El-Mahzara, Moritanya’daki bedevi bir üniversite

Şairler ülkesinde Arapçayı zirveye çıkaran köklü gelenekler

El-Mahzara üniversitesi hocalarından Muhammed el-Hasen el-Hadim öğrencileriyle birlikte (Independent Arabia)
El-Mahzara üniversitesi hocalarından Muhammed el-Hasen el-Hadim öğrencileriyle birlikte (Independent Arabia)
TT

El-Mahzara, Moritanya’daki bedevi bir üniversite

El-Mahzara üniversitesi hocalarından Muhammed el-Hasen el-Hadim öğrencileriyle birlikte (Independent Arabia)
El-Mahzara üniversitesi hocalarından Muhammed el-Hasen el-Hadim öğrencileriyle birlikte (Independent Arabia)

El-Mahzara; 16 senedir her gün Ulumu’l Kur’an, hadis, siyer, fıkıh, Nahiv, sarf, belagat, mantık ve Eyyamu’l Arap gibi ilimlerin okutulduğu bedevi bir üniversite. Moritanya’da bulunan üniversite tüm bu ilimleri okutan bir hoca tarafından yönetiliyor. Bu üniversitenin geleneklerinden birisinde hadislerde geçen“ Çarşamba günü başlanılan iş muhakkak ki tamam olur” ilkesi temel alınıyor ve öğrenciler ders günlerinin sonuncusu olan Çarşamba gününde metin okumaya başlatılıyor Dersler cumartesi başlayıp Çarşamba günü son bulurken Perşembe ve Cuma günleri tatil. Öğrenciler tatil günlerinde derslerini tekrar edebiliyor, dinlenebiliyor veya akraba ziyareti gerçekleştirebiliyorlar. Peki, hak ettiği ilgi ve araştırmayı görmeyen bu üniversitenin ders müfredatı ve eğitim metodu ne? Öğrenciler ne tür yazı malzemesi kullanıyor?  Bu üniversitedekilerin geçim kaynağı ne? Üniversite çevresi ile nasıl bir etkileşim içinde?  Üniversite öğrencilerinin şiir geceleri nasıl?
Okumak ve yazmak
Mahzara üniversitesinde eğitim gören öğrenciler okumak ve yazmak için ağaç gövdelerinden yapılmış ahşap levhalar kullanıyor. Yazı için “Samga (zamk)” adıyla bilinen bir mürekkep kullanılırken bu mürekkep, ortası oyulmuş bir taş olan ve  “Adki” olarak isimlendirilen bir alet içinde kömür, yapışkan ve su kullanılarak üretiliyor. Öğrencilerin büyük bir ahşap levha tutkusu var. Üniversite öğrencilerinden biri ahşap levha için şiir bile yazmış. “Benim yoldaşım ve arkadaşım” diyor ahşap levha için. Öğrenciler ahşap levha üzerine yazmak için siyah, kırmızı, yeşil ve sarı renkli mürekkepler kullanıyor. Üniversite hocalarından Ahmed el-Hadim’in oğlu Ebu Muhammed siyah mürekkebin; bir tencere içinde su,  akasya (yerel ismi salaha) taneleri, biraz zamk ve Selem (Tamat olarak bilinir) ağacı