Menbiç: YPG ile Türk güçler arasındaki gerilim hattı

Menbiç Askeri Meclis binası (İndependent)
Menbiç Askeri Meclis binası (İndependent)
TT

Menbiç: YPG ile Türk güçler arasındaki gerilim hattı

Menbiç Askeri Meclis binası (İndependent)
Menbiç Askeri Meclis binası (İndependent)

Türkiye’nin, Suriye’nin Halep iline bağlı Menbiç ilçe merkezine doğru ilerleme yönündeki çabaları sürüyor. Son olarak Sacur nehri hattında konuşlanan Türk askerleri, bölgede ABD güçleri ile devriyeye atmıştı.
Türkiye’nin terör örgütü olarak tanımladığı PYD/YPG güçlerinin kontrolündeki Menbiç’i ele geçirmek için çabaladığı bildirildi.
Güvenilir kaynaklardan edinilen bilgiye göre, Sacur nehrinin güneyindeki Avn El Dadat köyünde Menbiç’teki YPG’li güçler ile Fırat Kalkanı güçleri arasında son iki gündür çok şiddetli çatışmalar yaşanıyor.
Menbiç Askeri Meclisi’nden askeri bir kaynak, Fırat Kalkanı güçlerinin Salı gününden bu yana Menbiç’in kuzeyindeki YPG’li güçlere ait askeri noktalara saldırılar düzenlendiğini aktardı.
Kaynak, çatışmalarla eş zamanlı olarak ABD uçaklarının herhangi bir noktayı hedef almadan yalnızca keşif uçuşları yaparak bölgede gerilimin daha da tırmanmasını engellemeye çalıştığını ifade etti.
Menbiç’te güvenlik önlemleri
Menbiç’teki yerel kaynaklar, YPG'ye bağlı Menbiç Askeri Meclisi’nin şehir içinde güvenlik önlemlerini üst düzeye çıkardığını belirtiyor. Kaynaklar, bu kapsamda Perşembe günü meclisin aldığı kararla motosiklet kullanımının şehir içinde yasaklandığını ifade ettiler.
Güvenilir bir kaynaktan edinilen bilgiye göre ise motosikletin tamamen yasaklanmasından ziyade güvenlik noktalarına yakın mesafeden geçişlerine izin verilmemesi yönünde bir kararın çıktığını söyledi. Gözlemciler, söz konusu önlemin iki gün önce 5 kişinin hayatını kaybettiği Suveyda şehrindeki motosikletli intihar saldırısıyla ilişkili olabileceğine dikkat çektiler.
Taahhütlere bağlılık
Independent Arabia’dan Mustafa Rüstem’in haberine Türkiye, Washington ve Ankara arasında kararlaştırılan Menbiç yol haritası taahhütlerini yerine getirmesi hususunda ABD’ye yönelik baskısını sürdürüyor. 
Savunma Bakanı Hulusi Akar, son olarak Brüksel’de düzenlenen NATO Savunma Bakanları toplantısında ABD’nin Suriye Özel Temsilcisi James Jeffrey ile bir araya geldi. Akar’ın görüşme sırasında Washington yönetiminin Menbiç’le ilgili taahhütlerini gündeme getirerek, bunların hayata geçirilmesi talebini yinelediği belirtildi.
2018 yılında Washington ve Ankara arasında imzalanan yol haritası, YPG’li güçlerin Menbiç’ten tamamen çekilmesi ve yerel bir meclis oluşturulana kadar şehirdeki güvenliğin ortak şekilde kontrol edilmesini öngörüyordu.
Menbiç, 2012’de rejimin kontrolünden çıkarak herhangi bir örgüte ve güce bağlı olmayan ve dinamiklerini yerel halkın oluşturduğu bir meclis tarafından yönetildi. Şehrin yönetimi, 2014 yılında DEAŞ’ın kontrolüne geçti. YPG’nin ana omurgasını oluşturduğu Suriye Demokratik Güçleri (SDG) ile ABD’nin liderliğindeki Uluslararası Koalisyon güçleri Ağustos 2016’da başlattığı operasyonla Menbiç kentinde denetimi sağlamıştı. Ankara, terör örgütü kapsamında değerlendirdiği YPG unsurlarının Arap nüfusunun yoğunlukta olduğu Menbiç ilçesini terk etmesini talep ediyor. ABD yönetimi uzun bir süredir Türkiye destekli güçlerin ilçeye askeri operasyon düzenlenmesine karşı direniyor. Gözlemciler, ABD yönetiminin Menbiç’i Ankara’ya karşı bir baskı unsuru olarak kullandığı görüşünde.



