​Entelektüellerin treni raydan çıktı mı?

​Entelektüellerin treni raydan çıktı mı?
TT

​Entelektüellerin treni raydan çıktı mı?

​Entelektüellerin treni raydan çıktı mı?

Cezayir ve Fas aydınlarının tarihine ve onların yolculuklarına baktığımızda, aralarındaki kaynaşmanın ne düzeyde olduğunu görürüz. Edebiyat, film, tiyatro ve müzik alanlarındaki çalışmalar seçkin kimseler arasındaki ortaklığı ve bu kimselerin rüyalarının aynı olduğunu bize açık bir şekilde gösteriyor.
Mevlüd Muammeri’nin (1917-1989) 1955'te yayınlanan ve İkinci Dünya Savaşı sırasında ve sonrasında Cezayir’i anlattığı romanı “Adil’in Uykusu”nda yazar bize, Cezayir Halk Partisi'ne mensup olan ulusalcı Süleyman’ın kişiliğini sunuyor. Süleyman, Fransız sömürgeciliği tarafından yetiştirildiği ve bir süre sonra onun bir parçası haline geldiğini hissettiğinden dolayı Fas’a göç ediyor. Süleyman'ın kişiliğinde, yazarın otobiyografisinden bazı izler görüyoruz. Mevlüd Muammeri, sömürgeciliğin bir parçası olmaya doğru seyrettiğini hissettikten sonra kendisine Fas dışında sığınak bulmadı. Muammeri, Fas toplumunda saygın bir şahsiyet olan amcasını takip ederek Fas’a geldi ve burada okudu.
Filozof ve yazar Muhammed Aziz Lahbabi, 1950’lerin başında Fes şehrine geldiği sırada Muammeri ile tanıştığını ve ilk görüşmelerinden itibaren Mağripli Yazarlar Birliği’ni kurmayı düşündüklerini söyledi. Lahhabi ve Muammeri Mağripli Yazarlar Birliği tarafından çıkarılacak dergi için ‘Afak’ ismini seçtiler. Zamanla geçti, iki ülke arasındaki çatışmalar bu hayali öğüttü ve  Mağripli Yazarlar Birliği, Afak'ı kendi özel dergisinin adı olarak kabul etti.
Mevlüd Muammeri ve Aziz Lahbabi Enin, Mağripli Yazarlar Birliği projesi hakkında konuşmaları, seçkinlerin gelecekte ortak bir kültürel yaşam kurma vizyonunu paylaştığını ve kültürel blokun herhangi bir siyasi veya ekonomik bloktan daha doğru bir yol olduğunu göstermektedir. Kültürel kökleri olmadan sağlam bir gelişmeden söz edilemez.
Cezayir ve Fas iki kardeş halkını kültür kapısında bir araya getiren şeyler, onları ayıranlardan çok daha fazla. İki ülkenin kültür unsurları birbirine benzemekle beraber birbirlerini tamamlıyor. Berberi kültürü, iki ülkenin halkları arasındaki en büyük ortaklıktır. Bununla birlikte Fransız dili, her iki ülkede yaşanan savaşın ganimetidir. İslam dini, her iki ülkenin vatandaşlarının ortak dinidir. Yahudiler ise yüzyıllar boyunca Fas, Cezayir ve Tunus'taki ekonomi, kültür ve turizmde önemli bir ağırlık noktası olmuştur.
Muhammed Şükrü’nün (1935 - 2003) otobiyografi türünde kaleme aldığı “Çıplak Ekmek” adlı romanında (Arapça basımından önce 1980’de Tahir Ben Jelloun’un çevrilen Fransızca tercümesi yayınlanmıştır) marjinal sınıfın izlerini sürerek Cezayir-Fas ilişkilerine değiniyor. Kitap bize sefaletin, şiddetin ve suçun günlük hayatı şekillendirdiği dünyada, bir çocuğun yaşamı, cinselliği ve mücadeleyi öğrenme çabasını anlatıyor. Muhammed Şükrü bu otobiyografik eserinde, çocukluktan gençliğe geçişini, yaşadıklarını, acılarını ve umutlarını büyük bir açık yüreklilikle gözler önüne seriyor. Çıplak Ekmek romanı, sömürgeciliğin boyunduruğu altında yaşayan iki halk arasındaki ilişkilerde bir durak noktasıdır. Ayrıca kitapta tarımsal sanayi sektöründeki Fransızların hayatının etkileyici bir tasviri ile karşılaşırız.
Öte yandan Mohammed Dib’in üçlemesi olan Büyük Ev, Yangın ve Tezgah’ta ise Lale karakteriyle birlikte kaçakçılık yapan diğer kadınlar vesilesiyle, Tilimsan vatandaşları ile Ucda sakinleri arasındaki günlük ilişkilere tanık oluruz. 1948'de yayınlanan ve aynı yıl Femina Ödülü'nü kazanan Emmanuel Robles’in “Şehrin Rütbelileri” adlı eserinde, Cezayirlilerin Nazizme karşı İkinci Dünya Savaşı’na katılımını okuruz. Bunlardan bazıları Avrupalılar ve şehir ahalisinden olan militanlar dolayısıyla faşist hükümetin gözüne görünmemek için Fas şehri Ucda da kendilerine bir sığınak bulmuşlardır. Bu, ortak bir mücadele ve sınır ötesi geçişlerin olduğunu teyit ediyor.
Cezayir bağımsızlığının başlangıcından bu yana Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından yayınlanmış olan ilk kültürel dergi olan “el-Marife” dergisinin basımı Kasablanka matbaasında basılmıştır. Denetçiler tarafından dergi başkent Cezayir’den trenle Fas’ın Kazablanka şehrine götürür ve burada istenen sayıda basıldıktan sonra matbu nüshalar dağıtılmak üzere geri gönderilirdi. Entelektüel ve aktivist olan yazar Abdüllatif Laabi tarafından çıkarılan Enfas dergisi, Faslı yazarlar arasında temayüz eden seslerden biridir. Daha sona Arapça olarak da yayınlanacak olan bu dergi, Cezayirli kalemlerin çoğunu keşfeden dergidir.
Bugün, Cezayir ile Fas arasındaki 1994'ten beri kapalı olan bir kara sınırının önünde bulunuyor ve şunu soruyoruz: “Fas veya Cezayir vatandaşları, iki ülke arasındaki sınırların açıldığını, faydalı mallarla yüklü kamyonların halkın yararına olacak şekilde iki ülke arasında gidip geldiğini ve barış ve özgürlük içerisinde hareket ettiklerini ne zaman görecek?”
Uygun olan zaman gelecektir ve bu o kadar da uzak değil…



