Körfez’deki saldırılar çatışma riskini artırıyor

Körfez’deki saldırılar çatışma riskini artırıyor
TT

Körfez’deki saldırılar çatışma riskini artırıyor

Körfez’deki saldırılar çatışma riskini artırıyor

Umman Körfezi’nde dün iki tankerin hedef alındığı saldırılar, İran ile ABD ve bölgedeki müttefikleri arasında silahlı çatışma patlak vermesi riskini artırdı. AFP’nin elde ettiği bilgilere göre dünyanın günlük petrol ihtiyacının 3’te biri, saldırılara sahne olan bu hayati bölgeden sağlanıyor.
Bu, son bir ay içerisinde söz konusu stratejik bölgede petrol tankerlerinin hedef alındığı ikinci kimliği belirsiz saldırı oldu. 12 Mayıs’ta Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) sahilinde, aralarında 3 petrol tankerinin bulunduğu 4 gemiyi hedef alan bir saldırı gerçekleştirilmişti. ABD, Birlemiş Milletler Güvenlik Konseyi’ne (BMGK) İran’ın olayla bağlantılı olduğuna dair delil sunduğunu duyurmuştu.
Londra merkezli Capital Economics’e göre iki tankeri hedef alan saldırı, bölgedeki jeopolitik gerilimin arttığına dair son işaret oldu. Yaşananlar, doğrudan çatışma riskini artırıyor.
Merkez’den yapılan açıklamada "Bir hata veya kötü bir iletişim daha geniş bir çatışmaya yol açabilir. Tekrarlanan saldırılar düzenli olarak bu tehlikenin arttığını gösteriyor” ifadelerine yer verdi.
Capital Economics’e göre çatışma riski, bölgenin ekonomisine de zarar veriyor. Riskin küresel ekonomi ve petrol piyasası üzerinde dolaylı etkileri olabileceği uyarısı yapılıyor.
Uluslararası Krizler Grubu’nda çalışan analist Elizabeth Dickinson, bölgenin oldukça riskli bir dönemden geçtiğini belirtti. Mümkün olan en kısa vakitte bir çıkış yolu bulunmasının tüm taraflar için uygun olacağına işaret eden Dickinson “Mevcut durumda bölge bir yanda İran diğer yandan ABD ve bölgedeki müttefikleri arasındaki gerilim bataklığına saplanıyor” diye konuştu.
 Petrol araştırmaları alanında çalışmalar yürüten Sucden Financial Merkezi’nde uzman olan George Wilkes yaptığı açıklamada şunları söyledi:
“Hürmüz Boğazı’nın bulunduğu bölgede büyük bir tehlike söz konusu. Bu tehlike yalnızca tankerleri değil, petrol piyasasını ve denizcileri de kapsıyor. Sürekli saldırılar riski artırabilir ve gemileri bölgeden geçmemeye itiyor. Bu durum da yatırımcıların endişelerini artırarak yakıt fiyatlarının yükselmesine neden oluyor.”
American Enterprise Institute’den analist Karen Young da konuya dair şunları söyledi:
“Hem Yemen cephesindeki hem de Körfez’deki nakliye rotasında sabit olarak devam eden gerilimler mevcut. Gemileri hedef alan bu kimliği ve hedefi belirsiz saldırılar riski artırıyor. Husiler tarafından gerçekleştirilen saldırılar neredeyse bölgenin tamamını çatışma alanı haline getirdi.”
Petrol tankerlerini hedef alan saldırıları kınayan Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Antonio Guterres de “Dünya, Körfez'de çıkacak büyük bir çatışmayı kaldıramaz” uyarısında bulundu.



Washington Post: ABD, İsrail ve Rusya'ya yönelik insan hakları eleştirilerini hafifletmeyi planlıyor

ABD Başkanı Donald Trump (Reuters)
ABD Başkanı Donald Trump (Reuters)
TT

Washington Post: ABD, İsrail ve Rusya'ya yönelik insan hakları eleştirilerini hafifletmeyi planlıyor

ABD Başkanı Donald Trump (Reuters)
ABD Başkanı Donald Trump (Reuters)

Washington Post gazetesi dün, ABD Başkanı Donald Trump yönetiminin İsrail, Rusya ve El Salvador'a yönelik insan hakları eleştirilerini hafifletmeyi planladığını bildirdi.

