Bitki kökü sandılar 'mantolu böcek' çıktı

Bitki kökü sandılar 'mantolu böcek' çıktı
TT

Bitki kökü sandılar 'mantolu böcek' çıktı

Bitki kökü sandılar 'mantolu böcek' çıktı

Kahramanmaraş’ın Elbistan ilçesinde vatandaşların bitki kökü sandıkları şeyin, tarladaki bitkilerin taze sürgün ve yapraklarını hem yiyerek, hem de kesip ürünlere zarar veren ‘mantolu böcek’ olduğu ortaya çıktı.
Elbistan'da daha önce rastlanılmayan ve genelde Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde yayılış gösteren; mercimek, nohut, buğday, arpa, kavun ve karpuz gibi bitkilere zarar veren ‘mantolu böcek', Kışla Mahallesi'nde çiftçiler tarafından tesadüfen fark edildi. Kestiği sürgünlerin bir kısmını parçalar halinde ipek salgılarıyla birbirine sıkça yapıştırarak vücutlarının etrafında ördüğü için ‘mantolu böcek' olarak adlandırılan ve bu yüzden de ilk etapta bitki kökü sanılan canlının, mahalledeki birçok tarlada görülmesi, çiftçileri endişelendirdi. Böyle bir canlıya daha önce tarlalarında hiç rastlamadıklarını belirten çiftçiler, “Bu böceği ilk gördüğümüzde buğday ya da ot kökü sandık. Ama hareket ettiğini fark ettiğimizde yakından inceledik. Buğday köklerini etrafına sarmış bir böcek olduğunu anladık. Daha önce bizim tarlalarımızda böyle bir canlı ile karşılaşmamıştık. Elimizden bıraktığımızda ise toprağa girip kayboldu. Birçok tarlada bu böceği görenler var” dediler. 
Yaptıkları araştırmada mantolu böceğin daha çok Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde görüldüğünü öğrendiklerini anlatan çiftçiler, “Bu böcek daha çok Güneydoğu Anadolu Bölgesi'ndeki tarlalarda görülüyormuş. Buraya nasıl geldi bilmiyoruz. Görüştüğümüz ziraat mühendisleri, göçmen kuşlarla gelme ihtimallerinin olduğunu söyledi. Zaten mısır ve pancarda bitki kurdu ile baş edemiyoruz. Bir de bu böcek tarlalarımıza yayılırsa hiç bilmediğimiz bu zararlı ile mücadele etmek zorunda kalacağız” şeklinde konuştular.
Mantolu böcek nedir? 
Mantolu böcek, kışı bir yıl önceki bitki artıklarından örülmüş mantodaki pupa kokonları içinde diyapozda geçirir. Nisan başından itibaren larvalar toprak yüzeyine çıkarak nohut ve mercimeğe geçer. Bitkilerin taze sürgün ve yapraklarıyla beslenir ve sürgünleri keser. Bu kesilen parçaların bir kısmını ipek salgılarıyla birbirine sıkça yapıştırarak vücutlarının etrafında manto oluştururlar. Mantoların renkleri beslendiği ortama bağlı olarak grimsi koyu kahverengi, saman rengi ve yeşilimsi olabilmektedir. Mayısın ikinci yarısından itibaren tohum kapsülleri ile de beslenmekte, göç ederek bir tarladan diğerine geçmekte ve haziran ayının ilk haftasına kadar beslenmelerine devam etmektedirler. Ağustos ayının ikinci yarısında ilk kelebekler görülür ve ergin çıkışları eylül ayının ilk yarısına kadar devam eder. 



Gençlerdeki sindirim sistemi kanserlerinde çarpıcı artış

Yeni bir incelemeye göre, 50 yaşın altındaki kişilerdeki gastrointestinal kanserlerde çarpıcı bir artış var (Unsplash)
Yeni bir incelemeye göre, 50 yaşın altındaki kişilerdeki gastrointestinal kanserlerde çarpıcı bir artış var (Unsplash)
TT

Gençlerdeki sindirim sistemi kanserlerinde çarpıcı artış

Yeni bir incelemeye göre, 50 yaşın altındaki kişilerdeki gastrointestinal kanserlerde çarpıcı bir artış var (Unsplash)
Yeni bir incelemeye göre, 50 yaşın altındaki kişilerdeki gastrointestinal kanserlerde çarpıcı bir artış var (Unsplash)

Yeni bir incelemeye göre, 50 yaşın altındaki kişilerdeki gastrointestinal (GI) kanserlerde çarpıcı bir artış yaşanıyor.

