Avn ve Berri Cebel-i Lübnan krizi sebebiyle bir araya geldi

Cumhurbaşkanı Avn ve Meclis Başkanı Berri, 8 Temmuz’da bir araya geldi (Dalati ve Nahra)
Cumhurbaşkanı Avn ve Meclis Başkanı Berri, 8 Temmuz’da bir araya geldi (Dalati ve Nahra)
TT

Avn ve Berri Cebel-i Lübnan krizi sebebiyle bir araya geldi

Cumhurbaşkanı Avn ve Meclis Başkanı Berri, 8 Temmuz’da bir araya geldi (Dalati ve Nahra)
Cumhurbaşkanı Avn ve Meclis Başkanı Berri, 8 Temmuz’da bir araya geldi (Dalati ve Nahra)

Maruni Hristiyan tabanlı Özgür Yurtsever Hareket (ÖYH) Partisi Genel Başkanı Cibran Basil'in Cebel-i Lübnan ziyareti esnasında 2 korumanın ölümüyle sonuçlanan olayların yargıya taşınması siyasi çevrelerdeki görüşme trafiğini de hızlandırdı.
Bu çerçevede ÖYH'nin kurucu lideri ve Cumhurbaşkanı Mişel Avn, Temsilciler Meclisi Başkanı Nebih Berri ile konuya ilişkin bir görüşmede bulunurken, Avn’ın daha sonra da (Dürzi) Lübnan Demokratik Partisi (LDP) Genel Başkanı Talal Arslan ve Cebel-i Lübnan’da saldırıya maruz kalan Mültecilerden Sorumlu Devlet Bakanı Salih el-Garib ile bir araya geldiği ifade edildi. Aynı şekilde Berri de (Dürzi) İlerici Sosyalist Parti'den eski Bakan Gazi el-Aridi ile bir toplantı düzenledi.
Bakanlık kaynakları, krizin bu hafta Bakanlar Kurulu toplantılarına etki edeceği iddialarını yalanlarken, Şarku’l Avsat’a yaptıkları açıklamada, konuya dair görüşmelerin sürdüğünü belirtti.
Yerel kaynaklar, “Durumun, bir çıkmazla karşılaştığı söylentileri doğru değil. Durum, istişare sürecinde ve başarısızlıkla sonuçlanmadı. Berri, Avn’dan herhangi bir açıklama yapmadan dün (8 Temmuz) Baabda Cumhurbaşkanlığı Sarayı’ndan ayrılan Talal Arslan ve Garib ile düzenleyeceği toplantıların sonuçlarına dair cevaplar bekliyor” ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Avn, Nebih Berri ile geçen hafta Cebel-i Lübnan'ın Aley ilçesine bağlı Kabr Şamun kasabasında yaşanan olaylar başta olmak üzere son gelişmeler ve devam eden temaslar ışığında ülkedeki genel durumu görüştü. Toplantıda, olaylardan kaynaklanan durumu ele almak için harcanan çabaları birleştirme çerçevesinde fikir alışverişi yapıldı. Görüşme sonrasında Berri, herhangi bir açıklamada bulunmazken, gazetecilerin sorusuna da “Sayın Cumhurbaşkanına sabah karşılamasına geldik” demekle yetindi.
Avn-Berri görüşmesine yakın bakanlık kaynakları da Şarku’l Avsat’a yaptıkları açıklamada, Avn’ın ve Berri’nin son günlerde birçok temas gerçekleştirdiğini söyledi. 8 Temmuz’da yapılan toplantıya dikkati çeken kaynaklar, “İki başkanın, Kabr Şamun olaylarından kaynaklanan iç durumu çözmek üzere ilgili taraflara yönelik çabalarını birleştirmesi gerekiyordu” dedi.
Kaynaklar ayrıca, “İki başkanın da çeşitli fikirleri var. Temasların, Başbakan Saad Hariri’nin yurt dışından dönüşü sonrasında tamamlanması bekleniyor. Temsilciler Meclisi Başkanı Berri, bazı verilere sahip. Aynı şekilde Cumhurbaşkanı Avn da bazı verilere sahip. Bu hususlarda görüşme yapıldı” şeklinde konuştu.
Atmosferin sakinleşmesi ve durumu yumuşatmaya yardım etmeyen söylemlerin durdurulması gerektiğini vurgulayan kaynaklar, “Temaslar, Başbakan Hariri yurt dışından döndüğünde devam edip tamamlanacak” dedi.
Avn’ın Arslan ve Garib görüşmeleriyle eş zamanlı olarak Berri de eski Bakan Aridi ile bir araya geldi. Siyasi kaynakların Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamaya göre Temsilciler Meclisi Başkanı, işleri toparlama konusunda ısrarcı. Kaynaklar, Nebih Berri’nin tavrının, işleri gerekli şeyler üzerinde inşa etmek için adli bir soruşturmaya gitme gerekliliği yönünde olduğunu belirtti.
