​Hong Kong’da göstericiler protestolarına devam ediyor

​Hong Kong’da göstericiler protestolarına devam ediyor
TT

​Hong Kong’da göstericiler protestolarına devam ediyor

​Hong Kong’da göstericiler protestolarına devam ediyor

Hong Kong Özel Yönetim Bölgesi lideri Carrie Lam, suçluların yargılanması için Çin'e iade edilmesine ilişkin tasarının sokaklara dökülen milyonlar tarafından protesto edilmesinin ardından tasarıyı süresiz olarak askıya aldıktan sonra özür diledi fakat istifa taleplerine ilişkin bir açıklamada bulunmadı. Öğrenci Birliği’nin de aralarında bulunduğu protesto hareketleri, destekçilerine Cuma sabahı hükümet binasının önünde yürüyüş yapmaları için çağrıda bulundu.
Göstericiler, Lam’ın istifa etmesi ve tasarının geri çekilmesine ek olarak, geçtiğimiz hafta protesto gösterileri sırasında gözaltına alınan eylemcilerin serbest bırakılmasını ve kendilerine şiddet uygulayan polisler hakkında soruşturma açılmasını talep ediyor.
Protestocular, Cuma günü sabah saat 07:00’da parlamento binası dışında oturma eylemi yapma, ulaşım araçlarını engelleme ve eylemcilere şehrin diğer bölgelerinde toplanma çağrısı yaptı. Muhalif gruplar, “Her yere yayılın. Katılmak için çok sayıda araç var. Hong Kong’a olan sevginizi ifade etmenin yollarını dikkatlice düşünün. 21 Haziran mücadelenin sonu değil. Önümüzdeki günlerde daha fazlası olacak. Lam protestoculara meydan okudu ve yerel yönetimin başında kalacağını vurguladı” ifadelerini kullandı.
Öğrenci Birliği Başkanı So Tsun Fung, AFP’ye verdiği demeçte, Lam’ın taleplere cevap vermemesi durumunda Öğrenci Birliği protestocularının Cuma sabahı Hong Kong’da hükümet binası önünde toplanmayı planladığını belirterek, “Yeterli sayıda kişi toplanırsa memurlar işe gitmeden önce hükümete gerçek bir baskı yapmayı planlıyoruz” dedi.
Muhalif gruplar genel grev teklif etti fakat hangi işletme veya meslek gruplarının bu protestoları destekleyip desteklemeyeceği bilinmemesi nedeniyle bu teklif uygulanmadı.
So Tsun, “9 ve 16 Haziran’da kitlesel gösterilerin organizasyonuna katkıda bulunan Çin Sivil İnsan Hakları Cephesi (CHRF), her türlü yasal ve barışçıl öğrenci protestolarını destekleyecektir” ifadelerini kullandı.
Hong Kong’da gösteriler, genellikle bir lider olmadan yönetilirken, aynı zamanda yetkililer ile müzakere yapacak bir grup ya da kişi bulunmuyor.
Muhalif milletvekili Claudia Mo AFP’ye verdiği demeçte, “Hong Kong parlamentosundaki demokrasi yanlısı blok, yalnızca azınlığa sahip. Öğrenci Birliği, barışçıl gösteri taleplerini yineleyecektir. Polisin herhangi bir yerde şiddete başvurmadığından emin olana kadar yanlarında duracağız” dedi.
Pekin destekli yasa tasarısının muhalifleri, Hong Kong sakinlerinin Çin’in şeffaflıktan uzak ve Pekin politikalarını eleştirenler için bir tehdit oluşturan yargı sisteminin, kurbanları olmasından korkuyor.
İmzalanan ortak deklarasyon ile Hong Kong'a, 2047'ye kadar Çin'e sadece dış politika ve savunma gibi alanlarda bağlı kalarak ‘tek ülke, iki sistem’ politikasıyla idari bağımsızlığını ve yapısını koruma hakkı tanınmıştı. Hong Kong halkı, bu anlaşmayı ihlal ederek, iç işlerine müdahale eden Çin’i kınadı.



İran: Avrupa Troykası ile birkaç gün içinde görüşmeler yapma konusunda anlaştık

Fransa, İngiltere ve Almanya dışişleri bakanları, 20 Haziran'da Cenevre'de İranlı mevkidaşlarıyla görüşmelerde bulundu (AFP)
Fransa, İngiltere ve Almanya dışişleri bakanları, 20 Haziran'da Cenevre'de İranlı mevkidaşlarıyla görüşmelerde bulundu (AFP)
TT

İran: Avrupa Troykası ile birkaç gün içinde görüşmeler yapma konusunda anlaştık

Fransa, İngiltere ve Almanya dışişleri bakanları, 20 Haziran'da Cenevre'de İranlı mevkidaşlarıyla görüşmelerde bulundu (AFP)
Fransa, İngiltere ve Almanya dışişleri bakanları, 20 Haziran'da Cenevre'de İranlı mevkidaşlarıyla görüşmelerde bulundu (AFP)

İran Dışişleri Bakanlığı sözcüsü, İran, İngiltere, Fransa ve Almanya'nın cuma günü İstanbul'da nükleer müzakereleri yeniden başlatacağını açıkladı. Bu açıklama, Avrupa'nın üç büyük ülkesi olan İngiltere, Fransa ve Almanya'nın müzakerelerin yeniden başlamaması halinde İran'a uluslararası yaptırımların yeniden uygulanacağı uyarısının ardından geldi.

