‘Mekke Deklarasyonu’ ile ilgili 12 karar

Suudi Arabistan Kralı Selman bin Abdulaziz, Mekke’deki Safa Sarayı’nda İİT’nin 14. Toplantısına başkanlık ederken  (SPA)
Suudi Arabistan Kralı Selman bin Abdulaziz, Mekke’deki Safa Sarayı’nda İİT’nin 14. Toplantısına başkanlık ederken (SPA)
TT

‘Mekke Deklarasyonu’ ile ilgili 12 karar

Suudi Arabistan Kralı Selman bin Abdulaziz, Mekke’deki Safa Sarayı’nda İİT’nin 14. Toplantısına başkanlık ederken  (SPA)
Suudi Arabistan Kralı Selman bin Abdulaziz, Mekke’deki Safa Sarayı’nda İİT’nin 14. Toplantısına başkanlık ederken (SPA)

Suudi Arabistan Kralı Selman bin Abdulaziz’in başkanlığında dün Mekke’deki Safa Sarayı’nda gerçekleştirilen İslam İşbirliği Teşkilatı’nın (İİT) 14.Toplantısı sonucunda 12 karar içeren bir ‘Mekke Deklarasyonu’ yayınlandı.
Deklarasyon’da şu 12 karara uyma çağrısında bulunuldu;
1- Ortak İslami eylemle İİT’nin hedeflerine ulaşmasına, İslam dünyasının umut verici bir gelecek için yeni bir vizyona doğru ilerlemesine destek sağlamak, ayrıca güvenlik ve istikrarlarını korumak için karşılaştıkları iç ve dış zorluklarla baş etmelerine yardımcı olmak.
2- İslam ülkeleri ve her alandaki sistemlerinin kalkınma ve gelişimi sağlamak için gücünü arttırması ve ortak İslami eylemin performansına olumlu yansıması için çalışmak, Teşkilatın çalışmalarının gelişimine, çıkarlarına hizmet eden ilkelere uygun olarak katkıda bulunmak.
3- Filistin meselesinin ümmetin en önemli konusu olduğunu vurgulamak. Uluslararası kararlar göre İsrail işgaline son vermek için çalışmak. Filistin halkının başkenti Kudüs olan bağımsız devletlerinde yaşama hakları konusunda dayanışmada bulunma.
4- Sebebi ne olursa olsun terörizm ve radikalizmin her türünün reddedilmesi ve kınanması. Herkesin terör örgütleri ile mücadelede omuz omuza vermesi. Bu felaketlerle mücadele etmek için caydırıcı yasalar çıkarılması.
5- Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri’ni (BAE) hedef alan son terör saldırılarını kınamak.  Bölgedeki barışı ve güvenliği sağlama konusundaki sorumluluklarını yerine getirmesi için uluslararası topluma çağrıda bulunulması.
6- Terörün herhangi bir ırk, din ve medeniyete izafe edilmesini, ayrıca terör, radikalizm ve şiddete çağıran her türlü örgütü herhangi bir bahane ile desteklenmesi reddetme.
7- Din, ten rengi ve inanca dayalı her türlü hoşgörüsüzlük ve ayrımcılığın kınaması, tüm insanlar arasında hoşgörü, saygı, diyalog ve işbirliğinin desteklenmesi.
8- Mezhepçilik ve hizipçiliğin her türünü reddetme. Mezhep politikaları ve uygulamalarıyla mücadele çabalarını ve tüm Müslümanlar arasında uzlaşmayı teşvik etmek.
9- İslam kardeşliğinin amaç ve hedeflerine ulaşmada sosyal medyanın sorumluluğunu vurgulamak. Ümmetin evlatları arasında çekişme ve nefretten sakındırmak.
10- Müslüman olmayan ülkelerde zulüm gören ve ezilen Müslümanların yanında yer almanın önemine vurgu yapmak, onlara yardım eli uzatmak, uluslararası platformlarda sorunlarını ele almak. Ayrımcılığa uğramandan yaşadıkları topluma entegrasyonlarını sağlayacak mekanizmalar oluşturmak.
11- İİT’nin uluslararası toplumda, ortak çalışmalarda fikir birliği sağlamadaki rolünü yerine getirebilmesi için programlarını ve araçlarını geliştirmek için gereken değişiklikleri ve gelişmelerin sağlanması.
12- İslami ülkeler arasında kardeşliği ve dayanışmayı güçlendirmek ve dünya çapında İslam ve Müslümanlara hizmet etmek için bu toplantı için davette bulunanSuudi Arabistan Kralı’na teşekkür edildi.



Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı: Suriye'ye destek konusunda varılan mutabakat yaptırımların kaldırılmasının ötesine geçiyor

Fotoğraf: Reuters
Fotoğraf: Reuters
TT

Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı: Suriye'ye destek konusunda varılan mutabakat yaptırımların kaldırılmasının ötesine geçiyor

Fotoğraf: Reuters
Fotoğraf: Reuters

Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan, Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman, ABD Başkanı Donald Trump, Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şera ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan (telefonla katıldı) arasında gerçekleşen görüşmeyi ‘iyi bir toplantı’ olarak nitelendirdi. Görüşmenin, tüm tarafların tam egemenliğini yeniden kazanan ve bölgenin gelişimine katkıda bulunan istikrarlı ve güvenli bir Suriye'ye yönelik arzularını yansıttığını kaydetti.

Riyad'da düzenlenen Suudi Arabistan-ABD ve Körfez-ABD zirvelerinin ardından düzenlenen basın toplantısında konuşan Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı, Suriye'de sadece yaptırımların kaldırılması değil, geçiş sürecinin desteklenmesi konusunda da görüş birliğine varıldığını açıkladı ve ABD'nin Suriye'ye yönelik yaptırımları kaldırma kararını ‘cesur ve önemli bir adım’ olarak nitelendirdi. Prens Faysal bin Ferhan, liderlerin bu kararın daha geniş bir süreç için bir sıçrama tahtası olduğunu ve güçlü ve istikrarlı bir ekonomi inşa etmek için bu fırsattan yararlanma sorumluluğunun şimdi Suriye hükümetinde olduğunu vurguladıklarını açıkladı.

Veliaht Prens Muhammed bin Selman, Suudi Arabistan'ın Suriye'deki ekonomik rönesansı destekleme çabalarına öncülük etmeye hazır olduğunu ve katılımcı liderlerin Suriye halkının isteklerini karşılamaya devam etmesini sağlamak için bu geçiş aşamasını destekleme konusundaki ortak taahhüdünü vurgulayarak, ABD yaptırımlarının kaldırılmasının ardından Suriye içinde birçok yatırım fırsatı olduğunu belirtti.

Bu eğilimin Avrupa Birliği'ni (AB) de yaptırımların kaldırılması konusunda benzer adımlar atmaya motive edebileceğini kaydeden Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı, “Suriye büyük bir ekonomik rönesansa tanıklık etmek için pek çok fırsata sahip. Suriye yalnız olmayacak, Suudi Arabistan ve müttefikleri kalkınmayı desteklemede ön saflarda yer alacak” ifadelerini kullandı.

Bölgesel sorunlar

Diğer bölgesel konularla ilgili olarak Prens Faysal bin Ferhan, Suudi Arabistan ile ABD arasında İran'ın nükleer meselesi konusunda büyük bir mutabakat olduğunu belirterek, Suudi Arabistan'ın Washington ile Tahran arasında devam eden görüşmelere tam destek verdiğini ve bu görüşmelerin bölgenin istikrarını sağlayacak ve nükleer programın barışçıl olmayan veya askeri amaçlarla kullanılmasını önleyecek olumlu sonuçlara ulaşmasını umduğunu vurguladı. Faysal bin Ferhan, ABD tarafının Suudi Arabistan'ı müzakerelerin gidişatına ilişkin ayrıntılar konusunda bilgilendirdiğini açıkladı.

