Griffiths, barış sürecini canlandırma kapsamında gerçekleştireceği geziye Lavrov ve yardımcısı ile görüşerek başlıyor

Griffiths, barış sürecini canlandırma kapsamında gerçekleştireceği geziye Lavrov ve yardımcısı ile görüşerek başlıyor
TT

Griffiths, barış sürecini canlandırma kapsamında gerçekleştireceği geziye Lavrov ve yardımcısı ile görüşerek başlıyor

Griffiths, barış sürecini canlandırma kapsamında gerçekleştireceği geziye Lavrov ve yardımcısı ile görüşerek başlıyor

Birleşmiş Milletler (BM) Yemen Özel Temsilcisi Martin Griffiths, Yemen krizinin çözümüne ilişkin siyasi dosyayı canlandırmak için gerçekleştireceği tur çerçevesinde yarın Rusya'ya hareket edecek. Griffiths'in Rusya’ya gerçekleştireceği bir günlük ziyaret kapsamında Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov ve Yardımcısı Sergei Verchinen ile görüşmesi bekleniyor. Bir BM yetkilisi, Rusya ziyaretinin önemli olduğunu belirterek, Rusya’nın hem önemli bir ortak hem de BM Güvenlik Konseyi'nin daimi bir üyesi olduğunu söyledi.
BM Yemen Özel Temsilcisi Griffiths, Rusya ziyaretini tamamladıktan sonra Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ve Umman Sultanlığı’na yönelecek. BM Yemen Özel Temsilcisi veya elçilik ofisi tarafından, elçinin Husi yetkilileriyle görüşmek üzere Sana'yı ziyaret edip etmeyeceğini henüz açıklanmadı. Ancak bazı gözlemciler, Griffiths’in Umman ziyaretinin, Muhammed Abdüsselam gibi burada bulunan Husi yetkilileri ile bir araya geleceğini göstergesi olduğunu düşünüyorlar.
Griffiths, Yemen Cumhurbaşkanı Abdurrabbu Mansur Hadi’nin kendisini “görevini suiistimal etmekle” itham etmesinin ardından geçtiğimiz hafta Yemen hükümeti yetkilileriyle bir araya gelmişti. Bir Yemen hükümet kaynağı, Yemen hükümetinin geçtiğimiz yılın sonunda yapılan İsveç-Yemen istişarelerinin çıktılarından biri olan Hudeyde anlaşmasının ilk aşamasını uygulamaya yönelik vizyonunu sunduğunu açıkladı. Yemen hükümetinin yeniden konuşlandırmaya ilişkin vizyonunun anlaşmazlıkların üstesinden gelinmesini esas aldığını kaydeden kaynak, bu konunun Yemen Cumhurbaşkanı Yardımcısı Ali Muhsin el-Ahmer’in 26 Haziran'da Riyad'da Griffiths ile gerçekleştirdiği görüşmede ele alındığını söyledi.
Yemeni hükümetinin sunduğu vizyon, üzerinde anlaşılacak belirli bir zaman dahilinde Husi milislerinin limanlardan ve Hudeyde kentinden çekilmesini, güvenliğin ilgili yasa uyarınca güvenlik güçlerine ve Sahil Güvenlik'e teslim edilmesini ve sürenin dolmasıyla birlikte kararın uygulanmaması halinde belirli bir mekanizmaya göre hareket edilmesini içeriyor.
Husi ihlalleri 6 bini aştı
Şarku’l Avsat’a konuşan Hudeyde Vali Vekili Velid el-Kadimi, Yemen Cumhurbaşkanı Yardımcısı el-Ahmer ile Griffiths arasında gerçekleşen toplantı sırasında İsveç anlaşmasına geri dönülmesi konusunun ele alındığını söyledi. BM izleme ve denetleme ekibinin yokluğunda Husiler tarafından yapılan ihlallerin sayısının 6 bin 500’ü aştığını belirten el-Kadimi, bu konunun BM tarafından ciddiyetle ele alınmasının zorunlu olduğunu söyledi.
