NASA, Apollo görevlerinde Ay’dan toplanan 50 yıllık taş ve kaya örneklerini incelemeye açıyor

Apollo 16 görevinde toplanmış bir anortozit örneği, Ay görevlerinde elde edilmiş en yaşlı kaya örneği olduğu düşünülüyor (Fotoğraf: AP)
Apollo 16 görevinde toplanmış bir anortozit örneği, Ay görevlerinde elde edilmiş en yaşlı kaya örneği olduğu düşünülüyor (Fotoğraf: AP)
TT

NASA, Apollo görevlerinde Ay’dan toplanan 50 yıllık taş ve kaya örneklerini incelemeye açıyor

Apollo 16 görevinde toplanmış bir anortozit örneği, Ay görevlerinde elde edilmiş en yaşlı kaya örneği olduğu düşünülüyor (Fotoğraf: AP)
Apollo 16 görevinde toplanmış bir anortozit örneği, Ay görevlerinde elde edilmiş en yaşlı kaya örneği olduğu düşünülüyor (Fotoğraf: AP)

NASA Apollo astronotları Ay’dan topladıktan sonra on yıllarca kilit altında kalmış, el değmemiş kaya, taş ve toz örneklerinden bazılarını incelemeye açıyor.
Ay yüzeyinden toplanmış yüzlerce kiloluk taş ve kaya örneği Houston’daki Johnson Uzay Merkezi’nde saklanıyor, merkezin çalışanları örnekleri araştırmaları için bilim insanlarına teslim etmeye hazırlanıyorlar.
Dokuz ABD’li araştırma ekibi önümüzdeki yıl boyunca 1969 - 1972 yıllarında yeryüzüne getirilmiş, yüzlerce kiloluk çok değerli Ay örneğini inceleme şansına kavuşacak.
Independent Türkçe'nin haberine göre gelecek ay ilk Apollo görevinin Ay’a inişinin üzerinden tam 50 yıl geçmiş olacak ancak örneklerden sorumlu Ryan Zeigler zamanlamanın tesadüfi olduğunu söylüyor:
Örnekleri yıldönümünün gerçekleşeceği yıl içerisinde incelemeye açıyor olmamız bir çeşit tesadüf. Ancak yıldönümü olması bu konuda ve Ay’a yeniden gidecek olmamız gerçeği konusunda dikkatleri kesinlikle artıracaktır.
Neil Armstrong ve Buzz Aldrin’in Ay’a ayak basışının 50. yıldönümünde Ay yeniden ilgi görmeye başladı. Onlarca yıl olası bir insanlı görev için Mars’a odaklanılmasının ardından NASA, 2024’e kadar astronotları yeniden Ay yüzeyine göndermeyi hedefliyor.
Donald Trump’sa Mars’a yolculuk fikrini tercih ediyor. Yakın zaman önce attığı bir Tweet’inde şunu yazdı: “NASA Ay’a gitmek üzerine konuşmamalı – Bunu 50 yıl önce yaptık.” Ancak ortak kanı Ay’ın önemli bilimsel araştırmalar için görece yakın konumda bir fırsat sunduğu yönünde.

Apollo numune sorumlusu Ryan Zeigler aydan toplanan örneklerle dolu bir bölmenin yanında duruyor / Fotoğraf: AP
Toplamda 382 kilogramlık kaya, taş ve toz örneği arşivden kaldırılacak ve en iyi örnekler NASA’nın Ay’ı daha iyi kavramasına yardım edecek onaylanmış bilim insanlarına gönderilecek.
Houston’daki laboratuvar çalışanları şimdi örnekleri dış dünyadan bir şey bulaştırmadan ve hiçbir şeyi bozmadan en iyi nasıl kaldıracaklarını çözmeye çalışıyorlar. Tam boy ekipman modelleriyle pratik yapıyorlar.
Toz ve taş örneklerinden bazıları şimdiye kadar hiç Dünya atmosferine maruz kalmadı, Ay’da vakumlu paketlere koyuldu ve ardından Dünya’ya döndüklerinde donduruldu ya da helyum gazı içinde saklandı ve hiç dokunulmadan kaldı. 
Zeigler Apollo görevleri dönemiyle kıyaslandığında bugünün bilimsel cihazlarının çok daha hassas olduğunu belirtiyor ve “Geçmişte bir gramla yapabildiğimizden daha fazlasını artık bir miligramla yapabiliyoruz” diyor.
Ay’a yapılan 6 insanlı iniş içerisinde Apollo 11 en az örnek toplayan –sadece 21kg- görevdi. Bu Ay’a astronotların ilk inişiydi ve NASA Ay’da geçirilen zamanı ve riski asgaride tutmak istiyordu.
Bu ay görevinden kalanların –1969’daki bilimsel çalışmalar, halka gösterilenler ve iyi niyet hediyelerinin ardından yaklaşık 4’te 3’ü-  büyük kısmı oda sıcaklığında tutuluyor.
Apollo envarteri toplamda Ay’dan alınmış 100 binden fazla ayrı örneği içeriyor. 2 bin 200 orijinal örnekten bazıları araştırmalar için daha küçük parçalara bölünmüş.



