Cebelitarık: Gözaltına alınan İran petrol tankeri mürettebatı serbest bırakıldı

İran petrol tankeri Grace 1 (AFP)
İran petrol tankeri Grace 1 (AFP)
TT

Cebelitarık: Gözaltına alınan İran petrol tankeri mürettebatı serbest bırakıldı

İran petrol tankeri Grace 1 (AFP)
İran petrol tankeri Grace 1 (AFP)

Cebelitarık polisi tarafından dün yapılan açıklamada, geçtiğimiz hafta İngiltere Deniz Kuvvetleri tarafından Avrupa Birliği (AB) yaptırımlarını ihlal ederek Suriye’ye İran petrolü taşıyan Grace 1 isimli petrol tankerinin alıkonulan mürettebatının kefaletle serbest bırakıldığı duyuruldu.
İran petrol tankeri Grace 1, İngiltere Deniz Kuvvetleri tarafından, AB yaptırımlarını delerek İran'dan Suriye'ye ham petrol taşıdığı iddiasıyla Cebelitarık Boğazı'nda alıkonulmuştu.
Polis tarafından geçtiğimiz günlerde yapılan açıklamada, tankerin alıkonulmasının ardından iki mürettebatın gözaltına alındığı aktarılmıştı. Açıklamada, gözaltına alınan 2 kişide dâhil olmak üzere dört mürettebatın kefaletle serbest bırakıldığı belirtilirken, süreç hakkında daha fazla detay verilmedi. Olay ile ilgili soruşturma devam ederken, tankerin halen ekiplerce gözetim altında tutulduğu ifade edildi.
Cebelitarık’tan geçen Panama bayraklı tankerin 29 Mayıs’ta Panama hükümeti tarafından bayrağının söküldüğü aktarıldı.
Panama’dan önemli adım
Panama denizcilik idaresi, son birkaç ay içerisinde İran ve Suriye’ye ait 60 petrol tankerinin Panama gemi sicilinden çıkarıldığını açıkladı. Reuters’in iki kaynaktan edindiği habere göre eski Panama Devlet Başkanı Juan Carlos Varela, ABD yönetiminin 2018 yılından sonra İran’a uyguladığı yaptırımlar sebebi ile 59 petrol tankerinin Panama sicilinden çıkarılmasına yeşil ışık yaktı.
Panama Deniz Taşımacılığı Kurumu Ulaştırma Genel Müdürü Rafael Cigarruista e-posta yoluyla yaptığı açıklamada, yaptırımları ihlal eden gemilere yönelik olarak Panama’nın bayraklarını geri çekmeye devam edeceğini belirtti.
Müdür açıklamasında, amaçlarının yalnızca uluslararası kuruluşların yaptırımlarını değil aynı zamanda ülkelerinin mevcut güvenlik yönetmeliklerini iyileştirmek olduğuna dikkat çekerek, ilerleyen süreçte bu konuda önemli adımlar atacaklarını dile getirdi.
Kaynaklar, bu tankerlerin çoğunun İran devlet şirketlerine ait olduğunu ve aynı zamanda Suriye’ye yapılan petrol teslimatları ile bağlantılı olan gemilerle de ilişkili olduğunu söyledi.
Cebelitarık yetkilileri, petrol tankerinin Suriye Banyas rafinesine tam kapasite ile yük taşıdığını aktardı.
Öte yandan İran tarafından dün yapılan açıklamada, İngiltere’ye, geçtiğimiz hafta İngiltere Kraliyet Donanması tarafından Avrupa Birliği (AB) yaptırımlarını ihlal ederek Suriye’ye petrol taşıdığı şüphesiyle alıkonulan İran’a ait Grace 1 isimli petrol tankerinin derhal serbest bırakılması çağrısı yapıldı.



İsrailliler için yeni ‘vaat edilmiş toprak’: Kıbrıs

Kıbrıs Rum Kesimi'ndeki  Limasol kentindeki bir konut kompleksinin genel görünümü (Şarku’l Avsat)
Kıbrıs Rum Kesimi'ndeki Limasol kentindeki bir konut kompleksinin genel görünümü (Şarku’l Avsat)
TT

İsrailliler için yeni ‘vaat edilmiş toprak’: Kıbrıs

Kıbrıs Rum Kesimi'ndeki  Limasol kentindeki bir konut kompleksinin genel görünümü (Şarku’l Avsat)
Kıbrıs Rum Kesimi'ndeki Limasol kentindeki bir konut kompleksinin genel görünümü (Şarku’l Avsat)

Bugün Kıbrıs'ta yaklaşık 15 bin İsrailli yaşıyor ve bu kişilerin varlığı medya ve siyaset çevrelerinde hararetli tartışmalara yol açıyor. Bu çevreler, olanların küçük adada ‘İsrail yerleşim yerleri’ kurulmasına yakın olduğunu düşünüyor.

Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgilere göre Kıbrıs’a yerleşen İsraillilerin büyük bir kısmı emlak, tıp, teknoloji ve ticaret alanlarında başarılı kişiler olup, Kıbrıs'ta yaşamayı İsrail'de yaşamaktan daha iyi buluyorlar ve yakın zamanda ülkelerine dönmeyi düşünmüyorlar. Bu göç, okulları, sinagogları, koşer restoranları, yüksek binaları ve ana şehirlerde çoğunluğu İsraillilerden oluşan mahalleleri olan bir topluluk oluşturdu ve artık bir Yahudi mezarlığı da var.

Bazı Kıbrıslılar bu durumdan rahatsızlık duyuyor ve ‘İsrailliler için İsrail dışında istikrarlı bir yer bulma yönünde organize bir eğilim’ olduğunu düşünüyorlar. İsrailliler ise bunu şaşkınlıkla karşılıyor ve ‘antisemitizm’ olarak değerlendiriyor.

Ancak dikkat çekici olan, eleştirilerin refah ve güvenlik arayışıyla adada yaşamayı seçen kişilere odaklanması, İsrail'in güvenlik ve askeri varlığı ile son İran savaşında açıkça ortaya çıkan stratejik iş birliğine odaklanmamasıdır.