PYD ve Suriye rejimi arasında buğday savaşı

PYD ve Suriye rejimi arasında buğday savaşı
TT

PYD ve Suriye rejimi arasında buğday savaşı

PYD ve Suriye rejimi arasında buğday savaşı

Adil Osman Suriye’nin kuzeydoğusundaki buğday tarlalarını gezdi. Diğer çiftçiler gibi hasat sezonunun bereketli geçmesini beklediğini ifade etti. Suriye Kürt Özerk İdaresi ile Suriye rejimi arasındaki mahsul alımı konusundaki anlaşmazlığın yansımalarından endişelendiğini gizlemedi.
Yıllardır azalan buğday üretiminden sonra, bol yağışlı geçen mevsim sonucu Haseke’nin bu yıl buğday rekoltenin yüksek olması bekleniyor. Hem Kürt İdaresi hem de Şam, vatandaşların günlük yiyecek ihtiyacını karşılayan hayati öneme sahip bu mahsule ihtiyaç duyuyor.
PYD'nin kontrolünde olan Haseke, Suriye’nin buğday ambarıydı. Ancak yağış oranının azalmasına ek olarak 2011’den beri devam etmekte olan savaş sonucunda üretim aşamalı olarak geriledi. Hükümet güçlerinin bazı devlet kurumlarıyla sınırlı kaldığı Haseke, Kürt Özerk İdaresine ait bir bölge haline geldi. Haseke çiftçileri iki ateş arasında kaldı; Kürt Özerk İdaresi de Suriye Hükümeti de buğday ve arpaya el koymak istiyor.
55 yaşındaki Osman, Amuda’daki buğday tarlasında Fransız Haber Ajansı’na (AFP): "Çiftçinin geçim kaynağı iki taraf arasında siyasi bir koz olmamalı, aksine iki tarafın da çiftçiye destek olması gerekir. Kim daha fazla öderse buğdayımızı ona satacağız, neticede çiftçi kar elde etmenin yolunu arar’’ açıklamasında bulundu.
Nisan’da Suriye Halk Meclisi, Haseke merkezli tahıl ticareti, depolaması ve işlemi için genel kurul oluşturulması tasarısını kabul etti. Hükümet, yerel düzeyde buğday alımı için 1 milyar dolar tahsis etti. 1 kilogram buğdayın fiyatını 175 Suriye lirasından 185 Suriye lirasına (yaklaşık 1.87 TL) çıkardı.
Kürt yetkiliden alınan bilgiye göre, çiftçilerin mahsulü Şam’a satmasının engellenmesi için alınan karara halkın ayaklanması sonucu Kürt Yönetimi çok gecikmeden fiyatı 150 Suriye lirasından 160 Suriye lirasına  çıkardı. Rejimin çiftçilerden aldığı mahsulü kontrolünün dışındaki bölgelere taşımaması şartıyla yönetim halkın isteğine boyun eğdi.
Çiftçiler geçmiş yıllarda yaşadıkları zararları telafi etmek için ürünlerini satmayı ve son birkaç günde binlerce dönüm araziyi yakıp kül eden yangınlardan mahsullerini kurtarmayı umuyor. Terör örgütü DAEŞ, ülkedeki geniş kontrol alanını elinden alan PYD’den intikam almak amacıyla yaptığını vurgulayarak birkaç yangını üstlendi.
Suriye uzmanı Fabrice Balanche, Kürtlerin buğdayı bölgelerinden çıkarmak istemediğini, mahsulün zar zor yerel halkın günlük yiyeceğini karşıladığını açıkladı. Balanche, ‘’Mahsulu Şam'a daha cazip bir fiyatla taşımak, Kürtlerin kontrolündeki bölgelerde gıda krizi yaratacaktır" dedi.
Dünya Gıda Programı’na göre (WFP) Suriye’de 6.5 milyon insan ‘gıda güvensizliğinden’’ sıkıntı çekiyor ve bir sonraki öğünlerini nereden temin edeceklerini bilmiyor. Buğday ve arpa üretimi savaş başlamadan önce 4.1 milyon ton iken, geçen yıl bu üretim 1.2 milyon tona geriledi. Bu rakam 1989’dan bu yana en düşük oran. Bu yıl kış aylarında yağış miktarının yüksek olmasından dolayı Şam, Haseke'deki buğday üretiminin 850.000 tona ulaşmasını bekliyor.
Haseke Tarım İdaresi Müdürü Amir Salev, ‘devletin teşvik edici fiyatları göz önüne alındığında’ çiftçilerin tarım ve buğday merkezlerine yoğun katılım göstermesini bekliyor. Hükümetin bu yıl vatandaşların ekmek ihtiyacını karşılamak amacıyla tam üretimin sağlanması için çabaladığına dikkat çekti.
Tarım ve Ekonomi Kurumu Eş Başkanı Selman Barudu'nun bildirdiğine göre, Kürt Özerk İdaresi de aynı hedefe gözünü dikti. Bu yüzden çiftçilere tohum vermeyi ve 800 tondan fazla kapasiteli merkezler açmayı amaçlıyor. Ayrıca Kürt İdaresi ekmeğin fiyatını arttırmayacağına dair de söz verdi.
Barudu, Suriye rejimini ‘insanlarla Kürt Özerk İdaresi arasında fitne çıkarmakla’ suçlayarak, "Rejimin yaptığı şey; insanlara halkı düşündüğünü göstererek siyasi baskı oluşturmak. Ama biz, birçok rejim bölgesinde insanların açlıktan ve yiyecek fiyatlarındaki artıştan sıkıntı yaşadığını biliyoruz" dedi.
2011'den beri devam etmekte olan savaş Suriye ekonomisini yıpratırken kaynaklarını da tüketti. Suriye para biriminin de değerinin düşmesine neden oldu. Her ne kadar ülkenin yüzde 60'ından fazlası hükümet kontrolünde olsa da artan kira bedeli, yaygın işsizlik, azalan iş imkanı ve gerileyen alım gücü nedeniyle bu bölgelerde birçok kriz yaşanıyor.
Yeni Amerikan Güvenlik Merkezi’nde araştırmacı olan Nicholas A. Heras; "Esed'in, “kontrol alanlarındaki” gıda krizini önlemek için Suriye'nin kuzeydoğusuna ulaşması gerekiyor. Diğer taraftan Kürt Özerk İdaresi kontrol bölgesindeki halka ekmek sağlamak istiyor. Müttefiği Amerika ise Esad rejimine baskı kurmak için PYD kontrolündeki bölgelerde bulunan kaynaklardan ve yaprak gibi mahsullerden yararlanmak istiyor." açıklamasında bulundu.

