Griffiths Yemen'de kapsamlı çözüm konusunda kararlı

Martin Griffiths, geçen Aralık ayında İsveç istişarelerindeki bir toplantı sırasında (AFP)
Martin Griffiths, geçen Aralık ayında İsveç istişarelerindeki bir toplantı sırasında (AFP)
TT

Griffiths Yemen'de kapsamlı çözüm konusunda kararlı

Martin Griffiths, geçen Aralık ayında İsveç istişarelerindeki bir toplantı sırasında (AFP)
Martin Griffiths, geçen Aralık ayında İsveç istişarelerindeki bir toplantı sırasında (AFP)

Birleşmiş Milletler’in (BM) bu hafta, 2014 yılından bu yana savaş ve darbeye maruz kalmış Yemen’de barışı sağlama konusundaki çabaları, son 4 haftadır yaşanan koşullardan daha iyi bir atmosfere tanık oldu.
Yemenli bir kaynak, 28 Haziran’da Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada, Hudeyde’de Yeniden Düzenleme Koordinasyon Komitesi’ndeki (RRC) Yemen hükümeti ve Husi temsilcileri kapsayan bir toplantı hususunda uzlaşı sağlandığını belirtti. Kaynak, yer ve zamanın ise henüz belirlenmediğini söyledi.
Aynı şekilde BM’nin Yemen Özel Temsilcisi Martin Griffiths’in bürosundan yapılan açıklamada, Griffiths’in gelecek hafta Rusya, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ve Umman’ı ziyaret edeceği belirtildi. Büro, sosyal paylaşım sitesi Twitter üzerinden yaptığı açıklamada, Griffiths’in, ‘çatışmaya kapsamlı bir siyasi çözüm bulmaya’ kararlı olduğunu ifade etti.
Gözlemciler, Özel Temsilci’nin kapsamlı bir çözüm meselesinde Hudeyde konulu Stockholm Anlaşması’nı atlamak istediğini belirtmesine rağmen kaynaklar, Martin Griffiths’in Hudeyde’ye daha çok odaklandığını, konuya dair gelişmeleri dikkatlice gözden geçirdiğini ve bu hususta çok sayıda toplantı yaptığını vurguladı.
Yemen krizinin siyasi dosyasına dair açılım, BM’nin Yemen Özel Temsilcisi Martin Griffiths’in ve RRC Başkanı General Michael Lollesgaard’ın ayrı ayrı olarak Yemen Devlet Başkan Yardımcısı Ali Muhsin el-Ahmer ile konuşurken çekilmiş fotoğraflarının sosyal paylaşım sitelerinde görülmesi sonrasında yaşandı.
Özel Temsilci ve Yemen hükümeti arasındaki ilişkiler, son dönemde gergin şekilde ilerliyor. Öyle ki Yemen Devlet Başkanı Abdurabbu Mansur Hadi, BM Genel Sekreteri Antonio Guterres’e bir mektup göndererek, ‘Yemen halkının ulaşmaya çalıştığı siyasi çözüm fırsatının yıkımla tehdit edildiğini’ belirtmişti.
Guterres ise durumu kurtarma girişimi çerçevesinde BM Siyasi İşlerden Sorumlu Genel Sekreter Yardımcısı Rosemary DiCarlo aracılığıyla güvence vermişti. BM Genel Sekreteri, Yemen hükümetinin çözümün anahtarı olduğunu söyleyerek, Yemen Devlet Başkanı’nın ifadelerinin ‘dikkate alındığı’ taahhüdünde bulunmuştu.
Avrupa Dış İlişkiler Konseyi’nde araştırmacı Adem Baron, Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada, “Buradaki en önemli şey, bir güç oluşturmaktır. Barış süreci bir durgunluk yaşıyor. Özel Temsilci’nin bürosunun yeniden harekete geçmesi gerekiyor. Aksi halde çabalar, durgunluğa teslim olma riskiyle karşı karşıya kalacak” dedi.
Yemen’e dair siyasi çözümle ilgilenenler, Griffihts’in çabalarının yoğunlaşmasını ve zemine yansımasını umuyor. Böylece durgunluk, siyasi çabalara hükmetmeyecek ve süreç, ‘düzeltme’ talepleriyle karşılaşacak.
İsveç müzakerelerinin medya ekibi üyesi olan Yemen Gençlik ve Spor Bakanı Yardımcısı Hamza el-Kamali, yaptığı açıklamada, Özel Temsilci’nin eski anlaşmazlıkların onarılması için ‘Guterres ve yardımcısı tarafından onaylanan taahhütleri’ yerine getirmesi gerektiğini belirtti. Kamali, “Stockholm Anlaşması’yla ilgili anlaşmazlıkların onarılması ve bu anlaşmazlıkların nasıl onarılacağı konusunu kastediyorum. Ama müfredatta gerçek bir değişiklik olmadan aynı şekilde destek toplanmaya devam edilirse, durumun aynı noktada kalacağını ve çabaların başarısızlıkla karşılaşacağını düşünüyorum. İran’a karşı tırmanış dolayısıyla siyasi çözüm hususunda bir umut var. Bu fırsat kaçırılmamalı” ifadelerini kullandı.