Çığır açıcı gen tedavisi, işitme kaybını tek dozla düzeltti

Araştırmacı, sağırlığa yönelik bu tür bir tedavinin "sadece başlangıç" olduğunu söylüyor
Araştırmacı, sağırlığa yönelik bu tür bir tedavinin "sadece başlangıç" olduğunu söylüyor
TT

Çığır açıcı gen tedavisi, işitme kaybını tek dozla düzeltti

Araştırmacı, sağırlığa yönelik bu tür bir tedavinin "sadece başlangıç" olduğunu söylüyor
Araştırmacı, sağırlığa yönelik bu tür bir tedavinin "sadece başlangıç" olduğunu söylüyor

Vishwam Sankaran Bilim ve Teknoloji Muhabiri 

Yeni bir araştırmaya göre, çığır açan bir gen tedavisi tek bir enjeksiyonla insanlardaki işitme kaybını birkaç hafta içinde tersine çevirebiliyor.

İsveç'in Karolinska Enstitüsü'nden araştırmacılar son teknoloji tedavinin, doğuştan sağırlığı veya ileri derecede işitme bozukluğu olan çocuk ve yetişkinlerin işitme yetisini iyileştirdiğini ve klinik bir deneyde 7 yaşındaki bir çocuğun duyma becerisini neredeyse tamamen geri kazandığını açıkladı.

Hakemli dergi Nature Medicine'da detaylandırılan klinik çalışma, OTOF geninin sağlıklı bir kopyasının iç kulağa enjekte edilmesiyle 10 katılımcının tümünün işitmesinin gelişme gösterdiğini ortaya koydu.

Küçük ölçekli deney, OTOF adı verilen bir gendeki mutasyonlar sonucu genetik sağırlık veya ileri seviye işitme bozukluğundan muzdarip kişileri içeriyordu.

Bu mutasyonlar, ses sinyallerinin kulaktan beyne iletilmesinde kilit rol oynayan otoferlin proteininin eksikliğine neden oluyor.

Araştırmacılar tedavinin en çok çocuklarda işe yaradığını belirtse de yetişkinlere de fayda sağlayabileceğini söylüyor.

Deneyde adeno ilişkili virüsün sentetik ve zararsız bir versiyonu kullanılarak düzgün işleyen bir OTOF geni tek bir enjeksiyonla iç kulağa verildi.

Tedavinin etkileri hastaların çoğunda belirgin biçimde görülürken, işitme yetisi sadece bir ay sonra hızla iyileşti.

Araştırmacılar 6 ay sonra tüm katılımcılarda işitmede önemli ölçüde iyileşme kaydedildiğini ve algılanabilir ortalama ses seviyesinin 106 desibelden 52 desibele düştüğünü belirtiyor.

Çalışmada tedaviye en iyi yanıt verenlerin 5 ila 8 yaşındakiler olduğu tespit edildi.

7 yaşındaki bir kız çocuğu işitme yetisini neredeyse tamamen hızla geri kazandı ve 4 ay sonra annesiyle günlük konuşmalar yapabilmeye başladı.

Karolinska Enstitüsü'nden çalışmanın ortak yazarı Maoli Duan, "Bu yöntem ilk kez ergenler ve yetişkinlerde test edildi" diyor.

Katılımcıların çoğunda işitme duyusunun büyük ölçüde iyileşmesi, yaşam kaliteleri üzerinde derin bir etki yaratabilir. Şimdi bu etkinin ne kadar kalıcı olduğunu görmek için bu hastaları takip edeceğiz.

Araştırmacılar ayrıca tedavinin güvenli olduğunu ve iyi tolere edildiğini de saptadı. Katılımcılar 6-12 aylık takip süresinde herhangi bir ciddi yan etki bildirmedi.

En yaygın reaksiyon, bir tür akyuvar olan bağışıklık sistemi nötrofillerinin sayısındaki azalmaydı.

"OTOF sadece başlangıç" diyen Dr. Duan, araştırmacıların GJB2 ve TMC1 gibi diğer yaygın sağırlık genleri üzerinde de çalıştığını ekliyor.

Bunların tedavisi daha karmaşık ancak bugüne kadarki hayvan deneyleri umut verici sonuçlar ortaya koyuyor. Farklı genetik sağırlık türlerinden muzdarip hastaların bir gün tedavi görebileceğine güvenimiz tam.

Independent Türkçe, independent.co.uk/news