Araştırmacılar perşembe günü The Journal of the American Medical Association'da (JAMA) yayımlanan incelemede, kalınbağırsak veya pankreas kanseri gibi gastrointestinal kanserlerin "ABD'de erken yaşta ortaya çıkan kanserler arasında en hızlı artış gösterenler" olduğunu belirtiyor.

Erken yaşta ortaya çıkan gastrointestinal kanserler arasında ABD birinciliğini, kolon veya rektumda gelişen kalınbağırsak kanseri 2022'de aldı ve 20 bin 800'ü aşkın kişiye teşhis kondu.

Mide zarında gelişen mide kanseri o yıl 2 bin 689 kişide teşhis edilirken, onu 2 bin 657'yle pankreas kanseri ve 875'le yemek borusu kanseri izledi.

Erken yaşta görülen gastrointestinal kanserlerin çoğu obezite, kötü beslenme ve orta derecede hareketsiz bir yaşam tarzı gibi, değiştirilebilecek risk faktörleriyle bağlantılı. Sigara ve içki içmek de diğer risk faktörleri arasında.

Dana-Farber Kanser Enstitüsü Genç Yaşta Ortaya Çıkan Kalınbağırsak Kanseri Merkezi Direktörü Dr. Kimmie Ng, ortak yazarlarından olduğu inceleme hakkında NBC News'a yaptığı açıklamada, "İnsanların bebekken, çocukken ve ergenlik çağındayken yaptıkları ya da maruz kaldıkları şeyler, muhtemelen genç yetişkinlikte kansere yakalanma risklerine katkı sağlıyor" diyor.

Aile geçmişi ve kalıtsal sendromlar gibi, hastaların üzerinde kontrol sahibi olmadığı risk faktörleri de var. Erken yaşta görülen kalınbağırsak kanserinden muzdarip kişilerde bağırsak iltihabı olabilir.

Araştırmacılar incelemede şöyle yazıyor:

Erken yaşta ortaya çıkan GI kanser hastalarının durumu, daha geç yaşta ortaya çıkan GI kanser hastalarına benzer veya daha kötü seyrediyor. Bu da gelişmiş önleme ve erken teşhis yöntemlerine duyulan ihtiyacı vurguluyor.

Amerikan Kanser Derneği (American Cancer Society/ACS), kalınbağısak kanseri riski ortalama düzeyde olan kişilerin 45 yaşında düzenli taramaya başlamasını öneriyor. ACS, 2018'den önce taramaların 50 yaşında başlamasını tavsiye ediyordu.

Kâr amacı gütmeyen Kalınbağırsak Kanseri Birliği'nin baş tıbbi danışmanı Dr. John Marshall, yer almadığı inceleme hakkında NBC News'a "Eskiden bu yaş grubunda hiç görülmezdi ama şimdi 20, 30 ve 40'lı yaşlarında kolon kanserine yakalananların sayısında kayda değer bir artış var" diyor.

Gastrointestinal kanseri olan genç hastaların hayatta kalma oranlarının, neden yaşlılardan daha kötü olduğu belirsizliğini koruyor.

New Jersey'deki Rutgers Kanser Enstitüsü ve RWJBarnabas Health'ten gastrointestinal onkoloji direktörü Dr. Howard Hochster, NBC News'a, dahil olmadığı inceleme hakkında şu ifadeleri kullanıyor: 

Bana göre bu, hastalığı daha ileri bir aşamada saptamamızdan kaynaklanıyor çünkü spesifik olmayan bu şikayetlerde bulunan genç bir kişiyi görünce, gerçekten kolon veya diğer GI kanserler akla gelmiyor.

Ancak Ng, kanserin evresi hesaba katıldığında bile genç hastaların hayatta kalma oranlarının daha kötü göründüğünü söyleyerek bunun biyolojik bir nedeni olup olmadığını sorguluyor.

Independent Türkçe