KAUST Başkanı: Vizyon 2030 çerçevesinde yürütülen ekonomik dönüşümü desteklemek için çalışıyoruz

Kral Abdullah Bilim ve Teknoloji Üniversitesi (KAUST) Başkanı Tony Chan. (Foto: Haşim Nehari)
Kral Abdullah Bilim ve Teknoloji Üniversitesi (KAUST) Başkanı Tony Chan. (Foto: Haşim Nehari)
TT

KAUST Başkanı: Vizyon 2030 çerçevesinde yürütülen ekonomik dönüşümü desteklemek için çalışıyoruz

Kral Abdullah Bilim ve Teknoloji Üniversitesi (KAUST) Başkanı Tony Chan. (Foto: Haşim Nehari)
Kral Abdullah Bilim ve Teknoloji Üniversitesi (KAUST) Başkanı Tony Chan. (Foto: Haşim Nehari)

Kral Abdullah Bilim ve Teknoloji Üniversitesi (KAUST) Başkanı Tony Chan, başkent Amman’da düzenlenen Dünya Ekonomik Forumu (WEF) - Ortadoğu ve Kuzey Afrika Bölgesel Toplantısı’nda, bir yıl önce başkanlık görevini devraldığı eğitim kurumunun başarısının sırrını anlattı.
İngiltere’nin başkenti Londra’da üzerinde 'KAUST' yazan beyzbol şapkasıyla Şarku’l Avsat’a özel röportaj veren Chan, sadece birkaç yıl içinde dünya çapında bir üne kavuşan üniversitenin hedefleri ve “Vizyon 2030” çerçevesinde Suudi Arabistan’ın yaşadığı hızlı ekonomik ve teknolojik gelişime olan katkılarını anlattı.
111 milletten 7 bin kişi kapasiteli kampüse sahip KAUST’un Başkanı Chan, üniversitenin NEOM, Qiddiya ve Kızıldeniz gibi devrim niteliğindeki projelerin ve ARAMCO ve SABIC gibi dev şirketlerle olan yakın iş birliğinin yanı sıra başlamaya hazırlandığı eşsiz araştırma girişimlerinden bahsederken coşkusunu gizleyemedi. Chan, üniversite ve hedefleri için Suudi Arabistan liderliğinin direktifleriyle çeşitli seviyelerde tamamen tutarlı olduğu Vizyon 2030 programları ve hedeflerinin gerçekleştirilmesine katkıda bulunmak için durmaksızın çalıştıklarını söyledi.
“Döneminin ilerisinde” bir üniversite
Hong Kong Bilim ve Teknoloji Üniversitesi'ne (HKUST) 10 yıl boyunca başkanlık eden Chan, 23 Eylül 2009 tarihinde KAUST’un açılış törenine katıldı ve rahmetli Kral Abdullah’ın “döneminin ilerisinde” vizyonuna tanıklık etti.
KAUST, enerji, gıda, su ve çevre olmak üzere dört alanı kapsayan küresel önemdeki stratejik araştırmalara verdiği özel önemle, Suudi Arabistan ve dünyada, ekonomik ve sosyal kalkınmayı sağlayacak bilimsel uygulamaların yenilikçiliğini ve yayılmasını teşvik etmenin yanı sıra seçkin araştırmalar geliştirmek ve bunu üniversite eğitimine entegre etmek amacıyla kuruldu.
Kral Abdullah, üniversitenin insanlığın iyiliği için medeniyetler ile halklar arasında bir iletişim köprüsü olmasını istedi. Tony Chan, KAUST’un kuruluşundan iki yıl sonra üniversitenin yönetim kuruluna katılmaya davet edildi. Üniversite ve hedefleri bu aşamada kendisine yol gösterici oldu. Chan’a göre KAUST’u diğer üniversitelerden ayıran özelliği büyüklüğü değil, bilim ve mühendislik alanındaki yüksek araştırmaya, uluslararası karakterine ve kaliteye verdiği önemdir.
Üniversitenin dört önceliği olduğunu vurgulayan Chan, bunlardan ilkini Vizyon 2030'un hedeflerine ve Suudi Arabistan’ın stratejik önceliklerine tam olarak uymak, ardından personel ve öğrencilerin güçlendirilmesi, inovasyon ve ekonomik büyümenin desteklenmesi ve küresel ortaklıklar oluşturulması olduğunu belirtti.
2030 hedeflerinin gerçekleştirilmesine öncülük etmek
