Suriye arenası ve olası cepheler

Hem İran hem de ABD tarafı çatışmanın gerçekleşmesi halinde genişleyeceğini biliyor

Suriye topraklarında daha fazla çatışmayı ağırlayabilir
Suriye topraklarında daha fazla çatışmayı ağırlayabilir
TT

Suriye arenası ve olası cepheler

Suriye topraklarında daha fazla çatışmayı ağırlayabilir
Suriye topraklarında daha fazla çatışmayı ağırlayabilir

Washington ile büyük ve etkili devletlerin başkentlerinde gözlemciler, Suriye sorunu ve farklı faktör ve gelişmelerin birbiri ile çakışması ışığında gelecekte durumun nasıl olacağı konusunda bölünmüş bulunmakta.
Bu faktör ve gelişmelerin en önemlisi: ABD-İran çatışmasında gerilimin yükselmesi ve Suriye topraklarına etkisi, Erdoğan hükümeti ile Suriye Demokratik Güçleri (SDG) arasındaki çatışma ve bunun sahada yol açabileceği sonuçlardır.
Ayrıca Rusya’nın Esed rejimine ve İran güçlerine verdiği destek, İran-ABD gerilimi gölgesinde bu desteğin kapsamı hakkındaki sorular, Suriye’de Hizbullah ve İran ile çatışmada İsrail’in rolü ve bunun Lübnan’da 2006 yılından bu yana var olan ateşkesi nasıl etkileyeceğidir.
ABD yönetimi içerisinde ve dışında bu konu ile ilgili olanlar Suriye’deki durumu incelemek ile uğraşmaktadır. Suriye arenasının Yemen, Irak, Lübnan ve Libya'daki diğer arenelar ile arasındaki bağlantının gölgesinde mevcut cepheler ile ilgili her şey  tüm yönleriyle ele alınıp okunmaktadır.
Washington’daki Beyaz Saray, Savunma Bakanlığı, Dışişleri Bakanlığı ve istihbarat kurumları olsun karar vericilerin en çok önem verdikleri birinci cephe; Suriye arenasında yaşanabilecek bir    ABD-İran çatışmasının yol açabileceği sonuçlardır.
Suriye’de İran; füzeler ve ağır toplar ile takviye edilmiş olarak rejimin kontrolü altındaki topraklarda yayılmış ve Devrim Muhafızları’na bağlı geniş güçlere sahiptir.
Dolayısıyla planlı olayların yaşanması İran güçleri ile SDG’nin kontrolü altındaki topraklarda bulunan ABD güçleri arasında bir çatışmaya yol açabilir.
İran, ABD güçlerini sıkıştırmak için Esed rejimi güçleri ile birlikte SDG’nin topraklarına saldırabilir. Bu da Haşdi Şabi gibi Irak’ta İran’a bağlı olan milis güçlerin Esed güçlerine destek olmak ve ABD’lileri kıskaca almak için sınırı geçebileceği anlamına gelmektedir.
Bu senaryonun büyük sonuçları olacaktır.
En önemlileri; Irak’tan Suriye’ye daha fazla ABD gücü kaydırılması, uçak kullanımının yoğunlaştırılması hatta İsrail’e Suriye’nin güneyinde bulunan Hizbullah ve İran güçlerine daha fazla saldırı düzenleme izni verilmesidir.
Burada düzenlenecek saldırılar ile geçmişte olduğu gibi sadece geleneksel hava saldırıları değil Suriye ve Irak cephelerinin ateşlenmesine ve bu ateşin büyük olasılıkla Lübnan’a kadar ulaşmasına neden olacak saldırılar kastedilmektedir.
Hem İran hem de ABD tarafı bu çatışmanın yaşanması halinde genişleyeceğini bilmektedir. Bu yüzden ikisi de şu ana kadar ondan kaçınmaya çalışmaktadır.
İkinci cephe bir yandan İsrail’i diğer yandan ise Esed rejimi, İran ve Hizbullah’ı kapsamaktadır. Yetkililerinin açıklamalarına göre İsrail; İran’ın füze rampalarını ve Hizbullah’a ait mevkileri özellikle de İran silahlarını Lübnan’a sokma hattı üzerinde olanları hedef almayı sürdürse de Suriye’deki iç savaşa müdahil olmak istememektedir.
Ancak İran’ın, askeri terim ile İsrail topraklarına ölümcül mesafede uzun menzilli füzeler yerleştirmesi halinde sınırlı saldırılar düzenleme senaryosu değişebilir. Böyle bir şey Suriye’de başlayıp muhtemelen Lübnan’a da uzanacak bir çatışmanın fitilini ateşleyecektir.
Rusya ve rolü ile ilgili olarak ise; geçtiğimiz yıllar boyunca gördüğümüz gibi Moskova, Suriye kıyılarındaki varlığını ve nüfuzunu korumaya Şam’daki rejimi korumak yanında önceliklerinin başında yer vermektedir Ayrıca Şam ile Akdeniz kıyı bölgesi arasındaki hava sahası kontrolünü korumaya ve özellikle  İdlib’teki cihatçı örgütlerle savaşında İran ekseni kuvvetlerini desteklemeye öncelik vermektedir.
Bunun yanında Rusya, 1.5 yıl önce Tedmur (Palmira) ile Haseke arasındaki saha faaliyetlerini genişletmeye çalışsa da  ABD tarafından engellendi. Bunun üzerine Suriye çölünde iki gücü birbirinden ayıran kırmızı bir hat çizildi. Rusya’nın İran ile İsrail arasında ya da Esed rejimi ve müttefikleri ile ülkenin doğusundaki Kürtler arasında yaşanabilecek herhangi bir çatışmaya müdahil olması uzak bir ihtimaldir. Ama Rus hava gücünün, rejimin ordusu ve İran’ın silahlı gruplarının bulunduğu bölgelerde bulunan kuvvetlerini korumaya çalışması olasıdır.
Ortak sınırda bulunan Türk güçleri ile SDG arasında bir çatışma yaşanması olasılığı ile açılması muhtemel son cephe, en tehlikeli olan cephedir. Çünkü bu çatışma Türk güçlerinin kendisini destekleyen milis güçler ile birlikte Fırat’ın doğusundaki Kürt bölgelerinin derinliğine kadar ilerlemesine yol açabilir.
Bilindiği gibi ABD-Türkiye ilişkileri , S-400 füze sistemi nedeniyle iyi değil.  Türklerin müdahalesi, ABD güçlerinin pozisyonunu büyük ölçüde etkileyecektir. Washington için bu, kabul edilemez bir durumdur.  Bu da  Erdoğan ile ABD arasında bir çatışmanın yaşanması halinde Suriye’nin karanlık bir tünele gireceği anlamına gelmektedir. Bu çatışma eşi benzeri görülmemiş ve yıkıcı bir çatışma olacaktır.
ABD için en kötü senaryo ise bir İran-Türkiye ittifakının oluşması ve 2 tarafın güçleri ve kendisine bağlı milis güçlerin aynı anda SDG bölgelerine doğru harekete geçmesidir. Böyle bir adım, ABD güçlerinin bu güçler ile karşı karşıya gelmesine neden olacaktır. Bu senaryo; ABD güçlerine takviye yapılması ve Arap Koalisyonu’nun güneyden Ürdün topraklarından Suriye’ye giriş yapması ile sonuçlanacak bir başka senaryoyu ortaya çıkaracaktır. Dolayısıyla  bölgenin tamamı patlamaya hazır bir yanardağına dönüşecektir.
Velid Faris’in Independent Arabia’da yayınlanan makalesi



