Afrika Birliği: Sudan’da tek çözüm müzakere

Afrika Birliği (AfB) Sudan Özel Temsilcisi Muhammed el-Hasan Lebat
Afrika Birliği (AfB) Sudan Özel Temsilcisi Muhammed el-Hasan Lebat
TT

Afrika Birliği: Sudan’da tek çözüm müzakere

Afrika Birliği (AfB) Sudan Özel Temsilcisi Muhammed el-Hasan Lebat
Afrika Birliği (AfB) Sudan Özel Temsilcisi Muhammed el-Hasan Lebat

Afrika Birliği’nin (AfB) Sudan Özel Temsilcisi Muhammed el-Hasan Lebat, Sudan’daki durumu takip etmek ve Sudan’da barışçıl bir çözüme ulaşmak için yürütülen arabuluculuk girişimlerini desteklemek için uluslararası bir grubun kurulduğunu duyurdu. Lebat grubun içerisinde AfB’nin yanı sıra, Birleşmiş Milletler (BM) kuruluşlarının, Avrupa Birliği’nin (AB), Güvenlik Konseyi üyelerinin ve ABD, İngiltere, Norveç, Almanya, Fransa ve Kanada’nın bulunduğunu açıkladı.
Lebat, söz konusu grubun Genelkurmay Başkanlığı önünde gerçekleştirilen oturma eylemine yönelik gerçekleştirilen müdahaleler sırasında yaşanan ölüm ve yaralanma olaylarının ardından dün bir araya geldiğini söyledi.
Lebat açıklamasının devamında AfB’nin, Etiyopya’nın başkenti AddisAbaba’daki merkezinde gerçekleştirilen Barış ve Güvenlik Konseyi’nin acil bir toplantısından sonra dün aldığı Sudan’ın üyeliğini askıya alma kararının “Afrika arabuluculuğunun sona ermesi anlamına gelmediğini” vurguladı. Ayrıca Etiyopya Başbakanı Abiy Ahmed Ali'nin Hartum'a gerçekleştirdiği ziyaretinin Afrika girişiminin bir parçası olduğuna dikkat çekerek, AbiyAhmed’inHartum’da yürüteceği çalışmaların ülkesinin Hükümetler Arası Kalkınma Otoritesi’nin (IGAD) dönem başkanlığını yapmasından kaynaklandığını söyledi.
Ayrıca Lebat, Sudan’da barışçıl bir çözüme ulaşılacağına dair iyimserliğini dile getirerek, askıda kalan hiçbir temel sorunun bulunmadığını belirtti.
Sudan'da yaşanan son olaylar kuşkusuz oldukça ciddi ve kabul edilemezdir. AfB, her türlü şiddeti kınadığını belirten bir açıklama yaptı ve suç eylemlerine karışanlardan hesap sorulması için soruşturmalar başlatılması çağrısında bulundu. Öncelikli olarak bunu söyleyebilirim.
İkinci nokta ise Sudanlı tarafların masadaki sorunları çözme konusunda anlaştıkları ve aslında üzerinde anlaşmaya varılmayan temel bir mesele bulunmadığıdır. Hatta önceki müzakereler sırasında çözülemeyen başkanlık konseyi meselesi konusunda da tarafların görüşleri oldukça birbirine yaklaştı.
Üçüncü olarak AfB, AfB misyonunun arabuluculuğunun ve sarf ettiği çabaların taraflarca memnuniyetle karşılandığını düşünüyor. Bizimle olan görüşmelerinde bunu defalarca dile getirdiler. Bu çok cesaret verici, çünkü AfB’ye ve şu anki misyonuna olan güven anlaşmaya varmayı kolaylaştırmaya yardımcı oluyor. İşlerin hızla normale döneceğini umuyoruz. Her ne kadar son dönemde şiddet olaylarına tanık olunsa da bir anlaşmaya varmanın oldukça yakın olduğunu düşünüyoruz.
-Etiyopyalı Başbakan bugün Hartum'u ziyaret ediyor. Bu ziyaret, AfB tarafından ilan edilen girişim kapsamında mı geldi?
