Hamas liderlerinden Yusuf'un bir oğlu daha İsrail tarafına geçti

Suheyb Yusuf İsrail kanalında konuşuyor
Suheyb Yusuf İsrail kanalında konuşuyor
TT

Hamas liderlerinden Yusuf'un bir oğlu daha İsrail tarafına geçti

Suheyb Yusuf İsrail kanalında konuşuyor
Suheyb Yusuf İsrail kanalında konuşuyor

Hamas'ın kurucularından Hasan Yusuf'un din değiştirip İsrail ajanı olan oğlu Musab Yusuf'tan sonra, öteki oğlu Suheyb de İsrail'e sığındı. Suheyb Yusuf, hem Türkiye hem de Hamas'a yönelik çeşitli iddialarda bulundu. Taraf değiştirmesine rağmen Suheyb kardeşi Musab gibi din değiştirmediğini ve ajanlık yapmadığını da savunuyor.
Uzun yıllar Batı Şeria ve Türkiye’de Hamas mensubu olarak bulunan Suheyb Yusuf, örgüt yönetiminin yozlaştığını ileri sürdü.
Yusuf, "Hamas'ın Gazze’deki kuşatmayı hafifletmek amacıyla para karşılığında casusluk yapmak için çocukları Batı Şeria’da ölüme gönderdiğini" iddia ederek örgütten ayrıldığını açıkladı.
Suheyb Yusuf'un eleştirel açıklamaları pek çok Filistin haber kanalında da yankı buldu.
İsrailli gazeteciyle Türkiye'den ayrıldı
Suheyb Yusuf'un bir ay öncesine kadar Hamas’ın Türkiye sorumlusu olduğu, Ancak sürpriz bir şekilde uçakla Kanal 12’den İsrailli bir gazeteciyle birlikte Doğu Asya’ya giderek Türkiye’den ayrıldığı da basına yansıyan iddialar arasında.
The Times of Israel'in haberine göre Hamas'ın kurucularından Hasan Yusuf'un oğlu Suheyb Yusuf, İsrail Kanal 12'den Ohad Hemo'ya konuştu.
Suheyb Yusuf, örgütten ayrılış gerekçelerini anlattığı açıklamasında “Hamas küçüklüğümden beri parçam oldu. Hamas’ta büyüdüm ve orada çalıştım. Ancak yozlaşmayı görünce terk ettim” dedi.
Yusuf, Hamas'ı Türkiye'nin ve İran'ın güdümüne girmekle itham ediyor. "Örgüt, Filistin halkının çıkarları için çalışmıyor" diyen Suheyb Yusuf, "Filistin davası için değil, yabancı bir gündem için çalışıyorlardı. Bilgiyi maddi yardım karşılığında İran'a satıyorlar ve gelen para sivil toplum kuruluşları adı altında bankalara aktarılıyor” ifadelerini kullandı.
"Gelişmiş güvenlik merkezlerine sahipler ve gelişmiş dinleme donanımları kullanıyorlar. Ayrıca Ramallah’taki liderlere güvenmiyorlar, karmaşık donanım ve yazılımlar kullanıyorlar, bazı insanlar bu alanda uzman” diyen Suheyb, İsrail’in de telefonlarının dinlendiğini ancak bunun hakkında konuşmak istemediğini belirtti.
Suheyb Yusuf, 2010 yılında İslam’dan çıkarak İsrail istihbaratı Şin-Bet için çalışan Musab’ın kardeşi. İsrailliler Musab’a “Yeşil Prens” adını takmışlar. Ancak Suheyb kardeşinden farklı olarak hala Müslüman olduğunu söylüyor.
Suheyb, yaşadığı şehirde namaz kılıp Kur’an okuyor ve insanlara Gazze’deki problemlerin başka bir şeyden değil yalnızca Hamas’tan kaynaklandığını anlatıyor.
Musab Yusuf da Hamas için çalıştıktan sonra 2010 yılının başlarında Hristiyan olduğunu açıklamış ve bu durum ailesi ve örgüt içinde büyük öfke yaratmıştı.
Filistinlilerin, Hamas’ın ilk kurucularından ve köklü bir aileye mensup bir babanın çocuğu olan Musab’ın Batı Şeria’da Hristiyan olduğu bilgisine inanmaları zaman aldı.
O esnada Şarku’l Avsat Suheyble bir görüşme gerçekleştirmiş, bu konuda Suheyb şunları söylemişti: “Biz herkesten daha fazla şok olduk. Akrabalar ve toplum tarafından baskı altındayız. Toplumun bu konularda tutumunu biliyorsunuz. Tekrarlanan sorular yoruyor. Bu konuda hesabı Allah’a bırakıyoruz.” O görüşmede Suheyb kardeşinin Hamas'la ilgili eleştirilerine sert bir karşılık vermemiş, yalnızca şunu söylemekle yetinmişti: “Bu onun siyasi görüşleri, bana Hamasla ilgili hapishanede söylediği şeyler doğruydu ancak bu durum basına açıklaması için mazaret değil.”
Ancak bugün Suheyb, kardeşinden daha fazla Hamas’a saldırıyor. Babasının sağ kolu olarak ikinci intifadanın çok şiddetli olduğu yıllarda İsrail lehine on yıl Şin-Bet için çalışan Musab’ın kendini etkilemediğini söyleyen Suheyb, "ben onun aksine bir gün bile Hamas’a ihanet etmedim, İsrail lehine çalışmadım” dedi. Kardeşinin ihanetinden sonra araştırıldığını İsrail ile hiçbir ilgisinin olmadığı görüldükten sonra Hamasla ilişkisini sürdürülmesine izin verildiğini belirtti.
Suheyb, Hamas'ın Türkiye’de çocuklar da dahil olmak üzere Batı Şeria’da İsrail karşıtı eylemler yapmak için adam topladığını iddia ediyor. İsrail Kanal 12'den Ohad Hemo ile yaptığı röportajda, Hamas'ın Batı Şeria’daki saldırılarının amacının Yahudilerden nefret etmeleri bile olmadığını, orada sivil insanları öldürerek Gazze’deki krizi Batı Şeria’ya da taşıyabilecekleri mesajı göndermek olduğunu ifade ediyor.
Konumunu daha da netleştirmek için Hamas liderlerinin Gazze’de insanlar sıkıntı içindeyken nasıl refah içinde yaşadıklarını anlatan Suheyb Yusuf şunları söyledi: “En iyi restoranlarda yemek yiyorlar ve Türkiye’nin en lüks semtlerinde yaşıyorlar. Gazze’de bir aile 100 dolarla yaşamaya çalışırken onlar garsona 100 dolar veriyor.”
Tahmin edilebileceği gibi Hamas bu iddialarla ilgili bir açıklama yapmadı ve sessizliği tercih etti.
Suheyb Yusuf, babasıyla ilişkilerinin iyi olduğunu ve açıklamalarından dolayı babasının hissedeceklerinden endişe ettiğini ancak kendisini gerçeği açıklamak zorunda hissettiğini söyledi.
Hamas tarafından ölümle tehdit edildiğini söyleyen Suheyb Yusuf onlardan korkmadığını belirterek, “Hamas beni şehit etmek isterse şehit olacağım. Onlar için adam öldürmek kolaydır. Zalim olmaktansa kurban olmayı tercih ederim” dedi.
Suheyb Yusuf'un açıklamaları Filistin kamuoyunda büyük tepki çekti ve Hamas, muhalifleri tarafından yapılan açıklamalar sebebiyle eleştirilere maruz kaldı.
Televizyon görüşmesi sırasında Suheyb Yusuf, sık sık Yahudilerle hiçbir sorunu olmadığını belirterek, “biz Müslümanız siz de "Ehl-i Kitab"sınız, size karşı bir düşmanlık hissetmiyoruz” ifadelerini kullandı.



