıcı önlemler alıp almayacağına da değinen Feng, Çin’de iş yapan tüm yabancı şirketlerin meşru hak ve çıkarlarının, Çin hükümeti tarafından korunduğunu ifade etti. Gao Feng, Çin’in tüm işletmeler için istikrarlı, adil ve şeffaf bir çalışma ortamı oluşturmak amacıyla geniş çaplı reformlar başlatmaya ve reformları derinleştirmeye devam edeceğini vurguladı. Feng, artan sayıdaki ABD şirketi ve kuruluşunun, ABD hükümetinin tek taraflı ticaret gerginliklerini tırmandırmasının ardından kendisine muhalif olduğunu belirtirken, ticaret savaşında kazananın olmadığına dikkati çekti.
Ticaret Bakanlığı sözcüsü, New York’taki ABD Federal Rezerv Sistemi (Merkez Bankası) uyarınca, son gümrük tarifelerinin ABD hane halklarına yıllık 831 dolara mal olacağını, ABD’in gayrisafi yurt içi hasıla (GSYİH) büyümesini azaltacağını ve tüketici fiyatlarını artıracağını vurguladı.
Öte yandan Bloomberg haber ajansına göre, dünyanın en büyük iki ekonomisi arasındaki ticaret anlaşmazlığının, süresiz şekilde devam etmesi bekleniyor.
Bu çerçevede Gao Feng, “ABD, ticari gerginliği tırmandırmaya devam ediyor, birçok zorluğa neden oluyor ve ticari görüşmelere zarar veriyor. Çin ve ABD ticaret müzakerelerinin herhangi bir ilerlemeye tanık olması, ABD’nin yönelimi ve konumuna bağlıdır” dedi.
Sözcü, ABD tarafının yanlış hareketlerinin, görüşmelere zarar verdiğini ve Çin’i toparlayıcı adımlar atmak zorunda bıraktığını ifade etti. Çin’in ABD’nin hatalarını düzeltmesini umduğunu söyleyen Feng, ancak Washington’un tırmanışı sürdürmesi halinde sonuna kadar da mücadelesini sürdüreceğini vurguladı.



Madleen gemisinin alıkonulmasının ardından aktivistler İsrail'e götürüldü

TT

Madleen gemisinin alıkonulmasının ardından aktivistler İsrail'e götürüldü

Madleen gemisinin alıkonulmasının ardından aktivistler İsrail'e götürüldü

Almanya'nın Tel Aviv Büyükelçisi Steffen Seibert, Gazze Şeridi'ne uygulanan ablukayı kırmaya çalışırken Akdeniz'de İsrail askerleri tarafından alkonulan aktivistlerin İsrail'e götürüldüğünü bildirdi.

Seibert X platformu üzerinden yaptığı paylaşımda, “Tüm yolcular donanma tarafından İsrail'e nakledildi ve donanma bize hepsinin güvende olduğunu teyit etti. İsrailli yetkililer, aktivistlerden ülkeyi terk etmelerini istedi. Bir Alman vatandaşı için konsolosluk yardımı teklif ettik” ifadelerini kullandı.

Madleen, günler süren yolculuğun ardından gece saatlerinde, varış noktası olan Gazze Şeridi'ne ulaşmadan kısa bir süre önce İsrail güçleri tarafından durduruldu.

Özgürlük Filosu Koalisyonu, uzun süredir İsrail ablukası altında olan Gazze Şeridi’ne yardım ulaştırmayı amaçlıyordu.

İsrail Dışişleri Bakanlığı, Madleen'in durdurulmasının, 2007 yılından bu yana Gazze Şeridi'ne uygulanan ve izinsiz gemilerin girişini engelleyen deniz ablukasına dayandığını belirtti.

Özgürlük Filosu Koalisyonu tarafından geminin durdurulmasının ardından yapılan açıklamada, “Madleen gemisindeki on iki aktivistin ve diğer tüm Filistinli tutukluların derhal serbest bırakılmasını, acımasız işgale ve ablukaya son verilmesini ve Gazze Şeridi'ne insani yardım ulaştırılması için tüm sınır kapılarının derhal açılmasını talep ediyoruz” denildi.

İsrail Dışişleri Bakanlığı, Özgürlük Filosu Koalisyonu'nun yardım gemisi Madleen'in ‘güvenli bir şekilde İsrail kıyılarına doğru yol aldığını’ bildirdi.

İsrail Dışişleri Bakanlığı’nın X platformundaki hesabı üzerinden yapılan paylaşımda, “Yolcuların kendi ülkelerine dönmeleri bekleniyor” ifadesi yer aldı.

Özgürlük Filosu Koalisyonu yaptığı açıklamada, Madleen'in uluslararası sularda ‘İsrail ordusu tarafından saldırıya uğradığını ve engellendiğini’ belirtti.

Açıklamada, “Gemiye yasadışı bir şekilde çıkıldı, silahsız sivillerden oluşan mürettebatı kaçırıldı ve bebek maması, gıda ve tıbbi malzemeler de dahil olmak üzere hayat kurtarıcı temel yardım malzemelerine el konuldu” denildi.

Özgürlük Filosu Koalisyonu Koordinatörü Huveyda Araf, İsrail'in gemide bulunanları gözaltına almak için yasal yetkisi olmadığını söyledi.

Araf, “Gemideki gönüllüler İsrail'in yargı yetkisi altında değildir, yardım sağladıkları ya da yasadışı ablukayı kırdıkları için suçlanamazlar… Keyfi ve hukuksuz gözaltlarına derhal son verilmelidir” ifadelerini kullandı.

Özgürlük Filosu Koalisyonu tarafından yapılan açıklamada şu ifadeler yer aldı: “Hiçbir şey bizi caydıramaz. Tekrar yelken açacağız. Kuşatma sona erene ve Filistin özgürleşene kadar durmayacağız. Bu el koyma uluslararası hukuku açıkça ihlal ediyor ve Gazze Şeridi'ne engelsiz insani erişim gerektiren Uluslararası Adalet Divanı'nın (UAD) bağlayıcı kararlarına meydan okuyor.”

Aktivistler, İsrail'in Gazze Şeridi’ne engelsiz insani erişim sağlaması gerektiğini vurguluyor.

Ancak İsrail Dışişleri Bakanlığı, Gazze Şeridi açıklarındaki bölgenin 2007'den bu yana uygulanan deniz ablukası kapsamında izinsiz gemilere kapalı olduğunu ve Madleen'in bu nedenle durdurulduğunu belirtti.

Aktivistlerin İsrail kıyılarına ne zaman ulaşacakları ve ne zaman ülkelerine geri gönderilecekleri ise belirsizliğini koruyor.