Cezayirli kadınlar sokak hareketlerine öncülük ediyorlar

16 Temmuz 2019’da yapılan hükümet karşıtı protesto gösterisinde pankart taşıyan Cezayirli öğrenciler (Reuters)
16 Temmuz 2019’da yapılan hükümet karşıtı protesto gösterisinde pankart taşıyan Cezayirli öğrenciler (Reuters)
TT

Cezayirli kadınlar sokak hareketlerine öncülük ediyorlar

16 Temmuz 2019’da yapılan hükümet karşıtı protesto gösterisinde pankart taşıyan Cezayirli öğrenciler (Reuters)
16 Temmuz 2019’da yapılan hükümet karşıtı protesto gösterisinde pankart taşıyan Cezayirli öğrenciler (Reuters)

Cezayir’deki halk hareketi, ülkedeki kadınların hayatlarında değişim isteği ile birlikte kendilerini daha özgür kılmak için “Geleneksel ve Muhafazakar Toplum” başlığı altında başlayan sokak hareketiyle tüm kısıtlamaları kırdı. Bu, ülkede büyük bir dönüm noktası oldu.
Cezayirli kadınlar, cuma günleri yapılan yürüyüşlerde ön plana çıkmaya başladı. Öyle ki 22 Şubat 2019’dan bu yana yapılan barışçıl protestoların devamlılığının arkasındaki en önemli faktör haline geldiler.
Erkeklerin ağırlıklı olduğu bir sahnede kadınların varlığı dikkat çekiyor
Cezayirli kadınlar tıpkı erkekler gibi protestolarda ön plana çıkarken her cuma günü yapılan yürüyüşlere de sloganlar atarak ve sokaklarda yürüyerek, güneşin altında bunalan insanlara su dağıtarak, evde hazırladıkları tatlılar ve yiyecekleri dağıtarak, yaşlıların ve çocukların yardımına ve acil durumlarda ilk yardıma koşarak özel bir destek sunuyorlar.
Cezayirli kadınların daha önce bazı sınırlı noktalar ve durumlar dışında sokaklarda olması mümkün değildi. Ancak bugün sokaklarda, protestolarda, siyasette, yönetimde, askeri kurumlarda ve evlerden üniversitelere kadar tüm eğitim düzeyinde tartışma ve diyalog oturumları düzenliyorlar.
Yükü sırtlandılar
Cezayir'deki Oran 1 Üniversitesi'nde sosyoloji profesörü olan Kemal Harzavi, Independent Arabia’ya yaptığı değerlendirmede şunları söyledi:

“Kadınların çeşitli eğitim düzeyleri ve halk hareketlerine katılımı, onların statükonun gereklilikleri konusundaki farkındalığını yansıtıyor. Kadının önce aile, daha sonra da toplum içinde nesiller yetiştiren ve Cezayir’de yeni bir adalet ve eşitlik sağlayan rolünü pekiştiriyor. Kadınların halk hareketi içindeki varlığı son zamanlarda cinsiyetler arasında ortaya çıkan psikolojik rahatsızlıklar, tepkiler ve yabancı düşmanlığıyla ilgili oldu.”
Cezayir’de kadınlar, izole bir dindarlık imajından çıkarak Cezayir'i siyasi tıkanıklığın yanı sıra ekonomik ve sosyal krizlerden kurtarmak için diyalog ve müzakere sürecine katılan ve aktif rol üstlenen bir görünüme kavuştu.
Cezayirli kadınlar ve halk hareketi
Cezayirli kadınların mücadelesi yeni değil. Ülkenin Fransız sömürgeciliğinden kurtuluşu sırasında erkeklerin yanında yer alan kadınların 5 Temmuz 1962'de ülkenin bağımsızlığını ilan etmesine rağmen siyasi arenadaki varlıkları oldukça zayıf kaldı. Hareket, Cezayirli kadınların değişim trenini kaçırmak istemediklerini ve ülkenin geleceğini şekillendirmede güçlü bir rol oynamaya karar verdiklerinin bir işareti oldu.
Halk hareketinin Cezayir'deki kadınların çoğunluğunun düşüncesini değiştirmesine katkıda bulunduğunu söyleyen Prof. Harvazi değerlendirmesine şöyle devam etti:
“Cezayirli kadınlar, siyasi olaylardan bir süre uzak durduktan sonra haber bültenlerini takip ederek, yürüyüşlere ve tartışmalara katılarak birer siyaset bilimci oldular. Uzun yıllar sadece yemek pişirmekle meşgul olan kadınlar şimdi ülkenin geleceğine dikkat çekmek için başlatılan halk hareketinde başı çekmeye ve katı gelenekleri kırmaya karar verdiler.”
Fark yok
Independent Arabia’ya konuşan siyaset sosyolojisi profesörü Mahmud Ebu Süleyman da konuya ilişkin şunları söyledi:

“Cezayirli kadınları farklı kılan, ilk etapta erkekler karşısında kendi haklarını savunmamaları ancak mesele özgürlük ve vatan savunması olduğunda ön plana çıkmalarıdır.”
Kadınların halk hareketinin başlamasıyla kendilerine temsilci aramadıklarını ve bizzat sokağa çıkarak rejim ve yozlaşmış yasalara karşı isyan ettiğini vurgulayan Prof. Ebu Süleyman “Yarısı köleleştirilmiş bir toplumda özgürlük ve demokrasi talebi benimsenemez” dedi. Kadın meselesinin aynı zamanda erkek meselesi de olduğunu söyleyen Ebu Süleyman açıklamasının sonunda “Sonuçta siyasi, sosyal ve ekonomik baskılara karşı koymak bir insanlık meselesidir” değerlendirmesinde bulundu.



İsrail'e ait bir insansız hava aracı, Lübnan'ın güneyindeki Ayta eş-Şaab kasabasına bomba attı

Güney Lübnan'daki Ayta eş-Şaab (Arşiv-AFP)
Güney Lübnan'daki Ayta eş-Şaab (Arşiv-AFP)
TT

İsrail'e ait bir insansız hava aracı, Lübnan'ın güneyindeki Ayta eş-Şaab kasabasına bomba attı

Güney Lübnan'daki Ayta eş-Şaab (Arşiv-AFP)
Güney Lübnan'daki Ayta eş-Şaab (Arşiv-AFP)

Lübnan Ulusal Haber Ajansı'nın haberine göre, İsrail'e ait bir insansız hava aracı (İHA), bugün öğleden sonra güney Lübnan'daki Ayta eş-Şaab kasabasına bomba attı.

İsrail savaş uçakları ve helikopterleri, bugün şafak vakti, Lübnan'ın güneyindeki Bint Cubeyl ilçesinin Deyr Anter ve Sur ilçesinin Şama kasabalarının kenarlarında hazırlanan prefabrik odaları iki saldırıyla hedef aldı.

İsrail'in, 27 Kasım'da yürürlüğe giren Lübnan-İsrail ateşkes anlaşmasının şartlarına uymadığı ve Lübnan'ın güneyi ve doğusu ile Beyrut'un güney banliyölerinde hava saldırılarına devam ettiği belirtiliyor. Şarku’l Avsat’ın aldığı bilgiye göre İsrail güçleri, Lübnan'ın güneyinde beş noktada halen konuşlanmış durumda.