Sudan'da savaş mağdurları için yeni bir kamp: Tavile

TT

Sudan'da savaş mağdurları için yeni bir kamp: Tavile

Sudan'da savaş mağdurları için yeni bir kamp: Tavile

Sudan'ın batısındaki Kuzey Darfur'da bulunan Tavile kasabası, Sudan ordusu ile Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) arasındaki son çatışmaların ardından el-Faşir şehri, Zemzem ve Ebu Şuk kamplarından bombardımandan kaçan binlerce yerinden edilmiş insanın akın etmesiyle savaş mağdurları için yeni bir kampa dönüştü.

Yerinden edilmiş kişilerin işleriyle ilgilenen yerel bir gönüllü kuruluş olan Mülteciler ve Ülke İçinde Yerinden Edilmiş Kişiler Genel Koordinasyon Komitesi'ne göre Tavile bölgesi, yerinden edilmiş kişilerin açıkta, son derece kötü koşullarda, yiyecek, içme suyu ve hatta battaniye olmadan kalabalık bir şekilde bulunmaları nedeniyle ciddi bir baskı altında.

Şarku’l Avsat’a konuşan Komite Sözcüsü Âdem Rical şu ifadeleri kullandı: “Şu anda acil müdahalelere ihtiyaç duyulması nedeniyle bölgede olağanüstü hâl ilan etme sürecindeyiz. En büyük zorluk, temel hizmetlerin ve yaşam için gerekli malzemelerin eksikliği ve binlerce kişi şu anda açıkta olduğu için çadır gibi barınma malzemelerinin sağlanmasıdır. El-Faşir ile Zemzem ve Ebu Faruk kamplarını bu zor koşullarda terk edebilen siviller, sadece giydikleri kıyafetlerle, bazıları hayvanların çektiği ilkel arabalarla ve her şeye muhtaç bir şekilde, kendilerine yardım etmek için sınırlı bir yerel gönüllü müdahalenin ortasında kaldılar.”

