Hartum'da iki göstericinin öldürülmesinin ardından tansiyon yükseldi

Hartum'daki protestocuların kapattığı bir cadde.(Reuters)
Hartum'daki protestocuların kapattığı bir cadde.(Reuters)
TT

Hartum'da iki göstericinin öldürülmesinin ardından tansiyon yükseldi

Hartum'daki protestocuların kapattığı bir cadde.(Reuters)
Hartum'daki protestocuların kapattığı bir cadde.(Reuters)

Sudan güvenlik kuvvetleri dün, 6 Nisan'dan bu yana Hartum’un merkezindeki ordu karargahının önünde gerçekleştirilen oturma eylemini dağıtma girişiminin ardından şehir kanlı bir güne tanık oldu. Askeri Geçiş Konseyi ile müzakerelerin sona erdiğini teyit eden halk hareketi liderlerine göre güvenlik güçleri tarafından gerçekleştirilen operasyonun ardından onlarca kişi öldü, bir o kadar kişi de yaralandı. Protestolara öncülük eden liderler, eş zamanlı olarak kapsamlı grev ve sivil itaatsizlik ilan etti.
AskeriGeçiş Konseyi dün oturma eyleminin gerçekleştirildiği alanda gerçekleştirilen operasyonda sivil ölümlerin yaşanmasından duyulan üzüntüyü dile getirdi. Ayrıca oturma eylemine yönelik şiddet uygulamadıklarını belirten Konsey, vatandaşların güvenliği konusundaki kararlılığını vurgulayarak müzakere sürecinin sürdürülmesi çağrısında bulundu.
Askeri Geçiş Konseyi Sözcüsü Şemseddin el-Kebaşi açıklamasında şunları söyledi:
“Silahlı kuvvetler, hızlı destek birimleri, güvenlik ve istihbarat servisleri ve polis kuvvetlerinden oluşan güçler ortak bir operasyon gerçekleştirdi. Operasyon sırasında bir dizi suçlu takip edildi ve bazıları tutuklandı. Silahlı kuvvetler, hızlı destek kuvvetleri ve diğer düzenli güçler devrimin başladığı nisan ayından bu yana halkın yanında oldu. Geçiş dönemi düzenlemeleri konusunda anlaşmaya varmak için çok çaba sarf etti. Bu konuda önemli ilerlemeler kaydetti.”
Askeri Konsey'in Twitter hesabı üzerinden açıklamalara dikkat çeken Kebaşi, olayların tırmanmasıyla birlikte farklı bir gerçekliğin sahneye hakim olduğunu ve böyle bir güvenlik sorununun barışçıl devrimin amaçlarına aykırı olduğunu söyledi. Yasaya aykırı eylemlerin işlendiği bağımsız bazı bölgelerin ortaya çıktığını dile getiren Kebaşi, özgürlük ve değişim koalisyonundaki ortaklara söz konusu bölgelerde yaşananları kınamaları çağrısında bulunulduğunu ifade etti. Kebaşi, Askeri Konsey'in durumun bu şekilde ilerlemesi dolayısıyla üzgün olduğunu ve vatandaşların güvenliğini koruma konusundaki kararlılığını sürdürme taahhüdünü bir kez daha teyit ettiğini aktardı. Bunun için gerekli önlemlerin alındığını belirten Kebaşi, en kısa zamanda müzakerelere devam edilmesi çağrısını yineledi.
Hartum dün sabahtan bu yana özgürlük ve değişim koalisyonu tarafından ilan edilen genel grev ve sivil itaatsizlik eylemine tanık oluyor. Ayrıca Hartum'un mahallelerinde kitlesel gösteriler düzenlenirken diğer eyaletlere giden yollar ve köprüler kapatıldı, gerek yurtiçi gerekse de yurt dışı uçuşlar askıya alındı. Bunun yanı sıra Hartum ve diğer bir dizi eyalet arasında çalışan bütün toplu taşıma hatları devre dışı bırakılırken dün öğleden bu yana internet hizmeti de durdu.
Dubai merkezli Emirates Havayolu Şirketi, ülkede yaşanan huzursuzluk nedeniyle Hartum uçuşlarını askıya aldığını duyurdu. Gazetecilere açıklamalarda bulunan şirket sözcüsü, “Sudan'daki siyasi huzursuzluk nedeniyle Hartum ile Dubai arasındaki uçuşlar askıya alındı. Durumu yakından izliyoruz ve güncel bilgileri paylaşacağız. Yolcuların ve mürettebatın güvenliği her zaman birinci öncelik olmuştur” ifadelerini kullandı.