yapraklarının kaynatılması ile üretildiğini ve sonrasında kaynatılan bu şeyin bir çeşit korunma sağlanması için ağaca asıldığını söylüyor. Kırmızı mürekkep ise “Hummira” ismi verilen bir taştan üretiliyor. Taşın oyulan kısımları suyun içine dökülüyor ve böylece mürekkep oluşuyor. Sarı mürekkebi de “Talulaka” adındaki bir ağacın yapraklarından üretiyorlar. Yeşil mürekkebin üretiminde ise büyük ve küçükbaş hayvanların safraları kullanılıyor. Mahzara üniversitesinde kullanılan kalemlere gelirsek hurma ağacı yapraklarından üretilen “Acrid” kalemi Mahzara’da en fazla kullanılan kalem konumunda. Mahzara’daki yazı çeşidi hakkında konuşan Ebu Muhammed “ ‘kaf’ harfinin tek nokta ile yazıldığı bir Endülüs hattıdır. “Fe” harfi ise altına bir nokta konularak yazılır. Kelimenin sonundaki ‘Fe’ harfi de noktasız ve uzatılarak kuyruklu bir şekilde(ف) yazılır. Kelime sonundaki ‘Kaf’ yukarı doğru yaslanılarak “Ye” harfi ise kuyruğu geriye uzatılarak (ے) kâğıda geçirilirken kelime sonundaki “Ye”, “Nun”, “Fe” ve “Kaf” harflerine nokta konulmaz” dedi.
Mushaf yazımında Kat’ı hemzesini sarı nokta ve vasıl hemzesini de kırmızı nokta olarak yazıyorlar. Vasıl hemzesi ile başlandığını ise yeşil bir nokta ile belirtiyorlar. “Sad” ve “Dat” harfleri eliptik veya yukarı doğru yay gibi kıvrımlı bir şekilde yazılıyor. Mahzara üniversitesindeki yazı tipinde “Teşerruki” bir eğilim var. Yazı çok ince bir seyir takip ediyor. “Dal” ve “Zal” harflerini “Ra” ve “Ze” harfi şeklinde yazılırken aynı zaman bu son iki harfi geriye ve yukarıya doğru uzatarak yazıyorlar. Üniversitenin adetlerine göre metinler kırmızı mürekkep, şerhler ise siyah mürekkeple yazılıyor. Haşiyeyi siyah renkle yazdıklarında üzerine “ح”ve “ط” işaretleri koyuyorlar. Şiir beyitleri ise kırmızı ve siyah mürekkeple metin yazımında kullanılan hatta göre daha ince bir şekilde yazılıyor.
Geçim kaynakları
Öğrenciler geçimlerini evlerinden üniversiteye getirdikleri inek sütüyle sağlıyor. Süt her azaldığı vakit bir yenisini ekliyorlar. Bazılarının yazdıkları şiirde sütü övdüklerini görüyorsunuz. Mahzara üniversitesindekilerin diğer bir geçim kaynağı evlenen kişilerin ve çocuğu olanların üniversiteye bağışladığı koyunlar. Öğrencilerin geçim kaynaklarından bir diğeri de üniversitenin yanından geçen kafilenin verdiği pirinç ve diğer tahıl ürünleri.
Mahzara yazısının zarafeti (Independent Arabia)
Şifreli mesajlar

