Türkiye’de en çok dolaşım sistemi hastalıkları can alıyor

Türkiye’de en çok dolaşım sistemi hastalıkları can alıyor
TT

Türkiye’de en çok dolaşım sistemi hastalıkları can alıyor

Türkiye’de en çok dolaşım sistemi hastalıkları can alıyor

Yapılan son araştırmaya göre Türkiye’de başlıca ölüm sebepleri belli olurken, dolaşım sistemi hastalıklarının en çok can alan nedenler arasında ilk sırada yer aldığı görüldü. 
Medya takibinin önde gelen kurumlarından Ajans Press, Türkiye’de ölüm sebeplerine yönelik yapılan araştırmayı inceledi. Ajans Press’in Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerinden ve medya yansımalarından derlediği bilgilere göre, Türkiye’de en ölümcül hastalık yüzde 38,4’lük bir oranla dolaşım sistemi hastalıkları olarak gözlemlendi. Raporda başlıca 6 ölüm sebebi ele alınırken, insanların canlarına kasteden diğer nedenler sırasıyla iyi ve kötü huylu tümörler (yüzde 19,7) solunum sistemi rahatsızlıkları (yüzde 12,5), sinir ve duyu organları rahatsızlıkları (yüzde 4,9), beslenme ve metabolizma rahatsızlıkları (yüzde 4,8) dış yaralanmalar ve zehirlenmeler (yüzde 4,4) olarak analiz edildi. Araştırmada oran olarak düşük olan ölümcül nedenler ise “diğer” başlığı altında 15,2 olarak verildi. 
PRNet ve Ajans Press’in gerçekleştirdiği medya araştırmasında, konu ile ilgili yazılı basına yansıyan haber adetleri de belli oldu. 2018 yılından bugüne ölüm başlığı altında 145 bin 41 haber yansıması tespit edilirken, kanser ve trafik kazaları sebebi ile hayatının kaybedenlerin daha çok medyanın gündeminde olduğu görüldü. 



Düğmeye basıldı: Araştırmacılar hayvanlarla iletişim kurmanın yollarını arıyor

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash
TT

Düğmeye basıldı: Araştırmacılar hayvanlarla iletişim kurmanın yollarını arıyor

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash

Hayvanların bilincini araştırmaya odaklanan ilk bilimsel kurum kurulurken, yapay zeka araştırmacıları insanların evcil hayvanlarıyla nasıl "konuşabileceğini" keşfetmeye hazırlanıyor.

Londra Ekonomi ve Siyaset Bilimi Okulu'ndaki (LSE) 4 milyon sterlinlik (yaklaşık 218 milyon TL) Jeremy Coller Hayvan Duyarlılığı Merkezi, insan dışı hayvanları çeşitli disiplinlerden uzmanlarla araştıran çalışmalarını 30 Eylül'de başlatacak.

Merkezin projeleri arasında, yapay zekanın insanların evcil hayvanlarıyla nasıl "konuşmasını" sağlayabileceğini incelemenin yanı sıra sürecin neresinde sorunlar çıkabileceğini ve potansiyel tehlikelerden nasıl kaçınılacağını araştıracak bir çalışma da yer alıyor.

Merkezin ilk direktörü Profesör Jonathan Birch, Guardian'a konuştu:

Evcil hayvanlarımızın insani özellikler göstermesini çok seviyoruz ve yapay zekanın ortaya çıkmasıyla, evcil hayvanınızın sizinle konuşabileceği yollar yepyeni bir seviyeye taşınacak. Ancak yapay zeka genellikle nesnel gerçekliğe dayanmak yerine kullanıcıyı memnun eden uydurma yanıtlar üretir. Bu, evcil hayvanların refahına uygulanırsa felaket olabilir. Hayvanlarla ilgili sorumlu ve etik yapay zeka kullanımını yöneten düzenlemelere acilen ihtiyacımız var. Bu alanda tam bir düzenleme eksikliği var. Merkez, dünya çapında kabul görecek etik kurallar geliştirmek istiyor.

Merkez, daha sonra küresel lobi faaliyetlerinde kullanılabilecek rehberlik ve araştırmalar geliştirmek amacıyla sivil toplum örgütleriyle çalışacak.

New York Üniversitesi Çevre ve Hayvanları Koruma Merkezi Direktörü Jeff Sebo gazeteye, hayvan sezgisi ve refahı, yapay zekanın hayvanlar üzerindeki etkisi ve kamuoyunun hayvanlara yönelik tutumu gibi konuların "toplumca karşı karşıya olduğumuz en önemli, zor ve ihmal edilmiş konular arasında yer aldığını" söyledi.

"İnsanlar dünyayı milyonlarca tür ve kentilyonlarca bireysel hayvanla paylaşıyor ve hoşumuza gitse de gitmese de dünyanın her yerindeki hayvanları etkiliyoruz" diye ekledi.

Yeni merkezin mütevelli heyeti üyelerinden Profesör Kristin Andrews, yeni projenin bilimdeki en büyük soru olarak gördüğü insan bilinci ve bunun ne olduğu sorusuna bile yanıt verebileceğine inandığını söyledi.

İnsanları bilinçli yapan şeyin ne olduğunu ya da birinin neden bilinç kazandığını veya bilincini neden kaybettiğini hâlâ anlayabilmiş değiliz. Ancak cevaplara ulaşmanın yolunun önce basit sistemleri incelemekten geçtiğini biliyoruz: Bilim, genomik ve tıp alanlarındaki büyük ilerlemeleri basit organizmaları inceleyerek elde etti.

Independent Türkçe