Televizyonda yayınlanan görüntülerde, güvenlik güçleri tarafından gerçekleştirilen baskının ardından yanan çadırlardan yükselen dumanlar görünüyordu. Protestocular, saldırı haberinin yayılmasının ardından Hartum sokaklarına akın etti. Görgü tanıkları protestocuların taşlarla ve yanan lastiklerle yolları kapattıklarını aktardı. Sudan bayrağı taşıyan protestocular, yoğun silah seslerinin ortasında güvenlik güçlerine taş attı. Bununla birlikte Sudan'ın başkentindebölgeleri birbirine bağlayan köprüler de kapatıldı.
Özgürlük ve Değişim Bildirgesi Güçleri tarafından ardı ardına yapılan açıklamalarda Askeri Konsey'in ordu merkezinin etrafında oturma eylemi gerçekleştiren binlerce genç kadın ve erkeğe ateş açarak devrime ihanet ettiği kaydedildi. Eylemcilerin kanlı bir katliama maruz kaldıklarının ifade edildiği açıklamada ölü sayısının dün akşam 30’a ulaştığı ve yüzlerce kişinin de yaralandığı bildirildi.
Özgürlük ve Değişim Bildirgesi Güçleri üyelerinden olan Ulusal Uzlaşı Güçleri liderlerinden Satı Ahmed el-Hac, Şarku’l Avsat’a verdiği demeçte ülkenin halihazırda farklı bir gerçeklikle karşı karşıya olduğunu belirterek Askeri Konsey'in bir sonraki aşamaya geçmek için gereken niteliklere sahip olmadığını söyledi. Protestoculara karşı suç işlendiğini ve bunun cezasız kalmaması gerektiğini vurgulayan el-Hac, Askeri Konsey'in oturma eyleminin şiddetle bastırılması yönünde talimat vermesinin ardından ateş açtığını dile getirdi.
Özgürlük ve Değişim Bildirgesi Güçleri, başkentteki ve bölgedeki tüm sokaklarda barikatların kurulması ve mahallelerde, şehirlerde ve köylerde barışçıl yürüyüşler başlatılması çağrısında bulundu. Koalisyon ayrıca rejimin devrileceği güne kadar kapsamlı bir grev ve sivil itaatsizlik ilan etti.
Ulusal Umma Partisi Başkan Yardımcısı Dr. İbrahim el-Emin, dün sabah oturma eyleminin yapıldığı alan yönelik gerçekleştirilen operasyonun bir suç eylemi olduğu değerlendirmesinde bulunduğu açıklamasında şu ifadeleri kullandı:
“Yakın zamana kadar geçici bir hükümet oluşturmak ve başkanlık konseyi meselesini bir çözüme kavuşturmak için müzakerelerden bahsediyorduk. Fakat Askeri Konsey başka bir duruma  hazırlanıyormuş. Askeri Konsey, varılan ortak kararların aksine başına buyruk bir adım attı.”
Askeri Konsey'in bedeli ne olursa olsun tek başına iktidarda olmak istediğini ifade eden el-Emin, devrik Devlet Başkanı Ömer el-Beşir rejiminin destekçilerinin Sudan'ın demokratik bir yönetime ulaşmasını engellemek için Askeri Konsey ile müttefik olduklarını söyledi.
Azledilen Devlet Başkanı Ömer el-Beşir hükümetine ortak olan Sudan Halk Kongresi Partisi liderlerinden Kemal Ömer, Şarku’l Avsat’a verdiği demeçte bütün siyasi güçlerin ve halkın, Askeri Konsey'in devrilmesi hedefine odaklandığına dikkat çekti.
Kemal Ömer açıklamasının devamında “Askeri Konsey'in önünde iki seçenek var: Ya 72 saat içinde bütün yetkiyi sivillere devredecek ya da hiçbir şekilde iktidara katılmalarına izin vermeyecek” ifadesini kullandı. Eski rejim unsurlarını azledilen el-Beşir rejiminin yeniden hayat bulması için katliam gerçekleştiren güçlere katılmakla suçlayan Ömer, “İslami hareket başarısız deneyimlerinden sonra geri çekilmeli ve hesap vermeye hazır olmalı” dedi.
Ömer, Özgürlük ve Değişim Bildirgesi Güçleri ile Askeri Konsey arasındaki müzakerelerin çıkmaza girdiğini belirten Ömer, halihazırda bütün siyasi güçlerin bir araya gelmesi ve Askeri Konsey ile olan temaslarını koparmaları gerektiğini söyledi.
Hartum'daki ordu karargahı önünde 6 Nisan'da gerçekleştirilen oturma eylemi, Devlet Başkanı Ömer el-Beşir rejimin devrilmesi çağrısıyla başladı. Ordu 11 Nisan'da Sudan'ı 30 yıl boyunca yöneten Beşir’i azletti ve o zamandan beri iktidarda olan geçici bir Askeri Konsey kurdu. Ancak protestocular eylemlerini sürdürerek iktidarın sivillere devredilmesini talep etti. Askeri Konsey ile halk hareketi liderleri arasında gerçekleştirilen müzakereler, başkanlık konseyine ilişkin yaşanan anlaşmazlıklardan dolayı 21 Mayıs'ta askıya alındı.



