Uzayın milyarlarca yıldır bilinmeyen sırları araştırılacak

“Kuyruklu Yıldız Avcısı” ESA’nın öncelikli uzay görevi olarak seçildi (ESA)
“Kuyruklu Yıldız Avcısı” ESA’nın öncelikli uzay görevi olarak seçildi (ESA)
TT

Uzayın milyarlarca yıldır bilinmeyen sırları araştırılacak

“Kuyruklu Yıldız Avcısı” ESA’nın öncelikli uzay görevi olarak seçildi (ESA)
“Kuyruklu Yıldız Avcısı” ESA’nın öncelikli uzay görevi olarak seçildi (ESA)

Avrupa Uzay Ajansı (ESA), Rosetta uzay aracıyla yakaladığı başarının ardından hız kaybetmeden bir “kuyruklu yıldız avcısı” inşa etmeye başladı.
İngiltere’nin Mullard Uzay Bilimleri Laboratuvarı’nın öncülük ettiği yeni uzay görevinde, üç farklı uzay aracı Dünya yörüngesine yaklaşan herhangi bir kuyruklu yıldızı karşılamak üzere gökyüzünde olacak.
Independent Türkçe'de yer alan habere göre üç araç birbirinden ayrı fakat tamamlayıcı incelemeler yapacak ve aynı zamanda bilim insanlarına gök cisimlerinin 3 boyutlu modelini çıkarma imkanı tanıyacak.
ESA’nın bilim müdürü Gunther Hasinger konuyla ilgili şunları söyledi:
Kuyruklu yıldızların çeşitliliğini ve evrimini daha iyi anlamak için hiç bilinmeyen ve zorlayıcı hedefler olan bozulmamış veya dinamik anlamda yeni kuyruklu yıldızları yakın mesafeden uzay araçlarıyla inceleyeceğiz. Geçmişte kuyruklu yıldızlar için gerçekleştirdiğimiz uzay görevleri Giotto ve Rosetta’nın muazzam bilimsel başarıları rakipsizdi ancak şimdi bu başarının üzerine hiç bozulmamış bir kuyruklu yıldızı ziyaret etme veya Oumuamua benzeri yıldızlararası bir cisme hazırlıklı olmayı ekliyoruz.
İncelenecek herhangi bir kuyruklu yıldız muhtemelen Oort bulutundan geliyor olacak. Bu bulutun Güneş Sistemi’nin en dış kısmını sardığı düşünülüyor.
Bu bölgeden gelecek kuyruklu yıldızlar Güneş Sistemi’nin oluşumundan bu yana neredeyse hiç bozulmamış durumdalar. Bu sayede milyarlarca yıl öncesine ait uzay cisimlerinin oluşuna ışık tutabilirler.
Uzay görevinin hedeflerinden birisi de uzay ajansının “yıldızlararası ziyaretçiler” ismini verdiği diğer yıldız sistemlerinden gelen gök cisimleri olacak. Ancak böyle vakalar kuyruklu yıldızların Oort bulutundan kopmasına göre çok daha nadir gerçekleşiyor.
Muhtemelen Kuyruklu Yıldız Avcısı uzaya fırlatılacak ve incelemeye uygun bir kuyruklu yıldızla karşılaşana kadar uzayda bekleyecek.
Hasinger “Bu tür yenilikçi uzay görevlerinin, önümüzdeki on yıllarda evrenin bilimsel keşfini planladığımız ESA’nın uzay programına yaptığı katkı çok önemli” diye konuştu.



Sadece 300 ışık yılı uzakta devasa gaz bulutu keşfedildi

Bilim insanları Orion gibi bulutsularda yıldız oluşumunu incelese de sürecin öncesi hakkında daha az gözlem yapılabiliyor (NASA)
Bilim insanları Orion gibi bulutsularda yıldız oluşumunu incelese de sürecin öncesi hakkında daha az gözlem yapılabiliyor (NASA)
TT

Sadece 300 ışık yılı uzakta devasa gaz bulutu keşfedildi

Bilim insanları Orion gibi bulutsularda yıldız oluşumunu incelese de sürecin öncesi hakkında daha az gözlem yapılabiliyor (NASA)
Bilim insanları Orion gibi bulutsularda yıldız oluşumunu incelese de sürecin öncesi hakkında daha az gözlem yapılabiliyor (NASA)

Dünya'ya beklenmedik kadar yakın bir mesafede devasa bir gaz bulutu keşfedildi. Moleküler gaz bulutu, bilim insanlarına yıldız oluşum sürecini incelemeleri için eşsiz bir fırsat sunuyor.