Gazete, bu bilgiyi ABD Dışişleri Bakanlığı'nın insan hakları konusunda hazırladığı yıllık rapor taslaklarına dayandırdı.

Bu ülkelere ilişkin taslak raporlar, eski Başkan Joe Biden yönetimi tarafından hazırlananlardan çok daha kısa.

Dışişleri Bakanlığı, geçen yılı kapsayan raporları bu yıl henüz resmi olarak yayınlamadı. Bu yıllık raporlar genellikle her yıl mart veya nisan ayında yayınlanır.

Bakanlık, yorum talebine henüz yanıt vermedi.

ABD Dışişleri Bakanlığı'ndan üst düzey bir yetkili, raporun içeriği hakkında ayrıntılı bilgi vermekten kaçındı, ancak gazetecilere yaptığı açıklamada, “2024 insan hakları raporu, tekrarları ortadan kaldırarak raporun okunmasını kolaylaştıracak şekilde yeniden yapılandırıldı” dedi.

ABD, insan hakları, demokrasi ve basın özgürlüğünü her zaman dış politikanın temel hedefleri olarak savundu. Ancak eleştirmenler, Washington'un müttefiklerine karşı çifte standart uyguladığını defalarca eleştirdi.

Trump yönetimi altındaki ABD, geleneksel demokrasi ve insan hakları desteğinden giderek uzaklaştı ve bunu büyük ölçüde başka bir ülkenin iç işlerine müdahale olarak gördü.

Buna karşılık Trump yönetimi yetkilileri, başka yollarla Avrupa siyasetine müdahale etti; Romanya, Almanya ve Fransa gibi ülkelerde sağcı liderlere yönelik baskıları defalarca kınadı. Avrupalı yetkilileri göç eleştirisi gibi görüşleri sansürlemekle suçladılar.

Şarku’l Avsat’ın Washington Post’tan aktardığına göre taslak raporda, İsrail yargısının bağımsızlığına yönelik yolsuzluk veya tehditlerden bahsedilmiyor. Önceki insan hakları raporu, hükümetin yolsuzluğuna ilişkin çeşitli haberlere atıfta bulunmuş ve Başbakan Binyamin Netanyahu'ya karşı açılan ceza davasını örnek göstermişti. Netanyahu, rüşvet, dolandırıcılık ve görevi kötüye kullanma suçlamalarıyla karşı karşıya, ancak tüm suçlamaları reddediyor.

Gazete, İsrail'in Filistinliler üzerinde uyguladığı kontrol ve hareket kısıtlamalarına ilişkin önceki atıfların taslak raporda yer almadığını belirtti.

Öte yandan Biden döneminde yayınlanan Rusya hakkındaki nihai raporda, ülkedeki LGBT topluluğunun maruz kaldığı şiddet ve tacizlere ilişkin birkaç atıf yer alıyordu.

Washington Post gazetesi, taslak raporda bu konuyla ilgili tüm atıfların çıkarıldığını bildirdi.

Gazeteye göre, Dışişleri Bakanlığı'nın El Salvador ile ilgili taslak raporunda, 2024 yılında ‘ciddi insan hakları ihlallerine dair güvenilir bir rapor’ bulunmadığı belirtiliyor.

Biden yönetimi döneminde yayınlanan önceki raporda, ülkede ‘insan hakları alanında büyük sorunlar’ olduğu belirtilmiş. Raporda ayrıca, ‘güvenlik güçleri tarafından aşağılayıcı muamele veya cezalandırma’ ve ‘acımasız ve hayati tehlike arz eden gözaltı koşulları’ hakkında güvenilir raporlar olduğu ifade edilmiş.

El Salvador, İsrail ve Rusya'nın Washington'daki büyükelçilikleri, yorum talebine yönelik ayrı ayrı gönderilen e-postalara henüz yanıt vermedi.

ABD Dışişleri Bakanlığı yetkilisi, raporun ‘çok yakın bir gelecekte’ yayınlanacağını söyledi.

Yetkili, “Raporun amacı, her ülkede meydana gelen her insan hakları ihlalini tek tek izlemek değil. Raporun amacı, açıklayıcı olmak ve her ülkede insan haklarının gerçekte ne durumda olduğuna dair geniş bir tablo sunmak” dedi.