Hamideti'den geçiş hükümeti çağrısı

Hamideti, Doğu Nil eyaletindeki halkla buluştu (AP)
Hamideti, Doğu Nil eyaletindeki halkla buluştu (AP)
TT

Hamideti'den geçiş hükümeti çağrısı

Hamideti, Doğu Nil eyaletindeki halkla buluştu (AP)
Hamideti, Doğu Nil eyaletindeki halkla buluştu (AP)

Özgürlük ve Değişim Bildirgesi Güçleri (ÖDBG) dün, Etiyopya arabulucu heyetinden bir taslak anlaşma aldı ve anlaşmada içerilen geçiş düzenlemelerine ilişkin tüm hususları kabul ettiğini açıkladı. Öte yandan Sudan Askeri Geçiş Konseyi (AGK) Başkan Yardımcısı Korgeneral Muhammed Hamideti, söz konusu girişimi reddettiğini dile getirerek, bunun ülkedeki bütün tarafların katıldığı bir geçiş hükümetiyle değiştirilmesi çağışında bulundu.
Şarku’l Avsat’a konuşan ÖDBG Sözcüsü, özgürlük ve değişim güçleri koalisyonunun dün Etiyopya elçisi ile görüşmeyi planlandığını, ancak arabulucu heyetin talebi üzerine toplantının ertelendiğini belirterek, Etiyopya tarafından sunulan taslak anlaşmanın herkes için temel alabileceği bir metin olduğunu vurguladı.
AGK Başkan Yardımcısı Korgeneral Hamideti, yasama meclisinde ÖDBG’ye yüzde 67’lik bir temsil oranı verilmesini kabul etmeyeceklerini belirterek, bir geçiş hükümeti kurulmasına hazır olduklarını söyledi. Hamideti dün yaptığı açıklamanın devamında Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ve Mısır'ın rolünü takdir ettiklerini dile getirdi.
Suudi Arabistan ve BAE tarafından Sudan’a yardım için gönderilen paraların kendisinin yahut başkasının cebine girmediğini, Sudan’ın Merkez Bankası’na yatırıldığını ifade eden Hamideti, Sudan’ın Suudi Arabistan ve BAE’den 3 milyar dolar kadar yardım aldığını kaydetti.
Hızlı Destek Kuvvetleri Orduya bağlı
Hamideti, kendisine bağlı olan Hızlı Destek Kuvvetleri’nin Sudan ordusuna bağlı olduğunu belirttiği açıklamasında, güçlerinin Avrupalıları milyonlarca kaçak göçmenin istilasından koruduklarını ve terörizm ve radikalizmle mücadele ettiklerini söyledi. Bazılarının silahlı kuvvetler ile hızlı destek güçleri arasına fitne sokmaya çalıştığını iddia eden Hamideti, bu taraflarının amacının hızlı destek güçlerini siyasi arenadan çekmek ve böylece kendi gündemlerini kolaylıkla dikte etmek olduğunu dile getirdi.
“Onlara güçlerimizin Sudan ordusunun bir parçası olduğunu söylüyoruz” diyen Hamideti, Sudan arenasında gerçek bir değişime tanık olunduğunu belirterek, silahlı kuvvetlerin, hızlı destek güçlerinin ve güvenlik güçlerinin halkın yanında yer aldığını vurguladı. Ayrıca kendilerinin gizli bir gündemleri olmadığını ve dürüst bir şekilde hareket ettiklerini ifade ederek, Ömer el-Beşir rejimini devrilen halk hareketine öncülük eden ÖDBG’yi ima ederek daha sonra birtakım şahsi çıkar ve gündemlerin ortaya çıktığını söyledi.  
Medyanın, halk hareketi güçlerinin yanında durduğunu ve askeri konsey liderlerinin açıklamalarını tevil etmeye çalıştıklarını dile getiren Hamideti, Sudan toplumunun tüm kesimlerinde buldukları geniş kabule rağmen iktidarda kalmayı arzu etmediklerini söyledi. Hamideti, ülkeyi bir yıldan kısa bir süreliğine geçiş hükümetine devretmeye çalıştıklarını belirterek, bu geçiş hükümetinin iktidarı halk tarafından seçilen sivil bir hükümete devredeceğini söyledi.
