NASA’nın yeni görevi belli oldu: Dragonfly uzay aracı Titan’ı keşfedecek

The Independent
The Independent
TT

NASA’nın yeni görevi belli oldu: Dragonfly uzay aracı Titan’ı keşfedecek

The Independent
The Independent

NASA, Güneş Sistemi’nin keşfi için hazırlandığı yeni görevi açıkladı. Perşembe akşamı yapılan duyuruda, uzay ajansının bir sonraki araştırma projesi belli oldu.

Uzay ajansının yeni sınır görevi, Satürn’ün en büyük uydusu Titan'a gönderecekleri Dragonfly adlı amiral gemisi olacak.

Ajansın bilim insanlarından Lori Glaze’e göre, söz konusu görevdeki en heyecan verici nokta, Titan’ın yaşam için gerekli koşullara sahip olması. Yusufçuk anlamına gelen Dragonfly, dünya dışı yaşamın izlerini yakalayabilecek donanıma sahip.
Bunun yanı sıra NASA bu görevle, ilk kez başka bir gezegenin uydusuna gitmiş olacak.
Uzay ajansının açıklamalarına göre dağları ve nehirleri olan Titan, Dünya’ya çok benziyor.
Independent Türkçe'nin haberine göre Dragonfly’ın yaşamı var edebilecek tüm maddelerin bulunduğu Selk Krateri’ni araştıracağı belirtildi. Bilim insanları böylece, Dünya’daki yaşamın oluşumuna yardım eden etkenlere dair yeni bir bakış açısı yakalayacak.
NASA'nın açıklamasına göre uydunun atmosfer özellikleri, yüzeyi ve yüzeyin altındaki sıvı rezervleri araştırılacak. Ayrıca geçmiş veya mevcut yaşama şaret edebilecek kimyasal kanıtlar aranacak.
NASA Yöneticisi Jim Bridenstine, "Bu gizemli okyanus dünyasını ziyaret etmek, evrendeki yaşama dair bildiklerimizde devrim yaratabilir" dedi.
Bridenstine sözlerine şöyle devam etti:
Bu zor görev, birkaç yıl önce düşünülemezdi bile. Oysa şimdi Dragonfly'ın muhteşem uçuşuna hazırız.
Yetkililer Dragonfly’ın iki buçuk yıl ömrü olduğunu ve 180 km boyunca keşif yaptıktan sonra görevini tamamlayacağını söyledi.
Ancak NASA uzay araçlarının yaşam süresini çoğu zaman hafife alıyor. Bu yüzden de araçlar, beklenenden uzun süre keşif yapabiliyor.
Bunun yanı sıra yolculuğun 8 yıl sürmesi, 2026’da yola çıkacak aracın 2034’te hedefe ulaşması bekleniyor.
Dragonfly 1/4 ölçekli bir model ve “Mars-rover” büyüklüğünde bir insansız hava aracı olarak tasarlandı. Aracın üzerinde Dünya’yla iletişim kurmasını sağlayan bir anten yer alacak. Ayrıca aracın ön kısmına etrafı görmesini sağlayan iki kamera kondurulacak.
Bilim insanları ayrıca, Titan’da uçmanın Dünya’ya göre daha kolay olduğunu vurguladı. Çünkü Titan’ın atmosferi 4 kat daha yoğun ve yer çekimi de daha az. Buna göre kanat takılmış insanlar bile uydunun yüzeyinde kolayca süzülebilir.



Çığır açıcı gen tedavisi, işitme kaybını tek dozla düzeltti

Araştırmacı, sağırlığa yönelik bu tür bir tedavinin "sadece başlangıç" olduğunu söylüyor
Araştırmacı, sağırlığa yönelik bu tür bir tedavinin "sadece başlangıç" olduğunu söylüyor
TT

Çığır açıcı gen tedavisi, işitme kaybını tek dozla düzeltti

Araştırmacı, sağırlığa yönelik bu tür bir tedavinin "sadece başlangıç" olduğunu söylüyor
Araştırmacı, sağırlığa yönelik bu tür bir tedavinin "sadece başlangıç" olduğunu söylüyor

Vishwam Sankaran Bilim ve Teknoloji Muhabiri 

Yeni bir araştırmaya göre, çığır açan bir gen tedavisi tek bir enjeksiyonla insanlardaki işitme kaybını birkaç hafta içinde tersine çevirebiliyor.