Elbette. IGAD bölgesel bir organizasyondur ve üye devletlerin işleriyle ilgileniyor. Sudan da bir IGAD üyesi. Etiyopya’nın şu anda dönem başkanlığını yaptığı kıta örgütü, ‘bölgesel kuruluşlar ve kıta örgütü arasındaki işbirliğine dayanan Afrika yaklaşımına’ göre çalışmalarını sürdürüyor. Etiyopya Başbakanı’nın ziyaretini memnuniyetle karşılıyoruz ve çabalarımızın güçlü bir şekilde destekleneceğine inanıyorum.
-Abiy Ahmed tarafından başlatılan bu girişimin detaylarından bahseder misiniz? Bu girişim, bir Etiyopya girişimi olarak adlandırılabilir mi?
Söylediğim gibi bu IGAD’ın bir girişimidir. IGAD, halihazırda Etiyopya'nın başkanlık ettiği AfB’ye bağlı bir kuruluştur. Görüşmeler gerçekleştikten sonra ayrıntılar hakkında açıklamalar yapılacak.
-Siyasi güçler artık askeri konseye güvenmediklerini söylüyor. Bu durumun üstlendiğiniz görev için bir zorluk yaratacağını düşünüyor musunuz?
İki taraf arasındaki güvenin uzlaşma, müzakere ve anlaşma için esas olduğuna şüphe yok. Kuşkusuz, son zamanlarda yaşananlardan olumsuz bir şekilde etkilenildi. Ancak bu çatışan taraflar arasında ilk defa gerçekleşmiyor. Güvenin yeniden tesis edileceğine inanıyoruz. Çünkü Sudan’ın yüksek çıkarlarının temelinde bu güven yatmaktadır. Uzlaşı ve anlaşma dışında bir seçenek yok. İster askeri konseyden ister özgürlük ve değişim koalisyonundan gelsin, tüm tek taraflı seçimler bir çözüme ulaştırmayacak.
-Sudan’ın AfB üyeliğinin askıya alma kararı müzakereleri etkilemeyecek mi?
Sudan’ın üyeliğinin askıya alınması kararı Afrika arabuluculuğunun sona ermesi anlamına gelmiyor. Çünkü üyeliğin askıya alınması kararı başlı başına bir amaç değil. Böyle bir adımın atılmasının sebebi, tarafları teşvik etmek ve bir çözüme ulaşmak için hızlı hareket etmelerini sağlamaktır.
-Sorunlu ülkelerde barışı ve istikrarı güçlendirmeye yönelik spesifik Afrika mekanizmaları var mı? Sudan'a ne tür önerilerde bulunacaksınız?
Sudan'a halihazırda sunulacak en önemli şey, taraflar arasında bir anlaşmanın yapılmasına yardım olunmasıdır. Böyle bir anlaşmanın yapılmasının ardından AfB, yeni sivil hükümeti ve demokratik geçişi desteklemek için bir dizi önlem alacak.
-Sudan’da istikrarı sağlamak için uluslararası aktörlerle koordinasyon halinde misiniz?
Afrika arabuluculuğunu destekleyen geniş bir uluslararası oluşumlar var. Bugün bu oluşumlarla bir toplantıdaydım. Grubun içerisinde AfB’nin yanı sıra, Birleşmiş Milletler (BM) kuruluşlarının, Avrupa Birliği’nin (AB), Güvenlik Konseyi üyelerinin ve ABD, İngiltere, Norveç, Almanya, Fransa ve Kanada var. Bu süreçte bizimle aktif bir şekilde çalışıyorlar.
-Peki ya siz iyimser misiniz?
Bu soru Sudanlılara sorulmalı, çünkü çözüm onların ellerinde. Size söylediğimiz gibi çözüme kavuşturulamayan temel hiçbir mesele yok. Sorunların çoğu çözüldü. Bu nedenle, karşılaştığımız güçlüklere ve yaşanan acılara rağmen bir çözüme ulaşılacağı konusunda iyimserim. Ancak müzakere ve uzlaşıdan başka başka bir yol yok.



Kahire, HDK'nin ‘sınır üçgeni’ üzerinde kontrol sağladığını duyurmasına nasıl bakıyor?