Özellikle Suriye hükümeti tarafından onlarca yıl dışlanan Kürtler, Washington ile ittifaklarını kınayan Şam ile kontrolleri altındaki alanların geleceği hakkında müzakerelerde bulundu.

A. Heras, "Buğday, Suriye savaşının bir sonraki safhasında en güçlü silah’’ ifadelerini kullandı.
Haseke’nin Tel Berrak ilçesinde çiftçi Bedran Hac Ali, arpa mahsulünü kontrol ederken "Rejim ve Özerk İdare bu yılın mahsulünün verimli olduğunu biliyor. Bu yüzden bizi kumanda ediyor. Zarar gören her zaman gariban çiftçi" dedi. Çiftçilere sunulan düşük fiyatları eleştiren altmışlı yaşlardaki Hac Ali sözlerine şöyle devam etti, "Yangınların mahsulümüzü yutacağından çok endişe duyuyoruz. Bu nedenle vakti gelmeden hasada başladık. Şu ana kadar kimin mahsulü satın alacağını dahi bilmiyoruz."



Suveyda'daki olaylar SDG ile aşiretler arasındaki ittifaklara ışık tutuyor

Suveyda vilayetindeki Bedevi aşiret savaşçıları, 19 Temmuz (AFP)
Suveyda vilayetindeki Bedevi aşiret savaşçıları, 19 Temmuz (AFP)
TT

Suveyda'daki olaylar SDG ile aşiretler arasındaki ittifaklara ışık tutuyor

Suveyda vilayetindeki Bedevi aşiret savaşçıları, 19 Temmuz (AFP)
Suveyda vilayetindeki Bedevi aşiret savaşçıları, 19 Temmuz (AFP)

Suveyda'da yerel Dürzi gruplar ile Şam'daki hükümet güçlerini destekleyen Bedevi aşiretler arasında yaşanan kanlı olaylar ve Arap aşiretlerinin Bedeviler lehine savaşa girmesi, Suriye'nin güneyinde yaşananların ülkenin doğu ve kuzeyinde de tekrarlanabileceği ve ABD destekli Suriye Demokratik Güçleri'ne (SDG) karşı bir aşiret ayaklanması olasılığı spekülasyonlarına yol açtı.

