Pompeo: İran ile ön şartsız müzakereye hazırız

Pompeo, Cidde’ye hareket edecek uçağa binmeden önce basına açıklamalarda bulundu (Reuters)
Pompeo, Cidde’ye hareket edecek uçağa binmeden önce basına açıklamalarda bulundu (Reuters)
TT

Pompeo: İran ile ön şartsız müzakereye hazırız

Pompeo, Cidde’ye hareket edecek uçağa binmeden önce basına açıklamalarda bulundu (Reuters)
Pompeo, Cidde’ye hareket edecek uçağa binmeden önce basına açıklamalarda bulundu (Reuters)

ABD’nin bölgedeki gerilimin düşürülmesi amacıyla uluslararası topluma Tahran’a baskı uygulama çağrısı yaptığı bir süreçte, ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo, İran ile ön şartsız müzakereye hazır olduklarını söyledi.
Pompeo, ayrıca İran krizini görüşmek için bugün, Suudi Arabistan ve BAE’yi ziyaret edeceğini açıkladı.
Pompeo: İran ile ön şartsız müzakereye hazırız
ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo, dün, Cidde’ye hareket etmeden önce basına yaptığı açıklamada, “Stratejik olarak herkesin aynı çizgide kaldığından nasıl emin olacağımızı ve aynı şekilde küresel bir ittifakın nasıl kurulacağı hakkında konuşacağız. Biz, İran ile ön şartsız müzakereye hazırız. Onlar, bizi nerede bulacaklarını biliyorlar (…) Bizimle iletişim kurmaya hazır oldukları an görüşmelere başlayabileceğimize inanıyorum” dedi.
ABD'nin İran Özel Temsilcisi Brian Hook ise Kuveyt’te yaptığı açıklamada, uluslararası topluma gerilimin düşürülmesi için İran’ı ikna etme çağrısında bulundu.
Kuveytli üst düzey yetkililerle yaptığı görüşmeler sonrası basına konuşan Hook, “Biz, bütün ülkelere, İran’ı gerilimi düşürmesi ve diplomasiye diplomasi ile karşılık vermesine teşvik etmeleri için diplomatik çabalarını kullanmalarına destek veriyoruz” dedi.
ABD’nin İran’a karşı askeri bir çatışma seçeneğiyle ilgilenmediğini söyleyen Hook, “Bölgedeki kuvvetlerimizin durumunu tamamen savunma amaçlı nedenlerle güçlendirdik” diye konuştu.
Öte yandan Reuters'a konuşan İranlı kaynaklar, Trump'ın Tahran'ı Umman üzerinden uyardığını, savaşın yaklaştığını, fakat kendisinin bu savaşı istemediğini, görüşme talep ettiğini iddia etmişti.
ABD Başkanı Donald Trump, söz konusu iddiayı dünkü açıklamasında yalanladı.
Trump, NBC kanalına verdiği demeçte, o iddiayla ilgili şunları kaydetti;
“Ben böyle bir mesaj göndermedim. Bence İran pazarlık etmek ve anlaşmak istiyor. Ben nükleer silah konusunda anlaşma yapmam, böyle bir silahları olmayacak. İçinde bulundukları durumdan memnun değiller, ekonomileri yıkılmış durumda.”
Ayrıca Trump’ın İran’a yönelik yeni yaptırım kararı alması sonrası İranlı General Gulam Ali Raşid bölgedeki olası bir çatışmanın kontrolden çıkarak ABD askerlerinin hayatlarını tehlikeye atabileceği uyarısında bulundu.
Gulam, “Bölgede bir çatışma çıkarsa bunun boyutunu, kapsamını ve ne kadar süreceğini kimse öngöremez. Böylesi bir çatışma kontrol dışı şekilde yayılacaktır. ABD, bölgedeki askerlerinin can güvenliği için sorumlu davranmalı” ifadelerini kullandı.
İran Devrim Muhafızları Ordusu'nun ABD'ye ait insansız hava aracını (İHA) düşürmesi, Washington-Tahran hattında gerginliğin tırmanmasına neden olmuştu.



