Moritanya Anayasa Konseyi: Cumhurbaşkanlığı seçimini Gazvani kazandı

Moritanya Anayasa Konseyi: Cumhurbaşkanlığı seçimini Gazvani kazandı
TT

Moritanya Anayasa Konseyi: Cumhurbaşkanlığı seçimini Gazvani kazandı

Moritanya Anayasa Konseyi: Cumhurbaşkanlığı seçimini Gazvani kazandı

Moritanya Anayasa Konseyi dün yaptığı açıklamayla muhaliflerin adil olmadığını iddia ettiği seçimleri eski Savunma Bakanı Muhammed Veled el-Gazvani’nin kazandığını duyurdu.
AFP’nin haberine göre ülkenin en yüksek anayasa otoritesi olan Konsey, muhalefetin itirazlarını reddederek 22 Haziran seçimlerinde Gazvani’nin oyların yüzde 52’sini kazandığını bildirdi.
Gazvani, cumhurbaşkanlığı görevini Muhammed Veled Abdül Aziz’den resmi olarak 2 Ağustos’ta devralacak.
Veled el-Gazvani, cuma günü yaptığı açıklamada çoğulcu demokrasiye övgüde bulundu. AFP’nin haberinde 1960’ta  bağımsızlığın ilan eden ülkede ilk demokratik seçimin yapıldığına dikkat çekildi. Bu seçimin demokratik iktidara geçişi temsil ettiği kaydedildi.
Moritanya’da dört muhalif aday tarafından pazar günü yapılan açıklamada seçimlerde usulsüzlük yapıldığı belirtildi. Muhalefet adayı Beyram Veled ed-Dah Abid yaptığı açıklamada Gazvani’nin bazı sandıklarda yüzde yüz oranında oy aldığına dikkat çekerek oyların yüzde 48,5’inden daha fazlasını almasının mümkün olmadığını söyledi.
Muhalefet adayları, seçimin ardından düzenlenen protestolarda yüzlerce kişinin gözaltına alındığını öne sürdü. Seçimi iptal etmek için Anayasa Konseyi'ne başvuruda bulunuldu. Ancak Konsey söz konusu talebi pazartesi reddetti.
Seçimlerin ardından polis, protestolarla ülkeyi istikrarsızlaştırmak için yerel muhalefet partileriyle çalışmakla suçlanan 100’den fazla yabancıyı tutukladıklarını duyurdu. Ülkede 3 gün internet kesildi.
AFP’nin haberine göre muhalefet grupları, hükümeti ifade ve gösteri yapma özgürlüğünü kısıtlamakla suçluyor. Muhalefet ayrıca kadına karşı şiddetin önlenmesi için daha fazla çaba sarf edilmesini ve 1981’de resmi olarak kaldırılmış olmasına rağmen köleliğe karşı mücadele edilmesini talep ediyor.
Yapılan açıklamalar Gazvani’nin seçim kampanyasını süreklilik, dayanışma ve güvenlik vaadi ile yürüttüğü yönünde.



Irak, DEAŞ’tan daha tehlikeli bir beka sorunundan nasıl kurtuldu?

ABD’nin Bağdat'taki Büyükelçiliği'nin bulunduğu Yeşil Bölge'ye giden yolda İran'la dayanışma gösterisine katılan Iraklı mollalar (AP)
ABD’nin Bağdat'taki Büyükelçiliği'nin bulunduğu Yeşil Bölge'ye giden yolda İran'la dayanışma gösterisine katılan Iraklı mollalar (AP)
TT

Irak, DEAŞ’tan daha tehlikeli bir beka sorunundan nasıl kurtuldu?

ABD’nin Bağdat'taki Büyükelçiliği'nin bulunduğu Yeşil Bölge'ye giden yolda İran'la dayanışma gösterisine katılan Iraklı mollalar (AP)
ABD’nin Bağdat'taki Büyükelçiliği'nin bulunduğu Yeşil Bölge'ye giden yolda İran'la dayanışma gösterisine katılan Iraklı mollalar (AP)

Şarku’l Avsat’a konuşan Bağdat'taki diplomatik kaynaklar, Iraklı yetkililerin İsrail-İran savaşına sürüklenmekten korktuğunu ve bunu ‘Irak için, ülkenin üçte birini işgal eden DEAŞ’ın oluşturduğu tehditten daha tehlikeli bir beka sorunu’ olarak gördüklerini açıkladı.