KAUST’un vizyonu ve hedeflerinin Vizyon 2030’un hedefleriyle tamamen uyumlu olduğunu ifade eden Chan, üniversitenin Vizyon 2030’a katkıda bulunabileceği en önemli yönlere değindi. Vizyon 2030’un temel hedeflerinden biri olan ekonomiyi çeşitlendirme ve petrole olan bağımlılığı azaltma konusuna odaklanan Chan, bunun inovasyon ve teknolojiyle elde edilebileceğini ve üniversitenin de bu konuda fırsat yarattığını söyledi. Kapsamlı ve bütünleşik bir plan ile geleceğe hazırlık aşamasında eğitim seviyesinin iyileştirilmesi hakkında da değerlendirmelerde bulunan Chan, bunu başarmanın en iyi yolunun üniversitenin temel hedeflerinden biri olan, başta gençler olmak üzere insana yatırım yapmak olduğunu söyledi.
Başta NEOM ve Kızıl Deniz Uluslararası Turizm Projesi olmak üzere KAUST’un Vizyon 2030 çerçevesinde iş birliği yaptığı projelere de değinen Chan, KAUST’taki görevi öncesinde üniversitenin başkan yardımcılığını yürüten Nazmi el-Nasr’ı birkaç kez ziyaret etmiş ve bu ziyaretlerde özellikle NEOM projesiyle yakından ilgilenmişti. NEOM projesinin sürdürülebilir bir akıllı şehir kurma hedefinin üniversitenin enerji, çevre, su ve gıda sektörlerine yönelik araştırmalarıyla paralel olduğunu söyleyen Chan, üniversitenin, Vizyon 2030 kapsamındaki tüm projelerin ihtiyaç duyduğu çeşitli ve sürdürülebilir kaynaklardan elde edilen enerji konusunda uzmanlaştığını belirtti.
KAUST geçen yıl bünyesinde NEOM projesi araştırmalarına özel bir bilim merkezi kurduğunu duyurdu. Bu merkez, NEOM projesini destekleyen ve sürdürülebilir enerji, şehir planlama ve tarım, sismoloji, tuzlu su arıtma, yapay zeka, büyük verilerin depolanması ve sensör sistemleri gibi alanlarda ulusal kalkınmaya katkıda bulunan çözümler sunmayı hedefliyor.
İnovasyon ve ekonomik büyüme
Chan tarafından da tanımladığı üzere KAUST’un ikinci hedefi de ikiye ayrılıyor. Bunlardan ilki, bilimsel araştırmaları teşvik etmek, ikincisi de inovasyonu desteklemek. Chan’a göre üniversite, dünyadaki yüksek öğrenim alanında kendisinin ve Suudi Arasbistan’ın adını duyurarak birinci kısmını başardı. Chan, “Bugün Londra Emperyal Koleji, Oxford, Cambridge, Stanford veya Massachusetts Teknoloji Enstitüsü’ne (MIT) gittiğinizde bizi tanıdıklarını görecek ve hatta bizimle olan ortaklıklarını dinleyeceksiniz” ifadelerini kullandı.
Üniversitenin ikinci hedefi olan inovasyon ve ekonomik büyüme ile ilgili olarak da Chan, KAUST’un Ürdün’ün başkenti Amman’da düzenlenen 10’uncu Dünya Ekonomik Forumu (WEF) - Ortadoğu ve Kuzey Afrika Bölgesel Toplantısı’ndaki birçok girişime ev sahipliği yaptığını söyledi.
Chan, üniversitenin umut vaat eden girişimlerinden biri olan ve İnsansız Hava Sistemleri (UAS) sayesinde 3D haritalama alanında faaliyet gösteren “FalconViz” şirketinden de büyük bir hayranlıkla bahsetti.
Chan’ın başkanlığındaki KAUST’un üçüncü hedefi, yüzde 75 ila 80'i doktora, geri kalanı da yüksek lisans öğrencisi olmak üzere şu an sayısı 150 olan lisansüstü eğitimdeki öğrenci sayısını bine çıkarmak. Ellerindeki verilere göre bu sayıyı yüzde 50 artırabildiklerini söyleyen Chan, “Bununla birlikte uluslararası üniversitelerden gelen yaklaşık 400 ila 500 doktora öğrencisi arkadaşımız var” dedi.
Yerli ve uluslararası ortaklıklar
Üniversitenin dördüncü hedefini açıklayan Chan, KAUST’un misyonuna uygun üniversiteler ve büyük şirketlerle küresel ortaklıklar kurmaya çalıştığını söyledi. Bu konuda KAUST'un şu anki mütevelli heyeti üyelerinden birinin Londra Emperyal Koleji Başkanı Alice P. Gast olduğunu belirten Chan ayrıca dünyanın seçkin üniversiteleri olan Oxford ve Cambridge’in başkanlarıyla da sıkı ilişkiler olduğunu söyledi. Chan bu eğilimin, Suudi Arabistan’ın dünyaya duyurduğu Vizyon 2030 çerçevesindeki genel tutumuyla da uyumlu olduğunun altını çizdi.
