SPLM-N Başkan Yardımcısı: Sudan devrimi kazanacak

SPLM-N Başkan Yardımcısı: Sudan devrimi kazanacak
TT

SPLM-N Başkan Yardımcısı: Sudan devrimi kazanacak

SPLM-N Başkan Yardımcısı: Sudan devrimi kazanacak

Sudan Halkının Kurtuluş Hareketi (SPLM-N) Başkan Yardımcısı Yasir Arman Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada, ülkesinin tanık olduğu sivil itaatsizlik ile Sudan devrimin kazanacağını belirterek hedeflerine ulaşacaklarını söyledi.
Tutuklanmasının ardında Güney Sudan’a sürgün edildiğini aktaran Arman, yetkililerin SPLM-N’nin muhalefet güçlerini birleştireceğinden korktukları için tutuklandıklarını ifade etti.  Sudan’ın çok tehlikeli bir dönemden geçtiğini ve devrim projesini tamamlamak ve halkın özlemlerini elde etmek adına tüm muhalif güçlerin birleşmesi gerektiğine vurgu yaptı.
Arman açıklamasında, “Sudan’daki durum üzücü. Nerede durmayı seçerlerse seçsinler halkımızla birlikte olacağız” dedi. Sudan’a döndükten sonra tutuklanan SPLM-N liderleri Yasir Arman, İsmail Cellab ve Mübarek geçtiğimiz Pazar günü serbest bırakıldı.
SPLM-N Genel Sekreteri İsmail Cellab Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada, yetkililerin kendilerini Cuba’ya sınır dışı edip ardından serbest bırakılmalarının ardından neden tutuklandıklarına dair açıklama yapmadıklarını belirtti. Cellab açıklamasında yetkililerin kendilerini hücrelere koyduklarını belirterek, Askeri Geçiş Konseyi’nden hiçbir kimse ile görüşmediklerini, tutukluluk süresi boyunca işkence görmediklerini dile getirdi. SPLM-N Başkan Yardımcı Yasir Arman’ın tutuklanması sırasında dövüldüğünü söyleyen Cellab, hızlı bir kuvvet desteği ile daha sonra Hartum’daki Siyasi Güvenlik karargâhına götürüldüğünü ifade etti.
Cellab, serbest bırakılmalarında Etiyopya Başbakanı Abiy Ahmed ile Güney Sudan Devlet Başkanı Salva Kiir Mayardit, İngiltere ve ABD dahil olmak üzere birçok uluslararası kuruluşların yaptığı baskı sayesinde gerçekleştiğini belirtti. Genel Sekreter açıklamasında, Askeri Geçiş Konseyi’nin Yasir Arman’a Hartum’dan ayrılması gerektiği mesajının ilettiğini dile getirdi.
İsmail Cellab açıklamasında, güvenlik yetkililerin kendilerini serbest bırakacağını öğrendikleri an gözleri kapalı bir şekilde havaalanına geldiklerini belirterek, “Arman, güvenlik güçlerine nereye götürüldüklerini sordu. Onlar ülke dediler. Cuba havaalanına inene dek gözlerimiz, el ve ayaklarımız bağlıydı” şeklinde konuştu.
Cellab, Sudan vatandaşı oldukları halde ülkeden sürgün edilmelerinin insanlık dışı bir yol olduğunu belirterek, görünüşe göre Askeri Geçiş Konseyi’nin kendilerinin Hartum’daki varlıkları için üzülmüş olduğuna atıfta bulundu. Kitleler tarafından iyi karşılandıkları gerekçesi ile tutuklandıklarını söyleyen Genel Sekreter, daha sonra Askeri Geçiş Konseyi tarafından sürgün edildiklerini ifade etti.



