İbadi ve Haşdi Şabi arasında sözlü gerilim yaşandı

İbadi ve Haşdi Şabi arasında sözlü gerilim yaşandı
TT

İbadi ve Haşdi Şabi arasında sözlü gerilim yaşandı

İbadi ve Haşdi Şabi arasında sözlü gerilim yaşandı

Irak’ın eski Başbakanı Haydar İbadi’nin Haşdi Şabi’ye dair yaptığı açıklamalar örgütün tepkisine neden oldu. İbadi, Haşdi Şabi güçleri içerisinde “hayali savaşçılar” veya “uzaylılar” olduğunu söyledi.
Haydar İbadi söz konusu açıklamaları geçtiğimiz günlerde katıldığı bir televizyon programında yaptı:
“Haşdi Şabi heyeti içinden bir müfettiş bana örgütün sahada 60 bin, kâğıt üzerinde ise 150 bin savaşçısının olduğunu söyledi. Savaş tüccarları Haşdi Şabi’yi kendi çıkarları uğruna kullanmak için yoğun çaba sarf ediyor. Aksi takdirde, Haşdi Şabi unsurlarının sayısının barış döneminde artması nasıl izah edilebilir? Kurbanların ve savaşçıların sömürülmesi kabul edilemez.”
Haşdi Şabi’nin Basın Sözcüsü Abdulhadi ed-Derraci dün yaptığı açıklamasında İbadi’nin dile getirdiği sorunun ordu için de söz konusu olduğunu belirtti. Haşdi Şabi üzerinde şüphe oluşturulmak istendiğini söyledi.
Derraci açıklamasında şu ifadeleri kullandı:
“Haşdi Şabi içinde ‘uzaylıların’ olduğu veya örgüt gücünün ve pozisyonunun istismar edildiği yönündeki sorunlar, Silahlı Kuvvetler genelindekilerden farklı değil. O zaman neden sadece Haşdi Şabi’ye odaklanılıyor? Neden Haşdi Şabi’nin bir parçası olduğu silahlı güçlerimizin genelindeki bu gerçekliğe yalnızca Haşdi Şabi üzerinde şüphelere yol açacak karalayıcı ve kötüleyici bir üslup yerine yapıcı bir ulusal ruh içinde çözümler aranmıyor?”
Derraci açıklamasını şöyle sürdürdü:
“Eski başbakanın yurtiçi ve yurt dışındaki Irak düşmanları tarafından bu kampanyalara sürüklenmesine şaşırdık. Özellikle de şehit, yaralı ve kayıp vermeye devam eden, Dini merciin (Ayetullah Ali es- Sistani) çağrılarının büyük bir payı olan tarifsiz fedakârlıklar gösteren, büyük zaferler kazanma yolunda diğer silahlı güçlerimize ve halk güçlerimize katkıda bulunan Haşdi Şabi hususunda…”
Derraci, İbadi’nin başbakan olarak seçilmesi sonrasında sahip olduğu başkomutan sıfatıyla Haşdi Şabi’den birinci dereceden sorumlu yetkili konumuna geldiğine dikkat çekti. Ortada bir ihmal varsa bunun birinci dereden sorumlusunun İbadi olduğunu kaydetti.
Haşdi Şabi’nin eski yöneticisi Kerim Nuri, Şarku’l Avsat’a şu açıklamalarda bulundu:
“İbadi’nin Haşdi Şabi ile olan sorunu yeni değil. Bilakis başbakanlığa geldiği 2014 yılına kadar uzanıyor. Zira iki taraf arasında belirli bazı hassasiyetler olmakla birlikte Silahlı Kuvvetler ile Haşdi Şabi taraflarını birleştirmeye çalıştı. İbadi, bir miktar yanlış anlaşılmayla birlikte uluslararası koalisyonun kendisine katılmasına mesafeli yaklaştığı Haşdi Şabi’nin büyük savaşlara dahil edilmesinde başarılı oldu.”
Nuri, açıklamasını şöyle sürdürdü:
“İbadi, ABD’nin yer almak istemediği bölgelerin büyük bir bölümünü Haşdi Şabi’ye bıraktı. İbadi, yeniden ikinci dönem başbakan olması yönündeki tartışmaların sürdüğü bir dönemde Haşdi Şabi’yi tarafsızlaştırmaya çalıştı. İbadi, Haşdi Şabi ile ilgili bugün duyurduğu bilgileri ikinci dönem de başbakan olma sürecinde açıklamadı. Bu bilgileri ikinci dönem seçildiğinde açıklayacağı varsayılıyordu.”



