El-Mahzara, Moritanya’daki bedevi bir üniversite

Şairler ülkesinde Arapçayı zirveye çıkaran köklü gelenekler

El-Mahzara üniversitesi hocalarından Muhammed el-Hasen el-Hadim öğrencileriyle birlikte (Independent Arabia)
El-Mahzara üniversitesi hocalarından Muhammed el-Hasen el-Hadim öğrencileriyle birlikte (Independent Arabia)
TT

El-Mahzara, Moritanya’daki bedevi bir üniversite

El-Mahzara üniversitesi hocalarından Muhammed el-Hasen el-Hadim öğrencileriyle birlikte (Independent Arabia)
El-Mahzara üniversitesi hocalarından Muhammed el-Hasen el-Hadim öğrencileriyle birlikte (Independent Arabia)

El-Mahzara; 16 senedir her gün Ulumu’l Kur’an, hadis, siyer, fıkıh, Nahiv, sarf, belagat, mantık ve Eyyamu’l Arap gibi ilimlerin okutulduğu bedevi bir üniversite. Moritanya’da bulunan üniversite tüm bu ilimleri okutan bir hoca tarafından yönetiliyor. Bu üniversitenin geleneklerinden birisinde hadislerde geçen“ Çarşamba günü başlanılan iş muhakkak ki tamam olur” ilkesi temel alınıyor ve öğrenciler ders günlerinin sonuncusu olan Çarşamba gününde metin okumaya başlatılıyor Dersler cumartesi başlayıp Çarşamba günü son bulurken Perşembe ve Cuma günleri tatil. Öğrenciler tatil günlerinde derslerini tekrar edebiliyor, dinlenebiliyor veya akraba ziyareti gerçekleştirebiliyorlar. Peki, hak ettiği ilgi ve araştırmayı görmeyen bu üniversitenin ders müfredatı ve eğitim metodu ne? Öğrenciler ne tür yazı malzemesi kullanıyor?  Bu üniversitedekilerin geçim kaynağı ne? Üniversite çevresi ile nasıl bir etkileşim içinde?  Üniversite öğrencilerinin şiir geceleri nasıl?
Okumak ve yazmak
Mahzara üniversitesinde eğitim gören öğrenciler okumak ve yazmak için ağaç gövdelerinden yapılmış ahşap levhalar kullanıyor. Yazı için “Samga (zamk)” adıyla bilinen bir mürekkep kullanılırken bu mürekkep, ortası oyulmuş bir taş olan ve  “Adki” olarak isimlendirilen bir alet içinde kömür, yapışkan ve su kullanılarak üretiliyor. Öğrencilerin büyük bir ahşap levha tutkusu var. Üniversite öğrencilerinden biri ahşap levha için şiir bile yazmış. “Benim yoldaşım ve arkadaşım” diyor ahşap levha için. Öğrenciler ahşap levha üzerine yazmak için siyah, kırmızı, yeşil ve sarı renkli mürekkepler kullanıyor. Üniversite hocalarından Ahmed el-Hadim’in oğlu Ebu Muhammed siyah mürekkebin; bir tencere içinde su,  akasya (yerel ismi salaha) taneleri, biraz zamk ve Selem (Tamat olarak bilinir) ağacı