AB'den Türkiye'deki mültecilere 1.41 milyar euro

AB'den Türkiye'deki mültecilere 1.41 milyar euro
TT

AB'den Türkiye'deki mültecilere 1.41 milyar euro

AB'den Türkiye'deki mültecilere 1.41 milyar euro

Avrupa Birliği Komisyonu, Türkiye'deki mültecilere destek olmak üzere 1.410 milyar euro tutarında özel tedbiri kabul etti. 
Avrupa Birliği Komisyonu, sağlık, koruma, sosyo-ekonomik destek ve belediye altyapısı alanlarında Türkiye'deki mültecilere destek olmak üzere 1.410 milyar euro tutarında özel tedbiri kabul etti. Yapılan açıklamada; Türkiye'deki Mülteciler için Mali Yardım Programı'nın (FRIT) ikinci dilimi kapsamında hayata geçirilecek olan 'özel tedbir' mülteciler ve ev sahibi toplumların ihtiyaçlarına karşılık verilmesinde Türkiye'ye sağlanan AB desteğinin devamını sağlayacağı bildirildi. Tedbir ile FRIT kapsamındaki 6 milyar euronun toplam 5.6 milyar euroluk kısmının tahsis edildiği, kalan kısmının da yaz aylarında tahsis edileceği belirtildi. 
Yeni destek paketi kapsamında dört proje hayata geçirilecek 
Yeni destek paketi kapsamında sağlık, koruma, sosyo-ekonomik destek ve belediye altyapısı alanlarında dört proje hayata geçirilecek. Söz konusu paket aynı zamanda insani yardımdan kalkınma desteği yaklaşımına geçişi yansıtacak. Tedbir, bakanlıklara sağlanacak doğrudan hibeler ile diğer ortaklarla yapılacak katkı anlaşmaları yoluyla uygulanacak. Bu kapsamda sözleşmelerin en geç 2020 sonunda imzalanması ve en geç 2020 ortasında tamamlanması gerekiyor. 
Paketin önemli bir özelliğinin de FRIT kapsamında finanse edilen faaliyetlerin FRIT sona erdikten sonra da sürdürülebildiğinin sağlanmasını amaçlaması dolayısıyla mültecilere yönelik içerme, kendi kendine yetebilme ve entegrasyon desteğinin sürdürülebilir olması ihtiyacını vurgulaması olduğu açıklandı. 
"Mülteci nüfusu yüksek illerde belediye altyapı hizmetlerine destek arttırılacak" 
Paketin kabul edilmesi vesilesiyle AB Türkiye Delegasyonu Başkanı Büyükelçi Christian Berger, şunları söyledi: "Bu finansman kararıyla AB, taahhütlerini yerine getirmeye devam ettiğini göstermektedir. Mültecilere yönelik sağlık ve koruma hizmetlerini, ve mülteci ve ev sahibi toplumların dirençliliği ve kendi kendine yetebilme kapasitelerinin sosyo-ekonomik destek vasıtasıyla arttırılmasını sağlamayı sürdüreceğiz. Bunların yanı sıra mülteci nüfusu yüksek illerde belediye altyapı hizmetlerine destek arttırılacaktır. Bugün bu tedbirin onaylanması, dünyada en fazla sayıdaki mülteciye ev sahipliği yapma çabalarında Türkiye'ye destek olma taahhüdümüzün ifadesidir". 



İş stresi alkol tüketimini artırıyor: Çalışanların yüzde 64'ü etkileniyor

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash
TT

İş stresi alkol tüketimini artırıyor: Çalışanların yüzde 64'ü etkileniyor

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash

Yeni bir araştırmaya göre çalışanların neredeyse üçte ikisi iş kaynaklı stres veya baskılar nedeniyle daha fazla alkol tüketiyor.

Alcohol Change UK'in 2 bin çalışanla yaptığı ankete göre, Birleşik Krallık'ta çalışanların yüzde 64'ü işle ilgili nedenlerden dolayı alkol kullandığını bildirdi. Son 12 ayda artan tüketimin arkasında iş stresi, baskı ve kaygı var.

Her 10 kişiden 4'ü işle ilgili kaygılar nedeniyle alkol tüketimini artırdığını söylerken, katılımcıların yüzde 38'i iş stresiyle başa çıkmak için daha fazla içtiğini belirtti.

Üçte birinden fazlası işyerindeki baskı veya son teslim tarihleri nedeniyle daha fazla içki içerken, yüzde 29'u iş güvensizliği nedeniyle alkol tüketiminin arttığını söyledi.

Alcohol Change UK araştırma grubunun danışmanlık ve eğitim müdürü Jane Gardiner şunları söyledi:

Yaptığımız işler son derece çeşitli olsa da bu araştırma geçen yıl birçoğumuzun işle ilgili stres, kaygı, baskı ve iş güvensizliğini yönetmek amacıyla daha fazla alkol aldığını gösteriyor. Ancak alkol, yetersiz uykudan akşamdan kalmalığa, yüksek tansiyondan depresyona kadar birçok sağlık sorununa yol açarak genel sağlığımıza ve refahımıza ciddi zararlar verebilir. Bazıları için kısa süreli bir rahatlama sağlasa da zaman içinde stres, kaygı ve baskı duygularını daha da kötüleştirmesi ve istesek bile kurtulması zor bir kendi kendini tedavi etme döngüsüne yol açması daha olası.

Alkol Farkındalık Haftası'nın başlangıcı münasebetiyle yayımlanan araştırma, çalışanların işyerinde alkol konusunda önleyici eylem ve eğitim taleplerini ortaya koydu.

Bu yılın teması "Alkol ve iş", çalışma ortamlarının ve baskıların içki içme şeklimizi nasıl etkileyebileceğine ve nasıl daha sağlıklı, daha kapsayıcı işyeri kültürleri oluşturabileceğimize odaklanıyor.

Ankete katılan her 10 çalışandan 8'inden fazlası, işverenlerin işyerinde alkol konusunu ele almada bazı sorumlulukları olduğuna inanıyor. Ancak üçte birinden fazlası işyerinde alkol yerine ruh sağlığı hakkında konuşurken kendini daha rahat hissettiğini söyledi.

Gardiner sözlerini şöyle sürdürdü:

Son yıllarda işyerlerinde ruh sağlığı alanında görülen ilerlemenin bir yansıması olarak, konuşmaları teşvik etmek, şefkat ve desteği artırıp damgalanmayı azaltmak için, çalışanlardan alkol farkındalığı ve eğitimi konusunda bu kadar güçlü bir iştah görmek çok cesaret verici. Olumlu olan şu ki, çalışanlar alkolle ilgili sorunlarda reaktif müdahale yerine önleyici ve proaktif yaklaşımın daha etkili olduğunu kabul ediyor gibi görünüyor. İşte bu tür bir destek, alkolü tabu olmaktan çıkarmaya başlayacak, içki içme alışkanlıklarımızın genel sağlığımız ve refahımız üzerindeki etkisine dair farkındalık yaratacak ve önlenebilir alkol zararlarını daha meydana gelmeden önleyecek.

Independent Türkçe