KAUST, kurumsal düzeyde de sanayinin dijitalleşmesi diyebileceğimiz “Dördüncü Endüstri Devrimi” (Endüstri 4.0) ile uyumlu bir ilerleme kaydeden Suudi Arabistan pazarını anlamak ve yeni teknolojilere hakim olmak isteyen uluslararası çokuluslu birçok şirketin yanı sıra dünyanın en büyük petrol şirketlerinden olan Saudi ARAMCO ve Suudi Arabistan Temel Endüstriler Kurumu (SABIC) ile ortaklıklar üzerinde çalışıyor.
Dijital devrime ayak uydurmak
Chan’ın KAUST başkanlığına geldiğinde sorduğu ilk soru, dünyanın son 10 yılda gördüğü en önemli teknolojik yeniliklere ilişkindi. Chan’ın bu soruyu sorma amacı, KAUST bünyesinde Endüstri 4.0 için bilimsel araştırmalar yapılmasını sağlamak ve üniversiteyi Vizyon 2030'un hedeflerine ulaştırma arayışlarını desteklemekti. Bu çerçevede KAUST, yapay zeka, siber güvenlik ve robot bilimini kapsayan dijital bir girişim başlatmaya hazırlanıyor. Chan, Şarku’l Avsat’a verdiği röportajda konuya dair şunları söyledi;
“Yapay zekayı sağlık, enerji, mühendislik ve daha birçok alanda kullanabiliriz. Bu nedenle KAUST, tıp için kişisel verileri toplayan tıbbi cihazlar, yeni gelişmiş tıbbi cihazların üretimi ve biyo-mühendislik alanlarında bu teknolojilerle yakından ilgilenen Kral Faysal Hastanesi iş birliğiyle Akıllı Sağlık Girişimi’ni başlattı.”
KAUST, söz konusu iki girişimi gerçekleştirmek için Suudi ve yabancı uzmanları işe alma kampanyası başlattı. Ayrıca kampanya ile deneyimleri paylaşmak, üniversitenin faaliyet gösterdiği farklı sektörlerde bu deneyimleri kullanmak ve bir araştırma birimi oluşturmak için de çalışmalar yürütülüyor. KAUST ayrıca insan kaynağına da yatırım yapıyor. Bu amaçla üniversitelerden derecelerle mezun olan Suudi gençlerin, ABD’nin önde gelen üniversitelerindeki fen ve teknoloji fakültelerinde lisansüstü eğitimlerine devam etmeleri için burs sağlıyor. Burs programının nihai amacı üniversitenin Suudi Arabistan’daki bilimsel altyapıyı geliştirme ve bilgi tabanlı bir ekonomi oluşturma misyonunu desteklemek olarak açıklanıyor.
Zorluklar ve fırsatlar
Chan'a göre KAUST için en büyük zorluk, Facebook, Google, Amazon ve hatta Karim gibi büyük internet devlerinin KAUST'un çekmeye çalıştığı genç yetenekleri arıyor olmaları. Ancak bu zorluğun üstesinden gelmek için üniversite üstün olduğu uzmanlık alanlarıyla bunu bir fırsata dönüştürmeye çalışıyor. Bugün Suudi Arabistan’daki en büyük sanayi dalı olarak enerji ön plana çıkıyor. Yani petrol, doğalgaz ve kimyasallar...
KAUST, petrol devi ARAMCO gibi dünyanın önde gelen şirketleriyle yaptığı iş birlikleri sayesinde başka yerlerde bulunamayan fırsatlar sunabiliyor.
Üniversitenin bir fırsata dönüştürdüğü ikinci zorluk ise Kızıldeniz'i daha iyi korumak ve güneş enerjisi üretmek için bilim ve mühendislik alanında yapay zekayı kullanmak. Üniversitenin finansman modelinin benzersiz olduğunu söyleyen Chan, bunun üniversitenin karmaşık ve uzun vadeli zorluklara çözümler bulmasını sağladığını söyledi.
2006-2009 yılları arasında ABD Ulusal Bilim Vakfı’nda (NSF) Matematik ve Fizik Bilimleri Bölümü’nde başkan yardımcılığı yapan Chan, Massachusetts Teknoloji Enstitüsü’nün kuruluşundan 10 yıl sonra elde ettiği başarılara bakıldığında KAUST’un elde ettiği seviyeye ulaşmadığının görüldüğünü belirtti. Kuruluşundan bu yana KAUST’un Suudi Arabistan ve Ortadoğu bölgesinin tamamına öncülük ettiğine inandığını söyleyen Chan, “Üniversite bugün Suudi Arabistan’ın Vizyon 2030 çerçevesinde kaydettiği dikkat çekici gelişmelere uyum sağlayabildiğinin bir kanıtıdır” ifadesini kullandı.