Kaynaklar, “İSP, Yargı Konseyi’ne gitmeye kesinlikle karşı çıkmıyor. Başlangıçta eğer bir pusu, iç barışa tehdit, Garib’e suikast girişimi veya dosyanın Yargı Konseyi’ne taşınmasını gerektiren herhangi bir hipotez varsa adli soruşturmanın tamamlanması gerekiyor” dedi.
Adli soruşturmalar ışığında dosyaları Yargı Konseyi’ne gönderme mekanizmasının var olduğunu söyleyen kaynaklar, “Bu, istenilen yollarla yapılamaz. Çünkü bunun için çoklu şartlar yok” ifadelerini kullandı.
Öte yandan Milletvekili Arslan, dosyanın derhal Yargı Konseyi’ne taşınmasını isterken, 8 Temmuz’da Twitter üzerinden yaptığı açıklamada, “Cebel-i Lübnan'da işlenen cinayetlerin cezasını, iyi ya da kötü niyetlerle ört pas etme yönündeki her türlü girişime karşı” uyarıda bulundu. Talal Arslan, açıklamasında “Herhangi bir çözüm, ancak dosyanın bu suçu ele alabilecek tek geçerli mercii olan Yargı Konseyi’ne taşınmasıyla sağlanabilir. Aksi halde yol, sonuçları bilinmeyen fitneye uzanacaktır” dedi.
Lübnanlı yetkililer de hükümet oturumuna hazırlanırken, durumu sakinleştirmek için siyasi temaslara güveniyor. Bu çerçevede İSP Genel Sekreteri Zafer Nasır, yaptığı açıklamada “Başlangıçta, özellikle de ülkenin maruz kaldığı bu ekonomik koşullarda etkili bir hükümet performansına sahibiz. Ancak Kabr Şamun meselesinde bir komplo var” şeklinde konuştu.
ÖYH’den yetkililer de hükümet eylemini harekete geçirme yönelimlerini dile getirdi. Öyle ki Milletvekili Allan Avn, bir televizyon kanalına yaptığı açıklamada “Bozgunculuğun savunucuları değiliz. Hariri, bunu biliyor. Oturumu bozma niyetimiz yok. Hükümetin mümkün olan en kısa sürede toplanmasını ve Başbakanın bizi görüşmeye davet etmesini umuyoruz. Ancak Hariri, durumu Bakanlar Kurulu’na taşımamak için bir toplantı yapmadan önce ortak bir şekilde sakinlik için çalışıyor” dedi.
(Maruni Hristiyan) Lübnan Kuvvetleri (LK) Partisi, hükümet eyleminin etkinleştirilmesi için baskı yaparken, Başbakan Yardımcısı Gassan Hasbani, Bakanlar Kurulu toplantısının perşembe günü düzenleneceğini, ancak bu aşamada ihtiyaç duyulan gerekli çalışmaları takip etmek için henüz herhangi bir davetin yapılmadığını ifade etti. Hasbani, “Kabr Şamun meselesini, yalnızca Başbakan Saad Hariri’ye dönen toplantı gündemine koyma kararı alındı. Herhangi bir iç bölünmeden kaçınmak için toplantı yapmadan önce konuya dair bir fikir birliği sağlandı” değerlendirmesinde bulundu.
Gassan Hasbani, “Hükümetin, gerginlikleri ve siyasi krizleri körükleyecek bir yer olmaması gerekiyor. Çünkü her gün işlerin bozulması ve ertelenmesi, ekonomik düzeyde daha fazla kayıpla bize geri dönüyor. Bizi, tam bir sosyal ve ekonomik çöküşe sürükleyenler var” dedi.
Cebel-i Lübnan krizi nedir?
Dürzi tabanlı İlerici Sosyalist Parti (İSP) ile (Dürzi) Lübnan Demokratik Partisi (LDP) arasındaki siyasi kriz, 30 Haziran’da Mültecilerden Sorumlu Devlet Bakanı Salih el-Garib’in 2 korumasının öldürülmesi ve 3 korumasının da yaralanması sonrasında tırmandı. Garib, İSP'nin rakibi LDP mensubu.
Saldırı Maruni Hristiyan tabanlı Özgür Yurtsever Hareket (ÖYH) Genel Başkanı Cibran Basil'in bölgeyi ziyareti esnasında Basil'in konvoyuna düzenlendiiği için Cebel-i Lübnan'daki Hristiyan kesimi de krizin bir tarafı yapıyor.
Cebel-i Lübnan ili, başkent Beyrut çevresindeki Lübnan'ın merkezi bölgesini oluşturuyor. 1 milyon 800 bin nüfuslu dağlık bölgenin yüzde 85'i Maruni Hristiyan, yüzde 10'u Dürzi, yüzde 3'ü Şii ve yüzde 2'si Sünnilerden müteşekkil. Krizin yaşandığı Aley ilçesinde ise Dürzi ağırlıklı olmakla birlikte Hristiyan nüfus da bulunuyor.
Lübnan kamuoyu Cebel-i Lübnan'da patlak verecek bir iç çatışmanın tüm ülkeye yayılmasından ve 1975-1990 yıllarında yaşanan iç savaşın tekrarlanmasından endişe ediyor.



