Salame, Libya’da siyasi çözüm konusunda iyimser

Birleşmiş Milletler Libya Özel Temsilcisi Gassan Salame. (AFP)
Birleşmiş Milletler Libya Özel Temsilcisi Gassan Salame. (AFP)
TT

Salame, Libya’da siyasi çözüm konusunda iyimser

Birleşmiş Milletler Libya Özel Temsilcisi Gassan Salame. (AFP)
Birleşmiş Milletler Libya Özel Temsilcisi Gassan Salame. (AFP)

Birleşmiş Milletler Libya Özel Temsilcisi Gassan Salame, her iki taraftan heyetlerin de ilk kez olarak duruma ilişkin umutlarını dile getirdiği çalışma oturumunun ardından, 14 Haziran’da Tunus Dışişleri Bakanı Hamis el-Cihinavi ile ortak bir basın toplantısı gerçekleştirdi.
Salame, toplantı sırasında yaptığı açıklamada kendisine ve BM’nin Libya misyonuna yönelik eleştirilerin Libya’nın doğusundaki ve batısındaki farklı taraflarca yapıldığını söyledi. Salame, BM misyonunun tarafsız olduğuna, barışçıl çabalar sarf ettiğine ve ön yargıyı kabul etmediğine dikkat çekti.
Şarku’l Avsat’ın süreçte kendisinin olumlu tutumuna yönelik yönelttiği sorusuyu cevaplayan Gassan Salame, Güvenlik Konseyi’nin (BMGK) daimi üyelerinin dışişleri bakanları, Libya Ulusal Ordusu (LUO) Komutanı Mareşal Halife Hafter ve Ulusal Mutabakat Hükümeti (UMH) Başkanı Fayiz es-Serrac başta olmak üzere Libya’nın önde liderleriyle gerçekleştirilen toplantılara dikkat çekti. Söz konusu görüşmelerde “savaşa karşı siyasi bir çözüm” konusuna yapılan vurgunun kendisini motive ettiğini belirtti.
Salame, Libya’nın başkenti Trablus’taki mevcut duruma ilişkin de iki buçuk aydır devam eden çatışmaların ardından Libya’daki insani ve güvenlik durumunun daha da “kötüleştiğini ve tehlikeli bir aşamaya ulaştığını” söyledi. BM Libya Özel Temsilcisi, “Zordu. Neredeyse bir felaket yaşandı. Hafter kuvvetlerinin başkent Trablus operasyonunun başlamasından bu yana durum çok karmaşık” diye konuştu. Mareşal Hafter, geçen nisan ayının başlarında Trablus’u silahlı milislerden kurtarmak amacıyla bir operasyon başlatmıştı.
BM Temsilcisi, Libya’daki BM misyonunun güvenlik ve tarafların Ramazan Ayı’nda karşılaştığı sel felaketi de dahil karşı karşıya olduğu zorluklara karşı insani yardım sağlanmasında zaman zaman zorluklarla karşılaşıldığına dikkat çekti.
Libya’daki ateşkes meselesine de değinen Salame, BMGK’nın şu ana kadar BM Genel Sekreteri’nin ve BM’nin Libya misyonunun ateşkes konusunda sunduğu 5 girişim konusunda kolektif bir tavır sergileyemediğini belirtti. Ancak ilk kez BMGK daimi üyeleri dışişleri bakanlarının UMH ve Hafter önderliğindeki askeri liderliğin “pozisyonlarında olumlu bir gelişme” kaydettiğini, “siyasi çözüm ve askeri operasyonların durdurulması çağrısına yönelik girişimlere” olumlu tepki verdiğini söyledi.
Ancak uluslararası ve bölgesel bazı başkentlerde Libya’daki savaşa yönelik farklı tavırların var olduğuna dikkat çeken Salame, özellikle başkent Trablus’ta iki buçuk ay önce başlayan gerilimin ardından BM’nin Libya’nın yıllarca maruz kalabileceği silahlı çatışmaları durdurmak için çabaladığını vurguladı. Gassan Salame, bazı ülkelerin askeri seçeneğe karşı olduğunu ilan ettiğini fakat siyasi, güvenlik, ekonomik ve askeri olarak savaşan taraflardan birini desteklediklerini söyledi. Salame, bazı BMGK kararlarını ihlal eden tarafların silahlanmaya katkı sağladıklarını vurguladı.
BM Temsilcisi, yakın zamanda ABD, Rusya, Fransa, İngiltere, Çin ve bazı Arap ülkeleri dışişleri bakanlarıyla ve BMGK’nın daimi olmayan üyeleriyle savaşı durdurmak ve Libyalı tarafları diyalog ve siyasi uzlaşı masasına getirmek için pratik bir siyasi girişim başlatma konusunda görüşmeler gerçekleştirdiğine dikkati çekti.
BM’nin Libya misyonunun geçen nisan ayının başından bu yana meydana gelen ölümlere ilişkin elde ettiği verilere de değinen Salame ölü sayısının yaklaşık 700’e yükseldiğini belirtti. Yaralı sayısının 3 bini aştığını söyleyen BM Temsilcisi, 90 ila 100 bin sivilin göç ettiğine dikkat çekti.
Söz konusu veriler, Tunus Dışişleri Bakanı Hamis el-Cihinavi tarafından da doğrulandı. Cihinavi, Tunuslu güvenlik makamlarının ve siyasi otoritelerin çoğu Arap ve Mağrip ülkelerinin aksine hiçbir zaman Libya’ya vize uyguladığına dikkat çekerek Tunus’a karadan ve havadan ulaşanların sayısındaki artıştan sonra Tunus- Libya sınırında teyakkuzda olduklarını kaydetti.
Gassan Salame, Tunus’taki Üçlü Komite (Mısır- Cezayir- Tunus) dışişleri bakanlarının geçen çarşamba akşamı gerçekleştirdiği görüşme sonrasında yayınlanan Tunus bildirgesinde tüm Libyalı taraflar arasında uzlaşı sağlanması için kapsamlı bir ulusal konferansa hazırlık yapıldığını söyledi. Salame ayrıca tüm düşmanlıkların durdurulması ve siyasi müzakerelerin başlatılması çağrısında da bulundu.



