Barzani ailesinin dördüncü kuşağı Neçirvan Barzani

IKBY Başkanı Neçirvan Barzani Almanya Başbakanı Angela Merkel ile bir araya geldi (IKBY Başkanlığı internet sitesi)
IKBY Başkanı Neçirvan Barzani Almanya Başbakanı Angela Merkel ile bir araya geldi (IKBY Başkanlığı internet sitesi)
TT

Barzani ailesinin dördüncü kuşağı Neçirvan Barzani

IKBY Başkanı Neçirvan Barzani Almanya Başbakanı Angela Merkel ile bir araya geldi (IKBY Başkanlığı internet sitesi)
IKBY Başkanı Neçirvan Barzani Almanya Başbakanı Angela Merkel ile bir araya geldi (IKBY Başkanlığı internet sitesi)

Neçirvan Barzani, 10 Haziran 2019 Pazartesi günü Irak ve Irak Kürt Bölgesel Yönetimi’nden (IKBY) yoğun bir siyasetçi katılımlıyla gerçekleşen törende resmen IKBY başkanlık görevine başladı.
Irak’ın çeşitli bölgelerinden siyasi, ekonomik ve sosyal çevrelerden seçkinlerin yer aldığı bin 500’ü aşkın davetli Saad Abdullah Konferans Salonu’nu doldurdu. Törende IKBY eski Başkanı ve Kürdistan Demokrat Partisi (KDP) lideri Mesud Barzani’nin yanı sıra Kürdistan Independent Arabia'dan Rüstem Muhammed'in haberine göre, Yurtseverler Birliği (KYB) yönetimi, Irak Cumhurbaşkanı, Irak parlamentosu milletvekilleri ve IKBY siyasi çevrelerinden onlarca isim de hazır bulundu.
Törenin açılışında tam adıyla seçilmiş Başkan Neçirvan İdris Mustafa Barzani’nin başkanlığı sembolik olarak ilan edilirken Başkanın kuşaktan kuşağa Kürt siyasetinde önde gelen bir aileye mensup olduğuna dikkat çekilmeli. IKBY başkanlığına gelen Barzani, modern yüzyılda Kürtlerin siyasi ve askeri deneyimlerinde önde gelen Barzani ailesinin bir üyesidir. Aile, özellikle silahlı mücadelenin acı evrelerinde, bölgede farklı ülkelerde yaşayan Kürtlerin hafızasında yer etmiştir.
Çalışan ve yöneten nesil
1966 doğumlu Neçirvan Barzani, Iraklı Kürtlerin, İkinci Körfez Savaşı'ndan sonra Irak ordusunun çöküşünün akabinde yaşanan meşhur Kürt ayaklanmasının ardından özerk bir bölge kurma konusundaki tarihi hayallerini gerçekleştirmeyi başardıkları 1991 yılından sonra Kürt kamusal alanında öne çıkan Kürt seçkinlerinden biridir.
Barzani ailesinin bu neslinin en önemli kaygıları üç başlığa ayrılıyor. Bunlardan ilki, gönüllü Peşmerge güçlerini aşarak, Kürt askeri ve güvenlik kurumlarının yeni ve modern biçimleriyle oluşturulması ve yönetilmesidir.
İkincisi, özellikle finansal refaha ulaşılan 2003 yılından sonra devlet kurumları, ekonomi ve iş dünyasının şekillendirilmesi ve partiler arasında siyasi rekabetin oluşmasıdır.
Üçüncüsü ise Kürt kamusal alanında özellikle iki ana parti KDP ve KYB arasında makul bir özgürlük ve siyasi rekabet seviyesi oluşturmaktır.
Neçirvan Barzani, ilk olarak 90’lı yıllarda IKBY Başkan Yardımcılığı görevini üstlendi. 2006’dan 2019 yılına kadar uzun bir süre başbakanlık koltuğunda oturdu.
Bu yıllar boyunca IKBY’deki şehirler büyürken eğitim ve sağlık alanında gelişmeler yaşandı. Bölge, kırsaldan şehirlere yoğun bir göçe tanıklık etti. Artık IKBY’nin bölgesel dengelerde önemli bir rolü bulunuyordu. Bununla birlikte güçlü liberal ekonomik politikaların yönlendirdiği her şeyi elde etmek isteyen iyi bir iş dünyası çevresi geliştirildi.

