Cezayir’de geçici cumhurbaşkanının süresi dolduğunda ne olacak?

Cezayir halkı (Reuters)
Cezayir halkı (Reuters)
TT

Cezayir’de geçici cumhurbaşkanının süresi dolduğunda ne olacak?

Cezayir halkı (Reuters)
Cezayir halkı (Reuters)

Cezayir’in geçici Cumhurbaşkanı Abdulkadir bin Salih’in eski Cumhurbaşkanı Abdulaziz Buteflika’nın geçtiğimiz Nisan ayındaki istifasının ardından başlayan 90 günlük anayasal görev süresi bu akşam sona eriyor.
Anayasa Konseyi, askeri teşkilatın önerisiyle birlikte durumla önceden başa çıkmak için anayasal bir çözüm bulabilmek için hızlı adımlar attı. Geçtiğimiz Perşembe günü gerçekleştirilmesi planlanan seçimlerin, aday bulunmaması nedeniyle ertelenmesinin ardından yapılan açıklamada, Abdulkadir bin Salih’in görev süresinin yeni cumhurbaşkanı seçilene kadar uzatıldığı bildirilmişti. Ancak bu açıklama, akıllara birçok soru getirdi. 
Geçici Cumhurbaşkanı’nın görevleri nedir?
Anayasa’ya göre geçici cumhurbaşkanlığına gelen kişinin temel görevi, cumhurbaşkanlığı seçimlerini düzenlemek, halkın beklentilerinin gerçekleşmesini sağlayacak anayasal kurumları korumak için düzenlemeler ve tarafsız şartlar sunmak. Geçici cumhurbaşkanı, yeniden seçim heyeti oluşturması gerekiyor. Yeni cumhurbaşkanı seçilinceye kadar yaşanacak süreci yönetmesi gerekiyor.
Anayasa Uzmanı Fetiha Binabu, bugünden itibaren geçici Cumhurbaşkanı Abdulkadir bin Salih’in herhangi bir yetkisi olmayacağını açıkladı.  Anayasa’nın 104. Maddesine göre hükümet, yeni bir cumhurbaşkanı seçilene kadar yasal meşruiyetini korumaya devam edecek. Söz konusu maddeye göre mevcut cumhurbaşkanının istifa, görevden uzaklaştırılma, ölüm ve benzeri nedenlerden ötürü herhangi bir engelle karşılaşması durumunda, hükümet, yeni cumhurbaşkanı göreve gelene kadar görevden alınamaz.
Binabu, cumhurbaşkanlığına aday gösterildiği takdirde, başbakanın istifa etmesi gerekiyor. Bu süreçte başbakanın görevini daha sonra cumhurbaşkanı tarafından atanan mevcut bir hükümet üyesi devralır.
Cumhurbaşkanı’na süreç bitene kadar seçim komisyonuna başvuruda bulunmaması önerildi. Bu adım, Anayasanın 107. maddesine göre Cezayir halkına meşruiyet ve ulusal egemenliğini geri kazanma hakkı tanıyor. Ayrıca sivil toplumun tüm kesimlerinin diyalogda bulunması ve krizden kurtulmak için olası çözümler bulunmasına olanak sağlıyor.
“Bin Salih yetkilerini aştı”
Buna karşılık, Anayasa Komisyonu’nun eski bir üyesi olan Amir Rahile, Anayasa Konseyi’nin Abdulkadir Salih’in yeni cumhurbaşkanı seçilip yemin edene kadar görevde kalmaya devam edeceğini açıkladığında, yetkilerini aştığını ifade etti. 
Çözüm diyalogda
Geçici Cumhurbaşkanı Abdulkadir bin Salih, tüm tarafları gözeterek, yaşadığı anayasal boşluğu kırmak için üçüncü bir diyalog girişimi başlattı. Ancak tüm pozitifliğine rağmen diyaloğun 6 Temmuz’da başarısızlıkla sonuçlanması, Bin Salih’in cumhurbaşkanlığı seçimlerinin düzenlemesine yol açan bir diyalog başlatma konusundaki görevini zorlaştırıyor. Ayrıca ülkeyi bir yol ayrımı ile karşı karşıya bırakıyor. Bir siyasi partinin tüm diyalog girişimlerini reddedip, kurucu meclis ve geçiş süreci konusunda ısrarcı davranmasını göz önünde bulundurarak, herkesi ülke çıkarlarını her şeyin üstünde tutmak için seferberliğe çağırıyor.
 ‘Cezayir, bu akşam itibariyle yeni bir aşamaya girdi’
Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Profesörü Mervan Zeglavi’nin Independent Arabia muhabiri Ali Yahi’ye yaptığı açıklamaya göre Cezayir, bu akşam itibariyle yeni bir aşamaya girdi. ‘İkna edici olmayan anayasal fetvanın’ ardından Bin Salih’in görevine devam edeceğine işarette bulunan Zeglavi, siyasi krizin devam edeceğine, bunun da farklı kesimler arasındaki görüşleri birbirine yaklaştırarak, ordunun tıkanıklığını sona erdirmesine ihtiyaç duyulmasına yol açacağına dikkat çekti. Zeglavi, ayrıca ordunun siyasi saygınlık ve halk tarafından kabul gören tek cihet olmasının ardından yeni bir cumhurbaşkanı seçmek üzere bir seçim tarihi belirlemek için ciddi bir müzakere organize edeceğine işarette bulundu.  
Zeglavi, geçici hükümetin iyi niyetinin bir göstergesi olarak Başbakan Nureddin Bedevi’nin kısa süre içerisinde istifa etmesini beklediğini söyledi. Bu adımın Bin Salih’in diyalog girişimine ivme kazandırabileceğini ifade etti.