Hasm Hareketi'nin terör planının Kahire ile Ankara arasındaki ilişkiler üzerinde nasıl bir etkisi olacak?

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi G20 Zirvesi çerçevesinde bir araya geldi. (Arşiv - Türkiye Cumhurbaşkanlığı)
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi G20 Zirvesi çerçevesinde bir araya geldi. (Arşiv - Türkiye Cumhurbaşkanlığı)
TT

Hasm Hareketi'nin terör planının Kahire ile Ankara arasındaki ilişkiler üzerinde nasıl bir etkisi olacak?

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi G20 Zirvesi çerçevesinde bir araya geldi. (Arşiv - Türkiye Cumhurbaşkanlığı)
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi G20 Zirvesi çerçevesinde bir araya geldi. (Arşiv - Türkiye Cumhurbaşkanlığı)

Mısırlı uzmanlar, Mısır İçişleri Bakanlığı'nın Hasm Hareketi’nin terör planını Türkiye'deki Müslüman Kardeşler (İhvan-ı Müslimin) unsurlarıyla ilişkilendiren açıklamasının iki ülke arasındaki ilişkiler üzerindeki etkisini küçümsedi. Şarku’l Avsat'a açıklamalarda bulunan yetkililer, Kahire ve Ankara'nın şu anda iki ülke arasındaki anlaşmazlığın merkezinde yer alan Müslüman Kardeşler meselesini bir kenara bırakarak ‘daha derin’ stratejik konulara odaklandığını vurguladı.

Mısır İçişleri Bakanlığı dün yaptığı açıklamada, Müslüman Kardeşler'e bağlı Hasm Hareketi’ne ait bir sığınağa baskın düzenlendiğini duyurdu. Açıklamaya göre, Müslüman Kardeşler'in Türkiye'ye kaçan askeri kanadı Hasm Hareketi’nin liderlerinin faaliyetlerini yeniden canlandırmak ve ülkedeki güvenlik ve ekonomik tesisleri hedef alan düşmanca operasyonlar düzenlemek için hazırlık ve planlama yaptıkları yönünde bilgi alındı.

Açıklamada, “Hasm Hareketi, ileri askeri eğitim aldığı bir sınır ülkesine kaçan unsurlarından birini, söz konusu planı gerçekleştirmek üzere ülkeye yasadışı yollardan sızmaya zorlayarak operasyonlarını planladı” denildi.

Komşu ülkenin adını açıklamayan bakanlık, hareketin ‘birçok sosyal medya sitesinde dolaşıma sokulan, komşu bir ülkedeki çöllük alanda elemanlarına eğitim verdiğini ve ülkede terör operasyonları gerçekleştirme sözü verdiğini içeren bir video hazırladığını’ bildirdi.

Açıklamada Türkiye'ye atıfta bulunulması, özellikle de Mısırlı yetkililerin terör örgütü olarak sınıflandırdığı Müslüman Kardeşler'in iki ülke arasında yaklaşık on yıldır süren soğukluğa neden olduğu düşünüldüğünde, Kahire ile Ankara arasındaki ilişkilerin güçlenme hızına etkisi konusunda soru işaretleri yarattı.

Ulusal güvenlik ve uluslararası ilişkiler danışmanı Tümgeneral Muhammed Abdulvahid, Mısır İçişleri Bakanlığı’nın açıklamasında Türkiye'ye yapılan atfın iki ülke arasındaki ilişkileri etkilemeyeceğini söyledi. Abdulvahid, “Türkiye'den bahsedilmesi, Müslüman Kardeşler'in Türkiye'ye kaçtığı gerçeğinin kabul edilmesi bağlamında tesadüfi bir durumdu” dedi.

Abdulvahid, Türkiye ile ilişkilerin ‘pek çok alanda çok iyi ve güçlü olduğunu ve Müslüman Kardeşler dosyasının artık etkili olmadığını’ belirtti. Abdulvahid, Mısır'ın ‘hareketin kaçak unsurlarının’ iadesine yönelik taleplerine işaret ederek şöyle dedi: “Açıklamada Türkiye'den bahsedilmesi iade sürecinin tamamlanması için bir tür baskı olabilir.”