IKBY Başkanı Neçirvan Barzani’nin ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo ile görüşmesinden bir kare (IKBY Başkanlığı internet sitesi)​
Baba ve amcalar nesli

1970'lerin ikinci yarısından 2000’lerin başlarına kadar geçen süre, Kürt milliyetçilik hareketi ve Barzani ailesi tarihinin en zor aşamasıydı. Neçirvan Barzani’nin babası KDP eski lideri İdris Barzani, şuan partinin lideri olan kardeşi Mesud Barzani ile birlikte Kürt milliyetçiliği hareketinin bir bölümünü özellikle o yıllarda yaşanan dönüşümler ve etkiler karşısında yönlendiren isimler oldular.
Irak devleti, Saddam Hüseyin dönemine girerken Kürtlerin özlemlerine karşı çıkan Arap milliyetçiliği, merkezi ve kapsayıcı bir devlet haline geliyordu. Bu yıllarda Irak, Kürtlere ortaklık veya özyönetim için yer vermeyen katı bir askeri devletti. Aynı zamanda meşhur “Enfal Harekatı” olarak adlandırılan operasyonlarla Kürt nüfusunun yapısını tamamen değiştirmek de dahil olmak üzere her şeyi yapabilecek totaliter bir sistemdi. Enfal Harekatlarında, başta Barzaniler olmak üzere 200 bin sivil hayatını kaybetti. Halen sivillerin canlı canlı gömüldüğü toplu mezarlar dönem dönem ortaya çıkarılmaya devam ediyor.
Aynı yıllarda Barzani liderliği Celal Talabani'nin liderliğindeki KYB’nin rekabetiyle karşı karşıya kaldı. Bölgesel bölünmeler tabanında ayrı düşen iki taraf arasında  Kürdistan'ın tek taraflı olarak yönetilemeyeceğine dair karşılıklı bir anlayışa varılıncaya kadar “kardeş düşmanlar” olarak acı bir rekabet ve mücadele yaşandı.
Neçirvan Barzani’nin babası ve amcalarının nesli, hiçbir bölgede hiçbir Kürt tecrübesi elde edilemeyen veya bölgesel ve uluslararası güçler tarafından tanınmış bir Kürt bölgesi kurulamayan uzun zaman dilimi zarfında “Kürt birliğini” gerçekleştirmeyi başardılar.
Dede Barzani
Eğer Kürt mücadelesi bir isimle ilişkilendirilebilseydi, o isim, Neçirvan Barzani’nin dedesi olan Kürt lider Molla Mustafa Barzani olurdu.
Kardeşi Şeyh Ahmed Barzani ile birlikte 1930'ların başından itibaren silahlı mücadeleye giren bir isim olan Mustafa Barzani, Birinci Dünya Savaşı’ndan sonra, Kürt hassasiyetleri ve ulusal kimliğine bakılmaksızın Kürtleri yeni ortaya çıkan Irak devletine dahil eden bölgesel ve uluslararası fikir birliğini reddeden birçok Kürt esintisinin bayraktarı oldu.
Dede Barzani, hem Irak hem de İran’ın talebi üzerine 1947'de Sovyetler Birliği'ne yakın yüzlerce savaşçıyla bölgeden ayrıldı. Abdulkerim Kasım’ın Irak kralına yönelik darbesinin üzerinden 11 yıl geçtikten sonra sürgünden geri döndü. Ancak döndüğünde fikirleri Kasım ile uyuşmayan Barzani, 1961 sonbaharında silahlı mücadele ilan etti. Bu mücadele Saddam Hüseyin ile İran Şahı Muhammad Rıza Pehlevi arasında 1975 yılında imzalanan ünlü Cezayir Anlaşması gerçekleşene kadar devam etti. Dede Barzani birkaç yıl sonra ünlü gazeteci Muhammed Hüseyin Heykel’in ifadeleriyle “yaralı şahin” gibi ABD’de öldü.
Aşiret ve tarikat
Yaklaşık bir asırdır birçok faktör, Barzani ailesinin Kürt hareketlerinin merkezinde olmasına ve yönetmesine neden oldu. Geldikleri Barzan bölgesi, coğrafi olarak dağlık yapısı ve bir birleriyle dayanışma içinde olan Kürt aşiretlerin bulunması, Kürtlerin, Barzani ailesinin de önemli bir rol üstlendiği Nakşibendi tarikatına manevi olarak sıkı sıkıya bağlı olması sebebiyle merkezi hükümetlere ve ordularına doğal bir engel teşkil eden, Kürt bölgelerinden biridir.
Barzani ailesi, 1914 yılında Musul kentinde Osmanlı makamları tarafından Çarlık Rusyası ile iletişim kurmak ve Kürtleri Osmanlı İmparatorluğu'na karşı kışkırtmaya çalışmak suçlamasıyla kurucu dedesi Abdusselam Barzani’nin infaz edilmesinden sonra biraz kültürel ve davranışsal koruma ile sosyal milliyetçiliğe eğilimli Kürt milliyetçiliğinin özel bir yönünü oluşturmuştur.