Öte yandan ülkede alınan sıkı güvenlik önlemlerine ve güvenlik güçlerinin şehirlerde yoğun bir şekilde konuşlandırılmasına rağmen iktidarın sivil bir hükümete teslim edilmesini isteyen askeri konsey karşıtı gösteriler hala devam ediyor.
Hartum’un büyük mahallelerinde gösterilere ve akşam yürüyüşlerine tanık olunuyor ve özgürlük ve değilim koalisyonu liderleri, mahaller komiteleri tarafından düzenlenen gece toplantılarında halka hitap ediyor. Devrimciler, 3 Haziran'dan bu yana ülkede internet hizmetinin olmaması sebebiyle kendi aralarında iletişimi sağlamak için kısa mesaj kullanıyorlar.
Bunun yanı sıra Afrika Birliği (AfB) tarafından desteklenen Etiyopya arabulucu heyetinin bir yandan ÖDBG ve diğer yandan AGK ile görüşmeleri devam ediyor.
Etiyopya girişimi, müzakere taraflarının görüşmeleri askıya aldıkları yerden tekrar başlamalarını ve egemenlik konseyindeki temsil oranı ile konsey başkanlığı meselelerinin çözümünü içeriyor. Girişim, her bir taraftan 7 kişi ve taraflar arasında uzlaşılacak bağımsız bir kişi olmak üzere 15 üyeden oluşan bir başkanlık konseyi önerisinde bulunuyor. Ayrıca ÖDBG’nin kabinenin tamamını oluşturmasının yanı sıra yasama meclisindeki temsil oranının yüzde 67 olmasını ön görüyor.
AGK’nin bir dizi ihlalde bulunduğunu söyleyen ÖDBG, bu ihlallerden en büyüğünün 3 Haziran’da gerçekleşen ve 128 protestocunun hayatını kaybetmesine yol açan oturma eylemini kırma operasyonları sırasında yaşandığını dile getiriyor.
Bütün bunlarla birlikte ülkedeki protestolar aynı hızda devam ediyor.  Hartum'daki bir dizi mahallenin sakinleri, halk hareketi liderlerinin gidişattaki son gelişmeleri sunmaları için bir platform hazırlıyorlar. Ülkedeki elektrik kesintileri, internet hizmetlerinin yoluğu ve sıkı güvenlik önlemleri protestocuların oldukça dar imkanlarla hareket etmesine sebep oluyor.  Elektrik jeneratörleri getiren mahalle sakinleri, hoparlörler kurdular ve plastik sandalyeleri dizdiler. Ayrıca halk hareketi liderlerinin konuşma yapacağı platformu otomobil farları ile ışıklandıran halk, bölgeye girişleri güvence altına almak için barikatlar kurdular. Toplantıya katılan Mücahid Abdülnebi, bu faaliyetler kapsamında ülkedeki durumda yaşanan son gelişmelerden haberdar olduklarını söylüyor.
Esas olarak devrik Devlet Başkanı Ömer el-Beşir’in azledilmesi talebiyle sokaklara dökülen halk, Beşir’in devrilmesine rağmen iktidarı sivil bir hükümete devretmesi talebiyle AGK protestoları sürdürüyor. Ancak 3 Haziran'da askeri üniformalar giyen silahlı kişiler, trajediyle sonuçlanan ve dünya çapında kınamalara yol açan operasyonlarda bulundular. Halk, AGK Başkan Yardımcısı Hamideti’nin başında olduğu Hızlı Destek Kuvvetleri’ni oturma eylemini güç kullanarak bastırmaya çalışmakla itham ediyor. Daha önce oturma eyleminin şiddetle bastırılmayacağı taahhüdünde bulunan askeri konsey, söz konusu operasyonlarının uyuşturucu madde satışı yapan suçluları hedef aldığını iddia ediyor.
ÖDBG liderleri, mahalleleri yeniden canlandırma amacıyla geçen haftadan bu yana günlük mitingler düzenlemeye başladılar. Basına konuşan aktivistler, sadece halk ile olan temaslarını sürdürmek ve basın karartmasının önüne geçmek istediklerini dile getirdiler.