Yemen hükümeti, imzalanan anlaşmanın özüne ve ruhuna uygun olarak BM Yemen Özel Temsilcisi’nin İsveç anlaşmasını uygulama yönünde takip ettiği yolu düzeltme teşebbüsünü yineledi ve uluslararası elçi ile tekrar çalışmaya geri dönüşünün temel şartının bu olduğunu belirtti. Şarku’l Avsat’a konuşan Yemenli siyasetçiler, birkaç başkenti ziyaret etmeyi planlayan Griffiths'in görevinin birtakım düğümler dolayısıyla başarısızlık riskinin yüksek olduğunu dile getirdiler. Yemenli resmi kaynakların aktardığına göre Yemen Dışişleri Bakanı Yardımcısı Büyükelçi Muhammed el-Hadrami, dün Yemen'deki İngiltere Büyükelçiliği Temsilcisi Fiona Walker ile bir araya geldi. İkili, ülkeler arasındaki ikili ilişkileri ve onları çeşitli alanlarda güçlendirmenin ve geliştirmenin yolları ile barışı sağlama çabalarını ele aldı.
Büyükelçi el-Hadrami, İngiltere’nin Yemen’deki meşru hükümete ve barış çabalarına verdiği desteği takdir ederken, Cumhurbaşkanı Abdurrabbu Mansur Hadi tarafından temsil edilen siyasi liderliğin desteğini ve hükümetin barış çabalarının başarısına yönelik kararlılığını vurguladı.
Yemen Resmi Haber Ajansı'nın (SABA) haberine göre el-Hadrami, Yeniden Düzenleme Koordinasyon Komitesi'nin (RRC), “Husilerin Hudeyde, Salif ve Ras İsa limanlarından çekilmesine ve üçlü denetim mekanizmasına ilişkin rolünün etkinleştirilmesinin önemine” vurgu yaptı. Ayrıca Yemen hükümetinin, İsveç anlaşmasının özüne ve ruhuna uygun olarak barış sürecinin yeniden hayata geçirilmesi çabalarına olumlu olarak katılacağını belirtti.
Hadrami, Husilerin limanlardan tek taraflı geri çekilme tiyatrosunun farkında olduklarını ve bunu kabul etmeyeceklerini bir kez daha dile getirdi. Yemen hükümetinin yeniden BM Yemen Özel Temsilcisi ile birlikte hareket etmesinin söz konusu oyunu kabul ettiği anlamına gelmediğini ifade eden Hadrami, bilakis hükümetin yaklaşımının barış sürecinin yeniden yönlendirilmesine ve üzerinde uzlaşıya varılan hususlar doğrultusunda takip edilen yolun tashih edilmesine odaklanacağını belirtti. BM’nin Hudeyde anlaşmasına bağlılığının önemine dikkat çeken Hadrami, RRC’nin ve BM misyonunun görevinin ilgili anlaşmanın yeniden müzakere edilmesini içermediğini kaydetti.
Husiler süreci zorlaştırıyor
Yemen Dışişleri Bakanı Yardımcısı, uluslararası arabuluculuk süreci sırasında milislerin anlaşmanın uygulanmasına ilişkin engeller çıkardığının açıklanmamasının uluslararası elçinin görevine yardımcı olmadığını, bilakis elçinin görevini zorlaştırdığını belirtti. Bununla birlikte hükümet kaynakları, Yemen'deki İngiltere Büyükelçiliği Temsilcisi'nin, BM Yemen Özel Temsilcisi ve Yemen hükümetinin sarf etmiş olduğu çabaları desteklediklerini, İngiltere’nin üç referans noktası uyarınca Yemen’de adil ve sürdürülebilir bir barışı sağlama konusundaki kararlılıklarını dile getirdiğini aktardı.
Griffiths'in Husileri İsveç anlaşmasını uygulamaya ikna etmekte başarılı olup olamayacağına dair pek çok şüphenin dile getirildiği bir zamanda Şarku’l Avsat’a konuşan Yemenli yazar Vidah el-Celil, BM Temsilcisi Griffiths'in bu kez Rusya’ya yönelmesinin, Yemen krizinde daha fazla karmaşıklığa işaret ettiğini söyledi. Ayrıca Celil, Griffiths'in Moskova ziyaretinin, Rusya'nın Yemen Büyükelçisi Vladimir Dedushkin'in daha önce yaptığı açıklamalarla bağlantılı olduğunu belirtti. Büyükelçi Dedushkin ilgili açıklamasında, olası bir barış anlaşmasında Güney Yemen’in önemine ve temsilinin ehemmiyetine atıfta bulunarak, ülkesinin Aden’deki konsolosluğunu yeniden açma niyetini dile getirmişti.
Yemen hükümetinin uyarısı Griffiths’i harekete geçirdi