Hamas, anarşi ve casuslukla suçlanan kişilerle savaşıyor

 Haziran ayında Gazze Şeridi'nde gıda yardımı dağıtılan bir alanın yakınında eşek arabasının üzerine uzanmış yaralı bir Filistinli kadın (AP)
Haziran ayında Gazze Şeridi'nde gıda yardımı dağıtılan bir alanın yakınında eşek arabasının üzerine uzanmış yaralı bir Filistinli kadın (AP)
TT

Hamas, anarşi ve casuslukla suçlanan kişilerle savaşıyor

 Haziran ayında Gazze Şeridi'nde gıda yardımı dağıtılan bir alanın yakınında eşek arabasının üzerine uzanmış yaralı bir Filistinli kadın (AP)
Haziran ayında Gazze Şeridi'nde gıda yardımı dağıtılan bir alanın yakınında eşek arabasının üzerine uzanmış yaralı bir Filistinli kadın (AP)

Hamas, dün şafak vakti Gazze Şeridi'nin orta kesiminde büyük bir aşiretin üyelerini, diğer suçlamaların yanı sıra anarşi ve yardım tırlarının yağmalanması olaylarına karıştıkları iddiasıyla öldürdü. Olay, İsrail'in, Hamas ile El Fetih'e bağlı bazı aktivistler ya da bazı Filistinli aileler arasındaki farklılıkları istismar etmeye ve onları Gazze Şeridi'ndeki Hamas yönetimini zayıflatmak için ordusuyla koordineli çalışan silahlı milisler haline gelmiş gibi göstererek kendi çıkarlarına hizmet etmek için kullanmaya çalıştığı bir dönemde meydana geldi.

İsrail, Gazze Şeridi'nde 20 aydır sürdürdüğü savaşın başından bu yana, El Fetih aktivistlerinin ya da Gazze Şeridi'ndeki bazı aşiret üyelerinin Hamas'a yönelik düşmanlıklarını istismar ederek, Hamas'a karşı silahlı gruplar oluşturmaya çalıştı. Ekim 2023'ten bu yana savaşta yaşadığı gerilemelere rağmen Gazze Şeridi'ni yönetmeye devam eden Hamas ise bu yaklaşıma, İsrail'le bağlantısı olduğundan şüphelenilen bir dizi kişiyi infaz ederek karşılık verdi.

Hamas'ın son operasyonunda dün şafak vakti Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki Deyr el-Balah'ta büyük bir aşirete mensup yaklaşık 12 Filistinli öldürüldü. Söz konusu aşiretin üyeleri, Deyr el-Balah'ın doğusunda İsrail güçlerinin konuşlandığı bölgelerde ya da yakınlarında bulunuyordu.

Şarku’l Avsat'a konuşan saha kaynakları, öldürülenlerin bir kısmının son zamanlarda yaşanan anarşinin ve yardım tırlarını yağmalama girişimlerinin arkasında olduklarından şüphelenildiğini bildirdi. Bazılarının ise İsrail için casusluk faaliyeti yürüttüklerini iddia eden kaynaklar, bunun da Hamas kaynakları tarafından doğrulandığını söyledi.

