Avrupa'nın ilk sualtı restoranı Norveç'te açıldı

Avrupa'nın ilk sualtı restoranı Norveç'te açıldı
TT

Avrupa'nın ilk sualtı restoranı Norveç'te açıldı

Avrupa'nın ilk sualtı restoranı Norveç'te açıldı

Avrupa’nın ilk sualtı restoranı, Norveç'in Lindesnes şehrinde açıldı. Ülkenin güney kıyısındaki batık restoranının en dikkat çeken özelliği, Kuzey Denizi ve egzotik sakinlerinin panoramik manzarasını sunan 36 metrekarelik dev bir penceresinin bulunması.
Norveç'in Lindesnes şehrinde Avrupa'nın ilk sualtı restoranı hizmete girdi. Ülkenin güney kıyısındaki batık restoranının en dikkat çeken özelliği, Kuzey Denizi ve egzotik sakinlerinin panoramik manzarasını sunan 36 metrekarelik dev bir penceresinin bulunması. Sahibi tarafından dünyanın en büyüğü olarak lanse edilen restoranda deniz mahsulleri 5 metre su altında servis ediliyor. Restoran sahibi Stig Ubostad basın mensuplarına verdiği demeçte “Restoranımız, hiç şüphesiz dünyanın en büyüğü ve Avrupa'da tek. O kadar çok danışmandan geçtik ki bence her şeyden daha güvenli olduğunu söyleyebilirim” dedi. 
Oslo'da pek çok estetik binanın mimarı Snhetta şirketi tarafından tasarlanan restoran “batık periskop” olarak adlandırılan 36 metrekarelik penceresiyle okyanus yaşamının eşsiz panoramik manzarasını sunuyor. 26 cm kalınlığındaki pleksiglas pencere, fırtınalara dayanacak şekilde tasarlandı. Tüm yapı, kalın beton duvarları ile zorlu deniz koşullarından kaynaklanan basınç ve şoklara dayanacak şekilde inşa edildi. 
34 metrelik restoran, haftanın 5 gecesi 40 farklı yemekle hizmet verecek. Müşteriler ahşap panelli meşe merdivenlerden oluşan bir geçitten inerek, restoranın loş ışıklı yemek odasına ulaşabilecek. 
Restoranın ismi zekice bir kelime oyununa dayanıyor. İngilizce "Under" yani altında anlamına gelen restoranın ismi Norveççe ise “harika” anlamına geliyor.  



Rekor kıran enerji patlamasının sırrı çözüldü mü?

Düşük kütleye ve parlaklığa sahip kırmızı cüceler, galaksideki en yaygın yıldız türü (NASA)
Düşük kütleye ve parlaklığa sahip kırmızı cüceler, galaksideki en yaygın yıldız türü (NASA)
TT

Rekor kıran enerji patlamasının sırrı çözüldü mü?

Düşük kütleye ve parlaklığa sahip kırmızı cüceler, galaksideki en yaygın yıldız türü (NASA)
Düşük kütleye ve parlaklığa sahip kırmızı cüceler, galaksideki en yaygın yıldız türü (NASA)

Bilim insanları gizemli bir enerji patlamasının, kırmızı cüce bir yıldızdan ve ölü bir yıldızın kalıntısından geliyor olabileceğini buldu.

Gökbilimciler radyo dalgası yayan bir patlama türünü uzun zamandır anlamaya çalışıyor. Normalde bir bölgeden gelen art arda patlamalar arasında birkaç saniye hatta daha kısa süre olur.

Ancak 2006'dan beri, patlamalar arasındaki sürenin birkaç dakikadan birkaç saate kadar değişebildiği olaylar saptanmaya başladı.

Uzun periyotlu radyo geçişi denen bu olaylar neredeyse 20 yıldır bilim insanlarının kafasını karıştırıyor ve bu aralıklı patlamalarda nasıl radyo dalgası üretildiğini anlamaya çalışıyorlar.

Bunlar genellikle galaksinin kalabalık bölgelerinde görüldüğü için hangi cisimden geldiklerini anlamak da zorlu bir iş.

Bulguları hakemli dergi Astrophysical Journal Letters'ta 26 Kasım'da yayımlanan yeni çalışmadaysa Samanyolu'nun daha az gökcismi içeren eteklerinden gelen bir uzun periyotlu radyo geçişi incelendi.

GLEAM-X J0704-37 adı verilen bu olayda her üç saatte bir 30 ila 60 saniye süren patlamalar gerçekleşiyor. Uzun periyotlu radyo geçişi olayları arasında, art arda patlamaları arasında en çok süre olan GLEAM-X J0704-37 bu anlamda rekoru elinde tutuyor.

Güney Afrika'daki MeerKAT ve Şili'deki Güney Astrofizik Araştırma teleskoplarını kullanan bilim insanları, GLEAM-X J0704-37'nin M-tipi yıldız diye de bilinen bir kırmızı cüceden geldiğini gözlemledi.

Curtin Üniversitesi'nden çalışmanın ortak yazarı Natasha Hurley-Walker "M-tipi yıldızlar, Güneş'in kütlesinin ve parlaklığının çok azına sahip olan düşük kütleli yıldızlardır. Samanyolu'ndaki yıldızların yüzde 70'ini oluştursalar da hiçbiri çıplak gözle görülemez" diyerek ekliyor: 

M-tipi yıldız tek başına bizim gördüğümüz miktarda enerji üretemez.

Verileri tekrar inceleyen ekip kırmızı cücenin muhtemelen ikili bir sistem içinde yer aldığını buldu. Araştırmacılar diğer cismin, beyaz cüce yıldız olduğunu tahmin ediyor. 

Güneş gibi yıldızlar, süpernova patlaması geçirecek kütleye sahip olmadığı için yaşam döngülerinin sonuna geldiğinde dış katmanlarını atmaya başlıyor. Geriye kalan çekirdekse muazzam bir yoğunluğa sahip beyaz cüceye dönüşüyor. 

Bilim insanları sistemdeki güçlü manyetik alanların, hızla dönen nötron yıldızları (pulsar) gibi düzenli enerji patlamalarına yol açtığını öne sürüyor. 

Ekip halihazırda çalışmalarına devam ederek bu sistemi doğrulamaya ve radyo dalgalarını tam olarak nasıl ürettiğini anlamaya çalışıyor. 

Ayrıca teleskopların eski gözlemlerinde, GLEAM-X J0704-37'ye benzer patlamalar da bulmayı umuyorlar.

Independent Türkçe, Space.com, Science Daily, Astrophysical Journal Letters