Netanyahu ‘ateşkes’ müzakerelerine rağmen neden İsrail ordusundan Gazze'yi işgal planı yapmasını istiyor?

Netanyahu, Kabinet toplatısına başkanlık ederken (Arşiv - DPA)
Netanyahu, Kabinet toplatısına başkanlık ederken (Arşiv - DPA)
TT

Netanyahu ‘ateşkes’ müzakerelerine rağmen neden İsrail ordusundan Gazze'yi işgal planı yapmasını istiyor?

Netanyahu, Kabinet toplatısına başkanlık ederken (Arşiv - DPA)
Netanyahu, Kabinet toplatısına başkanlık ederken (Arşiv - DPA)

Hamas Hareketi ve İsrail’den müzakereciler Katar’ın başkenti Doha'da Gazze'de ateşkes konusunda dolaylı müzakerelere başlamaya hazırlanırken, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ordusundan Gazze'yi işgal etmek için bir plan hazırlamasını istedi.

Netanyahu'nun adamları, cumartesi akşamı savaşı yönetmek için yapılan güvenlik toplantılarında yaşananları sızdırdılar. Toplantıda şiddetli tartışmalar, bağırışmalar ve masaya vurmalar yaşandığını söylediler. Ayrıca Başbakan’ın Genelkurmay Başkanı Eyal Zamir'e Gazze'yi işgal etmek için bir plan hazırlamasını ve ateşkesin ilan edilmesi muhtemel görünen Washington ziyaretinden döndükten sonra kendisine sunması talimatı verdiğini aktardılar.