İstihbarat raporu: Kuzey Kore, eylül ayından bu yana Rusya'ya 5 bin asker gönderdi

Kuzey Kore askerleri (AFP)
Kuzey Kore askerleri (AFP)
TT

İstihbarat raporu: Kuzey Kore, eylül ayından bu yana Rusya'ya 5 bin asker gönderdi

Kuzey Kore askerleri (AFP)
Kuzey Kore askerleri (AFP)

Güney Koreli bir milletvekili dün bir istihbarat brifinginin ardından yaptığı açıklamada, Kuzey Kore'nin eylül ayından bu yana "altyapı yeniden inşa" çalışmalarına katılmak üzere Rusya'ya yaklaşık 5 bin asker gönderdiğini söyledi.

Şarku'l Avsat'ın AFP'den aktardığına göre Milletvekili Lee Sung-kwon, gazetecilere yaptığı açıklamada, "Eylül ayından bu yana Rusya'ya aşamalı olarak yaklaşık 5 bin Kuzey Kore askeri konuşlandırıldı ve altyapı yeniden inşası için seferber edilmeleri bekleniyor" dedi.

Song-Kwon, "Ek kuvvetlerin konuşlandırılması için eğitim ve personel seçimine dair sürekli belirtiler var" ifadesini kullandı.

Milletvekiline göre, istihbarat teşkilatı ayrıca şu anda Rusya-Ukrayna sınırı yakınlarında yaklaşık 10 bin Kuzey Kore askerinin konuşlandırıldığını belirtti.

Kuzey Kore, 2024 sonu ile 2025 baharı arasında Rusya sınırındaki Kursk bölgesinin küçük bir bölümünde konuşlanmış Ukrayna güçlerini püskürtmek için binlerce asker sağlayarak, Rusya'nın savaş çabalarına aktif olarak katıldı.

Güney Kore istihbaratına göre, bu çatışmalarda yaklaşık 600 Kuzey Kore askeri hayatını kaybetti ve binlercesi de yaralandı.

Uzmanlar, Kuzey Kore'nin Moskova'dan önemli miktarda mali yardım, askeri teknoloji, gıda ve enerji desteği aldığını belirtiyor. Bu ülkeye, nükleer ve füze programları nedeniyle kendisine uygulanan uluslararası yaptırımları aşmak için değerli bir kaynak sağlıyor.

Seul, dün yaptığı açıklamada, ABD Savunma Bakanı Pete Hegseth'in pazartesi günü Koreler arası sınırı ziyaretinden bir saat önce Kuzey Kore'nin birkaç top mermisi ateşlediğini duyurdu.

Ancak Lee Sung-kwon'a göre Güney Kore istihbaratı, Kim Jong-un'un ABD ile diyaloğa açık olduğuna ve "koşullar uygun olduğunda temas kurmaya çalışacağına" inanıyor.

