Sorularla G20 Zirvesi: Neden bu kadar önemli ve kim kiminle neyi görüşüyor?

1990’ların sonuna kadar dönemin en büyük yedi ekonomisinin maliye bakanları ve merkez bankası başkanlarını bir araya getiren G20, 2008'den bu yana liderler seviyesinde gerçekleşiyor. (Reuters)
1990’ların sonuna kadar dönemin en büyük yedi ekonomisinin maliye bakanları ve merkez bankası başkanlarını bir araya getiren G20, 2008'den bu yana liderler seviyesinde gerçekleşiyor. (Reuters)
TT

Sorularla G20 Zirvesi: Neden bu kadar önemli ve kim kiminle neyi görüşüyor?

1990’ların sonuna kadar dönemin en büyük yedi ekonomisinin maliye bakanları ve merkez bankası başkanlarını bir araya getiren G20, 2008'den bu yana liderler seviyesinde gerçekleşiyor. (Reuters)
1990’ların sonuna kadar dönemin en büyük yedi ekonomisinin maliye bakanları ve merkez bankası başkanlarını bir araya getiren G20, 2008'den bu yana liderler seviyesinde gerçekleşiyor. (Reuters)

Dünyanın en büyük 20 ekonomisinin liderleri ve ekonomi yönetimleri, küresel ekonomideki gelişmeleri ve sorunları masaya yatırmak üzere 28-29 Haziran tarihlerinde Japonya’nın Osaka kentinde bir araya geliyor. 
ABD ve Çin arasındaki ticaret savaşları küresel ekonomi gündeminin en önemli maddesi. İç piyasalar ise Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ABD Başkanı Donald Trump ile yapacağı görüşmeden Rusya’dan sipariş edilen S-400 füzeleriyle ilgili uzlaşma çıkıp çıkmayacağını takip edecek. 
Tüm dünya basınının kameralarını Asya’ya kilitleyecek zirve önce bilinmesi gereken bazı detaylar ise şöyle: 
1) G20 nedir?
Independent Türkçe'nin haberine göre resmi adı “Finansal Piyasalar ve Dünya Ekonomisi Zirvesi” olan G20,  her yıl düzenlenen ve dünyanın en etkili 20 ekonomisinin temsilcilerini bir araya getiren kritik bir zirve. 
İngilizce "Group of Twenty"nin (Yirmilik Grup) kısaltması G20’nin temeli, İkinci Dünya Savaşı sonrası küresel ekonomi politiği için oluşturulan uluslararası inisiyatiflere (Dünya Bankası, IMF gibi) kadar dayanıyor. 
1990’ların sonuna kadar, söz konusu politikaları tartışmak üzere dönemin en büyük 7 ekonomisinin (G7) maliye bakanları ve merkez bankası başkanları bir araya gelirken ekonomi temsilcileri, 1999’da yeni bir danışma grubunun kurulmasına karar verdi. 
Küresel sistem için önemli ülkelerin dahil edilmesiyle oluşan G20’ye en üst düzeyde katılımın başlaması ise 2008 Küresel Krizi sonrası oldu. 2010’a kadar yılda iki defa toplanan G20 Zirvesi, 2011’den bu yana yılda bir kez düzenleniyor. 
2) Hangi ülkeler katılıyor?
Japonya’da düzenlenecek zirveye katılacak ülkeler alfabetik sırayla şöyle: 
ABD, Almanya, Avrupa Birliği, Arjantin, Avustralya, Birleşik Krallık, Brezilya, Çin, Endonezya, Fransa, Güney Afrika Cumhuriyeti, Güney Kore, Hindistan, İtalya, Kanada, Japonya, Meksika, Rusya, Suudi Arabistan ve Türkiye. 
3) Neden bu kadar önemli?
G20 içerisinde sayılan ülkeler: 
- Küresel gayri safi hasılanın yüzde 85’ini 
- Dünya nüfusunun yüzde 66’sını
- Uluslararası ticaretin yüzde 75’ini
- Uluslararası yatırımın yüzde 80’ini temsil ediyor. 
G20 zirveleri, küresel ekonominin yanı sıra kalkınma, iklim değişikliği, enerji, sağlık, göç ve terör gibi konuları da masaya yatırıyor. 
4) Bu yılın konu başlıkları neler?
2017’de Almanya’daki zirvede yolsuzluk, kara para aklama, vergi kaçırılması gibi konulara odaklanan liderler 2018’de Arjantin’de “adil ve sürdürülebilir kalkınma” başlığını masaya yatırmıştı. 
Bu yıl zirvenin sekiz ana konu başlığı ise şöyle sıralanıyor: Küresel ekonomi, ticaret ve yatırım, inovasyon, istihdam, kadının güçlendirilmesi, çevre ve enerji. 
Alt başlıklara baktığımızda ise, küresel eşitsizlik, yaşlanan nüfus, gelişmekte olan ülkeler için “Evrensel Sağlık Koruma Programı”, sürdürülebilir kalkınma için “Kaliteli Altyapı Yatırımları”, ticaret ve dijital ekonomi arasında bir arayüz oluşturulması, Dünya Ticaret Örgütü’nde yapılacak reformlar, yapay zeka, eşyaların interneti gibi teknolojiler, Toplum (Society) 5.0, denizlerdeki plastik kirliliği, kız çocuklarının teknoloji, mühendislik, fen bilimleri ve matematik alanında alacakları eğitimin güçlendirilmesi, ücretlerdeki cinsiyet eşitsizliği gibi konular iki günlük zirvede tartışılacak. 
5) Kritik ikili görüşmeler 
ABD Başkanı Donald Trump’ın göreve gelmesinden bu yana geçen iki buçuk yılda ticaret savaşı gerginliğinin gündemden hiç inmemesi nedeniyle Trump ve Çin Devlet Başkanı Şi Cinping ile yapacağı ikili görüşme tüm dünyanın odağında. 
G20 zirvesi dolayısıyla Japonya’da bulunan Trump, basına yaptığı açıklamada Eğer bir anlaşma olmazsa, bu sağlanamadığı takdirde, ben ilave vergiler, çok önemli vergiler uygulayacağım” ifadesini kullandı. Trump, Çin'den gelen mallara anlaşma sağlanamaması halinde yüzde 10 ilave vergi getirmeyi planladığını söyledi.
ABD Başkanı Trump ve Çin Devlet Başkanı Şi Cinping, 2017'de Pekin'de bir araya gelmişti / Fotoğraf: Reuters 
ABD, Çin'i haksız rekabetle suçlayarak, 250 milyar dolar değerindeki Çin ürününe vergi getirmiş, Pekin yönetimi de buna karşılık 110 milyar dolar değerindeki Amerikan ürününe gümrük vergisi uygulamaya başlamıştı. Dünyanın en büyük ikinci ekonomisi ABD'yi "Ekonomi tarihindeki en büyük ticaret savaşını başlatmakla" suçlamıştı. 
Trump, son görüşmesini Erdoğan ile yapacak
Türkiye ise Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Trump’ın yapacağı görüşmeye odaklanacak.
ABD’nin itirazlarına rağmen Türkiye’nin Rusya’dan satın aldığı ve temmuzda Türkiye’ye getirilmesi beklenen hava savunma sistemi S-400’lerin iki ülke arasında neden olduğu gerginlikten bir sonuç çıkıp çıkmayacağı en fazla merak edilen konu. 
NTV’nin Washington temsilcisi Hüseyin Günay’ın ulaştığı bilgiye göre iki lider 29 Haziran Cumartesi, Türkiye saati ile sabah 07:00’de görüşecek. Trump’ın G20’deki son görüşmesi Erdoğan’la olacak ve zaman sınırlaması olmayacak. 



