Mescid-i Aksa’da Yahudi tapınağı inşa etmek için kampanya başlatıldı

Mescid-i Aksa’da Yahudi tapınağı inşa etmek için kampanya başlatıldı
TT

Mescid-i Aksa’da Yahudi tapınağı inşa etmek için kampanya başlatıldı

Mescid-i Aksa’da Yahudi tapınağı inşa etmek için kampanya başlatıldı

İsrail işgali altındaki Doğu Kudüs’te yürütülen yerleşim faaliyetleri kapsamında, ABD delegasyonu ve İsrail Dışişleri Bakanlığı temsilcisinin de katılımıyla Silvan’ın Vadi Hilve semtinden Mescid-i Aksa sınırlarına uzanan yeni bir tünel açtı.
Açılışın ardından bir dizi yerleşimci ve Yahudi örgütü, Harem-i Şerif’te (Tapınak Dağı) bir Yahudi tapınağı inşa etmek için bağış kampanyası başlattı. Söz konusu örgütlerin liderlerinden biri, kampanyanın amacını ‘Yahudi Kudüs’ statüsünü yeniden sağlamak olarak niteledi.
Vadi Hilve Bilgi Merkezi, Elad yerleşim birimine bağlı örgütün 2007 yılından bu yana söz konusu güzergâhtaki evlerin, caddelerin ve semt tesislerinin altında kazı çalışması başlattığını duyurdu. İsrail çalışmalarını Yahudi hacıların miladi 1’inci yüzyılda, tapınağa (Süleyman Mabedi’ne) gittikleri yolun bir parçası olduğunu öne sürerek gerçekleştiriyor. Tünel, Mescid-i Aksa’daki Emevi saraylarının bulunduğu bölgeden başlıyor.
Tünelin açılış törenine İsrail’in Birleşmiş Milletler Daimi Temsilcisi Danny Danon’ın yanı sıra ABD'nin İsrail Büyükelçisi David Friedman, Beyaz Saray’ın Ortadoğu Barış Elçisi Jason Greenblatt, İsrail’deki ana merkez sağ partisi Likud’un bakanları ve milletvekilleri de katıldı.
Törene ayrıca projenin finanse edilmesine katkıda bulunan Evanjelizm (Hristiyan Siyonizmi) hareketine bağlı bir heyette de katılım gösterdi. Heyet projeyi “Yahudi halkının başkenti Kudüs’te Yahudi mirasının korunmasına yönelik bir sıçrama” olarak niteledi.
İsrailli sivil toplum kuruluşu Barış Şimdi Hareketi’ne bağlı 10 Yahudi eylemci tünelin açılışını protesto etti. Projeyi, Kudüs’ün ‘üç semavi dinin kutsal şehri’ statüsüne açık bir saldırı olarak niteleyen eylemciler protestolarında İsrail’in ‘İsrail ve Filistin halkı’ arasındaki çatışmayı ‘İslam ve Yahudilik’ arasında bir savaşa dönüştürdüğünü belirtti. Göstericiler İsrail politikalarına karşı sloganlar attı. İsrail polisi, protestocuların tünelin girişine ulaşmasına ve seslerini ABD’li delegelere duyurmasına engel oldu. Yahudi eylemcilerden bazıları darp edilirken bir kişi de tutuklandı.
Gözlemciler tünelin açılışını Harem-i Şerif’te bir Yahudi tapınağı inşa etmeyi hedefleyen ve işgal altındaki Doğu Kudüs’ü Yahudileştirme faaliyetleri ile bilinen radikal yerleşimci örgütler tarafından başlatılan proje ile ilişkilendiriyor. Tünel, Yahudi yerleşimcilerin Filistinliler tarafından fark edilmeden Mescid-i Aksa’nın avlusuna yeraltından ulaşmalarını sağlıyor.
Yerleşimci örgütler yaptıkları açıklamada dünyanın dört bir yanındaki Yahudiler ile ABD’deki dostları arasında bir bağış kampanyası başlattıklarını duyurdu. Ayrıca inşa etmek istedikleri tapınağın, Müslümanların kutsal değerlerine dokunmayacağını savundular. Ancak tapınağı eski konumunda, Hz. Ömer Camii’nin bulunduğu yerde (Kubbet’üs Sahra) yeniden inşa etme amaçlarını gizlemediler.
“Tapınak Örgütleri” adı altında faaliyet gösteren yerleşimci örgütlerin birçoğu Kudüs’ün eski fotoğraflarını yayınlandı. Ancak fotoğraflarda oynama yapılarak Kubbet’üs Sahra’nın yerine Yahudi şamdanı yerleştirdiler.
Ürdün Dışişleri Bakanlığı, işgalci İsrail yönetiminin ‘Hacı yolu’ adı altında tünel açmasını uyararak bu tür yasa dışı ve sorumsuz eylemlerin gerginliği ve siyasi tıkanıklığı artırdığına dikkat çekti.
Ürdün Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Sufyan el-Kudat ülkesinin, İsrail’in özellikle Mescidi Aksa ve çevresindeki alan olmak üzere işgal altındaki Kudüs’ün kimliğini ve karakterini değiştirmeye yönelik çabalarını kesin bir dille reddettiğini vurguladı. Kudat ayrıca bu ve benzer girişimlerin uluslararası insan hakları hukukunu açıkça ihlal ettiğinin de altını çizdi.
Söz konusu uygulamalar, İsrail’in uluslararası kurallara aykırı bir biçimde gerçekleştirdiği kazı çalışmalarını durdurmaya yönelik çağrı yapan Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü’nün (UNESCO) kararlarını da ihlal ediyor.
Yargıçlar, İsrail’in kınanan ve kabul edilmeyen uygulamalarını derhal durdurmak üzere uluslararası topluma, yasal, siyasi ve ahlaki sorumlulukları üstlenmesi için destek olunması çağrısında bulundu. Nitekim Doğu Kudüs’ün 1967’den bu yana işgal altındaki Filistin’in bir parçası olarak saygı duyulması gerektiğini belirten yargıçlar, Kudüs’ün uluslararası hukuka tabi olduğunu vurguladı.
Yerleşimci Yishai adlı örgütün yaptığı bir yayında kampanyanın Eski Kudüs’teki Yahudi varlığını güçlendirmek amacıyla başlatıldığı kaydedildi. Söz konusu kampanyanın (Kubbet’üs Sahra’nın avlusu) kutsallığına zarar vermeden Harem-i Şerif’in avlusunda, içerisine çıkılmasına ve etrafında gezilmesine izin verilecek bir Yahudi tapınağı inşa etme fikrine dayandığı bildirildi.
Kiryat Shmona Belediye Başkanı da kampanyaya destek veren açıklamasında şunları söyledi:
“Tapınak Dağı’na çıkmak bu aşamada son derece önemli ve gerekli bir husustur. Bizim görevimiz, İsrail halkına ve tüm dünyaya bu toprağın İsrail’in kutsalı olduğunu göstermektir. Bundan dolayı Müslümanların, Yahudilere hakaret etmelerini ve Tapınak Dağı’nı kendi kutsalları gibi göstermelerini engellemeliyiz.”
İsrail, Yahudileştirme ve yerleşim politikaları doğrultusunda harekete geçti. Kudüs Merkezi Mahkemesi’nde işgal altındaki Batı Şeria’da ruhsatsız olarak inşa edilen yerleşim birimlerinin meşruiyetini onayladı. Karar, Filistinlilere ait özel mülklerin işgal edilmesine izin veriyor. Söz konusu kararın uygulamaya geçmesi halinde 2 binden fazla yasa dışı yerleşimci ruhsat alabilecek.