Şarku’l Avsat’a konuşan Yemen'in Kahire Büyükelçiliği Danışmanı Beliğ Mahlafi, Griffiths’in peşi sıra gerçekleştirmeyi planladığı ziyaretlerle başarısızlık tehdidi altında bulunan görevini kurtarmaya çalıştığını belirtti. Mahlafi, özellikle Yemen hükümetinin Stockholm anlaşmasından çekileceğini ima etmesinin ve kendisiyle ilişkilerini kesecekleri uyarısında bulunmasının Griffiths’i böyle bir ziyaret turu gerçekleştirmeye sevk ettiğini söyledi.
Yemen hükümetinin, son zamanlarda Hudeyde’de yaşananlardan dolayı Griffiths’in eylemlerinden büyük bir memnuniyetsizlik duyduğunu dile getiren Mahlafi, “Yemen’deki Meşruiyeti Destekleme Koalisyonu’ndan uluslararası topluma ve BM’ye, sonsuza dek sabırlı olunamayacağına dair açık bir mesaj var. Bundan dolayı Stockholm anlaşmasının uygulanması için Mayıs ayı ortasına kadar mühlet verildi ve aksi takdirde hükümetin anlaşmadan çekileceği belirtildi. Bu, Griffiths'in milislerin tek taraflı geri çekilmelerini meşrulaştırmasına neden oldu” ifadelerini kullandı.
Mahlafi, karşı karşıya kaldığı tüm baskılardan dolayı Griffiths’in, Husilerin bu şekilde geri çekilmeleri hususunda, bunun en doğru şey olduğunu düşünmesine sebep olmasının muhtemel olduğunu belirtiyor. Ayrıca Griffiths’in böyle bir geri çekilme sürecini onaylamasının, milisleri Stockholm anlaşmalarını uygulamaya zorlayamayacağını örtülü bir kabul ettiği anlamına geldiğini söylüyor.
Dışişleri Bakanı Yardımcısı Büyükelçi Muhammed el-Hadrami ile Yemen'deki İngiltere Büyükelçiliği Temsilcisi Fiona Walker arasında gerçekleşen görüşmenin net mesajlar taşıdığını dile getiren Mahlafi, “Yemen hükümeti, Cumhurbaşkanı Hadi’nin direktifleri doğrultusunda, ancak İsveç anlaşmasının özüne ve ruhuna uygun olarak barış sürecinin yeniden hayata geçirilmesi halinde sürece olumlu olarak katılacaktır” dedi.
Bunun yanı sıra Martin Griffiths'in büyük bir çıkmazda olduğunu belirten Mahlafi, “Griffiths, Husi milislerinin Stockholm anlaşmasını uygulamayacaklarının tamamen farkında ve böyle olduğu takdirde kendi görevinin de tehlikeye gireceğinin bilincinde. Nitekim kendisinden önceki Elçi İsmail Vild Şeyh gibi onun görevi de böylece sona erecek” ifadelerini kullandı. Ayrıca uluslararası toplumun anlaşmanın uygulanması için daha ciddi ve sert bir tutum benimsemesi gerektiğini ifade eden Mahlafi, aksi takdirde uluslararası toplumun ve BM’nin inandığı başarı hikayesinin sonuna gelineceğini ve sıfır noktasına geri dönüleceğini söyledi.
“Husilerin silahlarını teslim etmeyeceğini biliyoruz”
 Öte yandan  Şarku’l Avsat’a konuşan Yemenli yazar ve aktivist Hamdan el-Ali, BM Özel Temsilcisi Griffiths'in çabalarının hiçbirinin başarılı olmadığını düşündüğünü dile getirerek, “Husilerin silahlarını teslim etmeyeceğini biliyoruz. Husiler, gerçekleştirilen diyaloglardan ve istişarelerden sadece daha fazla zaman kazanmak ve varlıklarını güçlendirmek için istifade ediyorlar. Nitekim ilgili diyaloglar milislerin Yemen halkını baskı altında tutmak için kullandıkları bir araç haline geldi” ifadelerini kullandı. Yemen hükümetin, ülkede barışı sağlamak amacıyla milislerle aynı masada oturmayı kabul ettiğini belirten el-Ali, Husi milislerinin buna karşılık mayın döşemeye, çocukları silah altına almaya ve halkı ezmeye devam ettiklerini söyledi.
Husilerin inançlarının bir neticesi olarak uluslararası çabaların herhangi bir şekilde sonuç vermediğini ifade eden el-Ali, “Husiler projelerine devam etmekte ısrarlılar. Yemen'i ve bütün bölgeyi yönetme konusunda ilahi bir haklarının olduğuna inanıyorlar” dedi.



