Kral Selman Lübnan’ın istikrarı ile Taif Anlaşması’nın korunmasının önemini vurguladı

Kral Selman Tamam Selam ile tokalaşırken (SPA)
Kral Selman Tamam Selam ile tokalaşırken (SPA)
TT

Kral Selman Lübnan’ın istikrarı ile Taif Anlaşması’nın korunmasının önemini vurguladı

Kral Selman Tamam Selam ile tokalaşırken (SPA)
Kral Selman Tamam Selam ile tokalaşırken (SPA)

Suudi Arabistan Kralı Selman bin Abdulaziz, dün Cidde’deki Selam Sarayı’nda eski Lübnan başbakanlarından Necip Mikati, Fuad Sinyora ve Tamam Selam ile bir araya geldi. Kral Selman bin Abdulaziz görüşmenin ardından yaptığı açıklamada, ülkesinin Lübnan’ın güvenliği ve istikrarının yanı sıra Taif Anlaşması’nı korumanın önemini vurguladı.
Görüşmede, Lübnan’daki gelişmeler ve Riyad ile Beyrut arasındaki ilişkiler gözden geçirildi. Şarku’l Avsat’a demeç veren Necip Mikati, Suudi Arabistan’a gerçekleştirdikleri ziyareti ‘mükemmel’ olarak nitelendirerek, Suudi Arabistan liderlerinden büyük ilgi gördüklerini söyledi.
Suudi Arabistan’ın, Lübnan’ın tüm etnik kesimine ayrım gözetmeksizin aynı dostane tavırla yaklaştığını vurgulayan Mikati, Kral Selman’ın Taif Anlaşması’nın sağlamlaştırılması ve Lübnan’ın istikrarının korunmasını vurguladığını dile getirdi.
Lübnan eski başbakanlarının, Suudi Arabistan’dan bölgedeki rolünü artırmanın dışında başka hiç bir şey istemediğini belirten Mikati, “Lübnan’ın istikrarı ve refahı için gösterdiği özen nedeniyle Suudi Arabistan’ın Lübnan sahasında olmamasının mümkün olmadığını ifade ettik” dedi.
Bu ziyaretin Lübnan veya dışındaki kimselere karşı olmadığının altını çizen Mikati, “Lübnan’ı ve anayasasını korumaya çalışıyoruz. Ayrıca tüm Arap ülkelerinin Lübnan’ın yanında olduğunu hissetmelerini istiyoruz” şeklinde konuştu.
Fuad Sinyora ise Kral Selman’ın kendileri ile yaptığı görüşmenin, Suudi Arabistan’ın, özellikle Taif Anlaşması’nın ötesine geçme girişimleri gibi siyasi, ekonomik veya ulusal engeller ile krizlerin üstesinden gelmesinde Lübnan’a verdiği desteğin bir göstergesi olduğuna dikkat çekti.  
Suudi hükümetinden gelen resmi davete icabet ederek Cidde’de bulunduklarını belirten Sinyora, görüşmede Kral Selman’ın Lübnan’ın istikrarının korunmasına verdiği önemi dile getirdiğini söyledi.
Lübnan eski başbakanlarından Tamam Selam da,  Mısır, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ve Kuveyt'te Suudi Arabistan'dan sonra çıktıkları turun tamamlanacağını belirtti.
Selam, bu tur vesilesiyle göndermek istedikleri mesajın ‘ortak Arap eylemini harekete geçirmek ve Lübnan'ı kucaklamak gerektiğini’ ifade etmek olduğunu söyleyerek, bölgesel dönüşümler ve bölgeyi tahrip eden ciddi ittifaklar ışığında bu ziyaretlerin çok önemli olduğunu vurguladı.
Hariri’nin eski başbakanların bu hareketlerinden uzak olmadığını kaydeden Selam, eski başbakanların bu eyleminin ‘kurumsallaştığını’ ve bu yeni kurumun en önemli görevlerinden birinin de ‘zor görevinde Başbakan'a destek olmak’ olduğuna işaret etti.
Selam ayrıca, bu ziyaretlerinin Suudi Arabistan’ın Lübnan’a seyahat uyarısını kaldırılmasının ardından Riyad ile iletişim kurmak amacı taşıdığını da söyledi.
Tamam Selam, Kral Selman’ın, Lübnanlıların ulusal uzlaşma ve Taif Anlaşması kapsamındaki birliği ile meşru kurumlara verdiği desteği onayladığını dile getirdi.
Lübnan eski başbakanlarından Selam, kendilerinin de görüşmede Taif Anlaşması’nın sağlamlaştırılması gerektiğini ve bu anlaşmaya dayanan fikir birliği kapsamında meşruiyeti ve kurumların güçlendirilmesi ile birleştirilmesi gerektiğini vurguladıklarını söyledi.
Söz konusu görüşmenin ardından yapılan açıklamaya göre Kral Selman, iki kardeş ülke ve halk arasındaki tarihi ilişkilerin güçlendirilmesinin önemine vurgu yaparak, Suudi Arabistan’ın sevdiği ve takdir ettiği Başbakan Saad Hariri’yle birlikte eski başbakanların çabalarının iki ülke arasındaki ilişkileri güçlendirdiğini vurguladı.
Kral Selman görüşmede ayrıca Suudi Arabistan'ın Lübnan'ın bağımsızlığı ve egemenliğinin yanı sıra  Lübnan’daki iç savaşı sona erdiren Taif Anlaşması’nın korunması ve sürdürülmesine olan güçlü bağlılığını ifade etti.
Suudi Arabistan Kralı ayrıca, anayasa uyarınca, yasalara, Arap ve uluslararası meşruiyete saygı çerçevesinde tüm din ve mezheplere mensup Lübnanlıların birlikte yaşama formülünün önemini vurguladı.