İsrail'in Hamas'la mücadele etmek için desteklemeye çalıştığı, Gazze Şeridi'nin güneyindeki Refah'ın bazı bölgelerinde, İsrail'in tamamen işgal ettiği ve sakinlerini yerinden ettiği bölgelerde bulunan Yaser Ebu Şebab silahlı grubu gibi pek çok benzer vaka olduğu açık. Filistin Yönetimi, Ebu Şebab'ın kendisiyle olan ilişkisini reddetmiş olsa da Ebu Şebab, Filistin Yönetimi'ne atıfta bulunarak defalarca ‘Filistin meşruiyeti’ altında faaliyet gösterdiğini iddia etti.

Yedioth Ahronoth gazetesinde yayınlanan bir habere göre İsrail ordusu, Gazze ve Han Yunus'ta faaliyet gösteren ve üyeleri El Fetih üyesi ya da Filistin Yönetimi güvenlik servisleri mensubu olan iki silahlı grupla koordinasyon kurmaya başladı. Bu gruplar Gazze Şeridi'ndeki Hamas yönetimini zayıflatmak amacıyla mali destek alıyor.

Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki Nuseyrat'ta yiyecek almaya çalışan Filistinli çocuklar, 30 Haziran (AFP)Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki Nuseyrat'ta yiyecek almaya çalışan Filistinli çocuklar, 30 Haziran (AFP)

Haberde Rami Halas adlı bir kişinin liderliğindeki silahlı grubun, Gazze şehrinin Şucaiye mahallesinde faaliyet gösterdiği ve mahalle içindeki Hamas mensuplarına karşı operasyonlar düzenlediği, ikinci grubun ise Yaser Hanidek tarafından yönetildiği ve Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta faaliyet gösterdiği belirtildi.

Haberde bu iki grubun İsrail'den silah ve insani yardım desteği aldığı, üyelerinin ise Filistin Yönetimi'nden maaş aldığı iddia edildi.

Söz konusu haber üzerine Yaser Hanidek bir video yayınlayarak, İsrail'in iddialarını yalanladı ve kendisine yöneltilen suçlamaları reddettiğini vurgulayarak halen Han Yunus'ta olduğunu, normal bir şekilde çalıştığını, anarşiyi reddettiğini, direnişin yanında yer aldığını ve direnişin sırtında bir hançer olmayacağını söyledi. Bununla birlikte, iki kardeşinin ölümüne neden olan ailevi anlaşmazlıkların kendisini silahlanmaya ittiğini belirterek, İsrail, El Fetih ya da Filistin Yönetimi'nin herhangi bir kurumuyla hiçbir bağı olmadığını açıkladı.

Öte yandan, tanınmış Halas ailesi vatanseverlik dışı her türlü eylemi reddeden bir açıklama yayınlayarak, Filistinlilerin genel tutumunun dışındaki her türlü davranışı reddettiklerini vurguladı.

Bu ailenin mensuplarınn çoğu El Fetih'e mensup, ancak aralarında Hamas ve İslami Cihad Hareketi üyeleri de var.

Gazze Şeridi’ndeki İçişleri ve Ulusal Güvenlik Bakanlığı Ebu Şebab'a teslim olması için 10 gün süre vermiş, ‘vatana ihanet’, ‘casusluk’, ‘silahlı hücre kurmak’ ve ‘silahlı isyan’ ile suçlamış, teslim olmaması halinde gıyabında yargılamakla tehdit etmişti.

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu bir aydan uzun bir süre önce İsrail'in Hamas'a muhalif silahlı grupları desteklediğini itiraf etmişti.

Hamas sık sık kamuoyu önünde İsrail'i Gazze Şeridi'ndeki kaosun arkasında olmakla suçluyor ve daha önceki açıklamalarına göre ‘vatandaşların güvenliğine müdahale etmeye cesaret eden herkese karşı demir yumrukla saldıracağını’ vurguluyor.

Hamas, Gazze Şeridi'ndeki büyük kaos ortamında güvenlik durumunun kontrolünü yeniden ele geçirmek için ateşkesten faydalanıyor ki bunu, iki aydan fazla süren bir önceki ateşkes sırasında da yapmıştı. Hareket son zamanlarda silahlı adamlara, tüccarlara, çetelere, hırsızlara ve İsrail'le iş birliği yapanlara karşı daha kapsamlı güvenlik operasyonları düzenlemeye ve bu kişileri infaz etmeye ya da yaralamaya başladı.