Hızlı Destek Kuvvetleri ile Güney Sudan güçleri arasında gerilim yaşanıyor

Nisan 2023'te Hızlı Destek Kuvvetleri tarafından dağıtılan bir videodan alınan ve Hartum'un Doğu Nil bölgesindeki savaşçıları gösteren bir fotoğraf (Arşiv- AFP)
Nisan 2023'te Hızlı Destek Kuvvetleri tarafından dağıtılan bir videodan alınan ve Hartum'un Doğu Nil bölgesindeki savaşçıları gösteren bir fotoğraf (Arşiv- AFP)
TT

Hızlı Destek Kuvvetleri ile Güney Sudan güçleri arasında gerilim yaşanıyor

Nisan 2023'te Hızlı Destek Kuvvetleri tarafından dağıtılan bir videodan alınan ve Hartum'un Doğu Nil bölgesindeki savaşçıları gösteren bir fotoğraf (Arşiv- AFP)
Nisan 2023'te Hızlı Destek Kuvvetleri tarafından dağıtılan bir videodan alınan ve Hartum'un Doğu Nil bölgesindeki savaşçıları gösteren bir fotoğraf (Arşiv- AFP)

Juba'daki haberler, Güney Kordofan eyaletinin Heglig petrol bölgesinde Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) ile Güney Sudan Savunma Kuvvetleri arasında gerginlik olduğunu doğrularken, HDK iki taraf arasında herhangi bir silahlı çatışma yaşandığını reddetti.

Juba Post gazetesi, cumartesi gecesi ile pazar sabahı arasında, Juba, Port Sudan ve Nyala arasında yapılan üçlü bir anlaşma uyarınca Heglig petrol sahalarını korumakla görevli Güney Sudan güçleri ile Sudan ordusunun komşu ülkeye çekilmesinin ardından bölgenin kontrolünü ele geçiren HDK arasında keskin bir gerginliğin arttığını bildirdi.

Ancak HDK komutanının danışmanı Paşa Tabik, Facebook'ta yaptığı bir paylaşımda, Sudan yanlısı gazete ve medya kuruluşlarında Heglig'deki çatışmalarla ilgili çıkan haberlerin asılsız olduğunu belirtti. Bu arada, Şarku’l Avsat’ın aldığı bilgiye göre HDK’nin müttefiki Abdulaziz el-Hilu liderliğindeki Sudan Halk Kurtuluş Hareketi-Kuzey (SPLM-N) fraksiyonuyla birlikte kuşattığı Güney Kordofan eyaletinin başkenti Kadugli'den insani yardım ve BM çalışanlarının tahliyesi devam etti.


ABD, Hizbullah'ı yeniden silahlanmaya çalışmakla suçladı

Hizbullah üyeleri, Mayıs 2023'te Güney Lübnan'da düzenlenen bir askeri tatbikat sırasında (DPA
Hizbullah üyeleri, Mayıs 2023'te Güney Lübnan'da düzenlenen bir askeri tatbikat sırasında (DPA
TT

ABD, Hizbullah'ı yeniden silahlanmaya çalışmakla suçladı

Hizbullah üyeleri, Mayıs 2023'te Güney Lübnan'da düzenlenen bir askeri tatbikat sırasında (DPA
Hizbullah üyeleri, Mayıs 2023'te Güney Lübnan'da düzenlenen bir askeri tatbikat sırasında (DPA

Lübnan hükümetinin ordunun Litani Nehri'nin güneyindeki bölgeyi tamamen silahsızlandırma planını uygulamaya yakın olduğunu açıklamasından bir gün sonra, Cumhuriyetçi ABD Senatörü Lindsey Graham dün Hizbullah'ı yeniden silahlanmaya çalışmakla suçladı.

İsrail ziyaretinde, "Hizbullah'ın daha fazla silah üretmeye çalıştığını görüyorum... ve bu kabul edilemez" dedi. Bu arada, savaş ve İsrail'in ateşkes anlaşmasını sürekli ihlal etmesi nedeniyle yerlerinden edilen yaklaşık 90 bin kişi, Lübnan'ın güneyindeki sınır köylerinden iki yıl sonra yeni evlerine yerleşti ve iş yerlerini oraya taşıdı.

Yerlerinden edilenlerden bazıları güneydeki şehir ve köylerde, diğer bir grup ise Beyrut'un güney banliyölerine ve bölgelerine taşınmış, bir kısmı da başkente yakın Lübnan Dağı banliyölerinde yaşamayı tercih etmiştir.


