​BM uzmanları, İran’da tutuklanan aktivistler konusunda endişeli

Ahmed Rıza Celali
Ahmed Rıza Celali
TT

​BM uzmanları, İran’da tutuklanan aktivistler konusunda endişeli

Ahmed Rıza Celali
Ahmed Rıza Celali

Birleşmiş Milletler’de görevli insan hakları uzmanları, İran yönetiminin insan hakları aktivistlerini alıkoymasına ve bu aktivistlerden bazılarının kanser ve benzeri hastalıklardan muzdarip olmasına rağmen gerekli sağlık hizmetlerini alamamasına yönelik derin endişelerini dile getirdi. Ayrıca uluslararası toplum tarafından defalarca yapılan çağrılara rağmen bu uygulamanın İran’da olağan hale geldiğini belirttiler.
Söz konusu uzmanlar arasında BM'nin Sağlık Konusundaki Özel Raportörü Dainius Puras, İnsan Hakları Savunucuları Üzerine Özel Raportör Michel Forst, BM Düşünce ve İfade Özgürlüğü Özel Raportörü David Kaye, Keyfi Gözaltı Çalışma Grubu Raportörü José Antonio Guevara Bermúdez, BM Terörizmle Mücadelede İnsan Haklarının Korunması ve Desteklenmesi Özel Raportörü Fionnuala D. Ni Aolain, Yargısız ve Keyfi İnfazlar Özel Raportörü Agnes Callamard, BM İşkence Özel Raportörü Nils Melzer ve BM İnsan Hakları Konseyi İran Özel Raportörü Cavid Rahman gibi isimler bulunuyor.
İran’ı hasta mahkumlara gerekli tedavinin sağlanması konusunda defalarca uyardıklarının altını çizen insan hakları uzmanları dün New York’ta yayınladıkları bildiride şu ifadeleri kullandı:
“Birkaç aydır İran hükümetine, cezaevlerinde bulunan tutuklu ve hükümlülerin fiziksel ve zihinsel sağlık durumlarıyla ilgili kaygılarımızı iletiyoruz. Hükümetin güvencelerine rağmen cezaevlerinde durum halen değişmedi. Hayati tehlikesi olan hastaların gerekli tedavi ve sağlık hizmetlerinden yararlandırılmadığı yönünde raporlar alıyoruz. Bu durumu endişeyle izliyoruz.”
BM uzmanları, nadir görülen bir kanser türü olan kemik kanseri olduğundan şüphelenilen insan hakları savunucusu Arash Sadeghi’nin durumuna özellikle dikkat çekerek sağlık durumunun oldukça endişe verici olduğunu dile getirdi. Arash Sadeghi’nin Ağustos 2015'te “devlet karşıtı propaganda yürütme, İran İslam Cumhuriyeti'nin kurucusuna hakaret ve yalan yayın yapmaktan”, 'İran Devrim Mahkemesi' tarafından 15 yıl hapis cezasına çarptırıldığını belirten uzmanlar, bu tür mahkumiyetlerin keyfi olduğunu savundu.
BM’ye bağlı insan hakları uzmanları, bazı gazeteciler ve yurt dışındaki hak savunucularıyla kurdukları temaslarda kendilerine İran'daki çok sayıda insan hakları ihlalleriyle ilgili bilgi verildiğini kaydetti.
Uzmanlar ayrıca Ahmed Rıza Celali ve Kamran Ghaderi’nin durumuyla ilgili de derin endişe duyduklarını dile getirdi. Yapılan açıklamada Avusturya ve İran çifte vatandaşı Ghaderi’nin casusluk yaptığı iddiasıyla on yıl hapis cezasına çarptırıldığı, bacağındaki  tümöre rağmen tedavisinin İranlı makamlar tarafından reddedildiği bilgisi yer aldı. İsveç-İran çifte vatandaşı olan İran doğumlu akademisyen Dr. Ahmet Rıza Celali ise “yeryüzünde yolsuzluğu yaymak” suçlamasıyla ölüm cezasına mahkum edildi. Evin Hapishanesi'nde bulunan Celali, tıbbi testlerde kansere yakalanmış olabileceğinin anlaşılmasına rağmen sağlık hizmetlerinden mahrum ediliyor.
Sadeghi, Ghaderi ve Celali’nin diğer bazı hastalıkları dolayısıyla tedavi gördüklerini belirten uzmanlar, tedavilerin uzun aralıklarla ve geç yapıldığı konusundaki endişelerini dile getirdi.
Uzmanlar, İran’daki cezaevlerinin aşırı kalabalık, yiyeceklerin pis ve hücrelerin kemirgen hayvan ve böceklerin istilası altında olduğunu kaydetti.
Son derece sağlıksız ve güvensiz bir ortamda tutulan mahkumların hayatlarının büyük bir risk altında olduğunu belirten uzmanlar, hükümet yetkililerine şu çağrıda bulundu:
“İnsan hakları savunucularının ve keyfi olarak gözaltında tutulduğu tespit edilen tüm diğer mahkumların yanı sıra İran’daki bazı gözaltı merkezlerinde keyfi olarak tutulan tüm kişilerin derhal serbest bırakılmasını talep ediyoruz.”