İki ülke arasındaki normalleşme, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi’nin Katar'da düzenlenen 2022 FIFA Dünya Kupası'nın açılışında el sıkışmalarından bu yana hız kazandı. Erdoğan'ın Şubat 2024'te Kahire'ye yaptığı ziyaretle zirveye ulaşan yakınlaşmayı, Sisi'nin aynı yılın eylül ayında Ankara'ya yaptığı ziyaret izledi ve iki ülke arasında ‘yeni bir iş birliği dönemi’ başladı.

Demokrasi Dergisi Genel Yayın Yönetmeni Yardımcısı ve bölgesel ilişkiler araştırmacısı Kerem Said'e göre “Müslüman Kardeşler dosyası artık Mısır-Türkiye ilişkilerinde acil bir mesele değil. İki ülke arasındaki ilişkiler Kahire ile Ankara'nın çıkarlarına hizmet eden daha büyük ve daha derin stratejik meseleler tarafından yönetiliyor.”

Şarku’l Avsat'a konuşan Said, “Mısır ve Türkiye arasında Müslüman Kardeşler dosyası konusunda ilan edilmemiş bir koordinasyon var. Zira Kahire bazı hükümlülerin iadesini talep ediyor, bu da Kahire ve Ankara arasındaki anlaşmalara göre belirli prosedürlerin tamamlanmasını gerektiriyor” ifadelerini kullandı.

Said sözlerini şöyle sürdürdü: “İçişleri Bakanlığı'nın açıklaması ve Hasm Hareketi’ne yapılan atıf, Mısır ile Türkiye arasındaki ilişkilere yönelik bir meydan okuma içermiyor. İki ülke arasındaki ilişkilerin gelişmesi şu anda Libya'daki durum, Akdeniz gaz dosyasının çözümü ve diğer bazı konular gibi daha önemli dosyalarla bağlantılı.”

Mısırlı akademisyen ve uluslararası ilişkiler araştırmacısı Beşir Abdulfettah da İçişleri Bakanlığı'nın açıklamasında Hasm Hareketi'nin terör planının Türkiye'deki Müslüman Kardeşler unsurlarıyla bağlantısına atıfta bulunulmasının ‘Kahire ile Ankara arasındaki ikili ilişkilerin gidişatını etkilemeyeceği’ görüşünde.

Şarku’l Avsat'a konuşan Abdulfettah, ‘Mısır ve Türkiye'nin Müslüman Kardeşler dosyasındaki herhangi bir çatışmanın iki ülke arasındaki ilişkilerin gelişimini etkilemesine izin vermeme konusunda anlaştıklarını’ söyledi ve ‘Müslüman Kardeşler dosyasının diğer dosyaların önüne geçtiği bir dönemde ilişkilerin merkezinde yer aldığını ve anlaşmazlık nedeni olduğunu’ belirtti.

Abdulfettah, “Müslüman Kardeşler dosyasının yerine stratejik ve ekonomik dosyalar konuldu ve bu da Mısır ve Türkiye'nin ikili ilişkileri güçlendirmede ilerleme kaydetmesini sağladı. Ankara, Mısır'ın Hasm Hareketi’ne karşı attığı adımları anlıyor ve destekliyor. Türkiye, Mısır tarafıyla stratejik çıkarlara değer veriyor” şeklinde konuştu.

Mısır-Türkiye ilişkileri, Ankara'nın 30 Haziran 2013'teki gösterilerin ardından yasaklı Müslüman Kardeşler'e verdiği destek nedeniyle on yıldır süren kopukluk ve gerginliğin ardından giderek normalleşme eğilimine girdi.

Mart 2021'de Ankara, Mısır ile diplomatik temasların yeniden başladığını duyurdu. Türk makamları daha sonra Müslüman Kardeşler yanlısı üç kanaldan (Mekameleen, Vatan ve eş-Şark) ‘Mısır'a karşı kışkırtıcı programlarını durdurmalarını ya da Türkiye topraklarından yayınlarını kalıcı olarak durdurmalarını’ talep etti.

Mısır eski Dışişleri Bakan Yardımcısı ve Mısır Dış İlişkiler Konseyi üyesi Reha Ahmed Hasan, Mısır İçişleri Bakanlığı'nın Türkiye'ye yaptığı atfın ‘Ankara-Kahire ilişkilerini etkilemeyeceğini’ söyledi. Hasan Şarku’l Avsat'a verdiği demeçte, “Ankara, Kahire ile ilişkilerine önem veriyor ve şu anda komşu ülkelerle sıfır sorun politikası izliyor” dedi. Hasan, İçişleri Bakanlığı açıklamasında Hasm Hareketi’nin Türkiye'ye kaçan Müslüman Kardeşler unsurlarıyla bağlantısına atıfta bulunulmasını ‘örgüt unsurlarının 2013 yılında Türkiye'ye kaçtığı gerçeğini kabul ettiği ve Ankara'ya yönelik herhangi bir suçlama içermediği’ değerlendirmesinde bulundu.