Hamas, İsrail'in Gazze Şeridi'ne yönelik bombardımanının devam etmesi üzerine ‘etnik temizlik’ uygulamasını kınadı

Gazze Şeridi'nin orta kesiminde İsrail ordusunun bombaladığı bölgeyi inceleyen Filistinli bir kız çocuğu, 22 Kasım 2025 (Reuters)
Gazze Şeridi'nin orta kesiminde İsrail ordusunun bombaladığı bölgeyi inceleyen Filistinli bir kız çocuğu, 22 Kasım 2025 (Reuters)
TT

Hamas, İsrail'in Gazze Şeridi'ne yönelik bombardımanının devam etmesi üzerine ‘etnik temizlik’ uygulamasını kınadı

Gazze Şeridi'nin orta kesiminde İsrail ordusunun bombaladığı bölgeyi inceleyen Filistinli bir kız çocuğu, 22 Kasım 2025 (Reuters)
Gazze Şeridi'nin orta kesiminde İsrail ordusunun bombaladığı bölgeyi inceleyen Filistinli bir kız çocuğu, 22 Kasım 2025 (Reuters)

Hamas Sözcüsü bugün yaptığı açıklamada, İsrail'in Gazze Şeridi'nin doğu bölgelerinde ve orta kesiminde ‘etnik temizlik’ yaptığını söyledi.

Sözcü Hazım Kasım, “İşgal güçleri, sarı hattın dışındaki sivilleri hedef alıyor. Bu sabahtan itibaren dört vatandaş öldürüldü, yıkım operasyonları yoğunlaştı ve doğu bölgelerinden vatandaşlar yerlerinden edildi” ifadelerini kullandı.

Şarku’l Avsat’ın Filistin resmi haber ajansı WAFA’dan aktardığına göre, bu sabah İsrail'in Gazze ve Han Yunus şehirlerini hedef alan bombardımanında dört Filistinli hayatını kaybetti, çok sayıda kişi yaralandı.

dcgtrhy
Gazze şehrinde İsrail ateşiyle öldürülen Filistinli genç Ahmed el-Hevari'nin cenazesine katılan Filistinliler (Reuters)

Gazze Şeridi’ndeki Sivil Savunma Müdürlüğü Sözcüsü Mahmud Basal, AFP’ye yaptığı açıklamada, “Bu sabah üç kişinin cenazesi hastanelere getirildi; ikisi Han Yunus’un doğusundaki Beni Suheyle kasabasında İsrail’e ait bir insansız hava aracı (İHA) tarafından, bir diğeri ise Gazze kentinin doğusundaki et-Tuffah mahallesinde İsrail tankının açtığı ateş sonucu hayatını kaybetti” dedi.

Han Yunus’taki Nasır Hastanesi, iki ölü ve biri ağır olmak üzere üç yaralıyı kabul ettiğini duyurdu. Gazze kentindeki Şifa Hastanesi’nin Müdürü Dr. Muhammed Ebu Selmiye de et-Tuffah mahallesinde sivillere yönelik tank ateşi nedeniyle bir ölü ve çok sayıda yaralının hastaneye ulaştığını doğruladı.

Gazze'deki bir güvenlik kaynağı AFP'ye, ‘işgal uçaklarının bu sabah Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus ve Refah'ın güneydoğusundaki bölgelere birkaç hava saldırısı düzenlediğini’ söyledi. Kaynak, İsrail ordusunun ‘ez-Zeytun, Şucaiyye ve et-Tuffah (Gazze şehrinin doğusu) mahallelerinde ve Han Yunus ile Refah'ta savaş sırasında hasar gören onlarca binayı ve evi yıkmaya devam ettiğini’ belirtti.

İsrail güçleri, Refah şehrinin büyük bir kısmını ve Han Yunus'un doğu bölgelerini kontrol altında tutuyor. İsrail, 7 Ekim 2023'teki saldırının ardından Gazze Şeridi'ne savaş açtı. O günden bu yana, Birleşmiş Milletler'in (BM) güvenilir bulduğu Gazze Şeridi’ndeki Sağlık Bakanlığı'nın verilerine göre, İsrail'in Gazze Şeridi'ndeki savaşında en az 69 bin 756 kişi hayatını kaybetti.


Mısır Temsilciler Meclisi seçimlerinin ikinci aşamasında oy verme işlemi başladı

Şarkiyye vilayetine bağlı Fakus şehrinde bir seçim komitesinin girişi (Facebook)
Şarkiyye vilayetine bağlı Fakus şehrinde bir seçim komitesinin girişi (Facebook)
TT

Mısır Temsilciler Meclisi seçimlerinin ikinci aşamasında oy verme işlemi başladı

Şarkiyye vilayetine bağlı Fakus şehrinde bir seçim komitesinin girişi (Facebook)
Şarkiyye vilayetine bağlı Fakus şehrinde bir seçim komitesinin girişi (Facebook)

Mısırlılar bugün, 2025 Temsilciler Meclisi seçimlerinin ikinci aşamasında oy kullanmaya başladı.

İki gün sürecek seçimler, 73 seçim bölgesi ve 5 bin 287 alt komiteden oluşan 13 vilayette gerçekleştiriliyor. Şarku’l Avsat’ın Kahire el-İhbariyye televizyonundan aktardığına göre, bu aşamada bin 316 aday bireysel sistem altında yarışıyor ve Kahire ile Kuzey, Orta ve Güney Delta ve Doğu Delta'nın iki seçim bölgesinde bir liste yer alıyor.