Hamas liderlerinin Doha’dan ayrıldığını doğrulayan Katar, ofislerinin ‘kalıcı olarak’ kapatılmadığını bildirdi

Katar Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Macid el-Ensari
Katar Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Macid el-Ensari
TT

Hamas liderlerinin Doha’dan ayrıldığını doğrulayan Katar, ofislerinin ‘kalıcı olarak’ kapatılmadığını bildirdi

Katar Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Macid el-Ensari
Katar Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Macid el-Ensari

Katar Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Macid el-Ensari bugün yaptığı açıklamada Hamas liderlerinin Doha'dan ayrıldığını doğrularken, ‘Hamas’ın Katar'ın başkentindeki siyasi bürosunun kalıcı olarak kapatılmadığını’ da bildirdi.

El-Ensari Doha'da düzenlediği basın toplantısında, “Hamas müzakere ekibinin bir parçası olan liderler şu anda Doha'da değiller ve bildiğiniz gibi çeşitli başkentler arasında hareket ediyorlar (...) Doha'daki Hamas ofisi arabuluculuk süreci için kuruldu. Arabuluculuk süreci olmadığında, ofisin kendisinin de bir işlevi olmadığı açıktır. Şayet Hamas ofisini kapatma kararı alınırsa, bunu bu platformdan duyacaksınız” ifadelerini kullandı.

(foto altı) Hamas'ın askeri kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları'na bağlı Filistinli savaşçılar, 19 Temmuz 2023. (Reuters)

Daha önce Doha, Hamas ve İsrail arasındaki arabuluculuk faaliyetlerinin askıya alındığını duyurmuş, Katar Dışişleri Bakanlığı da bu kararı ‘ciddiyetsizlik ve şantajın reddedilmesi sonucunda’ aldıklarını açıklamıştı. Katar Dışişleri Bakanlığı tarafından o dönemde yapılan resmî açıklamalara göre, bu çabalar müzakerelerin son turunda bir anlaşmaya varılamaması üzerine askıya alındı.

El-Ensari, Katar'ın arabuluculuk çabalarına ancak Gazze Şeridi'ndeki savaşı sona erdirmek ve insani acılara son vermek için gerekli ciddiyet gösterildiğinde yeniden başlayacağını açıkladı. El-Ensari ayrıca, Katar'ın arabuluculuğunun şantaja maruz kalmasını kabul etmeyeceğini de vurguladı.

Mısır, Katar ve ABD aylardır İsrail ile Hamas arasında Gazze Şeridi'nde bir ateşkes anlaşmasına varılması ve iki taraf arasında esir ve mahkûmların takas edilmesi için dolaylı müzakereler yürütüyordu. Son anlaşmaya varma çabaları, İsrail'in kendi koşullarını karşılamadığı gerekçesiyle anlaşmayı reddetmesi, 6 Mayıs'ta Refah'a askeri bir operasyon başlatması ve ertesi gün Refah Sınır Kapısı’nın Filistin tarafını kontrol altına almasının ardından durdu.