yapraklarının kaynatılması ile üretildiğini ve sonrasında kaynatılan bu şeyin bir çeşit korunma sağlanması için ağaca asıldığını söylüyor. Kırmızı mürekkep ise “Hummira” ismi verilen bir taştan üretiliyor. Taşın oyulan kısımları suyun içine dökülüyor ve böylece mürekkep oluşuyor. Sarı mürekkebi de “Talulaka” adındaki bir ağacın yapraklarından üretiyorlar. Yeşil mürekkebin üretiminde ise büyük ve küçükbaş hayvanların safraları kullanılıyor. Mahzara üniversitesinde kullanılan kalemlere gelirsek hurma ağacı yapraklarından üretilen “Acrid” kalemi Mahzara’da en fazla kullanılan kalem konumunda. Mahzara’daki yazı çeşidi hakkında konuşan Ebu Muhammed “ ‘kaf’ harfinin tek nokta ile yazıldığı bir Endülüs hattıdır. “Fe” harfi ise altına bir nokta konularak yazılır. Kelimenin sonundaki ‘Fe’ harfi de noktasız ve uzatılarak kuyruklu bir şekilde(ف) yazılır. Kelime sonundaki ‘Kaf’ yukarı doğru yaslanılarak “Ye” harfi ise kuyruğu geriye uzatılarak (ے) kâğıda geçirilirken kelime sonundaki “Ye”, “Nun”, “Fe” ve “Kaf” harflerine nokta konulmaz” dedi.
Mushaf yazımında Kat’ı hemzesini sarı nokta ve vasıl hemzesini de kırmızı nokta olarak yazıyorlar. Vasıl hemzesi ile başlandığını ise yeşil bir nokta ile belirtiyorlar. “Sad” ve “Dat” harfleri eliptik veya yukarı doğru yay gibi kıvrımlı bir şekilde yazılıyor. Mahzara üniversitesindeki yazı tipinde “Teşerruki” bir eğilim var. Yazı çok ince bir seyir takip ediyor. “Dal” ve “Zal” harflerini “Ra” ve “Ze” harfi şeklinde yazılırken aynı zaman bu son iki harfi geriye ve yukarıya doğru uzatarak yazıyorlar. Üniversitenin adetlerine göre metinler kırmızı mürekkep, şerhler ise siyah mürekkeple yazılıyor. Haşiyeyi siyah renkle yazdıklarında üzerine “ح”ve “ط” işaretleri koyuyorlar. Şiir beyitleri ise kırmızı ve siyah mürekkeple metin yazımında kullanılan hatta göre daha ince bir şekilde yazılıyor.
Geçim kaynakları
Öğrenciler geçimlerini evlerinden üniversiteye getirdikleri inek sütüyle sağlıyor. Süt her azaldığı vakit bir yenisini ekliyorlar. Bazılarının yazdıkları şiirde sütü övdüklerini görüyorsunuz. Mahzara üniversitesindekilerin diğer bir geçim kaynağı evlenen kişilerin ve çocuğu olanların üniversiteye bağışladığı koyunlar. Öğrencilerin geçim kaynaklarından bir diğeri de üniversitenin yanından geçen kafilenin verdiği pirinç ve diğer tahıl ürünleri.
Mahzara yazısının zarafeti (Independent Arabia)
Şifreli mesajlar

