İran halkı nükleer program için ağır bir bedel ödüyor

Tahran sokaklarında gezen İranlılar (Reuters)
Tahran sokaklarında gezen İranlılar (Reuters)
TT

İran halkı nükleer program için ağır bir bedel ödüyor

Tahran sokaklarında gezen İranlılar (Reuters)
Tahran sokaklarında gezen İranlılar (Reuters)

İran’ın, 2015 yılında imzalanan anlaşmada öngörülen uranyum zenginleştirme oranını artırarak ABD’ye meydan okumaya devam etme kararı, İranlıların uzun vadede kriz yaşayacakları yönündeki endişesini arttırıyor.
İran tarafından yapılan son açıklamada, uranyum zenginleştirme seviyesini anlaşmada izin verilenden daha yüksek orana çıkardığı ifade edildi.
2015 yılında nükleer anlaşmadan tek taraflı olarak çekilen Trump, Mayıs ayından bu yana İran'ı ana gelir kaynağı olan petrol ihracatından tamamen mahrum bırakmak için yaptırımları artırdı.
İran'ın Babolser şehrinde yaşayan ev hanımı Firuza (43), Reuters’a telefon ile verdiği demeçte, “Evet, yaptırımlar nedeniyle yaşam zor. Bu nükleer programın bedelinin İran halkı için ağır olduğunu düşünüyorum. Ama sebebi ne olursa olsun, ülkemin saldırıya uğramasına da karşı çıkıyorum. Ben İran rejiminin destekçisi değilim ancak yaptırımlar liderleri değil insanları incitiyor” dedi.
Firuze, diğer İranlılar gibi hassasiyetleri nedeniyle Reuters’a soyadını vermedi.
İki ülke arasındaki gerilim askeri bir boyut da aldı.
Washington, Tahran'ı petrol tankerlerine saldırmakla suçladı, İran ise ABD’ya ait bir insansız hava aracını (İHA) düşürdü.
Dünya güçleriyle imzalanan nükleer anlaşma kapsamında, nükleer programında yapacağı kısıtlamalar karşılığında küresel ticaret anlaşmalarına girebilmesi için İran’a yönelik yıllardır yürürlükte olan yaptırımlar kaldırıldı.
Ancak İran, Trump anlaşmadan çekilmeye karar verene kadar bu durumdan herhangi bir fayda elde etmedi.
Uluslararası Para Fonu (IMF) Nisan ayında yaptığı açıklamada, İran ekonomisinin art arda iki yıl küçülebileceği ve enflasyonun yüzde 40'a ulaşabileceğini belirtti.
Ekmek, yağ ve diğer maddelerin fiyatlarında önemli artışlar görülürken, İran riyalinin devalüasyonu, bazı küçük fabrikaların  yüzde 60'ından fazlasını hammadde kıtlığı ve mali zorluklar nedeniyle kapanmaya zorladı.
Şiraz’da ilkokul öğretmeni olan Kurban Ali Hüseyin, “Yaşam çok pahalı. Fiyatlar hemen hemen her gün artıyor. Maaşım yaklaşık 200 dolar ve iki çocuğum var. Üç işte çalışıyorum ama ailemin ihtiyaçlarını karşılamakta zorlanıyorum” diyerek içinde bulundukları zor şartları anlattı.
İranlı liderlerin politikalarını eleştiren Soruş adlı İranlı ise, “Normal bir hayat yaşamak istiyorum. Üniversite diplomam var ama işsiz, çaresiz ve üzgünüm. Şimdi yaşanan bu gerginlik ile daha kötümser hissediyorum” ifadelerini kullandı.
İranlı yetkililere göre toplam işgücünün yüzde 15'i işsiz.
Yönetimdeki din adamları, yaptırımların İran’ın gücünü arttıracağını savunuyor.
İran’ın dini lideri Ali Hamaney’i destekleyen bazı İranlılar da bu mantığı güdüyor.
Ancak diğer taraftan birçok İranlı, her iki ülkedeki liderliğin yol açtığı çatışmalardan artık bıktıklarını söylüyor.
Buşehr’de emekli lise öğretmeni olan Nira Sadakat ise (56), "ABD ve İran'da siyasi liderler. Barış içinde yaşamamıza izin vermeniz için size yalvarıyorum" dedi.



Çin yapay zekayla “yumuşak gücünü” artırıyor

Çin ve ABD arasındaki yapay zeka yarışı kızışıyor (Reuters)
Çin ve ABD arasındaki yapay zeka yarışı kızışıyor (Reuters)
TT

Çin yapay zekayla “yumuşak gücünü” artırıyor

Çin ve ABD arasındaki yapay zeka yarışı kızışıyor (Reuters)
Çin ve ABD arasındaki yapay zeka yarışı kızışıyor (Reuters)

Çin yapay zeka yarışında öne geçmek için milyarlarca dolarlık yatırım yapıyor.

Çinli firmalar, 10 yılı aşkın süredir yapay zeka, elektrikli araç ve güneş panelleri gibi stratejik sektörlerde yerli üretimi artırmaya çalışıyor.

New York Times, Çinli şirketlerin Pekin yönetiminin sağladığı fonlarla özellikle yapay zeka alanında ABD’li firmaları geçmek için yatırımları artırdığını yazıyor. 

ABD’de yapay zeka altyapısının büyük ölçüde özel sektör yatırımlarıyla geliştiğine, Çin’deyse veri merkezleri, sunucular ve yarı iletkenler gibi kritik altyapıların devlet tarafından finanse edildiğine dikkat çekiliyor.

Pekin yönetimi, 2014’ten bu yana sadece yarı iletken sanayisine 100 milyar dolar yatırım yaptı. 

Bu yıl nisanda alınan kararla, yeni yapay zeka girişimlerine destek için 8,5 milyar dolarlık fon ayrıldı. 

Bunlara ek olarak ABD merkezli OpenAI ve Google ücretli, kapalı sistemler sunarken, Çinli firmalar açık kaynak sistemlerle dünya genelindeki mühendislerin ilgisini çekmeyi hedefliyor.

Alibaba, ByteDance, Huawei ve Baidu gibi büyük Çinli şirketler, son bir yılda üst düzey açık kaynak modeller yayımladı. Bu stratejiyle sadece teknik ilerleme değil, küresel nüfuz artışı da hedefliyor.

Yapay zeka teknolojilerine yatırım yapan ABD merkezli serbest yatırım fonu Interconnected Capital'in kurucusu Kevin Xu, şunları söylüyor: 

Açık kaynak, teknolojik anlamda yumuşak güçtür. Teknolojinin Hollywood’u veya Big Mac'i gibidir.

Diğer yandan analizde, devlet yönlendirmesinin baskın olması nedeniyle yapay zeka sektörünün bazı teknolojik değişimlere adaptasyonunun geciktiğine dikkat çekiliyor. Çinli şirketlerin uzun süre yüz tanıma gibi geleneksel yapay zeka sistemlerine odaklandığı, üretken yapay zeka modellerindeki sıçramalara ilk etapta yetişemediği aktarılıyor. 

Analizde, iki ülke arasındaki rekabetin ideolojik bir boyutu olduğu değerlendirmesi de paylaşılıyor. Popüler yapay zeka destekli sohbet botlarından ChatGPT’yi tasarlayan OpenAI’ın kurucusu Sam Altman, Amerikan ve Çinli şirketler arasındaki rekabeti “demokratik ve otoriter yapay zeka” mücadelesi gibi gördüğünü söylemişti. 

Independent Türkçe, New York Times, Washington Post