Güney Koreli milletvekili, Pyongyang'ın "gizlice ABD ile olası görüşmelere hazırlandığını" gösteren "birkaç gösterge" olduğunu ifade etti.

Pete Hegseth'in ziyareti, ABD Başkanı Donald Trump'ın ilk döneminde üç kez görüştüğü Kuzey Kore lideri Kim Jong Un'a yönelik bir dizi girişimin ardından geldi.

Ancak AFP'nin yakın zamanda görüştüğü analistler, Moskova ve Pekin ile ilişkileri sayesinde itibarı güçlenen Kim Jong Un'un Donald Trump ile görüşmeye pek de istekli olmadığını belirtti.


Macron, 2022'den beri İran'da tutuklu bulunan iki Fransız vatandaşının serbest bırakılacağını duyurdu

İran'da 3 yıldan fazla süredir tutuklu bulunan Jack Barry ve Cecil Kohler, (AFP)
İran'da 3 yıldan fazla süredir tutuklu bulunan Jack Barry ve Cecil Kohler, (AFP)
TT

Macron, 2022'den beri İran'da tutuklu bulunan iki Fransız vatandaşının serbest bırakılacağını duyurdu

İran'da 3 yıldan fazla süredir tutuklu bulunan Jack Barry ve Cecil Kohler, (AFP)
İran'da 3 yıldan fazla süredir tutuklu bulunan Jack Barry ve Cecil Kohler, (AFP)

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, İran'ın üç yıldan uzun süredir tutuklu bulunan iki Fransız vatandaşını serbest bıraktığını duyurdu. Macron, X platformunda yaptığı açıklamada, 2022'den beri tutuklu bulunan Cécile Kohler ve partneri Jacques Barry'nin "Evin Hapishanesi'nden serbest bırakıldığını ve Tahran'daki Fransız Büyükelçiliği'ne doğru yola çıktıklarını" belirtti.

Fransa Cumhurbaşkanı, bu adımı memnuniyetle karşılayarak, en kısa sürede Fransa'ya dönmelerini kolaylaştırmak için diyaloğun devam ettiğini belirtti. "Bu konuda yorulmadan çalışıyoruz" ifadesini kullandı.

Fransa Dışişleri Bakanı Jean-Noël Barrot, France 24'e verdiği demeçte, Kohler ve Barry'nin Tahran'daki Fransız büyükelçiliğinde "güvende ve sağ salim" olduklarını ve "nihai tahliyelerini" beklediklerini söyledi.

İran Dışişleri Bakanlığı ise güvenlik suçlamalarıyla gözaltına alınan iki Fransız vatandaşının kefaletle serbest bırakıldığını ve gözetim altında tutulacağını açıkladı.

Köhler ve Parry, Mayıs 2022'de İran'ı ziyaret ettikleri sırada tutuklanmıştı. Fransa, tutuklanmalarını "haksız ve temelsiz" olarak nitelendirerek kınadı.

Kohler ve Parry'nin yakınları, kendilerinden gelen nadir bir telefon görüşmesinin ardından hissettikleri çaresizliği yakın zamanda anlattılar. İran medyası, geçen ay bir mahkemenin onları casusluk suçlamasıyla onlarca yıl hapis cezasına çarptırdığını bildirdi.

Tahran, geçen ay, haziran ayında gözaltına alınan Fransız-Alman uyruklu Lennart Monterrlos'u serbest bıraktı. Şu anda Fransa'da tutuklu bulunan İran uyruklu Mehdiye Esfandiyari'nin adı, Kohler ve Paryi'yi içeren olası bir tutuklu takası olarak yakın zamanda gündeme geldi.

Tahran, 22 Ekim'de Fransa'nın şubat ayında gözaltına alınan Esfandiyari'yi "şartlı olarak serbest bıraktığını" duyurdu.

İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi, eylül ayında Kohler ve Bari'nin Esfandiyari ile takas edilmesine yönelik anlaşmanın "son aşamasına" yaklaştığını duyurmuştu.

fghu
İranlı Mehdiye Esfandiari Fransa'da gözaltına alındı ​​(AFP)

ŞarkUl Avsat’ın AFP’den aktardığına göre Paris savcılığı, Esfandiyari'nin Paris Ceza Mahkemesi kararıyla, savcının görüşüne aykırı olarak adli tahliye edildiğini doğruladı.