Hamas'ın askeri operasyonları Gazze Şeridi'ndeki ateşkesi nasıl etkiliyor?

 Hamas'ın askeri kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları mensupları (Getty Images)
Hamas'ın askeri kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları mensupları (Getty Images)
TT

Hamas'ın askeri operasyonları Gazze Şeridi'ndeki ateşkesi nasıl etkiliyor?

 Hamas'ın askeri kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları mensupları (Getty Images)
Hamas'ın askeri kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları mensupları (Getty Images)

Hamas'ın Gazze Şeridi'nde İsrail askerlerine karşı yürüttüğü nitelikli askeri operasyonlar, ateşkes müzakereleri ve Gazze Şeridi'nde bir ateşkes anlaşmasına varma şansı üzerindeki etkilerinin boyutu hakkında soru işaretleri yaratıyor.

Gözlemciler, direniş operasyonlarının ‘İsrail hükümeti üzerinde ateşkes anlaşmasını kabul etmesi için bir baskı kartı’ oluşturduğuna inanıyor ve ‘askeri operasyonların devam etmesinin, özellikle artan sokak baskısıyla birlikte İsrail tarafını ateşkesi kabul etmeye itebileceğini’ belirtiyor.

Mısır, Katar ve ABD öncülüğünde Gazze Şeridi'nde bir ateşkes anlaşması imzalanması için yürütülen arabuluculuk çalışmaları aksamaya devam ediyor. Gazze şehrinin doğu bölgelerindeki Refah ve Han Yunus'un yanı sıra Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Beyt Hanun ve Beyt Lahiya'da son zamanlarda sık sık düzenlenen direniş operasyonlarında çok sayıda İsrail askeri öldürüldü ve yaralandı.

Gazze Şeridi'ndeki İsrail askerleri (Arşiv - Reuters)Gazze Şeridi'ndeki İsrail askerleri (Arşiv - Reuters)

Hamas'ın askeri kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları, bu hafta Gazze Şeridi'nin çeşitli bölgelerinde İsrail askerlerinin, tanklarının ve buldozerlerinin hedef alındığını ve İsraillilerin kayıplar verdiğini duyurdu.

Hamas'ın askeri operasyonları, İsrail hükümetinin 19 Mart'ta ateşkes anlaşmasını bozmasından bu yana İsrail'in Gazze Şeridi'ne yönelik saldırılarının devam ettiği bir ortamda gerçekleşti.

19 Ocak'ta Hamas ve İsrail uluslararası arabulucuların (Mısır, ABD ve Katar) çabalarıyla Gazze Şeridi'nde bir ateşkes anlaşmasına vardı. Anlaşmanın ilk aşaması 42 gün sürecek ve bu süre zarfında ikinci ve üçüncü aşamaların uygulanması için görüşmeler yapılacaktı. Ancak İsrail tarafı ilk aşamanın sona ermesinin ardından Gazze Şeridi'nde askeri operasyonlarına yeniden başladı.