Oxfam: Güney Sudan vatandaşlarının yarısı şiddetli açlık çekiyor

Güney Sudan'ın Bor kentindeki bir hastanenin yetersiz beslenme tedavi koğuşunda çocuklarıyla birlikte oturan anneler, (Arşiv_AP)
Güney Sudan'ın Bor kentindeki bir hastanenin yetersiz beslenme tedavi koğuşunda çocuklarıyla birlikte oturan anneler, (Arşiv_AP)
TT

Oxfam: Güney Sudan vatandaşlarının yarısı şiddetli açlık çekiyor

Güney Sudan'ın Bor kentindeki bir hastanenin yetersiz beslenme tedavi koğuşunda çocuklarıyla birlikte oturan anneler, (Arşiv_AP)
Güney Sudan'ın Bor kentindeki bir hastanenin yetersiz beslenme tedavi koğuşunda çocuklarıyla birlikte oturan anneler, (Arşiv_AP)

Oxfam bugün yaptığı açıklamada, Güney Sudan nüfusunun neredeyse yarısının akut açlıkla karşı karşıya olduğunu, şimdiye kadarki en düşük seviyede ve yetersiz yardım aldığını belirtti.

İngiltere merkezli kuruluş, Batılı ülkelerin yardım bütçelerini kısmasının ardından Güney Sudan'a 2025 yılı için ayrılan 1,6 milyar dolarlık insani yardım planının yalnızca yüzde 40'ının ulaştığını ifade etti.

Oxfam, yaklaşık altı milyon Güney Sudanlının şiddetli açlık çektiğini, temiz su ve sanitasyon hizmetlerine yeterli erişimden yoksun olduğunu ve bu sayının nisan ayına kadar 7,5 milyona ulaşmasının beklendiğini açıkladı.

Birleşmiş Milletler tarafından belgelendiği üzere, Güney Sudan'ın petrol zenginliğini çalan elitlerin yolsuzluğu, ülkeyi neredeyse her türlü temel hizmetten mahrum bıraktı.

Oxfam'ın Güney Sudan Ülke Direktörü Şebnem Baloch yaptığı açıklamada, "Dünya, tam da hayatları tehlikedeyken, yardıma en çok ihtiyaç duyanları terk ediyormuş gibi hissediyorum" ifadelerini kullandı.

Şarku’l Avsat’ın aldığı bilgiye göre Güney Sudan, 2011 yılında bağımsızlığını kazandı, ancak kısa süre sonra iki milyondan fazla insanı yerinden eden yıkıcı bir beş yıllık iç savaş yaşadı. Barış anlaşmasının çökmesiyle birlikte çatışmanın bu yıl yeniden alevlenebileceğinden endişe ediliyor.

Ayrıca savaştan kaçan yüz binlerce Sudanlıya da ev sahipliği yapıyor.

Sınır kasabası Renk'teki transit merkezlerine her gün yaklaşık bin kişi geliyor. Ancak Oxfam önümüzdeki ay buradaki operasyonlarını yüzde 70 oranında azaltmak zorunda kaldı ve şubat ayına kadar yeni fon sağlamazsa operasyonlarını tamamen durduracağını açıkladı.


Rapor: ABD barış planının son hali Kiev için çok daha iyi

Rus insansız hava aracı saldırısının ardından Kiev'de hasar gören bir bina (DPA)
Rus insansız hava aracı saldırısının ardından Kiev'de hasar gören bir bina (DPA)
TT

Rapor: ABD barış planının son hali Kiev için çok daha iyi

Rus insansız hava aracı saldırısının ardından Kiev'de hasar gören bir bina (DPA)
Rus insansız hava aracı saldırısının ardından Kiev'de hasar gören bir bina (DPA)

AFP'ye konuşan konuya yakın bir kaynak, ABD'nin Ukrayna'daki çatışmayı çözmeye yönelik son taslak planının Kiev için "çok daha iyi" hükümler içerdiğini söyledi.

Kaynak, "Ukrayna, ABD ve Avrupalılar, Amerikan önerisini uygulanabilir hale getirdi ve şimdi Kiev için çok daha iyi" ifadelerini kullandı.

Kaynak, bu versiyonun Ukrayna'nın planın ilk versiyonundaki 600 bin askerlik orduya kıyasla 800 bin kişilik bir ordu bulundurmasına olanak sağladığını ifade etti.

 


ABD-Rusya, güncellenmiş Ukrayna barış planı hakkında görüşüyor

Trump ve Zelenskiy Beyaz Saray'da, (AFP)
Trump ve Zelenskiy Beyaz Saray'da, (AFP)
TT

ABD-Rusya, güncellenmiş Ukrayna barış planı hakkında görüşüyor

Trump ve Zelenskiy Beyaz Saray'da, (AFP)
Trump ve Zelenskiy Beyaz Saray'da, (AFP)

ABD ve Rusya, ABD Başkanı Donald Trump tarafından önerilen orijinal planda yapılan güncellemelerin ardından, Ukrayna'da barış için 19 maddelik bir plan üzerinde görüşmeler yürütüyor. Haberlere göre iki taraf pazartesi günü Birleşik Arap Emirlikleri'nin başkenti Abu Dabi'de ilk tur görüşmelerini, dün ise ikinci tur görüşmelerini gerçekleştirdi. Ukrayna askeri istihbarat başkanı Kirill Budanov da şu anda Abu Dabi'de bulunuyor.

Ukraynalı üst düzey bir yetkili dün, Washington ile Kiev'in, ABD'nin Ukrayna'daki savaşı sona erdirme planının temel noktaları konusunda anlaşmaya vardığını bildirdi.

Moskova, Başkan Trump'ın planına yönelik Ukrayna ve Avrupa itirazlarını aşabilme yeteneğine güveniyor. Cumhurbaşkanlığı sözcüsü Dmitriy Peskov, Rus tarafının daha önce incelediği planın değiştirildiğini söyledi. Ancak sözcü, görüşmelerin içeriğini açıklamakta aceleci davranmayarak, "Planın içeriğindeki değişikliklerle ilgili medya haberleri hakkında yorum yapmak imkansız; medya son derece çelişkili bilgiler yayınlıyor" ifadelerini kullandı.