İsrail, Ürdün Vadisi’ndeki Filistinlileri sudan mahrum bırakıyor

Batı Şeria’daki Ürdün Vadisi’nde bulunan İsrail yerleşim yerlerinden birinde tarım projesi yapılıyor (AFP)
Batı Şeria’daki Ürdün Vadisi’nde bulunan İsrail yerleşim yerlerinden birinde tarım projesi yapılıyor (AFP)
TT

İsrail, Ürdün Vadisi’ndeki Filistinlileri sudan mahrum bırakıyor

Batı Şeria’daki Ürdün Vadisi’nde bulunan İsrail yerleşim yerlerinden birinde tarım projesi yapılıyor (AFP)
Batı Şeria’daki Ürdün Vadisi’nde bulunan İsrail yerleşim yerlerinden birinde tarım projesi yapılıyor (AFP)

Batı Şeria’da bulunan Ürdün Vadisi’ndeki Ayn el-Beyda köyü toprakları şarkı söyleyen bir cennetken, 1974 yılında İsrail’in Makhul yerleşim yeri haline geldi. İsrail yetkilileri bin 214 metrekarelik yerleşim yerinde tarımda başarının sağlanması için başta su olmak üzere bütün gereksinimleri temin etti. Bu sırada komşu topraklardaki Filistinliler ise, su kıtlığı çekiyordu.
28 tarımsal yerleşim yeri
Makhul, İsrail’in 1967’de Batı Şeria’nın işgalini takiben kurduğu Ürdün Vadisi’nde bulunan 28 tarımsal yerleşim yerinden biri.
Ürdün Vadisi'ndeki ekilebilir arazinin alanı yaklaşık 400 bin dönümdür. Bunun 100 bin dönümü yerleşimciler tarafından ekilirken, sadece 40 bin dönümünde Filistinliler tarım yapıyor.
Şarku’l Avsat’ın Independent Arabia kaynaklı haberinde, Ürdün Vadisi'ndeki yerleşimciler yılda 42 milyon metreküp su kullanırken, Filistinliler yalnızca 12 milyon metreküp su kullanıyor.
Su, Ürdün Vadisi'ndeki yerleşimcilere 24 saat boyunca ve yüksek tazyikle ulaşırken, Filistinli çiftçiler suyun kıtlığı ve İsrail'in sularını çalmasından şikâyet ediyor.
Filistin Merkez İstatistik Bürosu’nun (PCBC) raporuna göre, İsrailli bir bireyin, Batı Şeria’daki yeraltı suyu ve su kaynaklarından yararlanma oranı Filistinli bir bireyden 7 kat daha fazladır.
Raporda, kişi başına düşen Filistinli su temininin günlük yaklaşık 70 litre olduğu işaret edilirken, İsrailliler için ise bu rakam 500 litredir. Ayrıca İsrailliler sulama alanında Filistinlilerden 9 kat daha fazla su temin edilebiliyor.
İsrail, su kaynaklarının yüzde 86'sını kontrol ederken, Filistin tarafı suyun yüzde 14'üne ulaşabiliyor.
“300 artezyen kuyusunun yüzde 40’ı kurudu”
Ürdün Vadisi Çiftçileri Sendikası Başkanı İbrahim Daik, Independent Arabia’dan Halil Musa’ya verdiği demeçte, “1967’de Batı Şeria’nın işgalinden önce, Ürdün Vadisi’nde yaklaşık 300 artezyen kuyusu vardı. Bugün bunların yüzde 40’ı kurudu. İsrail işgal yetkilileri, Ürdün Vadisi’ndeki Beytüllahim, Kudüs ve Ramallah su havzalarına ulaşmak için 500 metreye kadar derinlikte 18 kuyu kazdı” diyerek bu kuyulardan daha fazla su temin edildiğini işaret etti.
Daik, “İşgal yetkilileri, Filistinlilerin toprağı derin kazmasına izin vermiyor. Bu nedenle Filistin kuyuları yüzeysel kalıyor. Yüzeysel kuyuların suları, İsrail'in çıkardığı suya kıyasla daha taze değil. İsrail’in suları daha derin bölgelerden geliyor” diye konuştu.
İsrail ve Filistinli çiftçiler arasındaki bir diğer farka değinen Daik, “İsrail yerleşim yerindeki hurma ağacı yılda yaklaşık 160 metreküp su tüketirken, Filistinlilerin 60 metreküp tüketmektedir. Bu da İsrail’in daha kaliteli ve daha çok miktarda hurma üremesini sağlıyor” dedi.
Filistinlilerin Ürdün Vadisi'nden göçü
Kuzey Ürdün Vadisi ve Tubas ilindeki yerleşim direnişi ve Ürdün Vadisi dosya yetkilisi Mutaz Beşarat verdiği demeçte, “İsrail yetkilileri, Filistin bölgesindeki su kuyularını kurutup, bunun karşılığında kendi bölgelerindeki su kuyusu sayısı ve yerleşimci sayısını artırarak, Filistinlileri Ürdün Vadisi’nden çıkartmaya çalışıyor. Ürdün Vadisi'ndeki Filistinlilerin, Batı Şeria'nın işgalinden önce onlarca artezyen kuyusu vardı. İsrailliler, tarımsal yerleşimciler için bu kuyuların çoğuna el koydu. Ürdün Vadisi'ndeki Bardala köyündeki derin kuyulardan biri, İsrail işgali tarafından delinip kurutulmadan önce bir saatte 900 metreküp su üretiyordu” diye konuştu. Filistinlilere, sayılarındaki ve arazi alanlarındaki artışa rağmen 1973 yılında tahsis edilen aynı su miktarı tahsis ediliyor.
Beşarat, Makhula yerleşim yerindeki bir yerleşimcinin, Filistinli bir köyün temin ettiğinden yarısından fazla su temin ettiğini söyledi.
1967 (Altı Gün Savaşı) savaşından bu yana İsrail, Batı Şeria’daki su kaynaklarını neredeyse tamamen kontrol etmeyi başardı. İsrailliler, Akiferler ve Ürdün Nehri havzası dahil olmak üzere Filistinlileri meşru su kaynaklarından mahrum bırakıyor.
İsrail, 2. Oslo Anlaşması’nda Filistinlilerin 118 milyon metreküp suya temin edilmesini reddetti. Bunun yerine Filistinliler sadece 20 milyon metreküp su alabildi.