Bu olasılık, Halep, Deyrizor ve Rakka vilayetlerinden gelen binlerce aşiret savaşçısının Suveyda'daki cephe hatlarına ulaşmasının ardından ortaya çıktı. Bu vilayetler, Kürt-Arap ittifakı bağlamında SDG ve Suriye hükümeti tarafından ortaklaşa kontrol ediliyor.

dfrgthyu7
Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi ve Suriye Demokratik Güçleri (SDG), 2024 yılında Rakka kentindeki Arap aşiretlerinin şeyhleri ve liderleri için bir program düzenledi. (Şarku’l Avsat)

Arap Şammar aşiretinin şeyhi Şeyh Mani Hamidi Deham el-Cerba'ya göre Suveyda'daki olayların Cezire bölgesindeki durumla ilişkilendirilmesi söz konusu olamaz. Şarku’l Avsat'a açıklamalarda bulunan el-Cerba, “SDG'nin ve lideri Mazlum Abdi'nin bu zor ve son derece hassas aşamada siyasi uzlaşma ve dengelerin sağlanmasındaki rolüne değer veriyoruz. Ortaklığımız sayesinde bölgemiz ve tüm halkımız için tarihi bir başarı olarak kabul edilen mutabakatlara ulaşmayı başardık” ifadelerini kullandı.

Çoğunlukla Suriye'nin kuzeydoğusundaki Haseke vilayetinde bulunan Şammar aşireti, 2013 yılında kurulan ve doğudaki Irak sınırı boyunca Kamışlı'nın doğusundaki Tel Elo ve Tel Tahmis köylerinde konuşlanmış tahmini 7-10 bin savaşçısı olan es-Sanadid güçlerine bağlıdır. Aşiret, Rakka ve Deyrizor kentlerinden yerel Arap gruplarla birlikte SDG'nin kurucu ortakları arasında yer alıyor.

Şeyh el-Cerba sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu yıllar boyunca, kendimizi toprağın kardeşleri olarak adlandırdığımız bir aşamaya ulaştık. Çünkü bizler aynı bölgenin evlatlarıyız ve bu bölgenin tüm bileşenleri arasında kardeşlik ruhuyla birleşen ortak bir davanın sahipleriyiz.”

SDG Ekim 2015'te yayınladığı ilk bildiride kendisini ‘Arapları, Kürtleri, Suriyelileri ve Suriye coğrafyasındaki diğer tüm bileşenleri bir araya getiren, tüm Suriyeliler için ortak bir ulusal askeri güç’ olarak tanımladı. SDG lideri Mazlum Abdi, 10 Mart'ta Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şera ile güçlerini ve sivil idareyi bu yılın sonuna kadar Savunma Bakanlığı ve devlet kurumlarının yapılarına entegre etmek üzere tarihi bir anlaşma imzaladı.

Raman Araştırma Merkezi'nde (Raman Center) Kürt meseleleri konusunda uzmanlaşmış bir araştırmacı olan Bedr Mulla Reşid, SDG'nin kuruluşundan bu yana aşiret niteliğindeki Arap askeri konseyleriyle ittifaklara dayandığını açıkladı. Şarku’l Avsat'a konuşan Reşid, “Suveyda'daki olaylar Suriye'nin kuzeydoğusundaki ittifakları kesinlikle etkileyecek. Şam hükümetinin, Cezire bölgesinde yerel bir aktörün yokluğunda SDG üzerindeki baskısını artırmak için yeni gerçeklikten yararlanmaya çalışması da dahil olmak üzere çeşitli senaryolar ortaya çıkabilir” dedi.

fghyjuı
Suriye'nin kuzeyindeki Rakka kenti el-Velde, Elbu Şaban ve el-Fedaile aşiretlerine ev sahipliği yapıyor. (Şarku’l Avsat)

Reşid, ABD'nin durumu istikrara kavuşturma çabaları, Suriye'ye yönelik ekonomik yaptırımların kısmen kaldırılması ve Türkiye'deki Kürtlerle yürütülen barış sürecine dikkat çekerek mevcut koşullar altında bir aşiret ayaklanması olasılığını dışladı. Reşid, ülkenin kuzeydoğusundaki Suveyda'da yaşananların tekrarlanmasını engelleyen başka faktörlerin de bulunduğuna işaret ederek, Suveyda'daki gibi yerel bir askeri grubun ve bu eğilimi destekleyen bölgesel bir tarafın bulunmadığına dikkat çekti. Reşid sözlerine şöyle devam etti: “ABD Suriye'nin istikrarını korumaya çalışıyor ve Türkiye şu anda PKK ile barış süreciyle meşgul; kendi iç sürecini etkilememek için SDG bölgelerinde tam ölçekli bir çatışmayı desteklemeyecektir.”