Onuncu kez... Netanyahu hükümeti, yabancı basının Gazze'ye giriş yasağının uzatılmasını talep etti

Filistinli sivil savunma personeli, cumartesi günü Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta yıkılan bir evin enkazını kaldırarak Filistinli cesetleri arıyor (EPA)
Filistinli sivil savunma personeli, cumartesi günü Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta yıkılan bir evin enkazını kaldırarak Filistinli cesetleri arıyor (EPA)
TT

Onuncu kez... Netanyahu hükümeti, yabancı basının Gazze'ye giriş yasağının uzatılmasını talep etti

Filistinli sivil savunma personeli, cumartesi günü Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta yıkılan bir evin enkazını kaldırarak Filistinli cesetleri arıyor (EPA)
Filistinli sivil savunma personeli, cumartesi günü Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta yıkılan bir evin enkazını kaldırarak Filistinli cesetleri arıyor (EPA)

İsrail hükümeti, uluslararası medyanın Gazze Şeridi'ne özgür ve bağımsız erişimine izin verilmesi için Yabancı Basın Birliği tarafından verilen dilekçeye yanıt verme süresinin uzatılması talebini dün Batı Kudüs'teki Yüksek Mahkemeye üst üste onuncu kez resmi olarak iletti.

Gazze savaşının başlangıcından bu yana, İsrail'deki Yabancı Muhabirler Birliği'ni ve yüzlerce uluslararası medya kuruluşunu temsil eden Tel Aviv'deki Yabancı Basın Birliği, saha gazetecilerini Gazze Şeridi'ne ve savaştan etkilenen diğer Filistin ve hatta İsrail bölgelerine getirmeye çalıştı; ancak İsrail yetkilileri, yabancı gazetecilerin yanı sıra İsrailli gazetecilerin de girişinin ordu tarafından düzenlenen ve sıkı askeri refakat ve yayınlanmadan önce gazetecilik materyallerinin askeri sansüre tabi tutulması zorunluluğunu içeren koşullar altında gerçekleştirilen sınırlı turlarla sınırlandırıldığı istisnai durumlar dışında, sürekli olarak reddetti.

Savaşın başlamasından birkaç ay sonra, dernek İsrail mahkemelerine başvurmak zorunda kaldı ve hükümetten gazetecilerin askeri refakat olmadan Gazze'ye bağımsız olarak girmelerine izin vermesini talep etti. Ancak mahkeme, askeri operasyonları gerekçe göstererek bu talebi reddetti.

Geçtiğimiz ağustos ayında Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta bulunan Nasır Hastanesi'ne düzenlenen İsrail baskınında öldürülen beş gazeteciden birinin naaşını taşıyanlar... (AFP)Geçtiğimiz ağustos ayında Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta bulunan Nasır Hastanesi'ne düzenlenen İsrail baskınında öldürülen beş gazeteciden birinin naaşını taşıyanlar... (AFP)

Eylül 2024'te yeni bir dilekçe sunuldu ve bunun üzerine mahkeme hükümete gazetecilerin erişimine izin verecek bir plan sunması kararını verdi. Ancak hükümet, konuyu atlatmanın başka bir yolunu buldu ve mahkemeden kararın ertelenmesini ve daha fazla süre verilmesini defalarca talep etti.Şarku’l Avsat’ın aldığı bilgiye göre bunu şimdiye kadar 10 kez yaptı.

Mahkeme, ertelemeyi kabul ederek İsrail'i yatıştırmaya çalışıyor gibi görünüyordu. Bu yaklaşım, İsrail politikasını bağımsız haberciliği engellemeye yönelik sistematik bir girişim olarak gören uluslararası medya çevrelerinde geniş çaplı öfkeye yol açtı.

ABD Başkanı Donald Trump'ın arabuluculuğuyla sağlanan ateşkesin 10 Ekim'de yürürlüğe girmesinin ardından eleştiriler yoğunlaştı ve yabancı basının erişim talebi daha da acil hale geldi.

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, konuyu yakın zamanda iki kez ele aldı. Fox News'e verdiği bir röportajda, orduya bu konuya "hazırlıklı olması" talimatı vereceğini söyledi.

İsrail Yabancı Basın Birliği, özellikle mahkemenin görünüşte "hoşgörülü" tavrından dolayı bu politikadan "derin hayal kırıklığı" duyduğunu ifade etti.

Filistinli Gazeteciler Sendikası bu yasağı "İsrail'in Gazze ve Batı Şeria'daki suçları hakkındaki gerçeği gizleme politikasının ayrılmaz bir parçası" olarak görüyor.

Sendika başkanı Nasır Ebu Bekir'e göre, 7 Ekim 2023'ten bu yana Gazze'de İsrail'in eliyle yaşananlar "tarihteki en büyük gazeteci katliamı"dır.

Açıklamasında, yaklaşık bin 500 Filistinli gazetecinin şu anda bombalamalar altında çalışmaya devam ettiğini, yüzlercesinin yaralandığını ve yaklaşık 200'ünün İsrail tarafından tutuklandığını, ayrıca birçok medya kuruluşunun da İsrail tarafından tahrip edildiğini belirtti.