Aden limanında silah sevkiyatı ele geçirildi

Geçtiğimiz yıl Aden limanındaki bir kargo gemisine Husi güçleri tarafından saldırı düzenlendi. (Reuters)
Geçtiğimiz yıl Aden limanındaki bir kargo gemisine Husi güçleri tarafından saldırı düzenlendi. (Reuters)
TT

Aden limanında silah sevkiyatı ele geçirildi

Geçtiğimiz yıl Aden limanındaki bir kargo gemisine Husi güçleri tarafından saldırı düzenlendi. (Reuters)
Geçtiğimiz yıl Aden limanındaki bir kargo gemisine Husi güçleri tarafından saldırı düzenlendi. (Reuters)

Dün (salı), güvenlik ve yargı kurumları ile Yemen Cumhurbaşkanlığı'na bağlı bir komitenin ortak çalışmasıyla, şüpheli casus yazılım ve insansız hava aracı (İHA) sevkiyatını ele geçirmek ve el koymak için Aden limanında bir operasyon başlatıldı. Bu operasyon, Birleşmiş Milletler'in (BM) Husiler, El Kaide ve Somali'deki eş-Şebab örgütü arasında bir silah kaçakçılığı ağı kurulduğunu ortaya koyan raporunun yayınlanmasıyla eş zamanlı olarak gerçekleştirildi.

Aden'deki yerel kaynaklar, limandaki serbest bölge güvenlik yönetiminin geçtiğimiz günlerde savcılığa, konteynerlerin içinde gizlenmiş, İHA’lar için gerekli ekipman ve parçalar ile jet motorları içeren bir sevkiyatın tespit edildiğini bildirdiğini ve savcılığın, gerekli önlemleri almak üzere terörle mücadele birimiyle birlikte olay yerine intikal ettiğini belirtti.

Kaynaklar, sevkiyatın serbest bölge güvenlik idaresi tarafından yapılan rutin denetimler sırasında keşfedildiğini ve sevkiyatla birlikte kaynağını veya varış yerini belirten herhangi bir resmî belge bulunmadığını açıkladı.

Resmi makamlar ve kurumlar, silah sevkiyatının Husilere ait olduğu ve İran'dan kaçak olarak çok sayıda silah ve askeri teçhizat aldığı tahminleri nedeniyle, sevkiyatla ilgili herhangi bir ayrıntı vermeyi reddetti.

sdfrgty
Yemenli güçler tarafından ele geçirilen ve Husi milislerine gönderilmek üzere olan İran silahlarının bir kısmı (EPA)

Kaynaklar, sevkiyatın açık denizde ele geçirildiğini yalanlayarak, sahte belgeler ve prosedürler yoluyla resmi olarak limana girip denetlenmeden ülkeye sokulmaya çalışıldığını, ancak güvenlik güçlerinin ve liman yönetiminin uyanıklığı sayesinde bunun engellendiğini belirtti.

Birkaç hafta önce, Yemen Ulusal Direniş Güçleri, ülkenin batı kıyısında, Kızıldeniz'deki Haniş Adası yakınlarında, Husi milislerine gönderilmek üzere olan 750 ton ağırlığında ve çeşitli askeri teçhizat içeren büyük bir İran silah sevkiyatını ele geçirdi.

Kaçakçılık için üçlü iş birliği

Benzer bir bağlamda, BM'nin yakın tarihli bir raporunda, Yemen ve Doğu Afrika arasında, Yemen'deki Husiler, Arap Yarımadası'ndaki El Kaide ve Somali'deki eş-Şebab örgütü lehine faaliyet gösteren gizli bir silah kaçakçılığı ağının ifşa olduğu ortaya çıktı.

sdfgrtyu
BM raporları, Husileri Arap Yarımadası'ndaki El Kaide örgütü ve Somali'deki eş-Şebab hareketiyle ilişkilendiriyor. (Reuters)

BM'nin yaptırımları izleme ve analiz destek ekibi tarafından hazırlanan ve geçtiğimiz temmuz ayında BM Güvenlik Konseyi'ne sunulan DEAŞ ve El Kaide örgütleri hakkındaki 36’ncı raporda, Somali vatandaşı Abdurrezzak Hasan Yusuf'un Yemen'deki Husi milisleri ile Somali'deki El Kaide örgütünün bir kolu olan eş-Şebab hareketi arasında silah nakliyesini kolaylaştırdığı belirtildi.

Rapora göre Yusuf, Husilere bağlı Yemenli silah kaçakçısı Ebu Kemmam ile iş birliği yapıyor. Rapor, 14 Aralık ile 22 Haziran tarihleri arasındaki dönemi kapsıyor.