İsrailli analistler bu sızıntının amacına ilişkin farklı görüşlere sahipler. Bazıları, bunun sadece ‘Hamas liderliğine Doha turunda önerileri kabul etmesi için son anda baskı yapmayı amaçladığını’ bazıları ise Netanyahu'nun ‘hükümetin kendisine Gazze'yi işgal etmesi ve Filistinlilere karşı şiddetli operasyonlarının dozunu artırması için baskı uyguladığını sızdıran ordu kademesine öfkesini göstermeyi amaçladığını’ söylediler.

Üçüncü bir analist grubu ise bu gidişatın ‘hükümetin ateşkesi reddetme tutumunun gerçeğini’ yansıttığı görüşündeydi.

Birden fazla sebep

Ancak tüm bu nedenlerin bir araya gelmesi Netanyahu'nun Zamir'den taleplerinin arkasında yatan neden gibi görünüyor. Netanyahu, Hamas'a baskı uygulayarak kalıcı ateşkes şartından vazgeçmesinin yanı sıra (Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir ve Maliye Bakanı Bezalel Smotrich’in temsil ettiği) Dini Siyonizm akımının hükümetten çekilmemesi için işgal ve sürgün tehdidini masada tutmak ve böylece sağcı tabanını memnun etmek istiyor.

Jfkfjf
İsrail Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir, Kudüs'ün eski kentinde dolaşıyor (Arşiv - Reuters)

Son olarak Netanyahu, ordunun kendini savunma konumunda kalmasını istiyor ve başarısızlıkla suçlanmaktan korkuyor. Ayrıca, ABD Başkanı Donald Trump’a da Netanyahu’nun kendisi gibi ‘sadece güç yoluyla barış istediği’ mesajını veriyor.

Toplantıda neler oldu?

Toplantı, ateşkes anlaşmasına varılamaması durumunda askeri planların görüşülmesi üzerineydi. İsrail merkezli televizyon kanalı Kanal 12'nin haberine göre toplantı, İsrail ordusunun ‘Gideon'un Arabaları Operasyonu’nun hedeflerine ulaşmaya yaklaştığını açıklamasının ardından, ‘savaşın, rehineleri kurtarma ve Hamas'ı hezimete uğratma hedeflerini gerçekleştirmek amacıyla siyasi düzeyde sunacağı çeşitli olasılıkların ve planların ortaya çıkmasının ardından gerçekleşti.

Kanal 12, toplantıda Başbakan Netanyahu ile Genelkurmay Başkanı Zamir arasında sert bir tartışma yaşandığını, bakanlar Ben Gvir ve Smotrich'in ise başbakanı desteklediğini bildirdi.

Ben Gvir ve Smotrich'in Genelkurmay Başkanı'nı siyasi düzeydeki tavsiyeleri uygulamamakla suçladığını aktaran Kanal 12, Genelkurmay Başkanı'nın ise “Gazze'de oyalanacak zaman yok... Sözlerinize dikkat edin. Savaşlarda askerler ölüyor” şeklinde yanıt verdiğini kaydetti.

Toplantı sırasında Netanyahu'nun sesini yükselterek masaya yumruğunu vurduğunu ve Gazze halkı için geniş çaplı bir tahliye planı hazırlanarak onların Gazze'nin güneyine yerleştirilmesini talep ettiğini iddia eden Kanal 12’ye göre Netanyahu, “Taviz vermeyeceğim. Hamas hiçbir koşulda Gazze'de kalmayacak” dedi.

Kanal 12 ayrıca Genelkurmay Başkanı Zamir’in İsrail'in Gazze halkı üzerinde kontrolünü sürdürmesine karşı çıktığını ve kontrolün kaybedileceği konusunda uyardığını bildirdi.

İsrail Genelkurmay Başkanı toplantıda, “Askeri yönetim mi istiyorsunuz? İki milyon aç ve aşağılanmış insanı kim yönetecek?” diye sordu. Bunun üzerine Netanyahu yüksek sesle “Ordu ve İsrail Devleti” yanıtını verdi ve ardından “Askeri yönetim istemiyorum, ancak Hamas'ı hiçbir şekilde kabul etmeyeceğim” diye ekledi.