Geçen yıl kenti 32 milyon kişi ziyaret etmişti: Turist vergisi geliyor

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash
TT

Geçen yıl kenti 32 milyon kişi ziyaret etmişti: Turist vergisi geliyor

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash

Yerel yetkililer, Oxford'u ziyaret edenlerin geceleme için yeni bir ücretle karşı karşıya kalabileceğini duyurdu.

Oxford Belediye Meclisi, Konaklama İşini Geliştirme Bölgesi'nin (KİGB) hayata geçirilmesini değerlendiriyor. Zaman zaman "turist vergisi" diye de adlandırılan bu uygulamada otel ve yurt odası fiyatlarına ek bir ücret ekleniyor.

Kent yetkilileri Oxford'un "sakinleri ve ziyaretçileri için canlı ve popüler bir yer olarak kalmasını sağlarken turizmin etkilerini nasıl daha iyi yönetebileceğini" tartışıyor.

Tahminen 2 bin 300 otel odasının yanı sıra Oxford Üniversitesi'nin de yılın çeşitli dönemlerinde bu uygulamadan faydalanabileceği yaklaşık 8 bin odası var.

Yetkililerin açıklamasında, böyle bir verginin görev gruplarınca belirlenen kriterlere bağlı olarak ek projelere 10 milyon sterline (yaklaşık 547 milyon TL) kadar kaynak sağlayabileceği belirtildi.

Belediye verilerine göre geçen yıl şehri 32 milyondan fazla kişi ziyaret etti ve turizm yaklaşık 40 bin kişiye istihdam sağladı.

Meclis, kentteki gecelemelerden alınacak 2 sterlinlik (yaklaşık 115 TL) bir ücretin "şehrin ziyaretçilere sunduğu imkanları iyileştirilmek için fon sağlayabileceğini" söyledi.

Meclise göre, toplanan fonları Oxford Belediye Meclisi ya da başka bir yasal kurum veya hükümet organı değil, özel bir KİGB kurulu kontrol edecek.

Bölge sakinlerinden Flora Nelson bu öneriyi destekliyor.

The Independent'a konuşan Nelson, "Oxford özellikle yaz aylarında turist akınına uğruyor ve bu da kent sakinleri için şehirde dolaşmayı zorlaştırıyor" dedi.

Turist vergisinin nasıl kullanılabileceğine dair öneriler mi? Oxford'un berbat yollarını düzeltmek, toplu taşımadaki fahiş fiyatları düşürmek ve evsizlere yönelik hizmetleri iyileştirmek.

Planlama ve kültürden sorumlu meclis üyesi Alex Hollingsworth, önerilen planın "çok fazla para yaratma ve herkese fayda sağlayacak iyileştirmeler yapma potansiyeli taşıdığını" söyledi.

Oxford'un konaklama sektörü kentimizin ekonomisinde hayati rol oynuyor. Bu projenin bir sonraki aşamasını desteklemek, onlara kendileri için işe yarayan projeleri ve finansman akışlarını şekillendirme fırsatı verecek.

Benzer uygulamalar Manchester ve Liverpool'da da var.

Manchester, Nisan 2023'te gecelik 1 sterlinlik (yaklaşık 55 TL) ziyaretçi ücreti getirirken, Liverpool'da bu uygulama haziranda gecelik 2 sterlinlik bir ücretle başladı.

Independent Türkçe