Kaynaklar, DEAŞ’ın Irak’ın bedeninden atılması gereken yabancı bir cisim olduğunu, özellikle de Bağdat'ın DEAŞ’la mücadelesinde uluslararası ve bölgesel destek gördüğünü, ancak savaşın Irak'ın birliğini tehdit ettiğini belirttiler.

Söz konusu ‘beka sorunu’ aşağıdaki maddelerle açıklanabilir:

* Savaşın patlak vermesiyle Bağdat, Azerbaycan ve diğer kanallar aracılığıyla İsrail'den, Irak topraklarından kendisine yönelik herhangi bir saldırıya ‘katı ve acı verici’ misilleme yapacağına dair mesajlar aldı. Mesajlarda, Iraklı yetkililer kendi topraklarından başlatılan saldırılardan sorumlu tutuluyordu.

* Washington, önceki tavsiyelerinden doğrudan uyardı ve İran yanlısı grupların düzenleyeceği saldırıların yol açabileceği ağır sonuçlara dikkati çekti.

hnjıo
Koordinasyon Çerçevesi destekçileri, Irak güvenlik güçlerinin ABD’nin Bağdat Büyükelçiliği'ne giden köprüyü kapatmak için kurduğu barikatın üzerine İran bayrağı dikiyorlar (AP)

* Iraklı yetkililer, ‘felaket senaryosu’ olarak nitelendirdikleri bir durumun yaşanmasından yani Irak'taki silahlı grupların İsrail'e saldırmasından ve İsrail'in de savaşın başında Lübnan'daki Hizbullah liderlerine veya İranlı generallere ve bilim adamlarına yaptığı gibi bir dizi suikast düzenlemesinden endişe duyuyorlardı.

* Kaynaklar, milislere ağır darbeler indirilmesinin Şii sokakları kızıştıracağını ve bu durumun dini otoriteyi sert bir tavır almaya iteceğini, bunun da krizin Şii-İsrail çatışmasına dönüşmesine yol açacağını belirtti.

* Bu senaryo, Irak'ın o dönemdeki Şii bileşeninin Irak'ı önlenebilir bir savaşa sürükleme sorumluluğunu üstleneceği endişelerini uyandırdı.

* Diğer bir tehlike ise Kürtlerin, Irak yönetiminin tek bir bileşeni temsil ediyormuş gibi davrandığını, ülkenin savaşlardan yorulduğunu ve bölgenin Bağdat'tan uzak durmayı tercih ettiğini, çünkü ona yaklaşmanın istenmeyen savaşlara sürüklediğini ilan etme olasılığı.

* Muhammed Şiya es-Sudani hükümeti kararlılık ve bilgelikle hareket etti. Farklı kesimlere göre ülkenin birliğini tehdit eden herhangi bir çatışmaya sürükleme girişimine müsamaha göstermeyeceğini bildirdi ve diğer yandan bölgesel ve uluslararası güçlerle, özellikle Amerika ile iletişim kanallarını açık tuttu.

cvfbghjuk
Iraklı milisler, geçtiğimiz ekim ayında Bağdat'ta İran'ın İsrail'e verdiği yanıtı kutlarken (Reuters)

* Iraklı yetkililer, İranlı yetkililerin milis grupları savaşa katılmaya teşvik etmek yerine sükuneti korumaya teşvik eden tutumundan yararlandı.

* Bir başka önemli faktör ise silahlı grupların, özellikle Lübnan'da Hizbullah'ın maruz kaldığı saldırılar ve İsrail’in İran’ın derinliklerinde gerçekleştirdiği nokta atışı saldırılar, İsrail'in kendisine düşman olan örgütler hakkında kesin bilgilere sahip olduğunu ve teknolojik üstünlüğü ve bu saldırılar sayesinde hedeflerine ulaşabildiğini gösterince savaşın kendi kapasitelerinin ötesinde olduğunu fark etmeleriydi.

* Kaynaklar, baskılara ve çabalara rağmen ‘devletin kontrolü dışındaki grupların’ üç saldırı hazırlığı yaptığını, ancak yetkililerin saldırıların gerçekleştirilmesinden önce bunları engellediğini belirtti.

Kaynaklar, İsrail'in savaşı İran topraklarına taşıması ve ABD’yi İran'ın nükleer tesislerini hedef almaya teşvik etmesi nedeniyle İran'ın derin bir yara aldığını tahmin ediyor. İran nükleer programıyla ilgili gerekli tavizleri vermezse yeni bir savaşın çıkması ihtimaller dahilinde.