Putin'e baskı ve ‘nükleer denizaltıların’ konuşlandırılması... Trump'ın çifte uyarısının arkasında ne var?

ABD Başkanı Donald Trump ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin (Reuters)
ABD Başkanı Donald Trump ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin (Reuters)
TT

Putin'e baskı ve ‘nükleer denizaltıların’ konuşlandırılması... Trump'ın çifte uyarısının arkasında ne var?

ABD Başkanı Donald Trump ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin (Reuters)
ABD Başkanı Donald Trump ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin (Reuters)

ABD Başkanı Donald Trump, Moskova'nın alaycı tavırlarına yanıt olarak iki nükleer denizaltıyı ‘uygun bölgelere’ gönderme emri vereceğini açıklayarak, Rusya ile ABD arasındaki güç gösterisinde çıtayı yükseltti.

Trump'ın sosyal medya platformu Truth Social’de yaptığı paylaşım, güvenlik bağlamında alışılmadık bir durum değildi. Şarku’l Avsat’ın The Times gazetesinden aktardığına göre, ABD'nin 71 nükleer denizaltısından yaklaşık 20'si her an denizde görev yapıyor ve özellikle gerginliğin arttığı dönemlerde rutin olarak Rusya'ya yakın bölgelere sevk ediliyor. Ancak olağandışı olan, ABD'nin bunu açıklaması. Bu ise Trump'ın paylaşımının gerçek amacını ortaya koyuyor. Söz konusu paylaşım iki mesaj içeriyor: Birincisi, Trump'ın eylem adamı olduğunu kanıtlamak, ikincisi ise mesaj vermek.

Rusya Güvenlik Konseyi Başkan Yardımcısı Dmitry Medvedev (AP)Rusya Güvenlik Konseyi Başkan Yardımcısı Dmitry Medvedev (AP)

Medvedev'e yanıt ve Putin'e işaret

Trump için bu adım, provokasyona sert tepki verme şeklindeki alışılmış tavrının bir parçası.