Aşiret liderleri, Suriye'nin birlik ve bütünlüğüne vurgu yaptı

Suriye'nin kuzeydoğusundaki Cezire ve Fırat bölgeleri, başta el-Bakara, Tay, Şammar, Cis, el-Akidat, el-Velde ve Elbu Şaban olmak üzere Arap aşiretleriyle doludur. Ancak bu aşiretler savaşın son yıllarında ciddi bölünmeler yaşadılar. Geçen yılın yaz aylarında, el-Akidat aşireti lideri Musab el-Hifl'in kardeşi İbrahim el-Hifl'in, eski Suriye rejimi ve İranlı milislerin desteğiyle SDG'ye karşı yerel aşiretler ve savaşçılarla ittifak kurarak askeri bir isyana öncülük etmesinin ardından kanlı çatışmalar yaşandı. Bu çatışmalarda yüzlerce sivil ve silahlı unsur öldürüldü.

sdfgthy
Suveyda vilayetindeki Bedevi aşiret savaşçıları, 19 Temmuz (AFP)

Ancak Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi İhtiyar Heyeti Başkanı ve Haseke'deki Arap Cabur aşiretinin danışmanı Ekrem Mahşuş ez-Zuba, ister Deyrizor'da ister Rakka'da olsun SDG ile yerel aşiretler arasında herhangi bir çatışma yaşanması ya da aşiret savaşçılarının Suveyda cephesinden Cezire bölgesine hareket etmesi ihtimaline ilişkin şunları söyledi: “Bu çağrılar ve hareketler Arap aşiretlerinin değerlerini temsil etmiyor. Burada Arap, Kürt ve Hıristiyan bölge bileşenlerinin kanı, tarihi direnişte ve DEAŞ terörünün yenilgiye uğratılmasında birbirine karıştı. Hepimiz tek bir halk olarak kalacağız ve ülkemize ve güçlerimize bağlı kalacağız”.

Ez-Zuba, SDG'nin tüm bileşenleri temsil ettiğini belirterek, “Birçok tarafın fitne çıkarma çabalarına rağmen kuzey ve doğu bileşenleri ile askeri güçler arasında çatlak yaratma çabalarını reddediyoruz” dedi. Özyönetim bölgelerini diğer bölge ve vilayetlere kıyasla en istikrarlı bölgeler olarak değerlendiren ez-Zuba, toprağın sahibinin kendileri olduğuna dikkat çekti. Ez-Zuba, “Kaderimizi biz belirleriz, sosyal medya sayfaları değil. Aşiret ya da kabile, bölge dışından kişiler tarafından değil, sahada kim varsa onlar tarafından temsil edilir. Biz Suriye topraklarının birlik ve bütünlüğünü vurguluyoruz… Hiç kimse vatanseverliğimize dil uzatamaz” şeklinde konuştu.

dfrgtyu
Arap el-Velde aşiretinin şeyhi Şeyh Hamid el-Ferac (Şarku’l Avsat)

Tabka ve Rakka vilayetindeki Arap el-Velde aşiretinin şeyhi Şeyh Hamid el-Ferac da Şeyh el-Cerba ve ez-Zuba’nın sözlerine katılarak, özerk yönetim bölgelerindeki Arap aşiret mensuplarının SDG'ye desteğini yineledi. “Buradaki tüm Arap aşiretleri ve bileşenleri, bölgelerimizin güvenlik ve istikrarını bozmaya çalışan tüm gündemlere karşı SDG ile dayanışma içindedir” diyen Şeyh el-Ferac, aşiret mensuplarına şu çağrıda bulundu: “Yönetim bölgelerindeki istikrarı her gün baltalamaya çalışan projelere karşı durmak için herkesin birleşmesi gerekiyor. SDG terörizmi ortadan kaldırdı, bölge halkının güvenliğini koruyor ve mevcut imkanlar doğrultusunda tüm hizmetleri sağlıyor.”

Elbette Arap aşiretlerinin SDG yanlısı tutumları ortak değil. Zira özerk yönetim bölgelerinin dışında yaşayan aşiret üyeleri arasında SDG'nin kontrolünü açıkça reddeden ve bölgelerinin Şam'daki Ahmed eş-Şera hükümetine devredilmesini destekleyenler de var.