İsrail, Gazze’deki kafeyi 230 kiloluk bombalarla vurdu

İsrail ordusu, Filistinlilerin sıkça kullandığı deniz kenarındaki kafeyi harabeye çevirdi (AFP)
İsrail ordusu, Filistinlilerin sıkça kullandığı deniz kenarındaki kafeyi harabeye çevirdi (AFP)
TT

İsrail, Gazze’deki kafeyi 230 kiloluk bombalarla vurdu

İsrail ordusu, Filistinlilerin sıkça kullandığı deniz kenarındaki kafeyi harabeye çevirdi (AFP)
İsrail ordusu, Filistinlilerin sıkça kullandığı deniz kenarındaki kafeyi harabeye çevirdi (AFP)

İsrail, Gazze’de internete erişim sağlayan kafeye düzenlediği saldırıda 230 kilogramlık bombalar kullandı.

Guardian’ın haberinde, İsrail ordusunun pazartesi günü düzenlediği saldırıda Amerikan yapımı MK-82 bombalarından kullandığı yazılıyor. Bu bombalar büyük bir krater oluşturuyor ve şarapnelin geniş bir alana yayılmasına yol açıyor.

El Beka adlı kafeye yapılan saldırıda en az 41 Filistinli öldürülmüş, 75 kişi yaralanmıştı. Hayatını kaybedenler arasında 4, 12 ve 14 yaşlarındaki çocuklar da vardı.

Gazetenin bombanın parçalarına dair elde ettiği fotoğrafları inceleyen uzmanlar, sivillerin böyle bir mühimmatla kasten vurulmasının savaş suçu teşkil edebileceğine dikkat çekiyor.

Kopenhag Üniversitesi'nde uluslararası hukuk alanında çalışan Marc Schack şunları söylüyor:

Bu tür bir mühimmatın kullanımını gerekçelendirmek neredeyse imkansız. Eğer 20, 30, 40 ya da daha fazla sivil kayıptan bahsediyorsanız, bu genellikle çok büyük öneme sahip bir hedef olmalıdır. Afganistan ve Irak'taki koalisyon güçleri açısından çok üst düzey bir hedef için kabul edilen rakam 30'dan az sivilin öldürülmesiydi, o zaman da istisnai koşullar söz konusuydu.

Diğer yandan saldırının ardından İsrail Savunma Kuvvetleri’nden (IDF) yapılan açıklamada “asla sivillerin hedef alınmadığı” ileri sürüldü. Ayrıca saldırıdan önce sivil kaybın azaltılması için adımlar atıldığı savunuldu. Analistler, İsrail ordusunun drone’larla kafe etrafındaki sivilleri görmesine rağmen saldırı düzenlediğini söylüyor.

Filistinli bir aile tarafından 40 yıl önce kurulan kafe, hızlı internet bağlantısıyla öğrenciler, gazeteciler ve uzaktan çalışanların sık uğradığı bir mekandı.

İsrail ordusu Gazze’yi her gün bombalarken bölgede ateşkes sağlanması için yürütülen çalışmalar da hızlandı.

İsrail medyasındaki haberlerde, Başbakan Binyamin Netanyahu’nun 7 Temmuz’da yapacağı ABD ziyareti öncesinde ateşkes anlaşmasının imzalanmasının hedeflendiği yazılıyor.

Ayrıca ABD Başkanı Donald Trump’ın İsrail tarafından kabul edildiğini savunduğu 60 günlük ateşkes teklifine Hamas’ın da sıcak baktığı ileri sürülüyor. Anlaşmaya dair detaylar resmi kanallardan paylaşılmadı. Ancak haberlerde Hamas’tan kalan 50 rehinenin tamamını serbest bırakmasının isteneceği aktarılıyor.

Hamas’ın buna yanıtını cuma akşamına kadar arabuluculara sunması bekleniyor. Filistinli örgütün, Gazze’ye yardım girişine izin verilmesi ve İsrail ordusunun bölgedeki işgalini sonlandırması taleplerinden geri adım atmayacağı belirtiliyor. Anlaşma kapsamında IDF’nin Gazze’deki bazı bölgelerden çekilebileceği savunuluyor.

Independent Türkçe, Guardian, Times of Israel, Haaretz