40 yıllık Türk elektrik şirketi Fransızlara satılıyor

Şafak Elektrik
Şafak Elektrik
TT

40 yıllık Türk elektrik şirketi Fransızlara satılıyor

Şafak Elektrik
Şafak Elektrik

Türkiye’nin en büyük elektrik ekipmanları üreticilerinden Şafak Elektrik’in tamamı, elektrik dağıtım ürünlerinde uzmanlaşmış Fransız Sicame Group’a satılıyor. 
Dünya Gazetesi’nden Kerim Ülker’in haberine göre Sicame Group, Paraguay’dan Filipinler’e 20’den fazla ülkeye ihracat yapan, yüzde 100 yerli Şafak Elektrik’in alımı için resmi kurumlara başvuru yaptı. 
Independent Türkçe’nin ulaştığı Şafak Elektrik yetkilileri, şirket içerisinde bir yapılanma sürecinin başladığını, detayların yakın zamanda duyurulacağını söyledi. 
1980 yılında kurulan Şafak Elektrik, kablo pabuçları, kablo pabuçları, mekanik kablo kesme makasları, kablo işaretleme sistemleri, hidrolik kesme makasları başta olmak üzere binden fazla ürünün üretimini ve satışını gerçekleştiriyor. 
İç pazarda yüzde 55’lik paya sahip, Şafak Elektrik’in Silivri’de 11 bin metrekarelik bir tesisi var.  İstanbul'daki tesislerinde 100 çalışanı bulunan şirketin, 2016’daki cirosu 20 milyon euro seviyesindeydi. 
Yılda 40 milyon euro kâr
1955’te Basile Lachaud tarafından kurulan Sicame Group’un ise 30’ya yakın ülkede tesisi bulunuyor. 
2 bin 800 çalışana sahip  Sicame Group’un 2017 cirosu 383 milyon euro, kârı ise 40 milyon euro. 
Sicame, elektrik taşıma ve dağıtım ekipmanları konusunda dünyanın en büyük bağımsız şirketi olarak biliniyor.



İş stresi alkol tüketimini artırıyor: Çalışanların yüzde 64'ü etkileniyor

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash
TT

İş stresi alkol tüketimini artırıyor: Çalışanların yüzde 64'ü etkileniyor

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash

Yeni bir araştırmaya göre çalışanların neredeyse üçte ikisi iş kaynaklı stres veya baskılar nedeniyle daha fazla alkol tüketiyor.

Alcohol Change UK'in 2 bin çalışanla yaptığı ankete göre, Birleşik Krallık'ta çalışanların yüzde 64'ü işle ilgili nedenlerden dolayı alkol kullandığını bildirdi. Son 12 ayda artan tüketimin arkasında iş stresi, baskı ve kaygı var.

Her 10 kişiden 4'ü işle ilgili kaygılar nedeniyle alkol tüketimini artırdığını söylerken, katılımcıların yüzde 38'i iş stresiyle başa çıkmak için daha fazla içtiğini belirtti.

Üçte birinden fazlası işyerindeki baskı veya son teslim tarihleri nedeniyle daha fazla içki içerken, yüzde 29'u iş güvensizliği nedeniyle alkol tüketiminin arttığını söyledi.

Alcohol Change UK araştırma grubunun danışmanlık ve eğitim müdürü Jane Gardiner şunları söyledi:

Yaptığımız işler son derece çeşitli olsa da bu araştırma geçen yıl birçoğumuzun işle ilgili stres, kaygı, baskı ve iş güvensizliğini yönetmek amacıyla daha fazla alkol aldığını gösteriyor. Ancak alkol, yetersiz uykudan akşamdan kalmalığa, yüksek tansiyondan depresyona kadar birçok sağlık sorununa yol açarak genel sağlığımıza ve refahımıza ciddi zararlar verebilir. Bazıları için kısa süreli bir rahatlama sağlasa da zaman içinde stres, kaygı ve baskı duygularını daha da kötüleştirmesi ve istesek bile kurtulması zor bir kendi kendini tedavi etme döngüsüne yol açması daha olası.

Alkol Farkındalık Haftası'nın başlangıcı münasebetiyle yayımlanan araştırma, çalışanların işyerinde alkol konusunda önleyici eylem ve eğitim taleplerini ortaya koydu.

Bu yılın teması "Alkol ve iş", çalışma ortamlarının ve baskıların içki içme şeklimizi nasıl etkileyebileceğine ve nasıl daha sağlıklı, daha kapsayıcı işyeri kültürleri oluşturabileceğimize odaklanıyor.

Ankete katılan her 10 çalışandan 8'inden fazlası, işverenlerin işyerinde alkol konusunu ele almada bazı sorumlulukları olduğuna inanıyor. Ancak üçte birinden fazlası işyerinde alkol yerine ruh sağlığı hakkında konuşurken kendini daha rahat hissettiğini söyledi.

Gardiner sözlerini şöyle sürdürdü:

Son yıllarda işyerlerinde ruh sağlığı alanında görülen ilerlemenin bir yansıması olarak, konuşmaları teşvik etmek, şefkat ve desteği artırıp damgalanmayı azaltmak için, çalışanlardan alkol farkındalığı ve eğitimi konusunda bu kadar güçlü bir iştah görmek çok cesaret verici. Olumlu olan şu ki, çalışanlar alkolle ilgili sorunlarda reaktif müdahale yerine önleyici ve proaktif yaklaşımın daha etkili olduğunu kabul ediyor gibi görünüyor. İşte bu tür bir destek, alkolü tabu olmaktan çıkarmaya başlayacak, içki içme alışkanlıklarımızın genel sağlığımız ve refahımız üzerindeki etkisine dair farkındalık yaratacak ve önlenebilir alkol zararlarını daha meydana gelmeden önleyecek.

Independent Türkçe