Faysal bin Ferhan, Hindistan ile Pakistan arasındaki ateşkesle ilgili olarak, Suudi Arabistan Veliaht Prensi’nin Washington ve diğer ülkelerle koordinasyon halinde yürüttüğü diplomatik çabaların ateşkes anlaşmasıyla sonuçlandığını belirterek, ateşkesi memnuniyetle karşıladı ve gelecekte herhangi bir gerilimin önlenmesi için iki taraf arasında doğrudan diyalog başlatılması çağrısında bulundu.

Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı, bu müzakerelerin başarılı olmasının bölgeyi tehdit eden tehlikeleri büyük ölçüde azaltacağını ve çeşitli zorluklara rağmen daha fazla bölgesel iş birliği ve entegrasyona kapı açacağını söyledi.

Filistin konusunda ise Prens Faysal bin Ferhan, Gazze Şeridi'nde ateşkesin acil bir öncelik olduğunu vurgulayarak ABD vatandaşı İsrailli asker Edan Alexander'ın serbest bırakılmasının kapsamlı bir ateşkesin temelini oluşturması gerektiğini belirtti. Askeri operasyonların devam etmesinin Filistin halkının acılarını arttırdığını ve insani yardımların ulaştırılmasını engellediğini ifade eden Faysal bin Ferhan, Gazze Şeridi'ne yardım akışındaki herhangi bir aksaklıktan İsrail'i sorumlu tuttu.

Görüşmeler sırasında yardımların ulaştırılması konusunun da gündeme geldiğini belirten Faysal bin Ferhan, Suudi Arabistan'ın uluslararası ortaklarıyla iş birliği içinde ateşkes sağlanması ve Gazze Şeridi'ndeki insani acıların hafifletilmesi konusundaki rolünü sürdürdüğünü vurguladı.

Körfez-ABD Zirvesi’ne de değinen Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı, zirvenin ‘Körfez-ABD ortaklığını derinleştirme taahhüdünü yinelediğini ve her alanda iş birliğini geliştirme yönündeki ortak kararlılığı yansıttığını’ söyledi.

Washington-Riyad ortaklığı

Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı, Riyad ile Washington arasındaki savunma ve güvenlik ortaklığının ‘uzun soluklu’ bir ortaklık olduğunu vurguladı. Bu iş birliğinin her iki tarafa da fayda sağladığını ve Suudi Arabistan'ın teknoloji transferi ve sanayinin yerelleştirilmesi yoluyla savunma kabiliyetlerini desteklemek ve teknoloji, uzay ve geleceğin endüstrileri sektörlerindeki yatırımlarını arttırmak için güçlendirilmeye devam edeceğini belirten Bakan, Suudi Arabistan'ın ABD'deki yatırımlarını bir trilyon dolara çıkarmayı hedeflediğini kaydetti.

Prens Faysal bin Ferhan, “Suudi yatırımları, öncelikle Suudi Arabistan'ın çıkarlarını dikkate alan stratejik kararlara dayanıyor ve ABD pazarı dünyanın en büyük ekonomisi olduğu ve büyük ülkeler ve şirketler buraya yatırım yapmak istediği için ABD ekonomisinin sahip olduğu cazip yatırım ortamını göz önünde bulunduruyor” dedi.

ABD Başkanı'nın Riyad'da yaptığı konuşmayla ilgili olarak Prens Faysal bin Ferhan, konuşmanın bölgenin istikrarını destekleme konusunda ‘çok önemli’ mesajlar taşıdığını ve bölgesel ortaklığın değerinin ve herkese hizmet edecek şekilde nasıl geliştirileceğinin derinlemesine anlaşıldığını vurgulayarak, Körfez deneyiminin diğerlerine ilham verebileceğini belirtti.

Bakan, iki ülkenin uzay keşif fırsatlarını keşfetme, ortak görevleri ve uzun uçuşlar için astronot eğitim programını arttırma ve insanlığa hizmet etmek için uzay ve uydular alanındaki fırsatları değerlendirme konusunda yakın iş birliği içinde olduğuna dikkat çekti.