Üniversitede “Beravat’ü-Talamid” adıyla bilinen bir mesaj var. Tatil olduğu vakit öğrenciler çevre mahallelere giderek halktan yardım istiyor ve infakı teşvik eden mesajlar okuyorlar. Öğrencilerin diğer bir geçim kaynakları da “et-Tazavvah”. Çocuklar her ayın son Çarşamba günü özellikle de yağmurun uzun süre yağmadığı dönemlerde Tazavvah adı verilen kapları ellerine alarak şarkılar eşliğinde yürüyorlar.  Diğer taraftan çocuklar Gaybe mahallesindeki insanların geliş mevsiminde yollara çıkıyorlar. Eğer kendilerine bir ikramda bulunan olmazsa “Eğer o sizi boşarsa, Rabbi ona, sizden daha hayırlı, Müslüman, inanan, sebatla itaat eden, tövbe eden, ibadet eden, oruç tutan, dul ve bakire eşler verebilir” mealindeki ayeti okuyorlar. Hatim geleneği de Mahzara öğrencilerinin diğer geçim yollarından biri.  Bir öğrenci Kur’an’ın dörtte birlik bölümünü tamamladığı zaman öğrencilerden yazısı en güzel olan seçilir ve Kur’an’ın çeyreğini bitiren öğrencinin son derste okuduğu bölümü yazar. Sonra da sokaklara çıkarak yazılan bu bölümü tertil üzere okuyarak insanlardan yardım isterler. Öğrenciler insanlara mektup göndererek onlardan yardım isterler ve buradan da gelir elde ederler. Öğrenciler bazen de aracının içeriği anlamaması için ailelerine gönderdikleri mektup ve mesajlarda şifreli bir dil kullanırlar.  Bunlara örnek olarak Şeyh Ahmed’in oğlu Ebu Medyen’in mektubunu gösterebiliriz.  Ebu Medyen mektubunda şu ifadeleri kullanıyor “Nahivcilerin yanında nadiren bulunmayan ve Kur’an’da suyun kendisine izafet edildiği kişiden size selam olsun. Sizden Allah’ın Adem’e (a.s.) indirdiği şeylerden bize vermenizi istiyoruz”. Bu mektubun şifrelerini açıklamak istersek Nahivcilerin yanında nadiren bulunmayan şey Eb’dir. Kur’an’da suyun kendisine izafe edildiği şey de Medyen’dir. Ayette (mealen) “Medyen suyuna varınca, suyun başında (hayvanlarını) sulamakta olan bazı insanlar gördü” ifadeleri geçmektedir.  Yani Selamı gönderen Ebu Medyen’dir. Allah’ın Hz. Âdem’e indirdiği şey de elbisedir çünkü ayette (mealen) “Ey Âdemoğulları! Size avret yerlerinizi örtecek giysi ve süslenecek elbise indirdik” sözleri geçmektedir. Yani mesajda şu ifade edilmek istenmektedir:” Ebu Medyen ailesinden kendisine elbise göndermesini istiyor”. Üniversitedeki öğrenciler öğle yemeğinde pilav yerler ve buna “Darnif” ismini verirler. Akşam yemeğinde ise Ayş (bir tabak buğday unu) ile karınlarını doyururlar.
Öğrenci evleri
Mahzara öğrencileri “et-Tahala” dedikleri çardaklarda kalırlar. Çardaklar “Samam (Um Rakbe olarak da isimlendirilir)” ağacının gövdesinden yapılır. Daire şeklindedir ve ortasında Saltana olarak isimlendirilen bir direk bulunur.  Öğrencilere “Haba” denilen çadırlarda da kalırlar.
Mahzara’daki İlmi Metod
Independent Arabia'nın haberine göre, Mahzara üniversitesinde hoca hiçbir karşılık beklemeden öğrencileri okutur. Dersler özel çardaklarda,  hocanın çadırında veya ağaç altında yapılır. Ebu Medyen “ dersler sabah namazından önce başlar ve yatsı namazına kadar sürer. Hoca “önemli olan önceliklidir” metodunu takip ederek devleti her şeyden önde tutar. Mahzara’daki eğitim metodu bazı olmazsa olmaz esaslara dayanır. Bunlardan bir tanesi de her öğrenciye kapasitesine göre eğitim verilmesidir. Öğrenciler akşam vakti hocanın yanına gelirler. Hoca da onların seviyesini öğrenmek için ilk önce birkaç beyit okur. Sonra da onlardan beyitlerde geçen kelimelerden hangisinin mübteda, haber, fail veya meful olduğunu sorar. İ’rab ilmi Mahzara’da büyük önem taşımaktadır. Buradaki öğrenciler genellikle üniversiteleri ile övünürler.
Şiir Sempozyumları
Moritanya’daki bu üniversitesin öğrencileri genellikle geceleri grup grup şiir okurlar. Bazen iki grup arasında da şiir yarışmaları olur ve şiirler Hamdele ve Salvele ile başlar. Geceleri düzenlenen bu şiir sempozyumlarında okunan şiirlerin ilk beytinin son harfi ile ikinci beytinin ilk harfi aynı olur. Bazen de bu sempozyumlar öğrencileri dinlendiren komik ve eğlendirici şiirlerin okunmasıyla son bulur. Mahzara gibi bedevi üniversitelerin Moritanya’da hala yaygın olması İbni Haldun’un dünyanın fıtri olarak medeni olduğu teorisini yalanlar niteliktedir. Mahzara üniversitesi çok büyük âlimler çıkarmış, buradan mezun olanların bazıları Arap ülkelerinde eğitim ve yargı alanlarında yönetici olmuşlardır. Mazhara mezunları Ezher, Zeytune, Kayravan ve Hicaz âlimleri ile Arap dili alanında yarışır hale gelmişlerdir.