İran resmi basınına göre Dışişleri Bakanlığı sözcüsü İsmail Bekayi, “İran, İngiltere, Fransa ve Almanya arasındaki toplantının, dışişleri bakan yardımcıları düzeyinde yapılacağını” açıkladı.

İran medyası dün, Batılı güçlerin BM yaptırımlarına hızlı bir şekilde geri dönüş için "snapback" mekanizmasını devreye sokmak üzere ağustos sonuna kadar süre vermesinin ardından, Tahran'ın Avrupa Troykası ile müzakereleri yeniden başlatma konusunda anlaştığı haberini verdi. Devrim Muhafızları'na bağlı Tesnim Haber Ajansı, konuya hakim bir kaynağın "Görüşmelerin prensibi üzerinde anlaşmaya varıldı, ancak zaman ve yer konusunda istişareler devam ediyor" dediğini belirtti.

Birkaç gün önce, Avrupa Troyka'nın dışişleri bakanları ve Avrupa Birliği'nin dışişleri politika sorumlusu, geçen ay İsrail ve ABD'nin İran'ın nükleer tesislerine düzenlediği saldırıdan bu yana İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi ile ilk telefon görüşmesini gerçekleştirdi.

Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgiye göre Avrupa Troykası, Çin ve Rusya ile birlikte, 2015 yılında İran ile imzalanan ve 2018 yılında ABD'nin çekildiği nükleer anlaşmanın kalan taraflarını oluşturuyor. Anlaşma uyarınca, İran'ın nükleer programına kısıtlamalar getirilmesi karşılığında yaptırımlar kaldırılmıştı.

Avrupa Birliği, İran ile İsrail arasında hava savaşı öncesinde devam eden nükleer müzakerelerin yeniden başlamaması veya somut sonuç alınmaması halinde, BM'nin yaptırımlarını otomatik olarak yeniden uygulamaya koyan “Snapback” mekanizması yoluyla, ağustos ayı sonuna kadar İran'a BM yaptırımlarını yeniden uygulayacağını açıkladı.

Arakçi birkaç gün önce yaptığı açıklamada, “Avrupa Birliği ve Avrupa Troyka'sı bir rol oynamak istiyorsa, sorumlu davranmalı ve ahlaki ve hukuki hiçbir temeli olmayan (yaptırımların yeniden uygulanması) politikası da dahil olmak üzere, modası geçmiş tehdit ve baskı politikalarından vazgeçmelidir” ifadelerini kullandı.

2015 nükleer anlaşmasını onaylayan BM kararının maddelerine göre, Avrupa Troykası 18 Ekim 2025 tarihine kadar BM'nin Tahran'a yaptırımlarını yeniden uygulayabilir.

İran Parlamentosu Ulusal Güvenlik ve Dış Politika Komisyonu üyesi Vahid Ahmedi, üç Avrupa ülkesinin “uluslararası hukuk açısından mekanizmayı devreye sokma hakkına sahip olmadığını”ifade etti. İran Observer haber sitesine verdiği demeçte, Tahran'ın ABD ile müzakerelere dönmek için üç temel şart koyduğunu belirtti. “Birincisi, İran topraklarına yönelik saldırının uluslararası platformlarda kınanması, ikincisi, 12 gün süren savaşın yol açtığı zarar ve kayıpların belirlenmesi, üçüncüsü, gelecekte İran topraklarına yönelik herhangi bir saldırının tekrarlanmayacağına dair net garantiler verilmesi.”

İsrail-İran savaşından önce Tahran ve Washington, Umman'ın arabuluculuğunda beş tur nükleer müzakere gerçekleştirdi, ancak Batı güçlerinin silahlanma tehlikesini ortadan kaldırmak için İran'ın uranyum zenginleştirmesini sıfıra indirmesini talep etmesi gibi önemli engellerle karşılaştı.

ABD saldırılarından önce İran, uranyumu yüzde 60 saflıkta zenginleştiriyordu. Bu uranyumun saflığı, silah geliştirmeye imkan veren yüzde 90'a kadar kolaylıkla yükseltilebilir.

Tahran, nükleer programının sadece sivil amaçlara yönelik olduğunu söylüyor. Batılı güçler ise bu düzeyde zenginleştirmenin sivil bir gerekçesi olmadığını belirtiyor.

Birleşmiş Milletler'in en üst düzey denetim kurumu olan Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı ise nükleer silah üretmeden uranyumu bu düzeye kadar zenginleştiren başka bir ülke olmadığını vurguluyor.