Çin, ABD’den Tayvan'a silah satışını iptal etmesini istedi
Anlaşma, M1A2T tankları ve Stinger füzelerini kapsıyor (Arşiv- Reuters)
Pekin/ Şarku'l Avsat
TT
TT
Çin, ABD’den Tayvan'a silah satışını iptal etmesini istedi
Anlaşma, M1A2T tankları ve Stinger füzelerini kapsıyor (Arşiv- Reuters)
Çin’den bugün ABD’ye yapılan çağrıda Tayvan'a 2,2 milyar dolarlık silah satışını durdurması istendi. Tayvan’ın, 2,2 milyar dolar karşılığında Amerikan M1A2T Abrams tankları ve Stinger füzeleri alması öngörülüyor.
Çin Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Geng Şuang, Tayvan’ı resmi olarak tanımadığını hatırlatarak ABD’yi ‘Tek Çin’ politikasına saygı duymaya çağırdı. Bu hamleyi iç işlerine müdahale olarak belirten Pekin yönetimi Çin’in egemenlik ve güvenlik çıkarlarının hedef alındığını kaydetti.
ABD Dışişleri Bakanlığı bir süre önce Tayvan'a tank, Stinger füzesi ve yaklaşık 2 milyar dolar değerinde silah satmayı içeren bir anlaşma yapmayı kabul etmişti. Bu karar, Tayvan’ı topraklarının bir parçası olarak kabul eden Çin’i rahatsız etti.
Bloomberg haber ajansına göre ABD Savunma Bakanlığı Savunma Güvenliği İşbirliği Ajansı’ndan dün yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi:
“Bu anlaşma önerisi, karşı tarafın silahlı kuvvetlerini modernize etme ve güvenilir bir savunma yeteneği sağlama konusundaki çabalarını destekleyen ABD'nin ulusal, ekonomik ve güvenlik çıkarlarına hizmet edecek. Önerilen anlaşma, yararlanan tarafın güvenliğinin artırılmasına ve bölgedeki siyasi istikrarın, askeri dengenin ve ekonomik ilerlemenin korunmasına yardımcı olacak.”
Çin Dışişleri Bakanlığı, geçen ay ABD’yi uyararak satışı iptal etmesini istemiş, kararın ‘oldukça hassas ve zarar verici’ olduğunu bildirmiti. Çin, kendi toprakları olduğunu ileri sürdüğü Tayvan’ın gerekirse güç kullanarak tekrar ülkeye bağlanması gerektiğini savunuyor.
Anlaşmaya göre Tayvan’ın 2,2 milyar dolar karşılığında 108 adet Amerikan M1A2T Abrams tankı ve 250 Stinger füzesi alması öngörülüyor.
Hizbullah destekçileri, geçtiğimiz kasım ayında eski Hizbullah lideri Hasan Nasrallah'ın öldürüldüğü yerde toplandı (Reuters)
İsrail basını, geçtiğimiz eylül ayında eski Hizbullah Genel Sekreteri Hasan Nasrallah'a düzenlenen suikastla ilgili yeni bilgiler yayınladı. Söz konusu bilgilere göre Amerikalılar operasyondan haberdar olduklarında çok öfkelenirken ‘İsrail'in kendilerini aptal yerine koyduğunu’ söylediler, fakat operasyonu engellemeye çalışmadılar. İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun uzun süre tereddüt ettiği, ancak Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu'ndaki konuşmasını bitirdiği anda gerçekleşen operasyonu onayladığı aktarıldı.
Bu haberlerin sonuncusu pazar akşamı yayınlandı. Habere göre İsrail'in eski Washington Büyükelçisi Mike Herzog, Nasrallah'a suikast düzenleme kararının medyada duyulup krize yol açmaması için İsrail hükümetinin ABD yönetimini bilgilendirmesini tavsiye etti. Ancak İsrail'in İbranice yayın yapan resmi televizyonu Kan 11 haberinde, Netanyahu'nun önce Amerikalıları bilgilendirmeye karşı çıktığı, ancak ardından ordu komutanları ile dönemin Savunma Bakanı Yoav Galant'ın ısrarı üzerine geri adım attığı belirtildi.
Kararı dönemin ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı Jack Sullivan'a bildirmek istediğini, ancak Sullivan’ın telefonuna geri dönmediğini belirten Herzog, Sullivan’ın bunu dakikalar sonra öğrendiğinde ise çok öfkelenerek, “Nasrallah'a suikast düzenlemeye hazırlandığınız bir dönemde Lübnan'la ateşkes girişimi ilan etmemize izin vererek bizi garip ve küçük düşürücü bir duruma soktunuz, hatta bizi aptal yerine koydunuz” dediğini aktardı.