Ukrayna’ya asker gönderme tartışması Almanya’yı ikiye böldü

Rusya, NATO askerlerinin Ukrayna'ya konuşlandırılmasına başından beri karşı çıkıyor (Reuters)
Rusya, NATO askerlerinin Ukrayna'ya konuşlandırılmasına başından beri karşı çıkıyor (Reuters)
TT

Ukrayna’ya asker gönderme tartışması Almanya’yı ikiye böldü

Rusya, NATO askerlerinin Ukrayna'ya konuşlandırılmasına başından beri karşı çıkıyor (Reuters)
Rusya, NATO askerlerinin Ukrayna'ya konuşlandırılmasına başından beri karşı çıkıyor (Reuters)

Avrupa'nın Ukrayna'ya olası bir barış anlaşması kapsamında asker göndermesi fikri Almanya'da tartışmalara yol açtı.

Almanya Başbakanı Friedrich Merz, ülkenin muhtemel bir barış gücüne katılmasına açık olduklarını belirtti.

Ancak Reuters'ın analizinde, ülkenin Nazi geçmişi nedeniyle askeri müdahaleye dair hassasiyetin halen devam ettiğine dikkat çekiliyor. Böyle bir kararın Almanya Parlamentosu'ndan (Bundestag) geçmesinin zor olacağına işaret ediliyor.

Son dönemde yükselişteki radikal sağcı Almanya için Alternatif'in (AfD) lideri Alice Weidel, Merz yönetimini "savaş çığırtkanlığı" yapmakla eleştirerek, Ukrayna'ya asker gönderme planını "tehlikeli ve sorumsuzca" diye niteledi.

Hristiyan Demokrat Birlik (CDU) lideri Merz'e kendi kanadından da eleştiriler geldi. CDU'lu Dışişleri Bakanı Johann Wadephul, Ukrayna'ya asker konuşlandırmanın "ülkeyi zorlayacağını" söyledi.

Analizde, Almanya'da Nazi geçmişinin yanı sıra yakın dönemde Afganistan ve Mali'ye asker gönderme planlarının başarısızlıkla sonuçlanmasının da ihtilaf yarattığı belirtiliyor. Almanya'nın kendi ekonomisi zor durumdayken Ukrayna'ya askeri yardım için milyarlarca euro harcanmasına karşı da bir tepki var.

Almanya Silahlı Kuvvetleri'ni "Avrupa'nın en güçlü ordusu" haline getirme vaadinde bulunan Merz'in, Ukrayna'ya asker konuşlandırma meselesinde zorlanacağına dikkat çekiliyor.

Alman medyasına sızan bir mektuba göre CDU'nun Bundestag lideri Jens Spahn, parlamenterlerden bu meseleyle ilgili kamuoyu önünde spekülasyon yapmaktan kaçınmalarını istedi.

Alman medya kuruluşu RTL ve ona ait n-tv tarafından Forsa şirketine yaptırılan ankete göre, Almanların yüzde 49'u asker gönderilmesini desteklerken yüzde 45'iyse buna karşı çıkıyor.

Merz'in koalisyon ortaklarından Sosyal Demokratlar (SPD) da Ukrayna'ya asker konuşlandırılmasına sıcak bakmıyor. SPD'nin daha pasifist sol kanadından parlamenter Ralf Stegner, Der Spiegel'a demecinde "Almanya bu meseleye karışmamalı. Alman askerlerinin bölgede konuşlandırılması tarihi nedenlerden ötürü de son derece zor olur" demişti.

NATO Genel Sekreteri Mark Rutte, pazartesi günkü açıklamasında Britanya ve Fransa liderliğinde 30 ülkenin Ukrayna için güvenlik garantisi çerçevesi üzerinde çalıştığını söylemişti.

Fransa ve Britanya, ateşkes anlaşması sonrasında Ukrayna'ya "barış gücü" gönderme fikrine sıcak baktıklarını bildirmişti. ABD de planı desteklediğini fakat asker göndermeyeceğini açıklamıştı.

Independent Türkçe, Reuters, Guardian