Ateşkes öncesinde bir yangın seli yaşandı

Hizbullah Genel Sekreteri Hasan Nasrallah'ın suikasta kurban gittiği Beyrut'un güney banliyösünde yıkım (AFP)
Hizbullah Genel Sekreteri Hasan Nasrallah'ın suikasta kurban gittiği Beyrut'un güney banliyösünde yıkım (AFP)
TT

Ateşkes öncesinde bir yangın seli yaşandı

Hizbullah Genel Sekreteri Hasan Nasrallah'ın suikasta kurban gittiği Beyrut'un güney banliyösünde yıkım (AFP)
Hizbullah Genel Sekreteri Hasan Nasrallah'ın suikasta kurban gittiği Beyrut'un güney banliyösünde yıkım (AFP)

İsrail, bugün Beyrut ve Tel Aviv saatiyle (TSİ 02:00) 04:00'te yürürlüğe giren Hizbullah ile arasındaki ateşkes anlaşmasının ilanını bir “ateş seli” ile karşıladı ve başta başkent Beyrut olmak üzere Lübnan'ın birçok bölgesine ve Suriye içlerine yönelik en ağır saldırılarını yaptı. Hizbullah ise İsrail'in kuzey ve orta kesimlerine doğru düzinelerce roketle karşılık verdi.

ABD Başkanı Joe Biden dün İsrail ve Lübnan'ın anlaşma şartlarını kabul ettiğini ve ülkesinin “Fransa ile iş birliği içinde Lübnan'da ateşkesin uygulanmasını sağlamak için destek vereceğini” açıkladı. Şarku'l Avsat Lübnan, İsrail ve UNIFIL'in yanı sıra Fransa'nın da dahil olduğu ABD liderliğindeki beş üyeli komitenin, Hizbullah'ın güney bölgelerinden tahliyesinin “ilki batı sektöründen başlamak üzere her biri 20 günden oluşan 3 aşamada” uygulanmasını denetleyeceğini ve anlaşmanın seçilmiş Başkan Donald Trump'ın onayını aldığını öğrendi. Biden anlaşmanın yürürlüğe girmesi için Beyrut ve Tel Aviv saatiyle sabah 4:00'ü belirledi.
Lübnan Başbakanı Necib Mikati, Biden'dan bir telefon aldı, mevcut durum ve ateşkes kararı hakkında istişarede bulundu.

Ateşkes anlaşmasının dün akşam kabinesine sunulmasından saatler önce İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu “herhangi bir ihlale güçlü bir şekilde karşılık vereceğini” duyurdu. Netanyahu televizyonda yayınlanan konuşmasında, “Anlaşmayı uygulayacağız ve herhangi bir ihlale güçlü bir şekilde karşılık vereceğiz. Zafere kadar birlikte çalışmaya devam edeceğiz” diyerek sözlerine şöyle sürdürdü: “Ateşkes arayışının üç nedeni var: İran'a odaklanmak, tükenen silah stoklarını yenilemek, orduya bir mola vermek ve son olarak Hamas'ı izole etmek.” Lübnanlılar dün, gerilimin başladığı 23 Eylül'den bu yana en şiddetli günü terör ve korku içinde yaşadı.

İsrail'in ateş topu Suriye'ye de sıçradı ve Hizbullah'ın yoğun olarak faaliyet gösterdiğine inanılan Humus vilayetinin el Kuseyr bölgesindeki köprü ve yolların bombalandığı bildirildi.