Trump, özellikle Rusya'da başkanlık görevinden ayrıldıktan sonra tartışmalı rolüyle tanınan Dmitriy Medvedev'e yanıt veriyordu. Trump'ın Moskova'ya Ukrayna'da ateşkes sağlanması için verdiği süreyi kısaltmasının ardından Medvedev sosyal medya hesabı üzerinden yaptığı paylaşımda, “Her yeni uyarı bir tehdit ve savaşa doğru adımdır. Rusya ile Ukrayna arasında değil; kendi ülkenle. Uyuyan Joe'nun yolunu izleme!” ifadelerini kullandı.

The Times’ın haberine göre bu açıklamaların amacı, sürekli olarak Üçüncü Dünya Savaşı’nın patlak vereceği konusunda uyarıda bulunan Trump'ı korkutmak. Öyle ki Trump, Oval Ofis'teki meşhur sözlü tartışmada Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy'i ‘kumar oynamakla’ suçlamıştı. Ancak, Rusya'da bile abartılı bir kişilik olarak görülen Medvedev, Trump'ın Putin'e yönelik söyleminin son aylarda giderek sertleştiği göz önüne alındığında, bu mesajın hedefi değil.

ABD Başkanı Donald Trump ve Rus mevkidaşı Vladimir Putin (Arşiv - Reuters)ABD Başkanı Donald Trump ve Rus mevkidaşı Vladimir Putin (Arşiv - Reuters)

İhtiyatlı eleştiri

Trump, Putin'i giderek daha fazla eleştiriyor, ancak onu doğrudan kışkırtmaktan da kaçınıyor; çünkü aralarında iyi bir dostluk ve iş ilişkisi olduğunu düşünmeye devam ediyor. Bu durum, Medvedev'in pazartesi günü yaptığı açıklamadan açıkça anlaşılıyor. Putin ise Trump'ın barış için belirlediği son tarihi, dün yaptığı paylaşımdan yaklaşık bir saat önce reddetmişti.

Trump kendini usta bir müzakereci olarak görüyor. Bu nedenle, ABD donanmasında başkomutan olarak emrinde bulunan çeşitli gemi türlerini kapsayacak şekilde ‘nükleer denizaltılar’ ifadesini belirsiz bir şekilde kullandı.

ABD'nin 71 adet nükleer denizaltısı varken, bunların 14'ü Ohio sınıfı balistik füze denizaltılarıdır ve 20 adede kadar Trident II füzesi taşıyabilirler. Bu füzeler nükleer başlıklarla donatılabilir. ABD’nin sahip olduğu nükleer silahlı denizaltılardan sekiz ila on tanesi her an dünya çapında devriye görevindedir.

Resim  Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin (Arşiv-AFP)Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin (Arşiv-AFP)

Beyaz Saray, Putin'in Trump'ın denizaltılarla ilgili diplomasisinin provokatif olmadığını, Dmitriy Medvedev'in tek bir provokatif açıklaması üzerine nükleer söylemlerin yeniden alevlenmesini önlemek için olduğunu anlayacağına inanıyor. Zira filonun görevi saldırı amaçlı değil; savunma amaçlı.

Müttefiklere yönelik yaptırımlar ve gümrük tarifeleri

Bununla birlikte, Trump'ın Putin'e yönelik söylemi belirgin şekilde sertleşti. Trump geçen hafta, “Yaptıkları şey iğrenç” dedi ve Putin'i ‘yalan söylemekle’ suçladı.

Trump ayrıca, Rus enerjisini satın alanlara ikincil yaptırımlar uygulamakla tehdit etti ve Hindistan'ı yüzde 25'lik genel gümrük vergisiyle hedef aldı. Trump, “Zaten zor durumdaki ekonomilerini birlikte mahvedebilirler” dedi.

Rusya'dan petrol alımına yönelik bu cezai gümrük vergisinin oranını doğrudan açıklamamasına rağmen, nihai gümrük vergisi sistemi ile ilgili görüşmeler kritik aşamaya yaklaşırken, benzer bir yaklaşım daha sonra Çin'e de uygulanabilir.

Rus gazının en büyük alıcısı olmaya devam eden Avrupa Birliği (AB) de yaptırımların hedefinde olabilir. Macaristan, Belçika, Fransa ve Slovakya en büyük ithalatçılar.

Geçtiğimiz günlerde gümrük vergilerini yüzde 15'e düşüren bir ticaret anlaşması imzalayan Trump'ın, Rusya'yı cezalandırması için kendisine baskı yapan Avrupa ülkelerine yaptırım uygulaması ironik olacak, ancak Trump’ın izlediği yol bu.