Kışın neden daha çok acıkıyoruz? Uzmanlar yanıtladı ve çözüm önerdi

Kışın iştah değişimleri, gün ışığı süresinin kısalması ve güneş ışığına maruziyetin azalmasından daha fazla etkileniyor. (Pixabay)
Kışın iştah değişimleri, gün ışığı süresinin kısalması ve güneş ışığına maruziyetin azalmasından daha fazla etkileniyor. (Pixabay)
TT

Kışın neden daha çok acıkıyoruz? Uzmanlar yanıtladı ve çözüm önerdi

Kışın iştah değişimleri, gün ışığı süresinin kısalması ve güneş ışığına maruziyetin azalmasından daha fazla etkileniyor. (Pixabay)
Kışın iştah değişimleri, gün ışığı süresinin kısalması ve güneş ışığına maruziyetin azalmasından daha fazla etkileniyor. (Pixabay)

Kış aylarında kilo artışı çoğu zaman düşük sıcaklıklara bağlansa da uzmanlara göre asıl neden; günlerin kısalması, biyolojik saatin bozulması ve hafif hormonal değişiklikler.

Şarku’l Avsat’ın Fox News’ten aktardığı habere göre Florida merkezli nörobilimci ve Ulusal Nötrisyonel Nörobilim Akademisi Başkanı Timothy Fry, “Kış aylarında iştah değişimleri, sıcaklık düşüşünden çok gün ışığının azalmasına ve buna bağlı biyolojik saat bozukluğuna bağlıdır” değerlendirmesinde bulundu.

Bazı araştırmalar, insanların soğuk ortamlarda vücut ısısını korumak için daha fazla yiyebileceğini öne sürse de Fry bu bulguların net olmadığını belirterek, “Soğuk havanın açlık hormonlarını sürekli olarak artırdığına dair kanıtlar zayıf ve kesin değil; bu etkiler herkeste aynı değil” dedi.

İngiliz doktor Crystal Willy de kış mevsimindeki iştah artışının, ruh hali ve ışık maruziyetindeki azalmayla bağlantılı olduğunu ifade etti. Willy, bilim sitesi Study Finds’e yaptığı açıklamada, “Bu durum yalnızca açlıkla ilgili değil; düşük ruh hali ve azalan ışığa karşı beynin geliştirdiği bir telafi mekanizması kolayca aşırı yeme döngüsüne yol açabiliyor” dedi.

Araştırmalar, kış aylarında insanların ortalama yarım ila bir kilo arasında alım yaşadığını gösteriyor. Bunun nedeni, gün ışığının azalmasıyla biyolojik saatin bozulması, iştah düzenleyici hormonların değişmesi ve karbonhidrat isteğinin artması olarak açıklanıyor.

Kış iştahıyla nasıl başa çıkılır?

Uzmanlar, kışın artan yeme isteğini kontrol altına almak için bir dizi öneride bulunuyor:

Düzenli beslenme saatleri

Fry, düzensiz yeme alışkanlıklarının biyolojik saatin bozulmasını artırabileceğini belirterek, özellikle ışık maruziyetinin azaldığı dönemlerde düzenli öğünlerin iştah kontrolüne yardımcı olduğunu söyledi.

Teksaslı sağlık koçu ve halk sağlığı uzmanı Niloufer Basaria da, akşam yemeğinin biraz daha erken ve hafif tüketilmesinin biyolojik saati desteklediğini ifade etti.

Protein ve lif ağırlıklı beslenme

Willy, güne protein ağırlıklı bir kahvaltıyla başlamanın kan şekerini dengelediğini ve uzun süre tokluk sağladığını belirtiyor. Lifli ve düşük kalorili besinlerle yemeğe başlamak ise aşırı tüketimi azaltıyor.

Yulaf, mercimek, fasulye, brokoli, elma ve chia tohumu gibi gıdaların hızlı doygunluk sağladığı belirtiliyor. Omega-3 içeren somon ve ceviz iştah kontrolünde etkili görülürken, en az yüzde 70 kakao içeren bitter çikolatanın sindirimi yavaşlatarak tokluk hissini artırabildiği aktarılıyor.

Baharat kullanımı

Araştırmalar, kırmızı biber ve karabiber gibi baharatların iştahı hafifçe baskılayabileceğini gösteriyor. Pensilvanya Eyalet Üniversitesi’nin bulgularına göre, yemeklere acı biber eklemek alınan gıda miktarını yüzde 11-18 oranında azaltabiliyor.

Yemekten önce su içmek

Çalışmalar, öğünden yarım saat önce iki bardak su içmenin kalori alımını azaltabileceğine işaret ediyor. Uzmanlar, kış aylarında susuzluk hissinin azaldığını ancak vücudun yine de sıvıya ihtiyaç duyduğunu vurguluyor.

Uzmanlar uyarıyor: Yalnızca diyet yeterli değil

Fry, iştah kontrolünün yalnızca beslenmeyle sınırlı olmadığını; uyku kalitesi, ruh hali, ışık maruziyeti, stres ve günlük aktivitenin de etkili olduğunu belirtti:

“Uyku azlığı iştahı artırabilir, düşük hareket seviyeleri ise tokluk sinyallerini zayıflatabilir. Beden sinyallerini takip etmek, kış aylarında iştahı yönetmede kritik öneme sahip.”

Fry ayrıca, kişilerin mevsim şartlarına göre değil, kendi fiziksel tepkilerine göre beslenme farkındalığı geliştirmesi gerektiğini ifade etti.