Hartum'daki Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nı geri aldıktan sonra kutlama yapan Sudan ordusu mensupları, 21 Mart (AP)
Hartum'daki Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nı geri aldıktan sonra kutlama yapan Sudan ordusu mensupları, 21 Mart (AP)
TT

Kahire, HDK'nin ‘sınır üçgeni’ üzerinde kontrol sağladığını duyurmasına nasıl bakıyor?

Hartum'daki Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nı geri aldıktan sonra kutlama yapan Sudan ordusu mensupları, 21 Mart (AP)
Hartum'daki Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nı geri aldıktan sonra kutlama yapan Sudan ordusu mensupları, 21 Mart (AP)

Hızlı Destek Kuvvetleri'nin (HDK) Mısır, Sudan ve Libya arasındaki ‘sınır üçgeni’ bölgesinin kontrolünü ele geçirdiğini açıklaması, Kahire'nin Sudan savaşında sahadaki gelişmelere ilişkin tutumu konusunda soru işaretleri yarattı.

Mısırlı uzmanlar, ‘Mısır'ın Sudan'daki askeri gelişmeleri yakından takip ettiğini ve ulusal güvenliğinin doğrudan etkilenmesi halinde karşılık verme hakkını saklı tuttuğunu’ belirterek, HDK'nin sınır üçgeni bölgesini kontrol etmesinin ‘başkent Hartum'daki son kayıplarını telafi etmek için manevi bir kazanç’ olduğunu kaydetti.

Kuzey Darfur eyaletinin başkenti el-Faşir kenti yakınlarında bulunan sınır üçgeni bölgesi, Sudan ordusu ile HDK arasında devam eden savaşın ana cephelerinden birini oluşturuyor.

Nisan 2023 ortalarında başlayan Sudan savaşı, Orgeneral Abdulfettah el-Burhan liderliğindeki Sudan ordusu ile Korgeneral Muhammed Hamdan Daklu (Hamideti) liderliğindeki HDK arasında devam eden çatışmalarla üçüncü yılının ikinci ayına girdi. Birleşmiş Milletler (BM) tahminlerine göre savaş, ülke içinde ve dışında yaklaşık 14 milyon insanın yerinden edilmesine neden oldu.

HDK dün yaptığı açıklamada, Sudan, Libya ve Mısır arasındaki sınır üçgeni bölgesini kontrol altına aldığını duyurdu. ‘Sudan, Libya ve Mısır arasında önemli bir buluşma noktası olan stratejik bölgeyi niteliksel bir adımla özgürleştirmeyi başardığını’ belirten HDK tarafından yapılan açıklamada şöyle denildi: “Sudan ordusuna asker ve teçhizat açısından ağır kayıplar verdirdik… Onlarca savaş aracını ele geçirdik.”

Bunun öncesinde Sudan Silahlı Kuvvetleri Genel Komutanlığı, ‘saldırganlığı püskürtmek için savunma düzenlemeleri olarak tanımladığı adımın bir parçası olarak sınır üçgeni bölgesini boşalttığını’ duyurdu. Sudan ordusu tarafından dün yapılan açıklamada, “Bu hareket, sınır bölgesindeki saha gelişmeleri ışığında ulusal egemenliği korumak ve stratejik konumları güvence altına almak için operasyonel planların bir parçası olarak yapıldı” ifadesi yer aldı.

Gelişmeler, Sudan ordusunun salı günü yaptığı açıklamada, HDK ve Libya Ulusal Ordusu (LUO) Komutanı Mareşal Halife Hafter'e bağlı Libya güçlerini ‘bölgeyi ele geçirmek amacıyla Mısır, Sudan ve Libya arasında bulunan sınır üçgenindeki sınır noktalarına saldırmakla’ suçlayarak, bunu ‘Sudan'a, topraklarına ve halkına karşı bariz bir saldırganlık’ olarak nitelendirmesinin ardından geldi.