Ancak bu açıklama operasyon gerçekleştirildikten sonra yapıldığı için çok geç kalmış gibi görünüyor. Operasyon gerçekleşmeden önce operasyondan haberdar olan ilk ABD'li yetkili dönemin Savunma Bakanı Lloyd Austin idi. Gallant, bunu ona söylemiş ve o da çok öfkelenmişti.
O dönemde Dışişleri Bakan Yardımcısı olarak görev yapan Dan Shapiro'ya göre bu görüşmeyi diplomatik kelimelerle anlatmak zor.
Gallant ise İsrail'in Kanal 13 televizyonuna olayı şu şekilde anlattı:
“Austin'i aradım ve ona ‘Nasrallah'a suikast düzenleyeceğiz’ dedim. O da bana ‘Ne zaman?’ diye sordu. Ona 15 dakika sonra olacağını söyledim. Bundan hoşlanmadı ve öfkeyle, ‘Bu suikastla bölgesel bir savaş başlatabilirsiniz’ dedi. Ben de ona ‘Sayın Savunma Bakanı, bu adam binlerce İsrailliyi ve yüzlerce Amerikalıyı öldürdü’ dedim. Sonra bana ‘Nasrallah’ın orada olacağından emin misiniz?’ diye sordu. Ben de onun orada olacağına dair çok ama çok yüksek derecede inancımız olduğunu söyledim.”
Kanal 13 televizyonuna göre Hizbullah'ın karargâhı yerin 14 katında bulunuyordu. Kanal, İsrail istihbaratının 2006 yılındaki İkinci Lübnan Savaşı'ndan bu yana Nasrallah'a suikast planı hazırladığı, ancak daha büyük bir savaşın fitilini tetiklememek için bunu ertelediği önceki haberleri hatırlattı.
Netanyahu BM Genel Kurul’da konuşurken (Reuters)
Ancak geçtiğimiz eylül ayı sonlarında Nasrallah'ın diğer yetkililerle birlikte karargâhtaki bir toplantıya katılma niyetinde olduğuna dair istihbarat alındı. Şarku’l Avsat’ın Fransız Le Parisien gazetesinden aktardığına göre, bu istihbaratın kaynakları arasında yer alan İranlı bir casusun Nasrallah'ın Lübnan'daki Kudüs Gücü Komutan Yardımcısı Tuğgeneral Abbas Nilfuruşan ile Beyrut banliyölerine ulaştığı ve Hizbullah'ın Hava Birlik Komutanı Muhammed Hüseyin Sarur’un cenazesine katıldıktan sonra banliyölere, özellikle de Haret Hareyk'e gittikleri bilgisini İsrail'e ilettiğini yazdı.
Gazete İsrail ordusunun toplantıdan sadece dört saat önce haberdar olduğunu söylese de İsrail merkezli Kan 11 televizyonu istihbaratın günler öncesinden alındığını, dolayısıyla suikast emrinin İsrail Genelkurmay Başkanı Herzi Halevi, Mossad Şefi Dudi Barnea, Şin Bet Şefi Ronen Bar ve Savunma Bakanı Galant da dahil olmak üzere dönemin tüm güvenlik birimleri başkanları tarafından müzakere edilmiş ve karara bağlanmış olduğunu bildirdi.
Ancak Netanyahu, bunu düşünme süresi istedi. Gallant, Netanyahu'ya birkaç kez yaklaşarak bunun hayatta bir kez ele geçecek bir fırsat olduğunu söylediğini, fakat Netanyahu’nun suikasta izin vermeyi reddettiğini anlattı. Konuşmak için New York uçağına binene kadar Netanyahu’nun peşinden gittiğini belirten Gallant, uçağa vardığında Netanyahu'nun suikasta onay verdiğini, ancak suikastın BM Genel Kurul konuşmasını bitirdikten sonra yapılmasını şart koştuğunu aktardı.
Konuşma New York saatiyle akşam 18.00’da yapılacaktı. Bu yüzden Netanyahu, suikastın saat 18.30'da gerçekleşmesini istedi, Gallant'la dakikalar konusunda pazarlık yaptı. Sonunda 18.20'de tam da Netanyahu’nun kürsüden indiği dakika üzerinde anlaştılar. Askeri sekreteri, Netanyahu’ya üzerinde tek bir kelime, ‘tamamlandı’ yazılı bir kâğıt uzattı.