Yüzde 10 ek gümrük vergisi tehdidi... Trump, BRICS politikalarını benimseyen ülkeleri tehdit ediyor

ABD Başkanı Donald Trump (AP)
ABD Başkanı Donald Trump (AP)
TT

Yüzde 10 ek gümrük vergisi tehdidi... Trump, BRICS politikalarını benimseyen ülkeleri tehdit ediyor

ABD Başkanı Donald Trump (AP)
ABD Başkanı Donald Trump (AP)

ABD Başkanı Donald Trump dün, başta Brezilya, Rusya, Hindistan ve Çin olmak üzere 11 ülkeyi kapsayan BRICS grubuna yüklenerek, BRICS politikalarını benimseyen ülkelere yüzde 10 ek gümrük vergisi uygulamakla tehdit etti.

Trump dün sosyal medya platformu Truth Social hesabında şunları yazdı: “BRICS grubunun Amerikan karşıtı politikalarına uyum sağlayan her ülke yüzde 10 ek gümrük vergisine tabi olacak. Bu politikanın hiçbir istisnası olmayacak.”

Şarku’l Avsat’ın AFP'den aktardığına göre Trump bir başka paylaşımında da pazartesi günü (bugün) dünyanın dört bir yanındaki ülkelere ya bir ticaret anlaşmasına varmalarını ya da mallarına ağır gümrük vergileri getirilmesini talep eden mektupların ilk partisini göndermeye başlayacağını bildirdi.

BRICS liderleri dün Rio de Janeiro'da düzenlenen zirvede Başkan Trump'ın ticaret ortaklarına yönelik gümrük vergilerini eleştirdi ve İran'a yönelik son askeri saldırıları kınadı. Zirvenin ilk gününde yayınlanan ortak bildiride, “Ticareti bozan gümrük vergileri ve tarife dışı önlemlerdeki artıştan duyduğumuz derin endişeyi ifade ediyoruz” denildi.

Grup, söz konusu vergilerin yasadışı ve keyfi olduğunu ve ‘küresel ticareti daha da sınırlama, tedarik zincirlerini bozma ve uluslararası ekonomik ve ticari faaliyetlere belirsizlik getirme’ tehdidinde bulunduğunu belirtti. Brezilya, Rusya, Hindistan, Çin ve Güney Afrika'dan oluşan BRICS grubunu oluşturan 11 gelişmekte olan ülke, dünya nüfusunun yaklaşık yarısını ve küresel ekonomik çıktının yüzde 40'ını oluşturuyor. Ancak bazı liderler, bu konuda Washington ile müzakerelerde bulunduğu için, ABD'yi veya başkanını doğrudan eleştirmekten çekiniyor.

ABD Hazine Bakanı Scott Bessent dün yaptığı açıklamada, Tayvan'dan Avrupa Birliği'ne (AB) kadar Washington'un ticaret ortaklarıyla anlaşmaya varılmaması halinde yeni gümrük vergilerinin ağustos ayının ilk gününden itibaren uygulanacağını ifade etti.

Geçtiğimiz nisan ayında Trump, ülkesinin tüm ticaret ortaklarına yönelik gümrük vergilerinde önemli bir artış açıklayarak dünyayı şok etmişti. ABD'ye, ABD'den ithal ettiklerinden daha fazla ihracat yapan ülkeler için tarifeler en az yüzde 10 ile yüzde 50 arasında değişiyordu. Ancak Trump, bu tarifelerin uygulanmasını 9 Temmuz'a kadar askıya aldı ve her ülkeyle ayrı ayrı ticaret müzakereleri için kapıyı araladı.