Gazze'de iki yıl süren savaşın ardından Noel kutlamaları Beytüllahim'e geri döndü

Batı Şeria'nın Beytüllahim kentinde Noel kutlamaları (AFP)
Batı Şeria'nın Beytüllahim kentinde Noel kutlamaları (AFP)
TT

Gazze'de iki yıl süren savaşın ardından Noel kutlamaları Beytüllahim'e geri döndü

Batı Şeria'nın Beytüllahim kentinde Noel kutlamaları (AFP)
Batı Şeria'nın Beytüllahim kentinde Noel kutlamaları (AFP)

Batı Şeria’nın Beytüllahim kentinde bando takımları, Noel kutlamalarının başlamasıyla birlikte sokaklara indi. Gazze Şeridi’ndeki savaşın gölgesinde geçen ve Hristiyan inancına göre Hz. İsa’nın doğum yeri olan kenti iki yıl boyunca kutlamalardan mahrum bırakan sürecin ardından, bu yıl kentte yeniden hareketlilik gözlendi.

Batı Şeria’nın güneyinde yer alan Beytüllahim, Gazze Şeridi’nde varılan ateşkes anlaşmasının ardından önceki yıllara kıyasla daha canlı bir atmosfere büründü. Ancak Gazze’de yüz binlerce kişi, savaşın ardından yıkılmış evler ve yıpranmış çadırlarda, sert kış koşullarıyla mücadele etmeyi sürdürüyor.

f
Beytüllahim sokaklarında dolaşan bando takımı (AP)

Vatikan’da ise Papa 14. Leo’nun Noel için ilk ayinini, saat 20.30’da Aziz Petrus Bazilikası’nda yönetmesi bekleniyor. Papa, ayin öncesinde dünyada ‘24 saatlik barış’ çağrısında bulundu.

ABD’li Papa, mayıs ayında Papa Franciscus’un vefatının ardından Kardinaller Meclisi tarafından seçilmişti. Önceki papaya kıyasla daha sakin bir üsluba sahip olduğu belirtilen Papa 14. Leo, göç ve sosyal adalet gibi temel konularda Franciscus’un çizgisini sürdürmesiyle dikkat çekiyor.

‘Umut’

Beytüllahim’de Noel kutlamalarına, ünlü Noel ilahilerinin çalındığı davul ve gayda sesleri damga vurdu. Hristiyanlar, çocuklardan yaşlılara kadar, kentin merkezindeki Manger Meydanı’na doğru yürüdü.

Beytüllahim’de yaşayan 17 yaşındaki Milagros Enstas, “Bugün sevinç dolu bir gün, çünkü daha önce savaş nedeniyle kutlama yapamıyorduk” dedi.

Ortadoğu’nun genelinde olduğu gibi kutsal topraklarda da Hristiyanlar azınlık konumunda bulunuyor. İsrail’de Hristiyan nüfus 185 bini, Filistin topraklarında ise 47 bini geçmiyor.

Yüzlerce kişi, Doğuş Kilisesi’ne ve ona açılan meydana çıkan dar Yıldız Caddesi boyunca ilerleyen yürüyüşe katıldı.