İsrail ordusu, Şam'daki Cumhurbaşkanlığı Sarayı yakınına ve Genelkurmay karargahına hava saldırısı düzenledi

TT

İsrail ordusu, Şam'daki Cumhurbaşkanlığı Sarayı yakınına ve Genelkurmay karargahına hava saldırısı düzenledi

İsrail bugün Şam'daki Genelkurmay Başkanlığı karargahına hava saldırısı düzenledi. (Reuters)
İsrail bugün Şam'daki Genelkurmay Başkanlığı karargahına hava saldırısı düzenledi. (Reuters)

Bu sabah erken saatlerde Suriye'nin güneyindeki Suveyda kentinde Suriye hükümet güçleri ile yerel Dürzi militanlar arasındaki çatışmalar yeniden başlarken, İsrail dünden bu yana Suriye'nin güneyindeki Suveyda ve Dera ile sınırlı tuttuğu saldırılarını bugün Şam'daki Genelkurmay Başkanlığı yerleşkesini de kapsayacak şekilde genişletti. Duruma müdahalesini arttıran İsrail, başkent Şam’daki Cumhurbaşkanlığı Sarayı ve Genelkurmay Başkanlığı karargâhı yakınlarına art arda saldırılar düzenledi.

Saldırılar, Suriye hükümetinin, hükümet güçlerinin kentin kontrolünü ele geçirmesinden bir gün sonra Suveyda'da çatışmaların yeniden başladığını açıkladığı sırada gerçekleşti. Suriye resmi haber ajansı SANA, Savunma Bakanlığı'nın bugün yaptığı açıklamada, ‘yasadışı’ grupların Suveyda'daki ulusal hastaneyi ordu ve iç güvenlik güçlerine karşı operasyonları için bir merkez olarak kullandıklarını ifade ettiğini aktardı.

Savunma Bakanlığı Medya ve İletişim Dairesi, silahlı gruplara mensup çok sayıda keskin nişancının hastanenin çatılarında konuşlandığını ve hükümet güçlerini yoğun bir şekilde hedef aldığını bildirdi. Medya ve İletişim Dairesi tarafından yapılan açıklamada, “Hastane ve çevresinin temizlenmesi ve Sağlık ve Acil Durum bakanlıkları yetkililerinin hastaneye girmesine izin verilmesi için defalarca çağrı yaptık, ancak şu ana kadar herhangi bir yanıt alamadık” denildi.

cd
Suveyda'daki çatışmaların ardından ordu ve güvenlik güçleri kente konuşlandı. (EPA)

İsrail, önceki gün Suriye'nin güneyindeki Suveyda ve Dera ile sınırlı kalan saldırılarını bugün Şam'daki Cumhurbaşkanlığı Sarayı ve Genelkurmay Başkanlığı karargâhı çevresini de kapsayacak şekilde genişletti.