Hamas: Gazze’ye ve işgal altındaki topraklara her türlü vesayeti reddediyoruz

Gazze şehrinin doğusundaki El-Tuffah mahallesinde yıkılmış bir bina (EPA)
Gazze şehrinin doğusundaki El-Tuffah mahallesinde yıkılmış bir bina (EPA)
TT

Hamas: Gazze’ye ve işgal altındaki topraklara her türlü vesayeti reddediyoruz

Gazze şehrinin doğusundaki El-Tuffah mahallesinde yıkılmış bir bina (EPA)
Gazze şehrinin doğusundaki El-Tuffah mahallesinde yıkılmış bir bina (EPA)

Hamas, bugün (pazar) yaptığı açıklamada, Gazze Şeridi üzerinde her türlü vesayet ve manda uygulamasını reddettiğini duyurdu. Hareket, yayımladığı bildiride, “Gazze’ye yönelik her türlü vesayet ve mandayı reddediyoruz. İşgal altındaki topraklarımızın herhangi bir karışı üzerinde de vesayeti kabul etmiyoruz; zorla yerinden etme girişimleri ve Gazze’nin yeniden mühendisliğine yönelik çabalarla uyumlu adımlara karşı uyarıyoruz” ifadelerini kullandı.

Açıklamada, “Ulusal birliğin sağlanması ve ulusal uzlaşı inşa edilmesi için seferber olunması, işgalin ve onu destekleyenlerin planlarıyla yüzleşmenin tek yoludur” denildi.

Hamas, arabuluculara ve ABD yönetimine de çağrıda bulunarak, İsrail’e baskı yapılmasını, anlaşmanın maddelerini uygulamaya zorlanmasını ve anlaşmaya yönelik süregelen ve sistematik ihlallerinin kınanmasını talep etti.

gth
Trump'ın planına göre Gazze'den çekilmenin aşamalarını gösteren harita (Beyaz Saray)

Öte yandan dün İsrailli yetkililer, ABD yönetiminin Gazze’de savaşı sona erdirmeyi hedefleyen planın ikinci aşamasını şekillendirmek üzere çalıştığını ve çok uluslu uluslararası bir gücün gelecek aydan itibaren Gazze’de göreve başlamasının planlandığını açıkladı.

Şarku’l Avsat’ın İsrail Kamu Yayın Kurumu’ndan (Kan 11) aktardığı habere göre Amerikalı yetkililer bu bilgileri son günlerde yapılan görüşmelerde İsrailli muhataplarına iletti.

ABD planına göre, barış komitesinin başkanlığını Birleşmiş Milletler’in eski Orta Doğu Özel Temsilcisi Nikolay Mladenov’un üstlenmesi, Gazze’de konuşlandırılması öngörülen uluslararası gücün komutasının ise bir ABD’li general tarafından yürütülmesi öngörülüyor.

Amerikalı yetkililere göre söz konusu gücün; güvenlik istikrarının korunması, geçiş sürecinin güvence altına alınması ve askeri operasyonların durmasının ardından Gazze’de yeni siyasi ve idari düzenlemelere zemin hazırlanması gibi görevler üstlenmesi planlanıyor.


İsrail tarafından tutulan 23 Lübnanlı mahkumun belgeleri

İsrail tarafından rehin tutulan Lübnanlı mahkumların aileleri Beyrut şehir merkezinde oturma eylemi düzenledi (EPA)
İsrail tarafından rehin tutulan Lübnanlı mahkumların aileleri Beyrut şehir merkezinde oturma eylemi düzenledi (EPA)
TT

İsrail tarafından tutulan 23 Lübnanlı mahkumun belgeleri

İsrail tarafından rehin tutulan Lübnanlı mahkumların aileleri Beyrut şehir merkezinde oturma eylemi düzenledi (EPA)
İsrail tarafından rehin tutulan Lübnanlı mahkumların aileleri Beyrut şehir merkezinde oturma eylemi düzenledi (EPA)

Lübnanlı Esirler ve Serbest Bırakılan Tutukluların Temsilciler Komitesi, İsrail tarafından tutulan Lübnanlı esirler dosyasını aktif hale getirilmesi, siyasi ve diplomatik önceliklerin en başına yerleştirmesi çağrısında bulundu. Bu çağrı, aralarında on yıllardır tutuklu bulunan 3 kişi de olmak üzere 23 Lübnanlı esirin yanı sıra son savaş sırasında ve sonrasında tutuklanan yeni esirler ve akıbeti hala bilinmeyen 42 kayıp kişi dikkate alınarak yapıldı.

Bu, ilgili makam tarafından Lübnan Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Joseph Avn'a gönderilen resmi bir muhtıra ile dile getirildi. Bu konuda diplomatik, hukuki ve insani yardım da dahil olmak üzere kapsamlı bir ulusal yaklaşımın benimsenmesi ve yetkili uluslararası kurumlar aracılığıyla uluslararasılaştırılması çağrısında bulunuldu.