Uluslararası Filistin Halkının Haklarını Destekleme Komitesi Başkanı Salah Abdulati, Filistin direnişinin operasyonlarının ‘Filistinlilerin haklarını desteklemek ve saldırganlığı durdurmak için devam eden uluslararası baskı ile Gazze Şeridi'ndeki ateşkes sürecini hızlandırdığına’ inanıyor.

Şarku’l Avsat'a konuşan Abdulati, “Askeri operasyonların devam etmesi, Tel Aviv'de devam eden savaşın kayıpları nedeniyle İsrail sokağının baskısı ve protestoları yoluyla İsrail hükümeti üzerinde bir baskı kartı oluşturuyor. Savaşın İsrail hükümetine yüksek maliyeti, onu saldırganlığı uzatma politikalarını yeniden gözden geçirmeye itiyor” ifadelerini kullandı.

Abdulati'ye göre İsrail'in Gazze Şeridi'ne yönelik devam eden saldırganlığı karşısında Hamas'ın elinde ‘İsrailli esirler, direniş, uluslararası ve Arap baskıları’ gibi İsrail tarafına yönelik baskı kartları var.

Hamas 7 Ekim 2023'te İsrail yerleşimlerinden yaklaşık 250 kişiyi esir aldı ve İsrail hükümeti 57 esirin bugün halen Gazze Şeridi'nde olduğunu söylüyor.

Yerlerinden edilmiş Filistinliler, Gazze Şeridi'nin güneyindeki Refah'ta ABD destekli Gazze İnsani Yardım Vakfı'ndan yardım alıyor. (AFP)Yerlerinden edilmiş Filistinliler, Gazze Şeridi'nin güneyindeki Refah'ta ABD destekli Gazze İnsani Yardım Vakfı'ndan yardım alıyor. (AFP)

Askeri operasyonlar İsrailli karar alıcılar üzerinde bir baskı unsuru oluştursa da uluslararası ilişkiler profesörü Dr. Tarık Fehmi bu operasyonları ateşkes çabalarını ilerletmek için yeterli görmüyor. Fehmi'ye göre bu operasyonlar, İsrail sokağının Netanyahu hükümetine ateşkes anlaşmasını hızlandırması için baskı yapması yoluyla ateşkes süreci için sadece bir katalizör olabilir.

Şarku’l Avsat'a açıklamalarda bulunan Fehmi, Hamas’ın askeri operasyonlarının ‘ateşkes sürecinde güvenilebilecek tek motor olmayacağına’ ve ‘İsrail tarafı üzerindeki etkilerinin sınırlı olduğuna’ inanıyor. Fehmi, İsrail ve Hamas'ın yakında, ABD’nin Ortadoğu Özel Temsilcisi Steve Witkoff'un Gazze Şeridi'nde ateşkes için değiştirilmiş önerisine yanıt vereceğini umuyor.

Witkoff kısa bir süre önce Gazze Şeridi'nde 60 günlük ateşkes, halen esir tutulan 57 kişiden 28'inin bin 200'den fazla Filistinli mahkûmla takas edilmesi ve Gazze Şeridi'ne insani yardım girişini öngören bir öneri sundu.

Gazze Şeridi'ndeki ateşkes, Hamas'ın kalan esirleri ancak İsrail'in savaşı sona erdirmeyi kabul etmesi halinde serbest bırakacağını söylemesi ve Netanyahu'nun Hamas silahsızlandırılmadan ve Gazze Şeridi'nden çıkarılmadan savaşı sona erdirmeyeceğini taahhüt etmesi nedeniyle zorluklarla karşı karşıya.

Fehmi, İsrail'in ‘önümüzdeki dönemde Güney Lübnan'daki gelişmelere ve Yemen'deki Husilerin defalarca bombalanmasının ardından Yemen cephesine odaklanacağını’ düşünüyor. Fehmi, bu gelişmelerin İsrail hükümetini Gazze Şeridi'ndeki durumu sakinleştirmeye itebileceğini ifade etti.