İsrail ordusu bugün yaptığı açıklamada, Şam'daki Genelkurmay Başkanlığı yerleşkesinin girişini hedef aldığını ve Suriye ile sınır bölgesindeki güçlerini takviye edeceğini duyurdu. İsrail Ordu Sözcüsü Avichay Adraee bugün yaptığı açıklamada, ordunun Suriye ordusunun başkent Şam'daki Genelkurmay Karargahı’nın girişine saldırı düzenlediğini bildirdi. Adraee yaptığı açıklamada, İsrail ordusunun ‘Suriye'deki Dürzi vatandaşlara yönelik gelişmeleri ve eylemleri izlemeye devam ettiğini’ belirterek, siyasi direktifler doğrultusunda bölgede saldırılar düzenlediklerini ve farklı senaryolara karşı tetikte olduklarını söyledi. Genelkurmay Başkanlığı yerleşkesinin girişine yapılan saldırıdan birkaç saat sonra İsrail savaş uçakları, Şam'ın kalbindeki bu askeri bölgeye yeni saldırılar düzenlemek üzere geri döndü. İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz, Suriye'ye yönelik acı verici saldırıların başladığını söyledi. Katz, “Şam'a verilen sinyaller sona erdi ve şimdi acı verici saldırılar gelecek” dedi.

Suriye resmi haber ajansı SANA bugün Şam'da bir patlama sesi duyulduğunu bildirirken, Suriye devlet televizyonu da İsrail insansız hava araçlarının (İHA) başkent üzerinde uçtuğunu duyurdu. Suriye devlet televizyonu, İsrail'in Şam'ın merkezinde düzenlediği saldırıda iki sivilin yaralandığını bildirirken, Reuters iki Suriyeli güvenlik kaynağına dayandırdığı haberinde İsrail hava saldırısının başkentteki Savunma Bakanlığı'nı hedef aldığını duyurdu. Suriye medyası daha sonra Genelkurmay Başkanlığı binasında ciddi hasar meydana geldiğini bildirdi.

Gelişmeler, Suveyda'da ilan edilen ateşkesin birkaç saat sonra çökmesinin ardından geldi. Ateşkes, insanların ölümüne neden olan ve günlerce süren kanlı mezhep çatışmalarına son vermeyi amaçlıyordu.

Suriye'nin güneyinde Dürzilerin çoğunlukta olduğu vilayette patlak veren şiddet olayları, çeşitli mezhepler arasındaki ayrışmaları gün yüzüne çıkardı.

yjuı
Dürzilerin çoğunlukta olduğu Suveyda'ya giren Suriye güvenlik güçleri, 15 Temmuz 2025 (Reuters)

Suriye güvenlik güçleri pazartesi günü Dürzi militanlar ile Bedevi aşiretler arasındaki çatışmaları kontrol altına almak üzere bölgeye sevk edilmiş, ancak Dürzi militanlarla çatışmaya girmişti. İsrail pazartesi ve salı günleri hükümet güçlerine hava saldırılarıyla müdahale etti ve amacın Dürzileri korumak olduğunu söyledi.

Suriye Savunma Bakanlığı tarafından dün gece ilan edilen ateşkes kısa sürdü. Yerel bir haber sitesi olan Suveyda 24'ün haberine göre Suveyda şehri ve civar köyler günün erken saatlerinde ağır topçu ve havan topu saldırısına maruz kaldı. Şarku’l Avsat’ın Suriye resmi haber ajansı SANA’dan aktardığına göre Suriye Savunma Bakanlığı, Suveyda'daki yasadışı grupları ateşkesi ihlal etmekle suçladı. Savunma Bakanlığı kent sakinlerine evlerinde kalmaları çağrısında bulundu.

Çatışmaların başladığı pazar gününden bu yana onlarca sivil, asker ve Dürzi militan öldü. Bir kişi, evinde başından vurulan kardeşinin cesedini bir Reuters muhabirine gösterdi.

fvgthy
Suriye güvenlik güçleri mensupları Suveyda'da bir mahallede, 15 Temmuz 2025 (AFP)

İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz bugün yaptığı açıklamada, Suriye hükümetini ‘Dürzileri rahat bırakması’ konusunda uyardı ve İsrail ordusunun Suriye hükümet güçleri çekilene kadar onları bombalamaya devam edeceğini vurguladı. ABD'nin Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack dün yaptığı açıklamada, ABD'nin ‘sükûnet ve bütünleşmeye doğru ilerlemek için’ tüm taraflarla temas halinde olduğunu ifade etti.