Trump ilk kez bir camiyi ziyaret etti

İkinci başkanlık döneminin ilk yurtdışı gezisini yapan Trump, perşembe günü devasa camiye girerken yanında Abu Dabi Emirliği Veliaht Prensi Şeyh Halid bin Muhammed bin Zayid Al Nahyan vardı (Reuters)
İkinci başkanlık döneminin ilk yurtdışı gezisini yapan Trump, perşembe günü devasa camiye girerken yanında Abu Dabi Emirliği Veliaht Prensi Şeyh Halid bin Muhammed bin Zayid Al Nahyan vardı (Reuters)
TT

Trump ilk kez bir camiyi ziyaret etti

İkinci başkanlık döneminin ilk yurtdışı gezisini yapan Trump, perşembe günü devasa camiye girerken yanında Abu Dabi Emirliği Veliaht Prensi Şeyh Halid bin Muhammed bin Zayid Al Nahyan vardı (Reuters)
İkinci başkanlık döneminin ilk yurtdışı gezisini yapan Trump, perşembe günü devasa camiye girerken yanında Abu Dabi Emirliği Veliaht Prensi Şeyh Halid bin Muhammed bin Zayid Al Nahyan vardı (Reuters)

Ortadoğu turuna çıkan Donald Trump, Suudi Arabistan ve Katar'ın ardından ziyaret ettiği Birleşik Arap Emirlikleri'nde (BAE) Şeyh Zayid Ulu Camii'ne de gitti. 

ABD Başkanı perşembe günü dünyanın en büyük camilerinden birine girmeden önce ayakkabılarını çıkardı. 

Cami ziyareti sırasında hem mabede hem de kendisi için alınan güvenlik önlemlerine işaret ederek "Güzel değil mi? Ne kadar da güzel. Arkadaşlarımla büyük gurur duyuyorum. Muhteşem bir kültür. İlk kez bu camiyi bir günlüğüne kapattılar. Bu doğru mu? Sanırım Birleşik Devletler'in şerefine ilk kez kapattılar. Benim şerefime kapatmalarından daha iyi, bu payeyi ülkeye verelim. Bu muazzam bir onur" dedi. 

Washington Post, başkanlık yaptığı dönemlerde Trump'ın ilk kez bir camiyi ziyaret ettiğini duyurdu. 

Amerikan gazetesi, geçmişte Müslümanları küçümseyen ve hoşgörü çerçevesinden çok uzaklaşan ifadeler sarf eden Trump'ın bu hamlesinin dikkat çekici olduğunu vurguladı. 

Müslümanları terörizm ve suçla özdeşleştiren 78 yaşındaki siyasetçinin söyleminde büyük bir değişim gösterdiği ifade edildi. 

ABD Başkanı'nın fayda sağlayabilecek ortaklıklar için alışık olmadığı kültürel normlara ayak uydurmaya hazır olduğunun bu ziyarette görüldüğü bildirildi. 

Wall Street Journal (WSJ) da Trump'ın Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman'a "Seni çok seviyorum", Suriye Cumhurbaşkanı Ahmet Şara için "yakışıklı" ve "sert", Katar Emiri Temim bin Hamed es-Sani ve ailesine "uzun boylu, yakışıklı adamlar", BAE Devlet Başkanı Şeyh Muhammed bin Zayid Al Nehyan'a da "Muhteşem bir adamsın" demesine işaret etti. 

Arap ülkelerinin liderlerinin de Trump'ı en iyi şekilde ağırlamaya çalıştığı aktarıldı.

WSJ'ye konuşan uzmanlar bu sıcak ilişkilerin kriz koordinasyonunda kolaylık sağlayabileceğini belirtirken yabancı liderlerin Trump'ı etki altına alabileceği uyarısını da yaptı. 

Independent Türkçe, Washington Post, WSJ