Avrupa'nın ilk sualtı restoranı Norveç'te açıldı

Avrupa'nın ilk sualtı restoranı Norveç'te açıldı
TT

Avrupa'nın ilk sualtı restoranı Norveç'te açıldı

Avrupa'nın ilk sualtı restoranı Norveç'te açıldı

Avrupa’nın ilk sualtı restoranı, Norveç'in Lindesnes şehrinde açıldı. Ülkenin güney kıyısındaki batık restoranının en dikkat çeken özelliği, Kuzey Denizi ve egzotik sakinlerinin panoramik manzarasını sunan 36 metrekarelik dev bir penceresinin bulunması.
Norveç'in Lindesnes şehrinde Avrupa'nın ilk sualtı restoranı hizmete girdi. Ülkenin güney kıyısındaki batık restoranının en dikkat çeken özelliği, Kuzey Denizi ve egzotik sakinlerinin panoramik manzarasını sunan 36 metrekarelik dev bir penceresinin bulunması. Sahibi tarafından dünyanın en büyüğü olarak lanse edilen restoranda deniz mahsulleri 5 metre su altında servis ediliyor. Restoran sahibi Stig Ubostad basın mensuplarına verdiği demeçte “Restoranımız, hiç şüphesiz dünyanın en büyüğü ve Avrupa'da tek. O kadar çok danışmandan geçtik ki bence her şeyden daha güvenli olduğunu söyleyebilirim” dedi. 
Oslo'da pek çok estetik binanın mimarı Snhetta şirketi tarafından tasarlanan restoran “batık periskop” olarak adlandırılan 36 metrekarelik penceresiyle okyanus yaşamının eşsiz panoramik manzarasını sunuyor. 26 cm kalınlığındaki pleksiglas pencere, fırtınalara dayanacak şekilde tasarlandı. Tüm yapı, kalın beton duvarları ile zorlu deniz koşullarından kaynaklanan basınç ve şoklara dayanacak şekilde inşa edildi. 
34 metrelik restoran, haftanın 5 gecesi 40 farklı yemekle hizmet verecek. Müşteriler ahşap panelli meşe merdivenlerden oluşan bir geçitten inerek, restoranın loş ışıklı yemek odasına ulaşabilecek. 
Restoranın ismi zekice bir kelime oyununa dayanıyor. İngilizce "Under" yani altında anlamına gelen restoranın ismi Norveççe ise “harika” anlamına geliyor.  



Araştırmacılar sinekleri kokain bağımlısı yapmak için genetiklerini değiştirdi

Meyve sinekleri normalde kokainin tadını sevmiyor (Unsplash)
Meyve sinekleri normalde kokainin tadını sevmiyor (Unsplash)
TT

Araştırmacılar sinekleri kokain bağımlısı yapmak için genetiklerini değiştirdi

Meyve sinekleri normalde kokainin tadını sevmiyor (Unsplash)
Meyve sinekleri normalde kokainin tadını sevmiyor (Unsplash)

Bilim insanları meyve sineklerinin genetiğini değiştirerek kokaini sevmelerini sağladı. Çalışmanın insanlardaki kokain bağımlılığını daha iyi anlama ve tedavi etmeye katkı sunması bekleniyor. 

Meyve sinekleri ve insanlar birbirlerine sanılandan daha fazla benziyor. Örneğin bu iki türde çeşitli hastalıklardan sorumlu genlerin yaklaşık yüzde 75'inin aynı olması, bilim insanlarının ilgisini çekiyor. Sinekler üzerindeki genetik incelemeler, bu hastalıkların daha iyi anlaşılmasına katkı sağlıyor.

Bu rahatsızlıklardan biri de kokain gibi maddelere karşı gelişen bağımlılıklar. Utah Üniversitesi'nden Dr. Adrian Rothenfluh, "Son yıllarda, sinekler ve insanların birçok açıdan sandığımızdan daha fazla birbirine benzediği ortaya çıktı" diyerek ekliyor: 

Örneğin sineklerin alkole verdiği tepkiyi düzenleyen genlerin, insanlardaki alkol bağımlılığında da rol oynadığını birçok kez gösterdik. Bu durumun kokain bağımlılığıyla bağlantılı genler için de geçerli olacağını ve bunların sineklerdeki etki mekanizmasını inceleyebileceğimizi düşünüyoruz.

Ancak sineklerin kokaini sevmemesi bu çalışmaların önünde engel teşkil ediyordu. Meyve sineklerinin bacaklarındaki tat reseptörleri, böceğin bir şeyi yemeden önce zararlı olup olmadığını algılamasını sağlıyor. 

Dr. Rothenfluh ve ekip arkadaşları yeni çalışmalarında kokainin acı tadı nedeniyle bu reseptörlere yakalandığını ve sineklerin maddeden bu yüzden uzak durduğunu doğruladı. Araştırmacılar daha sonra sineklerin genetiğini değiştirerek bu reseptörleri devre dışı bıraktı.

Bulguları hakemli dergi Journal of Neuroscience'ta 2 Haziran Pazartesi günü yayımlanan çalışmada genetiği değiştirilmiş sineklerin kokaini sevdiği gözlemlendi. Düşük seviyede kokain içeren şekerli su verilen sinekler 16 saat içinde bu içeceği tercih etmeye başladı.

Dr. Rothenfluh, "Düşük dozlarda, tıpkı insanlar gibi koşuşturmaya başlıyorlar" diyor: 

Çok yüksek dozlardaysa yine insanlar gibi hareket edemez hale geliyorlar.

Bilim insanları genetiğiyle oynanmış sinekleri üretmeyi artık öğrendiği için çalışmalarını daha kolay ve hızlı yürütmeyi umuyor. Meyve sineklerinin hızlı yaşam döngüsü ve nispeten basit genetik yapıları, üzerlerinde insanlara kıyasla daha kolay deney yapılmasına imkan tanıyor. 

Makalenin yazarlarından Travis Philyaw "Daha karmaşık organizmalarda ortaya çıkması zor olan riskli genleri tespit ederek bu bilgileri memeliler üzerinde çalışan araştırmacılara aktarabiliriz" diyor.

Ekip bu sayede insanlardaki kokain bağımlılığına yönelik yeni tedaviler geliştirmeyi umuyor. Dr. Rothenfluh şu ifadeleri kullanıyor:

Kokain tercihinin mekanizmalarını gerçekten anlamaya başlayabiliriz ve mekanizmayı ne kadar iyi anlarsak, o mekanizmaya etki edebilecek bir tedavi bulma şansımız o kadar artar.

Independent Türkçe, Popular Science, IFLScience, Journal of Neuroscience