Üniversitede “Beravat’ü-Talamid” adıyla bilinen bir mesaj var. Tatil olduğu vakit öğrenciler çevre mahallelere giderek halktan yardım istiyor ve infakı teşvik eden mesajlar okuyorlar. Öğrencilerin diğer bir geçim kaynakları da “et-Tazavvah”. Çocuklar her ayın son Çarşamba günü özellikle de yağmurun uzun süre yağmadığı dönemlerde Tazavvah adı verilen kapları ellerine alarak şarkılar eşliğinde yürüyorlar.  Diğer taraftan çocuklar Gaybe mahallesindeki insanların geliş mevsiminde yollara çıkıyorlar. Eğer kendilerine bir ikramda bulunan olmazsa “Eğer o sizi boşarsa, Rabbi ona, sizden daha hayırlı, Müslüman, inanan, sebatla itaat eden, tövbe eden, ibadet eden, oruç tutan, dul ve bakire eşler verebilir” mealindeki ayeti okuyorlar. Hatim geleneği de Mahzara öğrencilerinin diğer geçim yollarından biri.  Bir öğrenci Kur’an’ın dörtte birlik bölümünü tamamladığı zaman öğrencilerden yazısı en güzel olan seçilir ve Kur’an’ın çeyreğini bitiren öğrencinin son derste okuduğu bölümü yazar. Sonra da sokaklara çıkarak yazılan bu bölümü tertil üzere okuyarak insanlardan yardım isterler. Öğrenciler insanlara mektup göndererek onlardan yardım isterler ve buradan da gelir elde ederler. Öğrenciler bazen de aracının içeriği anlamaması için ailelerine gönderdikleri mektup ve mesajlarda şifreli bir dil kullanırlar.  Bunlara örnek olarak Şeyh Ahmed’in oğlu Ebu Medyen’in mektubunu gösterebiliriz.  Ebu Medyen mektubunda şu ifadeleri kullanıyor “Nahivcilerin yanında nadiren bulunmayan ve Kur’an’da suyun kendisine izafet edildiği kişiden size selam olsun. Sizden Allah’ın Adem’e (a.s.) indirdiği şeylerden bize vermenizi istiyoruz”. Bu mektubun şifrelerini açıklamak istersek Nahivcilerin yanında nadiren bulunmayan şey Eb’dir. Kur’an’da suyun kendisine izafe edildiği şey de Medyen’dir. Ayette (mealen) “Medyen suyuna varınca, suyun başında (hayvanlarını) sulamakta olan bazı insanlar gördü” ifadeleri geçmektedir.  Yani Selamı gönderen Ebu Medyen’dir. Allah’ın Hz. Âdem’e indirdiği şey de elbisedir çünkü ayette (mealen) “Ey Âdemoğulları! Size avret yerlerinizi örtecek giysi ve süslenecek elbise indirdik” sözleri geçmektedir. Yani mesajda şu ifade edilmek istenmektedir:” Ebu Medyen ailesinden kendisine elbise göndermesini istiyor”. Üniversitedeki öğrenciler öğle yemeğinde pilav yerler ve buna “Darnif” ismini verirler. Akşam yemeğinde ise Ayş (bir tabak buğday unu) ile karınlarını doyururlar.
Öğrenci evleri
Mahzara öğrencileri “et-Tahala” dedikleri çardaklarda kalırlar. Çardaklar “Samam (Um Rakbe olarak da isimlendirilir)” ağacının gövdesinden yapılır. Daire şeklindedir ve ortasında Saltana olarak isimlendirilen bir direk bulunur.  Öğrencilere “Haba” denilen çadırlarda da kalırlar.
Mahzara’daki İlmi Metod
Independent Arabia'nın haberine göre, Mahzara üniversitesinde hoca hiçbir karşılık beklemeden öğrencileri okutur. Dersler özel çardaklarda,  hocanın çadırında veya ağaç altında yapılır. Ebu Medyen “ dersler sabah namazından önce başlar ve yatsı namazına kadar sürer. Hoca “önemli olan önceliklidir” metodunu takip ederek devleti her şeyden önde tutar. Mahzara’daki eğitim metodu bazı olmazsa olmaz esaslara dayanır. Bunlardan bir tanesi de her öğrenciye kapasitesine göre eğitim verilmesidir. Öğrenciler akşam vakti hocanın yanına gelirler. Hoca da onların seviyesini öğrenmek için ilk önce birkaç beyit okur. Sonra da onlardan beyitlerde geçen kelimelerden hangisinin mübteda, haber, fail veya meful olduğunu sorar. İ’rab ilmi Mahzara’da büyük önem taşımaktadır. Buradaki öğrenciler genellikle üniversiteleri ile övünürler.
Şiir Sempozyumları
Moritanya’daki bu üniversitesin öğrencileri genellikle geceleri grup grup şiir okurlar. Bazen iki grup arasında da şiir yarışmaları olur ve şiirler Hamdele ve Salvele ile başlar. Geceleri düzenlenen bu şiir sempozyumlarında okunan şiirlerin ilk beytinin son harfi ile ikinci beytinin ilk harfi aynı olur. Bazen de bu sempozyumlar öğrencileri dinlendiren komik ve eğlendirici şiirlerin okunmasıyla son bulur. Mahzara gibi bedevi üniversitelerin Moritanya’da hala yaygın olması İbni Haldun’un dünyanın fıtri olarak medeni olduğu teorisini yalanlar niteliktedir. Mahzara üniversitesi çok büyük âlimler çıkarmış, buradan mezun olanların bazıları Arap ülkelerinde eğitim ve yargı alanlarında yönetici olmuşlardır. Mazhara mezunları Ezher, Zeytune, Kayravan ve Hicaz âlimleri ile Arap dili alanında yarışır hale gelmişlerdir.