Zamir, Netanyahu'nun sözlerine “Bunu konuşmalıyız, bu konuda anlaşamadık. Aç ve öfkeli insanları kontrol etmek, kontrolün kaybedilmesine ve ordunun saldırıya uğramasına yol açabilir” diye yanıt verdi. Zamir ayrıca, bu planın İsrail ekonomisi ve toplumu üzerinde muazzam etkileri olacağını ve düzenli ve yedek kuvvetlerin konuşlandırılması açısından büyük kaynaklar gerektireceğini belirtti.

Netanyahu, toplantı sırasında Zamir'den, ABD Başkanı Donald Trump ile Gazze ve İran konusunda görüşmeler yapmak üzere Washington'a gittikten sonra geri dönene kadar Gazze Şeridi için tahliye planı hazırlamasını istedi. Netanyahu, hafta sonuna kadar Washington'da kalacak.

Zafer pozu arayışı

İsrail ordusu Gazze'deki operasyonlarını korkunç bir şekilde yoğunlaştırdı. Çünkü savaşı güçlü bir zafer pozuyla bitirmek istiyor.

Şimdiye kadar onun Lübnan, Suriye ve İran cephelerinde ‘başarılı’, ancak Gazze cephesinde ‘başarısız’ olduğu yönünde bir tablo ortaya çıktı. Savaşın Hamas'a ağır darbeler indirilmeden sona ermesini hayal edemeyen İsrail ordusu, Gazze'de şimdiye kadar elde ettiği başarıların hükümet tarafından siyasi kazanca dönüştürülmesi için yeterli olduğuna inanıyor.

Netanyahu’nun öfkesinin sebebi de tam olarak bu eğilim. Çünkü bu durum topu kendi sahasına atıyor. Oysa sorumluluğu başkalarına yükleme konusunda gerçek bir usta olan Netanyahu 7 Ekim 2023’ten bu yana görevden aldığı çoğu komutan ve güvenlik yetkilisiyle de aynısını yapmıştı.

Hem Netanyahu hem de Zamir, Hamas'ın İsrail askerlerinin hayatına kasteden operasyonlarını sürdürmesinden dolayı bir miktar hayal kırıklığı yaşıyor. Halbuki Hamas büyük suikastlara uğramış, kalesi olan Gazze ile halkı katliama ve yıkıma maruz kalmıştı.

Kcjfj
Gazze'de yaralanan bir İsrail askerini taşıyan İsrail Hava Kuvvetleri askerleri, Ocak 2024 (AFP)

Ancak Genelkurmay Başkanı Zamir, Gazze'deki başarısızlıkları diğer cephelerdeki kazanımlarla telafi etmenin mümkün olduğunu düşünüyor. Savaşı bu aşamada sona erdirmeyi tercih eden Zamir, “Gazze'de kalmak bir kumar ve dünyanın en güçlü orduları bile işgalci örgütlerle savaşamaz” diyor.

Bununla birlikte Zamir, farklı bir görüşe sahip olsa bile siyasi liderliğin emirlerine uymaya hazır olduğunu söyledi.

Sızıntılar öfkeye neden oldu

Ancak sorun şu ki, Netanyahu'nun hükümetteki arkadaşları, sadece Ben-Gvir ve Smotrich değil, Likud Partisi’nden milletvekilleri ve bakanlar da Netanyahu'nun açıklamalarıyla yetinmiyor ve bunları Beyaz Saray'da olacakları örtbas etme girişimi olarak görüyorlar.

Bu yüzden pazar günü Zamir ve Netanyahu'yu eşit şekilde eleştiren açıklamalarda bulunan Smotrich, “Kabinet’ten sızdırılan bilgiler, devletin güvenliğini tehdit eden kabul edilemez bir durumdur ve buna bir son verilmeli” ifadelerini kullandı.

Jgjfj
Netanyahu ve Smotrich Kabinet toplantılarından birinde (Reuters)

İsrail Maliye Bakanı Smotrich, eleştşirilerini şöyle sürdürdü:

“Gerçek şu ki tüm cephelerdeki büyük başarılara rağmen, insani yardımların Hamas'a ulaşmasını engellemek konusunda Genelkurmay Başkanı görevini yerine getirmiyor ve siyasi liderliği Hamas'a yardım ulaştırmaya zorluyor. Bu yardımlar savaş sırasında düşmanın lojistik tedarikine dönüşüyor. Tüm saygımla, eleştirilerim aynı zamanda savaşın sürdüğü aylar boyunca siyasi düzeyde alınan kararları uygulamaya koyamayan ve ordunun üst düzey komutanlarına dayatamayan Başbakan’a da yöneliktir. Bu kararlar, Hamas'ı ortadan kaldırmak ve rehineleri geri almaktı.”