ABD'de göçmen operasyonları: "Vudu bebeği" bulundu

Federal göçmenlik operasyonunun devam ettiği New Orleans'ta, ICE memurunun "vudu bebeği" bir ağaca bağlanmış halde bulundu (Eyalet Başsavcısı Liz Murrill / X)
Federal göçmenlik operasyonunun devam ettiği New Orleans'ta, ICE memurunun "vudu bebeği" bir ağaca bağlanmış halde bulundu (Eyalet Başsavcısı Liz Murrill / X)
TT

ABD'de göçmen operasyonları: "Vudu bebeği" bulundu

Federal göçmenlik operasyonunun devam ettiği New Orleans'ta, ICE memurunun "vudu bebeği" bir ağaca bağlanmış halde bulundu (Eyalet Başsavcısı Liz Murrill / X)
Federal göçmenlik operasyonunun devam ettiği New Orleans'ta, ICE memurunun "vudu bebeği" bir ağaca bağlanmış halde bulundu (Eyalet Başsavcısı Liz Murrill / X)

ABD İç Güvenlik Bakanlığı'nın (DHS) sınır dışı etme operasyonu New Orleans'ta sürüp giderken, Göçmenlik ve Gümrük Muhafaza (ICE) memurlarını andıran bir "vudu bebeği" ağaca bağlanmış halde bulundu.

ABD Başkanı Donald Trump'ın göçmen baskınlarının son hedefi New Orleans. DHS'e göre "Catahoula Crunch" Operasyonu kapsamında 3 Aralık'tan bu yana 250'den fazla kişi gözaltına alındı.

Fotoğraflarda görüldüğü üzere "ICE" yazılı siyah bir yelek ve buna uyumlu şapkasıyla maskeli bir memuru tasvir eden, keçeden yapılmış bir bebek ağaca bağlanmış ve onlarca iğne batırılmış halde bulundu. Vudu, Louisiana'da yaygın bir uygulama ve New Orleans'taki dükkanlar bu dini uygulamayla ilgili eşyalar satıyor.

Bebeği kimin yaptığı veya ağaca kimin bağladığı henüz bilinmiyor.

Louisiana'nın Cumhuriyetçi başsavcısı Liz Murrill bir sosyal medya gönderisinde "Yasadışı göçmenlik yanlısı radikallerin tartışmayı kaybettiğini, @ICEgov'un vudu bebeklerini kullanmalarından ve New Orleans'taki Çocuklara Karşı İnternet Suçları Görev Gücü'ne rahat vermemelerinden anlayabilirsiniz" yazarak sözkonusu bebeğin fotoğrafını paylaştı.

The Independent cevap hakkı için DHS'le iletişime geçti.

Şikago, Charlotte ve Los Angeles'taki benzer operasyonların ardından Trump'ın göçmenlik politikasının son hedefi New Orleans. Louisiana'nın en büyük şehrine yapılan federal konuşlandırma protestolara yol açtı.

New Orleans'ın müstakbel belediye başkanı Helena Moreno, Catahoula Crunch Operasyonu'nun şehirde "ciddi endişeye" yol açarak bir "korku kültürü" yarattığını söylüyor.

Moreno, federal göçmenlik görevlileri tarafından durdurulduklarında ne yapmaları gerektiğiyle ilgili vatandaşlara tavsiye veren ve yasal kaynaklara bağlantılar sağlayan "Haklarınızı Bilin" adlı bir internet sitesi açtı; New Orleans Belediye Meclisi de yurttaşların, federal memurların suiistimallerini veya görevi kötüye kullanmalarını bildirmesi için bir portal oluşturdu.

DHS, baskınların "suçlu yasadışı göçmenleri" hedef aldığını söylese de Associated Press'in ele geçirdiği kolluk kuvvetleri kayıtları, New Orleans operasyonunun ilk iki gününde gözaltına alınan 38 kişinin üçte birinden azının sabıkası olduğunu göstermişti.

New Orleans'ı temsil eden Demokrat Partili Senatör Royce Duplessis, önceki haftalarda AP'ye yaptığı açıklamada, "Bu, zaten bildiğimiz şeyi doğruluyor; mesele kamu güvenliği değil, mesele kaos ve korkuyu körüklemek, toplulukları terörize etmek" demişti. 

Göçmenlerin şiddet yanlısı olduğu yönündeki hastalıklı klişeyi daha da güçlendiriyor.