Mısır Ulusal Seçim Komisyonu, vatandaşlara seçimlere katılım çağrısında bulunarak, sürecin bütünlüğünü sağlama ve seçmenlerin iradesini tam şeffaflık içinde sandığa yansıtma konusundaki kararlılığını vurguladı.

Seçimlerin ikinci aşamasına dahil olan vilayetler, Ulusal Seçim Komisyonu’nun verilerine göre Kahire, Kalubiyye, Dakahliye, Garbiye, Menufiye, Kafr eş-Şeyh, Şarkiye, Dimyat, Port Said, İsmailiye, Süveyş, Güney Sina ve Kuzey Sina’dan oluşuyor.

gju
Parlamento seçimlerinin ilk turunda oy verme merkezlerinin önünde bekleyen Mısırlı kadınlar (Gençlik Partisi Koordinasyon Komitesi)

Temsilciler Meclisi seçimlerinin ikinci aşaması, ilk turda 19 seçim bölgesindeki sonuçların ‘önemli ihlaller’ gerekçesiyle iptal edilmesinin ardından geliyor. Bu ihlaller arasında sandıkların önünde yapılan usulsüz propaganda ile adaylara oy sayım tutanaklarının nüshalarının verilmemesi gibi durumlar yer aldı. Gözlemciler bu adımı ‘emsalsiz’ olarak nitelendirdi.

Bu seçim bölgelerindeki sonuçların iptal edilmesi, Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi'nin ‘azami şeffaflık’ sağlanması için yaptığı doğrudan çağrının ardından gerçekleşti.


Irak Sünni güçleri seçim sonrası pozisyonları koordine etmek için birleşik bir blok oluşturuyor

Bağdat'taki Irak seçimlerine ait kampanya posterleri (AFP)
Bağdat'taki Irak seçimlerine ait kampanya posterleri (AFP)
TT

Irak Sünni güçleri seçim sonrası pozisyonları koordine etmek için birleşik bir blok oluşturuyor

Bağdat'taki Irak seçimlerine ait kampanya posterleri (AFP)
Bağdat'taki Irak seçimlerine ait kampanya posterleri (AFP)

Irak'taki en önde gelen Sünni siyasi güçlerin liderleri dün, ayrı listelerle katıldıkları parlamento seçimlerinin ardından "vizyon ve kararları birleştirmeyi" amaçlayan "Ulusal Siyasi Konsey" bloğunun kurulduğunu duyurdu.

Bağdat'ta, beş büyük Sünni partinin liderlerinin katıldığı bir toplantı düzenlendi. Toplantıda, seçilmiş parlamentoda Sünni güçler arasında en fazla sandalyeye sahip olan (27 sandalye) "Takaddüm" hareketinin lideri eski Meclis Başkanı Muhammed el-Halbusi ve ABD yaptırımlarına tabi olan "Egemenlik İttifakı"nın başkanı iş adamı Hamis el-Hancer de yer aldı.

Irak Haber Ajansı'nın (IRA) ve AFP’ye göre katılımcılar, "çeşitli önemli ulusal meselelerle ilgili pozisyonları koordine eden ve vizyon ve kararları birleştiren kapsayıcı bir çatı örgüt olarak Ulusal Siyasi Konsey'i oluşturma" konusunda anlaştılar.

Konseyin "tüm ulusal ortaklara açık olacağını ve Irak'ın birliğini ve istikrarını güvence altına alan ve tüm bileşenlerinin haklarını istisnasız koruyan temel ilkelere bağlı kalacağını" teyit ettiler.

Şarku’l Avsat’ın aldığı bilgiye göre Saddam Hüseyin rejimini deviren Amerikan işgalinden iki yıl sonra, 2005'te Irak'ta yapılan ilk çok partili seçimlerden bu yana, etkili siyasi güçler arasında uygulanan kota sistemine göre, Parlamento Başkanı Sünni, Başbakan Şii (yürütme erkinin fiili temsilcisi) ve Cumhurbaşkanı Kürtlerden oluşuyor.

Saddam Hüseyin'in devrilmesinden bu yana, Irak'taki Şii çoğunluk ülke siyasetine hâkim hale geldi.

Geçtiğimiz hafta, İran'a yakın Şii partilerden oluşan "Koordinasyon Çerçevesi" ittifakı, en büyük parlamento bloğunun kurulduğunu ve başbakan seçme sürecini başlatma niyetini duyurdu.

Ertesi gün, geçici Başbakan Muhammed Şiya es-Sudani, 11 Kasım seçimlerinde 329 parlamento sandalyesinden 46'sını alarak en fazla sandalye kazanan koalisyonunun "en büyük parlamento bloğuna" katıldığını duyurdu.

Bu blok, parlamentodaki sandalyelerin yarısından fazlasını, yani 175'ten fazla sandalyeyi kazandı.