Adli kontrol altında, Esfandiyari'nin polis karakolunun gözetiminde olması gerekecek ve gelecek yılın başlarında yapılması planlanan duruşmasına kadar ülkeden ayrılması yasaklanacak. İran Dışişleri Bakanlığı sözcüsü İsmail Bekayi, bakanlığın "bu İran vatandaşının serbest bırakılması ve ülkesine dönmesi için çabalarını sürdüreceğini" söyledi.  

Avukatı, müvekkilinin kendini savunmak için duruşmanın başlamasını "heyecanla beklediğini" belirterek, "Memnunuz; sonunda savunmasını hazırlayabilecek" diye ekledi.

Fransız yetkililer, şubat ayında İran uyruklu Mahdiye Esfandiyari'yi "sosyal medya aracılığıyla terörizmi kışkırtma" suçlamasıyla tutuklamıştı. Tahran, Esfandiyari'nin tutuklanmasını "keyfi" olarak nitelendiriyor. Tahran, 2018'den beri Fransa'da yaşayan Lyon Üniversitesi mezunu tercüman Esfandiyari'nin "haksız yere tutuklandığını" savunuyor. Avukatı Nebil Boudi, mahkemenin Esfandiyari'nin tutukluluk süresinin kendisine yöneltilen suçlamalarla karşılaştırıldığında "aşırı uzun" olduğunu tespit ettiğini belirtti. 

Fransa, İran'ı Viyana Sözleşmesi kapsamında tutuklulara konsolosluk erişimiyle ilgili yükümlülüklerini ihlal etmekle suçlayarak, davayı bu yılın başlarında Uluslararası Adalet Divanı'na taşımıştı. Ancak Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi'nin değişim anlaşmasının yakın zamanda imzalanacağına ilişkin açıklamalarının ardından talebini geri çekti.

İran Devrim Muhafızları, son yıllarda çoğu casusluk ve güvenlik suçlamalarıyla karşı karşıya olan onlarca çifte vatandaş ve yabancıyı gözaltına aldı. Çifte vatandaşlığı tanımayan İran, bu tür tutuklamaları diplomatik çıkar sağlamak için kullandığını reddederken, insan hakları aktivistleri, İran'ın "rehine diplomasisi" olarak bilinen yöntemle diğer ülkeleri taviz vermeye zorlamak için çifte vatandaş ve yabancıları gözaltına aldığını iddia ediyor.


Demokratlar, Trump'a karşı bir darbeyle Virginia ve New Jersey'i kazandı

Virginia valisi seçilen Demokrat Abigail Spanberger (Arşiv- AFP)
Virginia valisi seçilen Demokrat Abigail Spanberger (Arşiv- AFP)
TT

Demokratlar, Trump'a karşı bir darbeyle Virginia ve New Jersey'i kazandı

Virginia valisi seçilen Demokrat Abigail Spanberger (Arşiv- AFP)
Virginia valisi seçilen Demokrat Abigail Spanberger (Arşiv- AFP)

Demokratlar Abigail Spanberger ve Mikie Sherrill, dün gece Donald Trump'ın ikinci başkanlık dönemine dair bir referandum olarak görülen seçim gecesinde sırasıyla Virginia ve New Jersey valiliğine seçildiler.

NBC News, CNN ve CBS News'in tahminlerine göre Spanberger, dün Virginia valisi seçildi. 46 yaşındaki eski CIA ajanı, son dört yıldır Cumhuriyetçi Glenn Youngkin'in liderliğinde olan Doğu Yakası eyaletinin ilk kadın valisi olma yolunda anketlerde önde gidiyordu.

Trump'ın federal çalışanları işten çıkarma konusundaki agresif politikasına karşı bir kale olarak konumlanan Spanberger, Trump döneminde Elon Musk başkanlığındaki Hükümet Verimliliği Bakanlığı tarafından işten çıkarılan binlerce federal çalışan için "ayakta duran bir vali" olma sözü verdi.

New Jersey'de, eski Donanma pilotu ve Demokrat Mikie Sherrill, çekişmeli bir yarışın ardından Cumhuriyetçi aday Jack Ciatarelli'yi rahatlıkla geride bırakarak favori aday oldu.