Epstein skandalı, İsrail seçim kampanyasının merkezine oturdu

İsrail eski Başbakanı Ehud Barak geçen hafta (Tel Aviv)
İsrail eski Başbakanı Ehud Barak geçen hafta (Tel Aviv)
TT

Epstein skandalı, İsrail seçim kampanyasının merkezine oturdu

İsrail eski Başbakanı Ehud Barak geçen hafta (Tel Aviv)
İsrail eski Başbakanı Ehud Barak geçen hafta (Tel Aviv)

İsrail eski Başbakanı Ehud Barak, ismini, fuhuş amaçlı insan kaçakçılığı yaptığı gerekçesiyle tutuklanan ABD'li milyarder Jeffrey Epstein ile bir arada kullandığı için İngiltere merkezli Daily Mail gazetesine hakaret davası açacağını duyurdu. Barak, yaklaşan İsrail seçimlerinde Başbakan Binyamin Netanyahu hükümetini düşürmekte başarısız olması için bu tarz eylemlerin yaşandığını ifade etti.
Haberde, Barak’ın ismi, daha önce bazı ticaret ortaklığı kurduğu Epstein ile birlikte birkaç defa bir arada kullanılıyor. Epstein, reşit olmayan kız çocuklarına yönelik cinsel istismar ve fuhuş ağı oluşturma suçlamalarıyla tutuklanmıştı.
Ancak Daily Mail gazetesinin haberinde, Barak’ın Epstein ile ticaretin yanı sırsa fuhuş ile ilgili konularda bir ortaklığının olduğunu ifade ediliyor. Haberde yer alan fotoğrafta Barak’ın Epstein’in evine girdiği görülüyor.
Ehud Barak iddiaları reddetti
Gazete, Barak’ın Epstein’in evine girdiği gün en az 4 kadının daha eve geldiğini öne sürdü. Barak’ın bu iddiayı yalanlamasının ardından gazete söz konusu kadınların eve girdiği fotoğrafları yayınladı.
Barak, reşit olmayan kız çocuklarına yönelik istismar ile bağlantısı olduğu yönündeki iddiaları reddetti.
İsrail’deki sağ kesimler “Barak - Epstein skandalı”nı seçim kampanyasının merkezine yerleştirdi. Barak ise hakkında yürütülen kampanyalar üzerine, Epstein ile ticari ortaklık dışında başka bir ilişkisi olmadığını yinelerken, gazeteye iftira ve karalama suçlarından dava açacağını söyledi.
Barak açıklamasında, Netanyahu hükümetini düşürme görevini yerine getirememesi için kendisine “itibar kastı” kampanyası düzenlendiğini ifade etti.
Karşılıklı sert sözler
Epstein’in tutuklanmasının ardından Netanyahu ve Barak, Twitter üzerinden karşılıklı sert açıklamalarda bulundular. Netanyahu, Twitter hesabından Epstein ile Barak arasında bağlantı kurulan haberi paylaşarak, “Medya halen sessiz” diye yazdı.
Barak, Netanyahu’nun paylaşımına “Tanıdığın birinin suç teşkil eden faaliyetlerde bulunduğunu öğrenmek acı verici. İlk olarak Netanyahu şimdi de Epstein” şeklinde karşılık verdi.
Netanyahu, Barak ve Epstein arasındaki ilişkiye dair yaptığı paylaşımlardan birinde, “Son olarak Ehud Barak nasıl 2,5 milyon dolar verdi” ifadesini kullandı.
Olay hakkında
Cinsel taciz suçundan sabıkası olan 66 yaşındaki ABD'li milyarder işadamı Jeffrey Epstein, fuhuş amaçlı insan kaçakçılığı suçlamasıyla 7 Temmuz'da New York'ta tutuklandı. 2007 ve 2008 yıllarında kız çocuklarına cinsel istismar suçlamasıyla yargılanan Epstein, ABD Başkanı Donald Trump yönetiminde Çalışma Bakanı olan dönemin Miami Başsavcısı Alexendar Acosta ile varılan anlaşma gereği, hakkındaki suçlamaları kabul ederek 13 ay hapis yattıktan sonra serbest bırakılmıştı.
ABD Çalışma Bakanı Alexander Acosta, kız çocuklarına yönelik cinsel istismar suçlamasıyla yargılanan milyarder iş adamı Jeffrey Epstain ile yaptığı anlaşmanın tekrar gündeme gelmesinin ardından yaşanan tartışmalar üzerine geçtiğimiz Cuma günü istifa ettiğini açıklamıştı.



İran, ABD'nin ‘ırkçı’ seyahat yasağını kınadı

ahran'daki ABD Büyükelçiliği’nin yanındaki ABD karşıtı duvar resminin önünden geçen İranlı bir adam (EPA)
ahran'daki ABD Büyükelçiliği’nin yanındaki ABD karşıtı duvar resminin önünden geçen İranlı bir adam (EPA)
TT

İran, ABD'nin ‘ırkçı’ seyahat yasağını kınadı

ahran'daki ABD Büyükelçiliği’nin yanındaki ABD karşıtı duvar resminin önünden geçen İranlı bir adam (EPA)
ahran'daki ABD Büyükelçiliği’nin yanındaki ABD karşıtı duvar resminin önünden geçen İranlı bir adam (EPA)

Tahran bugün, ABD Başkanı Donald Trump yönetiminin, aralarında İran'ın da bulunduğu 12 ülke vatandaşlarının ABD'ye seyahat etmesini yasaklama kararını kınadı.

İran Dışişleri Bakanlığı Yurt Dışındaki İranlılar Genel Müdürü Ali Rıza Haşimi Reca, ABD'nin kararının ‘ABD politika yapıcıları arasında üstünlük ve ırkçılığın hâkim olduğunun açık bir kanıtı’ olduğunu söyledi.

Reca, 12 ülkenin vatandaşlarına seyahat yasağı ve diğer yedi ülkenin vatandaşlarına giriş kısıtlamaları getirme kararının, ‘ABD politika yapıcılarının İran halkına ve Müslüman halklara yönelik derin düşmanlığını gösterdiğini’ belirtti.

Reca, ABD'nin kararının ‘uluslararası hukukun temel ilkelerini ihlal ettiğini’ ve ‘yüz milyonlarca insanın yalnızca milliyetleri ya da dinleri temelinde seyahat etme hakkını’ yasakladığını ifade etti.

Reca, söz konusu kararın ‘sistematik ırk ayrımcılığı’ teşkil ettiğini ve ABD'ye ‘uluslararası sorumluluk’ yükleyeceğini söyledi. İran Dışişleri Bakanlığı'na göre İran'ın ABD'de 1,5 milyon vatandaşı bulunuyor ve bu rakam yurtdışındaki en büyük İranlı topluluğu oluşturuyor.

Trump'ın çarşamba günü açıkladığı kararnameye göre pazartesi günü 12:01'den itibaren 12 ülkenin vatandaşlarının ABD'ye girişleri yasaklanacak.

Kararname kapsamındaki ülkeler Afganistan, Myanmar, Çad, Kongo Cumhuriyeti, Ekvator Ginesi, Eritre, Haiti, İran, Libya, Somali, Sudan ve Yemen.

Trump'ın ülkeyi ‘yabancı teröristlere’ karşı korunmak için gerekli olduğunu söylediği yasak, 2017-2021 yılları arasındaki ilk döneminde uyguladığı benzer bir hamleyi hatırlatıyor.