Mısır Temsilciler Meclisi Savunma ve Ulusal Güvenlik Komitesi üyesi Tümgeneral Muhammed Salah Ebu Hemile, “Kahire, Mısır'ın ulusal güvenliğiyle doğrudan bağlantılı olduğu için Sudan'daki gelişmeleri yakından takip ediyor” dedi. Şarku’l Avsat'a verdiği demeçte HDK'nin sınır üçgeni bölgesini kontrol etmesinin güvenlik üzerindeki etkisini küçümseyen Ebu Hemile, bunun ‘özellikle başkent Hartum'daki son saha kayıplarını örtbas etme girişimi’ olduğunu söyledi ve Kahire'nin ‘Sudan'daki ulusal kurumları desteklemeye istekli olduğunu, ancak bir tarafı diğerinin aleyhine desteklemekle meşgul olmadığını’ belirtti.

Mısırlı askeri uzman Tümgeneral Semir Ferec, HDK'nin sınır üçgeninde kontrolü sağladığını duyurmasının ‘savaşın saha gerçekliği üzerinde hiçbir ağırlığı olmayan manevi bir kazanım’ olduğunu ifade etti. Ferec, Şarku’l Avsat'a yaptığı açıklamada, “HDK, başkent Hartum'u kaybettikten sonra herhangi bir saha başarısını duyurmaya çalışıyor… Mısır, güney sınırlarındaki güvenliğiyle doğrudan ilgili olduğu için Sudan savaşındaki gelişmeleri izlemeye devam ediyor. Mısır'ın Sudan'daki savaşa müdahale etmeme konusunda bir isteği var” ifadelerini kullandı.

Hamideti defalarca, ‘Mısır'ın Sudan ordusuna savaş uçakları da dahil olmak üzere askeri destek sağladığını’ iddia etti. Ancak geçen yıl Mısır Dışişleri Bakanlığı bu iddiaları yalanlamış ve o dönemde yaptığı bir açıklamada ‘uluslararası toplumu HDK Komutanı’nın söylediklerinin doğruluğunu kanıtlayan delilleri bulmaya’ çağırmıştı. Söz konusu suçlamalar, Kahire'nin savaşı durdurmak ve sivilleri korumak için yoğun çaba sarf ettiği bir dönemde geldi.

Mısır'ın Sudan'daki meşruiyeti ‘askeri değil siyasi olarak’ desteklediğini belirten Ebu Hemile, “Kahire, Sudan'ın devam eden iç savaş ışığında kurumlarını restore etmesini istiyor ve kısa süre önce sivil bir başbakanın atanmasını memnuniyetle karşıladı” dedi.

Diğer yandan Mısır Başbakanı Mustafa Medbuli salı günü Sudanlı mevkidaşı Kâmil et-Tayyib İdris'i arayarak, ‘Kahire ile Hartum arasındaki ikili ilişkilerin iki ülke arasında daha fazla koordinasyona katkıda bulunacak şekilde çeşitli düzeylerde güçlendirilmesine yönelik çalışmaların devam ettiğini’ bildirdi.

Mısır'ın eski Dışişleri Bakan Yardımcısı Salah Halime, HDK'nin sınır üçgenini kontrol etmesini Sudan ordusunun LUO’nun bu güçlere askeri destek verdiği yönündeki suçlamalarıyla ilişkilendirerek, “Sınırdaki gelişmeler Sudan'daki savaşın henüz bitmediğini ve sahada niteliksel bir gelişme olduğunu gösteriyor” ifadesini kullandı.

Şarku’l Avsat'a konuşan Halime, ‘Mısır'ın güney sınırlarında herhangi bir doğrudan ihlal olması halinde harekete geçeceğini’ belirterek, “Mısır'ın olup bitenleri yakından takip etmesinin temelinde toprakları üzerindeki tam egemenliğini korumak yatıyor” dedi. Halime ayrıca, askeri gelişmeleri Sudan'daki iç siyasi durumla ilişkilendirerek, “HDK'nin hamleleri, önümüzdeki dönemde kontrolü altındaki bölgelerde paralel bir hükümet kurulacağını duyurma hazırlığından kaynaklanıyor” şeklinde konuştu.

Hamideti, merkezi Port Sudan'da bulunan Sudan hükümetine paralel bir hükümet olarak Barış ve Birlik Hükümeti’nin kurulduğunu duyurmuştu.