İsveç'in Karolinska Enstitüsü'nden araştırmacılar son teknoloji tedavinin, doğuştan sağırlığı veya ileri derecede işitme bozukluğu olan çocuk ve yetişkinlerin işitme yetisini iyileştirdiğini ve klinik bir deneyde 7 yaşındaki bir çocuğun duyma becerisini neredeyse tamamen geri kazandığını açıkladı.

Hakemli dergi Nature Medicine'da detaylandırılan klinik çalışma, OTOF geninin sağlıklı bir kopyasının iç kulağa enjekte edilmesiyle 10 katılımcının tümünün işitmesinin gelişme gösterdiğini ortaya koydu.

Küçük ölçekli deney, OTOF adı verilen bir gendeki mutasyonlar sonucu genetik sağırlık veya ileri seviye işitme bozukluğundan muzdarip kişileri içeriyordu.

Bu mutasyonlar, ses sinyallerinin kulaktan beyne iletilmesinde kilit rol oynayan otoferlin proteininin eksikliğine neden oluyor.

Araştırmacılar tedavinin en çok çocuklarda işe yaradığını belirtse de yetişkinlere de fayda sağlayabileceğini söylüyor.

Deneyde adeno ilişkili virüsün sentetik ve zararsız bir versiyonu kullanılarak düzgün işleyen bir OTOF geni tek bir enjeksiyonla iç kulağa verildi.

Tedavinin etkileri hastaların çoğunda belirgin biçimde görülürken, işitme yetisi sadece bir ay sonra hızla iyileşti.

Araştırmacılar 6 ay sonra tüm katılımcılarda işitmede önemli ölçüde iyileşme kaydedildiğini ve algılanabilir ortalama ses seviyesinin 106 desibelden 52 desibele düştüğünü belirtiyor.

Çalışmada tedaviye en iyi yanıt verenlerin 5 ila 8 yaşındakiler olduğu tespit edildi.

7 yaşındaki bir kız çocuğu işitme yetisini neredeyse tamamen hızla geri kazandı ve 4 ay sonra annesiyle günlük konuşmalar yapabilmeye başladı.

Karolinska Enstitüsü'nden çalışmanın ortak yazarı Maoli Duan, "Bu yöntem ilk kez ergenler ve yetişkinlerde test edildi" diyor.

Katılımcıların çoğunda işitme duyusunun büyük ölçüde iyileşmesi, yaşam kaliteleri üzerinde derin bir etki yaratabilir. Şimdi bu etkinin ne kadar kalıcı olduğunu görmek için bu hastaları takip edeceğiz.

Araştırmacılar ayrıca tedavinin güvenli olduğunu ve iyi tolere edildiğini de saptadı. Katılımcılar 6-12 aylık takip süresinde herhangi bir ciddi yan etki bildirmedi.

En yaygın reaksiyon, bir tür akyuvar olan bağışıklık sistemi nötrofillerinin sayısındaki azalmaydı.

"OTOF sadece başlangıç" diyen Dr. Duan, araştırmacıların GJB2 ve TMC1 gibi diğer yaygın sağırlık genleri üzerinde de çalıştığını ekliyor.

Bunların tedavisi daha karmaşık ancak bugüne kadarki hayvan deneyleri umut verici sonuçlar ortaya koyuyor. Farklı genetik sağırlık türlerinden muzdarip hastaların bir gün tedavi görebileceğine güvenimiz tam.

Independent Türkçe, independent.co.uk/news