On yıllardır tutsaklar

Muhtıraya göre, üç Lübnanlı tutsak savaş öncesinden beri İsrail tarafından tutuluyor; biri 1978'den beri, ikincisi 1981'den beri ve üçüncüsü 2005'ten beri. Buna karşılık, son aşamada belgelenen tutsak sayısı 20 yeni tutsağa yükseldi; bunların 11'i Ekim 2024'teki askeri çatışma sırasında, 9'u ise Kasım 2024'teki büyük savaşın sona ermesinden sonra yakalanan sivillerdi.

Komisyon, yeni tutsakların, askeri operasyonlar bağlamı dışında ve bazı durumlarda doğrudan yaralanmaların ardından, balıkçılar, çobanlar, işçiler ve bir belediye polis memurunun dahil olduğu ayrı olaylarda kaçırıldığını belirtti.

d
Beyrut şehir merkezindeki ESCWA binasının önünde İsrail tarafından gözaltına alınan Lübnanlı tutukluların fotoğrafları sergileniyor (EPA)

Muhtırada ayrıca, aralarında öldürülenlerin de bulunduğu 42 kişinin kayıp olduğu ve İsrail'in Uluslararası Kızılhaç Komitesi ile herhangi bir iş birliği yapmaması nedeniyle cesetlerinin İsrail tarafından tutulup tutulmadığının bugüne kadar bilinmediği ifade edildi.

İhlal iddiaları ve harekete geçme talepleri

Komisyon, İsrail'i Uluslararası Kızılhaç ile iş birliği yapmayı reddetmeye devam etmekle, mahkumları ziyaret etmeyi engellemekle veya durumları hakkında bilgi vermeyi önlemekle suçladı. Son zamanlarda serbest bırakılan Filistinli mahkumların ifadelerine dayanarak, Lübnanlı mahkumların fiziksel ve psikolojik işkenceye, yiyecek ve sudan mahrum bırakılmaya, kasıtlı tıbbi ihmale ve özellikle yaralı olanlar için aşağılayıcı ve onur kırıcı muameleye maruz kaldıklarını vurguladı.

sdgt
İsrail tarafından esir tutulan Lübnanlı mahkumların akrabaları ve aileleri, Beyrut şehir merkezinde oturma eylemi düzenleyerek fotoğraflarını sergilediler (EPA)

Komisyon, Cumhurbaşkanlığı ve hükümete, yemin konuşmasında ve bakanlar açıklamasında belirtilen, tutuklular meselesinin ulusal bir öncelik olarak ele alınması yönündeki hususun, Dışişleri Bakanlığı tarafından Arap ve uluslararası düzeylerde, Birleşmiş Milletler ve Uluslararası Kızılhaç Komitesi ile koordinasyon içinde, ilgili Birleşmiş Milletler mekanizmalarından yararlanılarak ve dosyayı takip edecek bağımsız bir ulusal komite kurularak derhal hayata geçirilmesi çağrısında bulundu.


Hizbullah, uluslararası yaptırımlardan kaçınmak için mali yapısını yeniden düzenliyor

Beyrut'un güney banliyölerinde bulunan Karz-ı Hasen Vakfı'na ait binalardan biri (AP)
Beyrut'un güney banliyölerinde bulunan Karz-ı Hasen Vakfı'na ait binalardan biri (AP)
TT

Hizbullah, uluslararası yaptırımlardan kaçınmak için mali yapısını yeniden düzenliyor

Beyrut'un güney banliyölerinde bulunan Karz-ı Hasen Vakfı'na ait binalardan biri (AP)
Beyrut'un güney banliyölerinde bulunan Karz-ı Hasen Vakfı'na ait binalardan biri (AP)

Hizbullah, uluslararası ve yerel yaptırımlardan ve kapatılması yönündeki baskılardan kaçmak için, Karz-ı Hasen Vakfı adlı mali kolunu parçalara ayırmaya başladı. Bu amaçla, Karz-ı Hasen’in eskiden güvendiği altın teminatına alternatif olarak, taksitler halinde altın satışı yapan bir kurum kurdu; bu girişim "yasal konumlandırma politikası" olarak görülüyor.

Şarku’l Avsat'a konuşan finans kaynakları, bu önlemin ABD Hazine Bakanlığı'nı tatmin etmesinin pek olası olmadığını, Bakanlığın Lübnan'dan kurumu kapatmasını ve para sektöründeki kontrolsüz faaliyetlere son vermesini talep ettiğini belirtti. Kaynaklar, "Temel sorun devam ettiği sürece, şekli değiştirmek Amerikalıları tatmin etmeyecektir" değerlendirmesinde bulundu.

Bu sırada, Lübnan'ın güneyindeki Litani Nehri'nin güneyinde, Lübnan ve İsrail orduları arasında dolaylı bir çatışma yaşandı. İsrail, Lübnan ordusunun sabah saatlerinde arama yaptığı bir bina için tahliye uyarısı verdi. İletişim sayesinde bombardıman "geçici olarak" durduruldu, ancak ordu binayı tekrar aradı ve içinde herhangi bir silah bulamadı.