Raporda, eş-Şebab hareketinin silah kapasitesini güçlendirmeye öncelik vermeye devam ettiği ve operasyonel fonlarının yaklaşık dörtte birini Yemen'deki Husiler ve El Kaide örgütünden silah satın almak için ayırdığı ifade edildi.

Husiler tarafından hareketin savaşçılarının eğitilmesi ve iki grup arasında silah alışverişi yapılmasıyla iki taraf arasındaki sürekli ilişki güçlendiriliyor.

scdfgrthy
BM raporları, Somali'deki eş-Şebab hareketinin savaşçılarının Husi uzmanlar tarafından eğitildiğini belirtiyor. (Getty Images)

Raporda ayrıca, Husiler ile Arap Yarımadası'ndaki El Kaide örgütü arasında, Ebu Salih el-Ubeydi adlı bir silah tüccarı ve kaçakçısı aracılığıyla silah kaçakçılığı ve ticaretinin devam ettiği ortaya çıktı.

El-Ubeydi, ülkenin doğu sınırındaki el-Mehra vilayetinden, meşru hükümetin kontrolündeki Marib vilayetine (Sana'nın doğusu) ve Husilerin kontrolündeki el-Cevf'e (kuzeydoğu) kadar faaliyet gösteren kaçakçılarla eşgüdüm ve iş birliği içinde, iki taraf arasında İHA ve silah taşımacılığı yapan en önemli isimlerden biri olarak değerlendiriliyor.

El Kaide'nin faaliyetlerinin yeniden başlaması

Söz konusu vilayetler arasındaki çöl alanları, bir yandan El Kaide örgütünün faaliyetleri, diğer yandan Husilere silah kaçakçılığı için uygun bir ortam oluşturuyor. Bu alanlar geniş, nüfusu az ve güvenlik güçlerinin kontrolü ve etkisinden uzak. Husiler, geçtiğimiz yıllarda Yemen hükümetinin kontrolündeki bölgelerdeki hücrelerle iş birliği yaparak bu alanları kullanmayı başardı.

7ı8o
Arap Yarımadası'ndaki El Kaide örgütünün yeni emiri Saad bin Atıf el-Evlaki (X)

El-Ubeydi, muhtemelen bu çöl bölgelerinde faaliyet gösteren en önemli isim; Husilere silah ve çeşitli teçhizat kaçakçılığı yapıyor ve El Kaide ile iş birliği yapıyor.

BM raporunda, Husiler ile El Kaide'nin Yemen şubesi arasında deniz kaçakçılığı operasyonlarını yönettiği iddia edilen Mısırlı Ebu Selman'dan da bahsedildi.

Raporda, Husiler ve El Kaide arasındaki ilişkinin, açık düşmanlığa rağmen, bu ilişkiyi besleyen bir ortam ve bu iş birliğini kolaylaştırmada merkezi bir rol oynayan yerel aracılar ve ‘fırsatçı ittifak’ olarak nitelendirilen unsurlar sayesinde devam ettiği belirtildi.

Rapor, El Kaide'nin yeni emiri Saad bin Atıf el-Evlaki'nin, Mart 2024'teki atamasından bu yana, El Kaide'nin Arap Yarımadası'ndaki kabiliyetlerini geliştirmek, yeniden yapılandırmak, savaşçılarının yaşam koşullarını iyileştirmek ve sızma operasyonlarını sınırlamak için çalıştığını duyurdu. Bu sayede otoritesi güçlendi ve dış operasyonlara hazırlanan örgütün yapısına uyum ve dayanıklılık kazandırıldı.

dfghyju
Husi milisleri, kendi ürettiklerini iddia ettikleri bir füzeyi sergiledi. (AFP)

Örgüt, son zamanlarda Somali'deki eş-Şebab hareketinden destek almaya devam ederken, Yemen'de genellikle aşiret ağları aracılığıyla gerçekleştirilen kaçırma eylemleri ve yatırımlar sayesinde mali durumlarında hafif bir iyileşme kaydetti.

Raporda, örgütün bölgenin güvenliği ve istikrarı için halen ciddi bir tehdit oluşturduğu ve İsrail'in Gazze Şeridi'ndeki savaşını ‘Filistin'i özgürleştirme yolu’ adı altında geniş çaplı bir eleman toplama operasyonu başlatmak için kullandığı uyarısında bulunuldu.

El-Evlaki, geçtiğimiz haziran ayında Batı'ya karşı saldırılar düzenlenmesi için kışkırtıcı bir video kaydı yayınlamıştı.