New Orleans'tan gelen haberler, ülke genelindeki daha büyük bir örüntüye uyuyor gibi görünüyor.

Kâr amacı gütmeyen veri toplama kuruluşu Transactional Records Access Clearinghouse'a göre, 30 Kasım itibarıyla ICE tarafından gözaltında tutulan kişilerin yaklaşık yüzde 73'ünün sabıka kaydı yok.

New Orleans göçmen operasyonunun bitiş tarihi henüz açıklanmadı.

Independent Türkçe


Güney Kore’de kellik tartışması: “Ölüm kalım meselesine dönüştü”

Lee'nin teklifini eleştirenler, kelliğe kıyasla daha önemli hastalıklara yoğunlaşılmasını istiyor (Reuters)
Lee'nin teklifini eleştirenler, kelliğe kıyasla daha önemli hastalıklara yoğunlaşılmasını istiyor (Reuters)
TT

Güney Kore’de kellik tartışması: “Ölüm kalım meselesine dönüştü”

Lee'nin teklifini eleştirenler, kelliğe kıyasla daha önemli hastalıklara yoğunlaşılmasını istiyor (Reuters)
Lee'nin teklifini eleştirenler, kelliğe kıyasla daha önemli hastalıklara yoğunlaşılmasını istiyor (Reuters)

Güney Kore Devlet Başkanı Lee Jae-myung, kellikle mücadelenin "ölüm kalım meselesi" haline geldiğini söyledi.

Lee, kamu sağlık sigortasının saç dökülmesi tedavilerini de içerecek şekilde genişletilmesini istediğini belirtti.

62 yaşındaki lider, salı günkü açıklamasında kelliğin sadece gençler için "kozmetik bir sorun" olmadığını, toplum için bir "ölüm kalım meselesine" dönüştüğünü savundu.

Ülkede sadece alopesi areata gibi tıbbi nedenlerle oluşan saç dökülmelerine yönelik tedavilerin masrafları devlet tarafından karşılanıyor. "Saçkıran" diye de bilinen bu hastalık, genellikle bağışıklık sisteminin kendine saldırması sonucu kişinin saç, sakal, kirpik ya da kaşlarının kısa süre içinde dökülmesine yol açıyor.

Diğer yandan yaygın erkek tipi kellik için uygulanan tedavilerin çoğu, sigorta kapsamı dışında kalıyor. Lee, sigorta kapsamının genişletilmesi gerektiğini belirterek şunları söyledi:

Sigorta primlerini ödedikleri halde yardım alamamalarını haksızlık olarak gören gençler olabilir. Bu durum yabancılaşma hissini ciddi boyutlara çıkarabilir.

Güney Kore'nin sağlık sigortası sistemi halihazırda mali sorunlarla boğuşuyor. Sistem, geçen yıl 11,4 trilyon won'la (yaklaşık 330 milyar TL) rekor açık vermişti. Yaşlanan nüfusun da etkisiyle 2026'da açığın 4,1 trilyon won (yaklaşık 119 milyar TL) daha artabileceği öngörülüyor.

Öte yandan Kore Tabipler Birliği'nden yapılan açıklamada, Lee'nin saç dökülmesi tedavisini önceliklendiren yaklaşımı eleştirildi:

Sağlık sigortası fonlarını saç dökülmesi tedavisine harcamak yerine, kanser ve diğer ciddi hastalıkların tedavisine öncelik verilmesi daha uygun olacaktır.

Katı güzellik standartlarıyla tanınan Doğu Asya ülkesinde kellikten muzdarip gençler toplumsal dışlanmayla karşılaşabiliyor. Yetkililere göre, geçen yıl saç dökülmesi nedeniyle hastanelere başvuran 240 bin kişinin yüzde 40'ı 20'li veya 30'lu yaşlardaydı.

Sağlık Bakanı Jeong Eun Kyeong ise saç dökülmesi yaşayan gençlerin iş arama sürecinde özgüvenlerini yitirebileceğini, bunun da ruh sağlıklarını olumsuz etkileyeceğini savunuyor.

Lee, 2022'de düzenlenen devlet başkanlığı seçimleri için yürüttüğü kampanyada da saç dökülmesi tedavisi masraflarının devlet tarafından ödeneceği vaadiyle gündem olmuştu. Lee, o dönemki seçimleri Yon Suk-yol karşısında kaybetmişti.

Independent Türkçe, Guardian, BBC