Manger Meydanı’nda kalabalık bir topluluk toplanırken, az sayıda izleyici belediye binasının balkonlarından kutlamaları takip etti.

Meydanın ortasında, kırmızı ve altın renkli süslerle bezeli büyük Noel ağacı yer aldı ve alana bayram havası kattı.

y6
Meydanın ortasında, bayram havasını daha da canlı hale getirmek için kırmızı ve altın renkli süslerle donatılmış büyük bir Noel ağacı duruyordu. (AFP)

Doğuş Kilisesi, Hristiyan inancına göre Hz. İsa’nın yaklaşık iki bin yıl önce doğduğuna inanılan bir mağaranın üzerine, 4. yüzyılda inşa edildi.

Beytüllahim’de yaşayan 18 yaşındaki Katiab Amaya ise kutlamaların yeniden yapılmasının, bölgedeki Hristiyan toplumunun varlığı açısından önemli bir sembol olduğunu söyledi.

Amaya, AFP’e yaptığı açıklamada, “Bu, Hristiyanların hâlâ burada olduğunu, kutlama yaptığını ve gelenekleri yaşatmayı sürdürdüğünü gösteren bir umut kaynağı” dedi.

‘Gazze'deki kardeşlerimiz’

Gazze Şeridi’nde yaşanan yıkıcı savaş sırasında, Noel kutlamalarını organize eden Beytüllahim Belediyesi, kutlamaların kapsamını daraltarak yalnızca dini ayinlerle sınırlı bir program uygulamıştı.

Amaya, “Bu kutlamalar Gazze’deki halkımız için bir umut anlamına geliyor; bir gün onların da yeniden kutlama yapabileceğine ve hayata dönebileceğine dair bir umut” dedi.

Dün öğle saatlerinden önce Kudüs Latin Patriği Kardinal Pierbattista Pizzaballa, Doğuş Kilisesi’nde yapılacak geleneksel ayine başkanlık etmek üzere Beytüllahim’e ulaştı.

Pizzaballa, kiliseye varışında toplanan yüzlerce kişiye hitaben, “Gazze Şeridi’ndeki kardeşlerimizden sizlere selamlar ve dualar getiriyorum” ifadesini kullandı.

Kardinal Pizzaballa, hafta sonunda savaşın ağır yıkıma uğrattığı Gazze’yi ziyaret etmiş ve pazar günü Gazze kentindeki Kutsal Aile Kilisesi’nde Noel ayinini yönetmişti.

df
Kudüs Latin Patriği Kardinal Pierbattista Pizzaballa (AP)

İsrail ile Hamas arasında ABD, Katar, Mısır ve Türkiye’nin arabuluculuğunda sağlanan ateşkes anlaşması, geçtiğimiz ekim ayının 10’unda yürürlüğe girdi. Ancak evlerini ve yakınlarını kaybeden Gazze halkı, ateşkese rağmen zorlu ve yoksunluklarla dolu yaşam koşullarıyla karşı karşıya kalmaya devam ediyor.

İsrail ile Hamas, ateşkes anlaşmasının ihlal edildiği yönünde karşılıklı suçlamalarda bulunuyor.

‘Çok özel bir yer’

Beytüllahim sakinleri, Noel kutlamalarının yeniden başlamasının kente canlılık getirmesini ve turistlerin geri dönüşünü teşvik etmesini umuyor.

Beytüllahim ekonomisi, özellikle turizme dayanıyor.

Gazze Şeridi’ndeki savaş, çatışmalar süresince turistlerin neredeyse tamamen kente gelmemesine yol açarken, işsizlik oranlarının da yükselmesine neden oldu.

Ancak son aylarda Hristiyan ziyaretçilerin kutsal kente kademeli olarak dönmeye başladığı gözleniyor.

5y67
Beytüllahim sakinleri, Noel kutlamalarının geri dönüşünün şehri canlandıracağını ve turistlerin geri dönmesini teşvik edeceğini umuyor. (AFP)

Komşu Beyt Cala kentinden George Hanna, “Beytüllahim çok özel bir yer. Mesajımızın tüm dünyaya ulaşmasını istiyoruz ve bunun tek yolu bu” dedi.

Hanna, “Kutlama yapabilmeyi ve çocukların mutlu olmasını umuyoruz. Bizim için bayramın anlamı bu” ifadeleriyle sözlerini tamamladı.