Küçük kertenkeleler, doğal "dalış tüpü" sayesinde yem olmaktan kurtuluyor

Dr. Swierk, çok fazla hayvan tarafından avlanan su anollerine "ormanın nuggetları" diyor (Lindsey Swierk)
Dr. Swierk, çok fazla hayvan tarafından avlanan su anollerine "ormanın nuggetları" diyor (Lindsey Swierk)
TT

Küçük kertenkeleler, doğal "dalış tüpü" sayesinde yem olmaktan kurtuluyor

Dr. Swierk, çok fazla hayvan tarafından avlanan su anollerine "ormanın nuggetları" diyor (Lindsey Swierk)
Dr. Swierk, çok fazla hayvan tarafından avlanan su anollerine "ormanın nuggetları" diyor (Lindsey Swierk)

Su anolü denen bir kertenkele türünün, burun deliklerinde oluşturduğu bir baloncuk sayesinde hayatta kalabildiği ortaya kondu. Su altında en az 20 dakika kalmalarını sağlayan baloncuk sayesinde avcılardan kaçarak yem olmaktan kurtuluyorlar. 

Kalem uzunluğundaki su anolleri akarsu ve şelalelerin yakınlarındaki kaya ve bitkilerin etrafında yaşıyor. Kuşlardan yılanlara kadar çeşitli hayvanlara yem olan bu kertenkeleler, hayatta kalabilmek için kamuflaj gibi beceriler geliştirmiş.

Ayrıca tehlike durumunda suya atlayan bu hayvanlar, burun deliklerinin üstünde bir baloncuk oluşturarak gizleniyor. Bilim insanları bu özelliğin farkında olsa da baloncukların su altında daha uzun süre kalmalarını sağlayıp sağlamadığı net değildi.

New York'taki Binghamton Üniversitesi'nde anoller üzerine çalışan Dr. Lindsey Swierk, "Suyun altında çok uzun süre kalabildiklerini biliyoruz" diyerek ekliyor: 

Bu baloncuğun solunumda gerçekten işlevsel bir rolü olup olmadığını bilmiyorduk.

Bu belirsizliği gidermek isteyen Dr. Swierk, 30 su anolü yakalayarak bir deney yürüttü. 

Su anolleri suya girdikten sonra nefes vererek küçük bir baloncuk üretiyor. Kertenkelenin derisinin hidrofobik olması yani sudan kaçınması sayesinde baloncuk büyüyerek muhtemelen hayvanın nefes almasını sağlıyor. 

Biology Letters adlı hakemli dergide dün (18 Eylül) yayımlanan çalışmayı yürüten Dr. Swierk, yakaladığı su anollerinin yarısının burnuna nemlendirici sürerek baloncuk oluşturmalarını engelledi. 

Daha sonra hayvanları akvaryuma bırakan bilim insanı, baloncuk üretebilenlerin su altında yüzde 32 daha uzun süre kaldığını gözlemledi. 

Bulgular, bu kertenkele türünün baloncukları hayatta kalmak için kullandığına işaret ediyor.

Dr. Swierk makalede, "Yarı suda yaşayan anollerin içinde ve hidrofobik vücut yüzeyinde taşınan fazla hava, insanların dalış tüpü gibi çalışıp ekstradan hava sağlayarak dalış süresini uzatıyor" diye yazıyor.

Çalışmadaki anoller suda birkaç dakika kaldı ancak doğadakilerin en az 20 dakika kalabildiği biliniyor. 

Avcılarla karşılaşan su anolleri ilk başta olduğu yerde kalarak kamuflajının kendisini gizlemesini umuyor. Eğer bunda başarılı olmazsa kayalardaki çatlaklara saklanmayı deniyor.

Dr. Swierk suya dalmanın son seçenek olduğunu ama diğerlerinden çok daha etkili bir strateji olduğunu belirtiyor:

Suyun altına girmelerinden sonra, akıntının hareketli yüzeyinde tespit edilmeleri çok zor oluyor.

Independent Türkçe, Science Alert, Guardian, Biology Letters