Yerinden edilmeye giden yolda yaşanan trajediler

Rical, yerinden edilmiş kişilerin, yerlerinden edilmelerine giden yolda acı ve korkunç koşullar yaşadıklarını ve ‘HDK’ye bağlı bazı silahlı adamlar tarafından çeşitli ihlallere, cinayetlere ve hırsızlıklara maruz kaldıklarını’ bildirdiklerini söyledi. Rical, “İfadelerinde bize aşırı açlık ve susuzluk nedeniyle çok sayıda ölüm yaşandığını ve bazı çocukların yerinden edilme yolculuğu sırasında ebeveynlerini kaybettiğini anlattılar” dedi.

Mülteciler ve Ülke İçinde Yerinden Edilmiş Kişiler Genel Koordinasyon Komitesi’nin verilerine göre Tavile, nisan ayı başında el-Faşir ve çevresindeki kamplarda yeniden başlayan şiddetli çatışmalardan bu yana 281 binden fazla yerinden edilmiş kişiyi kabul etti. Bölgede yaşayanlarla birlikte toplam sayı bir milyondan fazla kişiye ulaştı.

Tavile, Kuzey Darfur eyaletinin başkenti el-Faşir'in yaklaşık 65 kilometre batısında yer alıyor. El-Faşir ülkenin batısında Sudan ordusu tarafından kontrol edilen son büyük şehir ve bir yıldan uzun bir süredir HDK tarafından kuşatılmıştı.

Komite Sözcüsü Âdem Rical, “Tavile’de güvenlik durumu istikrarlı, ancak insani ihtiyaçlar yerel halkın, ulusal insani yardım kuruluşlarının ve buradaki yetkililerin kapasitesinin ötesinde” dedi.

Rical, yerel toplum liderlerinin yerinden edilenlere yardım sağlamak için girişimler başlattığını, ancak sayılarının çok fazla olması ve giderek artması nedeniyle ihtiyaçları yeterince karşılayamadıklarını söyledi.

frgtyu
HDK'nin 15 Nisan'da Kuzey Darfur'daki yerinden edilmiş kişiler için kurulan Zemzem Kampı’na düzenlediği saldırının ardından binlerce kişi bölgeden ayrılmak zorunda kaldı. (Reuters)

Rical, Tavile'nin el-Faşir ve çevresindeki kamplardan yerinden edilmiş insanları kabul eden bir nokta haline geldiğini ve önemli bir kısmının Cebel Marra'daki Fanga, Golo ve Nertiti'deki diğer komşu bölgelere kaçmaya devam ettiğini söyledi. Yerel halk ve ulusal kuruluşların yanı sıra gönüllü acil servisler, yerinden edilenlere yardım etmek için mısır unu, bakliyat, içme suyu ve battaniye sağlıyor. Ancak bu yardım, el-Faşir ile Zemzem ve Ebu Şuk kamplarından çok sayıda kişinin ihtiyaçlarını karşılama konusunda sınırlı kalıyor.

El-Faşir acı çekiyor

Şarku’l Avsat'a konuşan çeşitli kaynaklara göre, Zemzem Kampı sakinlerinin yaklaşık yüzde 70'i, yüzlerce sivilin öldürülmesi ve yaralanmasıyla sonuçlanan HDK'nin son saldırısının ardından Tavile bölgesine ve eyaletteki diğer bölgelere göç etti. Kaynaklar, el-Faşir'de, Zemzem ve Ebu Şuk kamplarında kalanların gıda, içme suyu ve ilaç sıkıntısı nedeniyle çok kötü insani koşullarla karşı karşıya olduklarını söyledi. Aynı kaynaklar, Sudan ordusu ve müttefik silahlı mücadele hareketlerinin ortak gücünün, el-Faşir'den ayrılmalarını engellemek için ailelerin önüne engeller koymaya devam ettiğini, askeri operasyonların ve karşılıklı topçu atışlarının artmasına ve şehir üzerindeki uzun süreli kuşatma nedeniyle yiyecek ve içme suyu elde etmenin zorluğuna rağmen onları tehdit altında kalmaya zorladığını belirtti.

Mülteciler ve Ülke İçinde Yerinden Edilmiş Kişiler Genel Koordinasyon Komitesi bu hafta başında, Sudan ordusunun askeri istihbaratının Ebu Şuk Kampı’ndaki onlarca gönüllü lider ve aktivisti HDK ile iş birliği yaptıkları suçlamasıyla tutukladığını açıkladı.

Şarku’l Avsat tarafından elde edilen bilgilere göre Çad ile olan Adre Sınır Kapısı, Tavile'de yeni yerinden edilmiş insanlara insani yardım ulaştırılması için açıldı. Çeşitli kaynaklara göre, son birkaç gün içinde gıda maddeleri, ilaçlar ve barınma malzemeleri yüklü birçok tır bölgeye geldi, ancak çok sayıda yerinden edilmiş insan nedeniyle bu yardımlar yetersiz kalıyor.

Mülteciler ve Ülke İçinde Yerinden Edilmiş Kişiler Genel Koordinasyon Komitesi, Tavile bölgesinde acil durum ilan etmek üzere olduğunu bildirerek, uluslararası ve yerel kuruluşları Kuzey Darfur'dan gelen binlerce yerinden edilmiş kişinin hayatını kurtarmak için acilen harekete geçmeye çağırdı.