Moleküler bulutlar içindeki toz ve gaz kümeleri çökerek yıldızları meydana getiriyor. Hidrojen ve karbonmonoksit molekülleri içeren bu bulutları, yıldız oluşturmalarından önce görmek zorlu bir iş.

Bilim insanları moleküler hidrojen gazı neredeyse görünmez olduğu için bu bulutları ararken karbonmonoksite odaklanıyor. Ancak karbonmonoksit miktarı azsa bulut kolayca gözden kaçabiliyor.

Araştırmacılar yeni keşfedilen moleküler gaz bulutunun bugüne kadar saptanmamasını da buna bağlıyor.

Bulguları hakemli dergi Nature Astronomy'de dün (28 Nisan) yayımlanan çalışmayı yürüten ekip, bulutu daha önce hiç kullanılmamış bir yöntemle tespit etti. Araştırmacılar, buluttaki hidrojenin yaydığı ultraviyole ışık sayesinde keşfi yaptı.

Güney Kore'nin STSAT-1 uydusunun verilerini inceleyen araştırmacılar, hidrojenin doğal olarak yaydığı uzak ultraviyole ışığı fark etti. Normalde bu spektrumdaki ışığı yakalamak epey zor ancak uydunun spektrografı, bunu analiz edilebilecek dalga boylarına ayırmayı başardı. 

Rutgers Üniversitesi'nden çalışmaya liderlik eden Blakesley Burkhart, "Bu, moleküler hidrojenin uzak ultraviyole emisyonunu doğrudan bularak keşfedilen ilk moleküler bulut. Bu bulut, kelimenin tam anlamıyla karanlıkta parıldıyor" diyor.

Yunan mitolojisindeki şafak tanrıçası Eos'un adı verilen gaz bulutu Dünya'dan sadece 300 ışık yılı uzakta. Yaklaşık 3 katrilyon kilometrelik bu mesafe insan ölçeğinde muazzam bir büyüklüğe denk düşse de galaktik ölçekte çok yakın kabul ediliyor. Dünya'ya en yakın yıldız oluşum bölgesi olan Orion Bulutsusu yaklaşık 1300 ışık yılı uzakta. 

Hilale benzeyen bulutun kütlesi Güneş'in kütlesinin yaklaşık 3 bin 400 katı ve yaklaşık 40 Ay çapına (140 bin kilometre) sahip. 

Makalenin yazarlarından Thomas Haworth "Bu şey adeta kozmik arka bahçemizde ve biz onu kaçırdık" diyor.

Güneş Sistemi'nin yakın çevresini ifade eden Yerel Kabarcık'ta yer alan Eos, bugüne kadar bulunan en yakın moleküler bulut. 

Bilim insanları bu sayede yıldız ve yıldız sistemlerinin nasıl oluştuğunu çok daha iyi anlayabilecekleri bir imkana sahip. 

Burkhart, "Teleskoplarımızla baktığımızda, oluşum aşamasındaki tüm yıldız sistemlerini görebiliyoruz ancak bunun nasıl gerçekleştiğini ayrıntılı olarak bilmiyoruz" diyerek ekliyor: 

Eos'u keşfetmemiz heyecan verici çünkü artık moleküler bulutların nasıl oluştuğunu ve ayrıştığını, bir galaksinin yıldızlararası gaz ve tozu yıldızlara ve gezegenlere nasıl dönüştürdüğünü doğrudan ölçebiliyoruz.

Araştırmacılar ayrıca yeni yöntemi kullanarak yakınlarda gizlenen başka moleküler bulutları da keşfetmeyi umuyor.

Çalışmanın bir diğer yazarı Thavisha Dharmawardena "Bu teknik yıldızlararası ortam hakkında bildiklerimizi baştan yazabilir, galaksideki gizli bulutları ortaya çıkarabilir ve hatta kozmik şafağın algılanabilen en uzak sınırlarına kadar ulaşabilir" ifadelerini kullanıyor.

Independent Türkçe, Space.com, CNN, Nature Astronomy