Irak, Ukrayna savaşında "yeni askerler" arıyor

Sosyal medyada paylaşılan bir fotoğrafta, Rusya'ya giderek silahlı kuvvetlere katılan 24 yaşındaki Iraklı bir adamın ailesinin onunla iletişimini kaybettiği görülüyor (AFP)
Sosyal medyada paylaşılan bir fotoğrafta, Rusya'ya giderek silahlı kuvvetlere katılan 24 yaşındaki Iraklı bir adamın ailesinin onunla iletişimini kaybettiği görülüyor (AFP)
TT

Irak, Ukrayna savaşında "yeni askerler" arıyor

Sosyal medyada paylaşılan bir fotoğrafta, Rusya'ya giderek silahlı kuvvetlere katılan 24 yaşındaki Iraklı bir adamın ailesinin onunla iletişimini kaybettiği görülüyor (AFP)
Sosyal medyada paylaşılan bir fotoğrafta, Rusya'ya giderek silahlı kuvvetlere katılan 24 yaşındaki Iraklı bir adamın ailesinin onunla iletişimini kaybettiği görülüyor (AFP)

Irak, Rusya-Ukrayna savaşında yer alan vatandaşlarına yönelik yargılamaları yoğunlaştırdı ve resmi onay olmadan yabancı askeri güçlere katılanlara ceza verileceği uyarısında bulundu.

Yargı Konseyi Başkanı Faik Zeydan, yasanın yabancı çatışmalara katılan herkesi hapis cezasıyla cezalandırdığını teyit ederek, özellikle insan ticareti ve militan devşirme ağlarının suç kapsamına alındığını vurguladı.

Bu durum, Iraklıların yabancı ülkelerde savaşmak üzere askere alınmasıyla mücadele etmek amacıyla kurulan özel bir hükümet komitesinin çalışmalarıyla eş zamanlı olarak ortaya çıktı; askere alınanların sayısı hakkında çelişkili raporlar mevcuttu.

Şarku’l Avsat’ın elde ettiği bilgilere göre basın haberlerinde, Rus güçlerinin saflarında savaşmak üzere yaklaşık 50 bin Iraklının askere alındığı belirtilirken, gayri resmi istatistikler 3 bini Rus ordusunda, 2 bini Ukrayna ordusunda olmak üzere yaklaşık 5 bin savaşçıdan bahsetmekte.

Irak'ta bir mahkeme, Rusya ile birlikte savaşmak üzere savaşçı toplamak suçundan bir kişiyi ömür boyu hapis cezasına çarptırdı.


Hızlı Destek Kuvvetleri, Çad ile olan sınır bölgelerini kontrol ediyor

Darfur Valisi Minni Arko Minawi (Facebook)
Darfur Valisi Minni Arko Minawi (Facebook)
TT

Hızlı Destek Kuvvetleri, Çad ile olan sınır bölgelerini kontrol ediyor

Darfur Valisi Minni Arko Minawi (Facebook)
Darfur Valisi Minni Arko Minawi (Facebook)

Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK), Çad ile sınır bölgelerindeki kontrolü tamamladıklarını duyurdu ve oradaki birliklerinin konuşlanmasını gösteren videolar yayınladı; Sudan ordusundan ise resmi bir açıklama yapılmadı.

HDK, operasyonun amacının silahlı grupları ortadan kaldırmak ve Sudan ordusu ile müttefik "ortak güçlerinin" yerel yönetim liderlerine ve sivillere karşı gerçekleştirdiği intikam ve kaos eylemlerini durdurmak olduğunu belirtti. HDK, istikrarı yeniden sağlamak amacıyla bu bölgelerde sivilleri, yolları ve kamu tesislerini güvence altına almak için güçlerin konuşlandırıldığını vurguladı.

Bir diğer gelişmede, Sudan ordusunun Babanusa'daki 22. Piyade Tümeni komutanı Tümgeneral Muaviye Hamad Abdullah'ın ölümü doğrulandı. Aralık ayı başlarında HDK tarafından şehre düzenlenen bir saldırı sırasında öldürüldü. Ordu, komutanının ölümüyle ilgili bir açıklama yapmamış olsa da Kuzey Eyaleti hükümetinin resmi internet sitesinde, askeri vali Abdul Rahman İbrahim'in merhumun ailesine başsağlığı dileklerini ilettiği bildirildi.